resreved bekliyoruz aga bence günde 2 3 part at uzunsa hikaye kısaysa at aynı şekilde

güzel gidiyor lan şukunu kap bakim

Rezde hikayeyi yazarkendemi uyudun aq

Rezz çok iyi

Harbi amk sevişmesi gibi yarim bırakmış

Eylül başka bir arkadaşıyla bir evde kalıyordu. Biz diğerleri yurtta. Okul devam ederken, bir gün eylül arkadaşın 1 hafta boyunca memlekete dönmek zorunda olduğunu söyledi. Bu da demekti bir hafta ev bize kalmıştı. Hayatımın en güzel bir haftasıydı. Kızlar evi temizleyip yemek yapıyor biz de diğer işlere bakıyorduk. Bu arada birlikte filmler izliyor güzel vakit geçiriyorduk.

5 gün nasıl geçti hatırlamıyorum bile. 5 günün sonunda haftasonu gelip çatmıştı. Haftasonu bir şeyler içmeye karar verdik.

Kızlar mezeleri hazırladı, biz de rakı/bira aldık. içmeye başladık içttikçe tenler yanıyor, tenler yandıkça yakınlaşıyoruz. Eylül ve Mahir odalarına çekilmişti bile.Ben ve Nazlı yalnız başımıza kalmıştık.

Bir anlık sessizlik olmuştu. Ve Nazlı dedi ki..

+ Can ben seni çok seviyorum. (bu arada gözleri dolmuştu)
-Ben de seni Nazlı, ben de seni...
+Can ben seni kaybetmekten çok korkuyorum.
-Ben de aşkım . Ama hiçbir zaman bırakmayacağım seni.
+Ben gitmek istesem de salma ama..
-Tamam bi tanem. Nereden çıktı ki bu şimdi ? Bozmayalım moralimizi.
+Hiç içimden geldi .

Sonra Nazlı'yı ellerinden tuttup bir süre yemyeşil gözlerine baktım. Dudaklarına yapıştım. Beni sertçe kendine çekip, kucağıma atladı. Oradan yatağa geçtik. Deli gibi sevişiyorduk. En son Nazlı iç çamaşırını çıkardı.

+Hadi yapalım. dedi.

Bakireydi. Aklımdan binlerce düşünce geçti. Binlerce kararsızlık. Ve yanına yatıp ona sarıldım sadece. Öyle uyumuşuz.

Bu arada hemen hemen her gün mesajlaştık. Konuştuk. Birbirmizi daha iyi tanıdık. Birbirimiz için yanıp tutuşuyorduk. Ve sonunda kavuştuk. Okullar açıldı.

Nazlı ile öpüşmelerimiz artmış. Sevişme boyutuna taşınmıştı bile. Ama çok amatörceydi her şey. Ve güzeldi. Bunlar yaşanırken okulu boşlamıyoruz. Genelde Ben(can) nazlı mahir eylül takılıyoruz. Çok iyi bir arkadaş grubu olmuştuk.

Zaman çabuk geçmişti. 1. sınıfın ilk dönemi bitmek üzere. Ayrılık vakti gelmiş. Biz bu aşkı daha içimize sindirmişiz. Her gece el ele yıldızlara bakmışız. Daha birbirimize doymadan bu ara olmamıştı şimdi.

Nazlı'yı otogara zütürüyordum. Otobüsü gelmesine yakın öyle bir sarıldı ki bana. Sonra yavaşça tutup çenesini birden öptüm onu. Hemen kendimi geri çektim. Dudaklarımda daha dudaklarının tadı vardı ki, Bu sefer o öptü beni. Böylece ilk kez öpüşmüş olduk. Otobüsüne binip gittiğinde hiçbir şeyim kalmamış gibi hissettim. Daha o an onu özlemeye başladım.

Biraz Nazlı'dan bahsedeceğim size.

Nazlı istanbul'un çalınmış ormanları gibi tutsaktı sanki. Ama Karadenizin yeşil kıyıları gibi gülerdi. Ağlayacağı zaman dudakları titrerdi. Tutardı kendini. Elleri, incecik parmakları. Elini tuttuğum zaman incinmesinden öyle ürkerdim ki. Bir parça kuru ağaç dalı gibi tutunurdu bana.

Günler birbirini kovalarken Nazlı ile iyice yakınlaştık. Daha 1. sınıftaydım. Dediğim gibi ufak bir çevreden geliyordum ona o kadar kolay yaklaşamıyordum. En yakın arkadaşım Mahir'in ısrarlarına dayanamadım. Bir gün yine okul çıkışı görüşmek için mesajlaştık Nazlı'yla. Mahir onun sevgilisi Eylül, ben ve Nazlı kafede bir süre oturduktan sonra Mahir ve Eylül kalktı. Nazlı ile beni başbaşa bırakmak için. Daha o an kıpkırmızı oldum ne yapacağımı bilemez halde kaldım. Kahvemden bir yudum alıp ona aşkımı söyledim. O yemyeşil gözleriyle bana bakıp kaldı. Ve evet dedi. Olmuştu işte. Aylardır yanıp tutuştuğum aşkımı kazanmıştım.

Muhabbet öylesine uzadı ki. Ne çalan telefonlar bizi durdurdu ne de havanın kararması. Yurda girişin kapanmasına 5 dakika kala girdik.

O gece hayatımın en mutlu gecesiydi. Gece salak bir gülümseme ile tavana baktım. Uyku tutmadı. Nazlı'yı düşünüp sönüp yanan sigaralar. Fakat biliyordum o da bana dair boş değildi.

Nazlı çok zeki bir kızdı. Bilgisayar öğretmenliği okumak için gelmişti bu koca şehre. Ben de inşaat. Üniversitedeki ilk günleri bilirsiniz. Gariptir. Evinden ayrılıp gelmişsindir. Acı çekersin, heyecan duyarsın. ilk hafta çok kötü olur. Fakat sonra yavaş yavaş alışmaya başlarsın.

Nazlı ile bir arkadaşım vasıtası ile tanışmıştım. Bir cafe ortamında çay içerken az çok muhabbetimiz olmuştu fakat sonra bir süre pek yakın olamadık. Bir gece şans eseri okuldan çıkarken onu yalnız başına yurda giderken gördüm. Yanına koştum. Merhaba falan dedikten sonra baş başa bir kahve içmeye karar verip. O zamanlar müdavimi olduğumuz cafeye gittik.

Anlat lan bekliyoruz

Ulan ben de şöyle muhafazakar ve toy birini bulup kandırsam ne güzel olur eğleniriz beraber burda anlatırım

sen hiç sönük ay ışığında şeytanla raks ettin mi ?

anlatma

anlatıyorum.

Üniversiteyi ilk kazandığımda, ufak bir ilçeden büyük bir şehire geçecektim. Çok heyecanlıydım. Toydum. Muhafazakar bir çevrede yetişmiştim. Tutuktum. Bu şehre ilk geldiğimde bu tip bir olay yaşayacağıma ihtimal bile vermiyorum. Devlet yurdunda kalmaya karar verdim. Bizim yurdumuzun karşısında kız yurdu vardı ve orada kalan Nazlı ... işte bu onun hikayesi aslında.