1. 1.
    +1 -1
    buyrun tecrübeli arkadaşlar

    önemli edit: şu saatten sonra artık ben de alıntı yaparak tavsiyeler paylaşıcam
    ···
  2. 2.
    0
    kalabalık sınıfları olan bir bölüme gidiyorsanız bir an önce birkaç arkadaş edinmeye bakın. olabildiğince çok kişiyle tanışın ki aradan bir iki ay geçtiği zaman herkes gruplara ayrılınca sap gibi kalmayın ortada. kolay kolay kimseye borç vermeyin en az bir dönem bekleyin derim. sigara içiyorsanız üniversiteye bırakmış olarak gidin yoksa bırakmanıza imkan yok neredeyse. hiç kullanmıyorsanız da üniversite de ortama falan aldanıp, özenip de sakın başlamayın. bir tane bile içmeyin! arada bir içiyorum bağımlı değilim ayaklarına sakın inanmayın. karşı cinsle aranızı iyi tutun. erkekler çok sululuk yapmayın lan. kızlar sizde çok havalara girmeyin ama olmaz böyle.
    ···
  3. 3.
    +1
    öncelikle, üniversiteyi laylaylom yeri olarak görenler, bu başlıktan sessizce ayrılabilirler.

    zira üniversite bir laylaylom yeri değildir. tam tersine, geleceğinizi şekillendireceğiniz yerdir üniversite. 19- 19 yada kaç yaşında girmiş iseniz bu kuruma, 4-5 yıl sonra nasıl bir yerde nasıl bir hayat kalitesinde yaşayacağınızı determine edeceksiniz burada.

    üniversite bir eğitim kurumudur, evet, ama bundan daha önemlisi sizin hayatınızı yönlendirmeye yatkınlığınızı ölçen bir eğitim kurumudur. çok über bir üniversitede değilseniz, veyatta yeni açılmış, ismini duyurmaya çalışan bir özel üniversitede değilseniz, hocalardan ve okulunuzdan pek bir şey beklemeyin, bu yolda tamamen yalnız olduğunuzu söyleyebilirim.

    akademik hayat düşünen arkadaşlar için, zaten ölümüne ders çalışmak kafidir. çünkü sadece bir dönem içerisinde okulda kalmak isteyen o kadar çok insan olduğunu göreceksiniz ki... akademik hayat düşünmeyen kardeşlerim, size başarılı bir iş hayatının formülünü vereceğim, buraya toplanın.

    yıldızlı 1) dil öğrenin. ne olursa olsun, temel önceliğiniz olsun bu. ingilizce temeliniz yoksa bunu kesin halledin, bu biraz olmazsa olmaz artık. bunun dışında bir dil daha öğrenin. çalışmak istediğiniz sektör ve coğrafyaya göre değişiklik gösterir. son dönemde rusça, çince ve ispanyolca öğrenen insanların sayısı bir hayli arttı. burada insiyatif birazda sizde.

    1) öncelikle, önünüze çıkan bütün fırsatları değerlendirin. work and travel, erasmus, work and study, gençlik kampları ve niceleri.. durumunuz yettiği kadarıyla bu programlarla haşır neşir olun. sadece bu programlara katılmakla kalmayın, buralarda hem arkadaş edinin ( ki bu eşek değilseniz olur zaten) bunun dışında yetkili abiler/ ablalar tanıyın.

    2) staj kovalayın. okuduğunuz bölümle alakalı şirketleri araştırın, bunların insan kaynaklarını arayın, staj başvuru tarihlerini öğrenin. her türlü fırsatı kollayın, torpil mi var, acımayın sokun araya torpili. iş hayatı nede olsa temelinde rekabetçidir. sakın ola, stajda fotokopi çekip üstünüzde kilere çay kahve zütür getir yapmayın. öyle staj mı olur lan? çalışacağınız departmanla alakalı staja başlamadan önce araştırma yapın, oradaki insanlara onlara gerçekten yardımcı olabileceğinizi bu şekilde gösterin. yine her şeyden önemlisi, yetkili abi ablalarla tanışmanız. bu insanları unutmayın, arada arayın, hiç olmadı mail atın. şaka yapmıyorum, şuan ' hasgibtir lan' dediğinizi duyar gibiyim, ama olur da yurt dışına çıkarsanız bu insanlara kart atın. bu insanlar sizin isminizi hatırlasın.

    3) okuduğunuz okulda ki bir kulübe, katılın, bir yıllığına bile olsa yönetimde falan görev alın. erkekler; kız kaldırmak için sakın bu kulüplere girmeyin, amacınız ilk dakikalardan belli oluyor, sonra kimse suratınıza bakmıyor zaten. katılacağınız kulüp, gerçekten ilginizi çekecek ve çalışabileceğiniz bir kulüp olsun. kulüplerden staj ayarlamak gerçekten çok kolay oluyor bu arada, çünkü kulüplerin çoğu sponsor ve hoca odaklı oluyor. ama aktif olmanız şartı ile.

    4) insanlar burun kıvıracak, sizi sürekli sosyal olmak isteyen sosyopat olarak yaftalayacak, ama fırsatınız olursa organizasyon işlerine de girin. özellikle bu noktada, aegee ve aiesec gibi kuruluşlar ön plandadır. üniversitenizde bu kuruluşlar etkin mi değil mi araştırın. bunun dışında, üniversite öğrencileri odaklı düzenlenen kısa süreli tatiller vardır, bunlar genelde son yıllarda bizim ülkemizde de sık sık gündeme gelen 'spring break' dönemlerinde(ilkbahar sonu) sivilce gibi her taraftan ortaya çıkarlar. bu tarz organizasyonların içerisinde bulunursanız da, çok farklı insanlarla tanışıp, özellikle farklı otellerle bağlantılar kurarsınız, turizm sektöründe çalışmayı düşünen arkadaşlar için biçilmez kaftandır.

    son olarak ve en önemli nokta: deli gibi eğlenin. 'şimdi bütün bu söylediklerinin arasında nasıl eğleneceğiz amk?' diyorsunuz, ama inanın bana, her şeye zaman kalıyor hayatta. biraz açık fikirli bir insansanız, okuyan eden ilginç hobileri falan olan biriyseniz, insanlar sizi zaten ilgi çekici bulacaktır ve süreç kendiliğinden işleyecektir.

    alıntıdır
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    +1
    ilk 2 sene boş gezdim, zevkine barlarda çalıştım, karı kız kovaladım, her gün içtim, günümü gün ettim, sınavlara bile girmedim.
    köpek gibi pişmanım. bu deneyimler tabiki bana çok şey kattı, hatta şu anki sorumluluk bilincimi ve hayata bakış açımı belki bu şekilde yaşamak geliştirdi. 23-24 yaşınıza gelidğinizde anlıyosunuz ki önemli olan tip baş veya dibilediğin kız sayısı değil, bilgi, birikim, zeka.
    üniversite bi çok deneyimi yaşayabileceğiniz özgür bir ortam. dibine kadar eğleniceksiniz tabii, ama adam akıllı da kendinizi geliştirmeniz gerekiyor.

    alıntıdır
    ···
  5. 5.
    +1
    ya ilgi duyduğunuz bölümü okuyun, ya da okuduğunuz bölüme ilgi duyun. hiçbir bölümün ve hiçbir mesleğin "iş bulma garantili" olması gibi bir şey söz konusu değildir. sadece sizin okulunuzda, sizinle beraber onca adam mezun oluyor, bunu ülke çapında kaç okul varsa onunla çarpın ve üstelik bu her yıl oluyor. bu insanların hepsi üniversite mezunu, dolayısıyla sırf diplomanız olması sizi onların önüne geçirmez, zira diploma onlarda da var.

    profesyonel hayatta fark yaratacak olan şeyler not ortalaması, sertifikalar, vs. değildir, bunlar profesyonel hayatta kimsenin en ufak umru değil. bunu size hem yurtiçinde hem yurtdışında eleman alımı konusuyla doğrudan alakalı bir alanda faaliyet gösteren biri olarak söylüyorum.

    farkı yaratacak olan şey sizin alana ne kattığınız. alana kendizine özel bir yaklaşım getirmeye çalışın. bu birkaç şekilde olur, bir tanesi elbette spesfik bir alanda uzmanlaşmak. ikincisi ve daha önemlisi ise uzmanlaştığınız bu alana özel bir yaklaşım, kolay kolay her yerde bulunamayacak bir bakış açısı getirmektir.

    bu da ancak çok okumak ve çok araştırmakla olur. alanı sevmenin önemi buradadır. "alanı sevmek" ne demek? çok basit: diyelim ki yaz tatilindesiniz ve önünüzde hiçbir sınav vs. yok. o halde eğer sırf eğlence olsun diye alanınızla ilgili bir şeyler okuyorsanız, açıp bir belgesel vs. izliyorsanız ya da bölümünüzle alakalı bir konuda arkadaşlarınızla sohbet etmek istiyorsanız bölümü seviyorsunuz demektir.

    ayrıca, insanlara takılmayın. kendiniz için hareket edin. ilk bir iki yıl sizinle aynı bölümde olan kişilerin bazılarının oluşturduğu bir "kantin" kültürü deneyimleyeceksiniz. bunlar her boş vakitte kantinde toplaşıp şu konulardan bahsedecekler:

    -kim bu bölümden mezun olup hangi referansla hangi işe girmiş
    -filanca yurtdışı üniversitesinde burs kazanacağım
    -hangi hoca referans mektubu verir hangisi vermez
    -benim not ortalamam 3.8 tüh tüh
    -ben şuradan şunu tanıyorum buradan bunu tanıyorum işim hazır

    bu tarz muhabbetlerin %95'i abartıdır ve sadece "sesli düşünceden" ibarettir. sakın ha "ya millet neler yapıyor ben yaya kaldım" pgibolojisi içine girmeyesiniz.

    zira bu muhabbetlerin baş kahramanlarının hemen hemen hepsi okul bittikten 10 yıl sonra hala el etek öperek iş dileniyor olacaklar, kimsenin ciddiye almadığı, mecbur olmadıkça okula bile gelmeyen aklı havada velet kendini kurtaracak. şaşırıp sormayasınız niye.

    alıntıdır
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    +1
    gideceğiniz bölümün kalitesine göre göreceğiniz insanların kalitesi doğru orantılı diyebiliriz.

    çok yalan söyleyen ve insanları nasıl kekliyorum ama yea tadında tipler çıkacak karşınıza.

    bazı insanlar çok küçük yerlerden gelecek 'naber nasılsın' dediğinde ona ilgi duyduğunuzu düşünecek.

    para çok çabuk bitecek. uzaktaysanız ekonomist gibi hesap yapacaksanız. tutumlu olun. ekstra harcamalar içinde para ayırın.

    öğretim görevlileri dersine merakı olan , soru soran , dersi takip eden öğrencileri ister. serserice davranırsanız , ukalalık yaparsanız her şey olabilir.

    özellikle kızlar gittiğiniz yerin halkından sevgili edinmeyin. bazı tipler var ki sinek gibi ellerini ovuşturur yeni çömezler düştü diye. kandırılırsınız. erkekler de bir anda okumamış bir kızla evlenmek üzereyken bulabilir kendisini. yamanmaktır. üç kere evinize gelse yeter. küçük yerse bir de..

    orada bir çok güzel ve tatlı anı yaşayacaksınız. önyargısız olun hemen sinirlenince arkadaşlıklarınızı bitirmeyin, kimseyi yönetmeye çalışmayın. anlayışlı olum. çok farklı kültürdeki gençlerin birleştiği bir kurum burası.

    alıntıdır
    ···
  7. 7.
    0
    -kendi sınıfından, hatta ikinci öğretimlerden bile kendine sevgili bulma, bölüm dışı bul, mümkünse fakülte dışı.

    -okuduğun şehrin yerlisinden sevgili bulma, ayrılınca başın çok ağrır.

    -yaşı büyük olup da "hayat okulu" kafası yaşayan tipler olacaktır, fazla bulaşma.

    -herkesle arası iyi olan tiplerden uzak dur, güvenilirlik sıfırdır.

    -ilk iki hafta takıldığın arkadaşlarınla yüzde doksan olasılıkla üçüncü hafta devam etmeyeceksin, fazla samimi olma.

    -birinci sınıfta ortalamayı yüksek tut, ilerleyen zamanlarda zaten salmaya başlayacaksın, en azından neticeyi ufaktan sağlama al.

    -ne en arkada boş beleş muhabbet eden tiplerden, ne de hocanın her cümlesine atlayacak kadar inek tipi ol, dengeyi koru.

    -üst sınıfların lafına kanıp derslere önyargıyla yaklaşma, kolay veya zor farketmez.

    -ve kesinlikle, kimseye muhtaç olma, ortamlara girerken de, not vb. işlerinde de, senden kralı olmaz o noktadan sonra.

    alıntıdır
    ···
  8. 8.
    0
    özellikle aileden uzak şehir dışında okuyorsanız çok daha dikkatli olmalısınız. sizi garip garip ortamlara sokup sizi sigara alkol uyuşturucu vb kötü alışkanlıklara sürükleyebilecek insanlar olacağı için kimseye hemen güvenmeyin onun haricinde okumaya gidiyorsunuz dersleri asmayın bol kitap okuyun birazda girişken olun.

    alıntıdır
    ···
  9. 9.
    0
    lisedeki tüm alışkanlıkkarınızı unutun. çünkü yeni bir ortamdasınız. abaza gibi her gördüğünüz kıza salça olmayın bekleyin onlar size gelecek. arkadaşlarınızı iyi seçin özelliklede eve arkadaşlarınızı. ilk sene yurtta kalın daha sonra eve çıkın. birde siyasete kesinlikle bulaşmayın.

    alıntıdır
    ···
  10. 10.
    0
    -hoca girdiğinde sakın ayağa kalkmayın. baktınız bir anda istem dışı kalktınız elinizi cebinize atıp bir şeyler arıyormuş gibi yapıp durumu kurtarın.

    -not tutun. başlarda en önde oturup sonra arkaya doğru kayılıyor amman dikkat.

    -yıllarca tanıdığınız bir insana bile bir başkasının dedikodusunu yapmayın. gün geliyor patpatpat çıkıyor karşınıza

    - yalaka gibi hoca amfiden çıkar çıkmaz peşine yapışıp sorular sormayın. en azından bekleyin bir odasına çıksın.

    -kantinciyle samimiyeti koruyun. her zaman bir yerlerden lazım olur hem muhabbetleri de iyidir.

    -(bu kısım kızlara özel) öyle podyuma çıkar gibi full makyaj topuklu bilmem ne gitmeyin. okul orası. sonra arkanızdan başka derler. bakımlı olmakla kokoş olmak arasında ince bir çizgi vardı unutmayın.

    -kimseyle düşman olmamaya çalışın. tamam yüz göz olup herkese eyvallah demeyin gavat olmayın ama bir ortama girdiğinizde çocuk gibi pis bakışlar atarken bulursunuz kendinizi. gerek yok. fani dünya.

    alıntıdır
    ···
  11. 11.
    0
    * yurtta kalacaksanız bolca iç çamaşırı, çorap zütürün.
    • kitaplara direkt dünyanın parasını vermeyin. bir bakın lazım mı, lazımsa da ikinci el falan arayın.
    • ikinci öğretim olursanız çalışın %10 dilimine girin senelik 1150 lira cebinize kalsın. tatile falan gidersiniz.
    • not tutun, derse devam edin. bunlar olursa sınav dönemi daha az çalışırsınız. zaman olarak eşitlenmiş olur.
    • vizeyi yüksek tutun.
    • grup çalışmalarında (laboratuvar gibi) düzgün arkadaşlar seçin. yoksa ihale size kalır.
    • okulda siyasi hiç bir olaya karışmayın. savunma yemeyin.
    • hoca ile iddialaşmayın, zaten 3 ay derse girip gidecek.
    yazdıklarımın bir kısmı, yazmadıklarımın coğu yazılmış zaten. hakkınızda hayırlısı olsun.

    alıntıdır
    ···
  12. 12.
    0
    *öncelikle büyük ihtimalle bir kaç iyi üniversitede değilsen okul lisenin devamı gibi geçecek beklentilerini çok aşırı tutma.
    • ilk yıldan dersler basit oluyor biraz yüksek notlarla geçmeye bakın ilerde lazım olacak.
    • kesinlikle hocaların şimşeklerini üzerinize çekmeyin.
    • ilk günler tanışacağınız kişilerle belki sonradan karşılaşmayacaksınız görüşmeyeceksiniz bile.
    • erkekler için aradığım kızı buldum vs. hiç romantik ayaklarına girmeyin fırsatını bulduğunuzda yaşayın dolusuyla kız tanıyacaksın senden zütürdükleri yıprattıkları, sana kattıkları olacak çok kafa yormamayı öğreneceksin.
    • kesinlilkle ama kesinlikle ders notu tutanlarla arkadaşlık kurun bu çok önemli.
    • aslında çok hızlı geçiyormuş üniversite bunu göreceksin.

    bana kalırsa evet üniversite bana kalırsa taktan bir şey ama sana katacakları olacak sosyal anlamda, hayatın demosu gibi olacak.

    alıntıdır
    ···
  13. 13.
    0
    *en önemlisi kişisel gelişiminize büyük önem gösterin. vizeler/finaller geçip gider..
    • mutlaka ama mutlaka ingilizce eğitiminizi ua geçerliliği olan bir sınavda başarılı bir not ile taçlandırın ve ingilizce dışında bir yabancı dil daha öğrenin.. ispanyolca veya arapça olabilir. (mümkünse her ikisi birden)
    • eğer kamu sektörü düşünüyorsanız kpss alanlarından herhangi birine hakim olarak mezun olmayı hedefleyin, eğer özel sektör düşünüyorsanız işletme yüksek lisansını hedefleyin..
    • bulunduğunuz şehri ve yöreyi tamamen gezmeyi hedefleyin..
    • dostluklar kurmayı hedefleyin, ülkenin her yerinden sağlam arkadaşlarınız olsun..
    • düzenli yaptığınız bir hobiniz olmalı..
    • yalnız geçirdiğimiz bu dönemde kişiliği mükemmelleştiren erdemler kazanmalı..
    • geçmişten ve bugünden ibret alarak şikayet ettiğimiz yanlışları ileride yapmamalı..
    • önceki yaşdıbınızdaki hatalarınızı telafi etmeye çalışın..
    • özellikle aileden ayrı ve şehir dışında üniversite okuyorsanız mutfak kültürünüzü gelistirin, çünkü siiz kurdun ensesinin niçün kalın olduğunu benden öğrenecek değilisiniz nitekim..
    • bilgisayar başında ve dahi battaniyenin altında muhtemel bir dört seneyi heder etmeyin, sosyalleşin..
    • yakınlarda akrabalarınız var ise onlara ara sıra küçük süprizler yapın, bunu hak etmeseler bile..

    alıntıdır
    ···
  14. 14.
    0
    arkadaşlık kurarken dikkatli olun çünkü üniversitede her kesimden, her görüşten insan var. size gayet insancıl bir şekilde yaklaşıp ardından kendi ideolojilerini size empoze etmeye çalışanlar olabilir. zaten bu arkadaş bulma olayını pek takmayın zira bir şekilde buluyorsunuz ya da onlar sizi buluyorlar.
    ilk sene bir rahatlık olur. gayet normal ama işin dozunu kaçırmamak lazım. sonra alttan kalan bir sürü dersle nasıl başa çıkarım diye kara kara düşünürsünüz.
    hocalara karşı dikkatli olun zira çok tuhaf huyları olan hocalar olabilir. mesela benim hocamın biri gülme olayına çok sinir oluyor. gülen birini gördüğü zaman deliriyor resmen. neye güldüğü önemli değil gördüğü an atar dersten. bu konuda dikkatli olun, öyle her şeye ilk atlayan siz olmayın.

    alıntıdır
    ···
  15. 15.
    0
    ilk senenin hayaline kapilip dersleri sermeyin. ben universiteye kazik cakiyim, yata yata gecerim mevzusu yalan. haa yata yata gecersin tamam ama ortalama notun ne olacak? ayrica bide alttan ders mevzusu var. onu kesinlikle yapmayin. ya benim gibi yaz okulunda surunursunuz ya da sene icinde o alttan derslerle bogusursunuz. butunleme geldi nede olsa da demeyin. vize notun cok dusukse oda bir ise yaramaz benden soylemesi.

    alıntıdır
    ···
  16. 16.
    0
    1. öğrenci işlerindeki kadın size düşman değil. onun nefreti bütün dünyaya karşı. moralinizi bozmayın ve klimanın tadını çıkarın.
    2. ilk hafta ders olmaz, amele gibi gitmeyin. (hadi o tatlı heyecanla gaza gelip gittiniz, hayvanlar gibi ilk geceden bütün okulu facebook arkadaş listenize eklemeyin.)
    3. ders programı için panonun önünde toplanan kalabalığın arasında görüp aşık olduğunuz kızın sevgilisi var. baştan uyarıyorum. sonra çok ağlarsınız, demedi demeyin.
    4. muhabbete "lys'de kaç puan yaptın? bi' alt tercihim su ürünleriydi" şeklinde giren elemanla samimiyetiniz, not almanın ötesine geçmesin. çünkü, o çok sıkıcı biri. dikkat edin.
    5. saçı, sakalı uzatıp maymuna dönmeyin. uzayan kıllar, özgürlük sembolü değildir. klişeleşmeyin.
    6. sporla alakanız olmadığı halde sürekli eşofman altıyla gezen dombililerden olmayın. ve hava 60 derece dahi olsa "bol cepli kapri" denen tekstil ürününden uzak durun.
    7. kulüpler amele kaynıyor. heyecanlanıp, hepsine girmeyin.
    8. john lennon gözlüğü ve şile bezine abanan hatunla muhabbet edecekseniz, mevzuya nietzsche'den, sistemin bizi köleleştirdiğinden ya da hayatın anlamsızlığı gibi ana temalardan girin.
    9. siyah tişört üzerine kareli gömlek giyip, düğmeleri açanlar mühendislikte, şile bezi gömlek üzerine şal takanlar güzel sanatlarda okuyor. tercihlerinizi buna göre belirleyin.
    10. alay ettiğiniz bıyıklı/favorili kızlar, 1-2 yıla manken gibi olacak. büyük konuşmayın, erken rezervasyondan yararlanın.
    11. sığır sürüsü gibi doluşacağınız kantini gözünüzde büyütmeyin. önceleri reina gibi gelir, fakat sonra aile çay bahçesine dönüşür, demedi demeyin.
    12. "kitabı almak zorunludur" diyen hocalarınızı ciddiye almayın, fotokopiciye gidin.
    13. yatay geçiş, %10'luk dilime girip harcın yarısını ödemek gibi saçma sapan hayallere kapılmayın. kötü geçen vizelerden sonra, hepsi yalan olacak. unutmayın.
    14. makarna, boş bira şişeleriyle "vize" yazıp etrafında poz verme gibi öğrenci evi geyiklerine gülen kalmadı, liseli zihniyetinizi sktirtmeyin.
    15. ve son olarak; beyler, kızlar orada da teklif etmiyor. ümitlenmeyin.

    alıntıdır
    ···
  17. 17.
    0
    1. çok kitap almayın. az alın çok okuyun.
    2. 1 ve 2. sınıflarda çıktığınız insanlarla hemen evlilik kararı vermeyin. 3 ve 4. sınıflarda ben bekar kalmam diye düşünmeyin *
    3. elinizden gelinceye kadar kendi paranızla olmadı babanınız parasıyla okulu bitirmeye çalışın diğer tanıdıkların yardımlarını görmezden gelin. karşılıksız burslara atlayın diğerlerinin ise üzerinden zıplayın.
    4. yüksek lisans yapmayı mezun olduktan sonra düşünün. geçiş yapmayı ise kazasız-belasız sınıfı geçtikten sonra.
    5. tek başınıza hariç tekli sayılar* da insanlarla eve çıkmayın bunların çift olmasına dikkat edin 2,4 hatta 6 * çünkü gruplaşmalar genellikle 2 kişi ile olur. tek kalan huzurunuzu bozabilir.
    6. evinize yerleşmeyi düşünen beleşçi misafirler dadanırsa onlara iş yaptırın*. kaçacaklardır.

    alıntıdır
    ···
  18. 18.
    0
    kesinlikle ve kesinlikle bencil olmayın. gidin her gördüğünüzle konuşun demiyorum ama insanlarla aranıza daha ilk baştan duvar çekmeyin. siyasi gruplarla pek işiniz olmasın. gerçekten öğrenmek ve kendinizi geliştirmek için uğraşın. ilk yıldan ders bırakmamaya özen gösterin, zira sonraları sıkıntı oluşabiliyor. sabırlı olun ve asıl hedefiniz olan diplomaya ulaşmaya çalışın.

    alıntıdır
    ···
  19. 19.
    0
    -sosyal ol.
    -klüp aktivitelerine katıl.
    -anı yaşa.
    -salak saçma triplere girme ergen değilsin artık.
    -eğer kendi şehrin dışında bir üniversitede okuyorsan ve arkadaşlarının çoğu senin yaşadığın şehirden gelmiyorsa, arkadaşlığınız üniversiteden sonra iyice zayıflar ve sonunda birbirinize kandil-bayram mesajı atan tipler olursunuz.
    -arkadaşların kız arkadaşı yaptıktan sonra sürekli birlikte vakit geçirmeye başlarlar. artık senim gibi özgür değildir onlar. fazla uzatmadan uzaklaş ordan. kendin gibi sapların arasına dön. emin ol daha çok eğlenirsin.

    alıntıdır
    ···
  20. 20.
    0
    naçizane bir tavsiye... sakın sakın; bir üniversiteden mezun olalım da, diploma sahibi olalım da ne olursa olsuncu bir anlayışla hasbelkader esasen istemediğiniz bir bölüm veya üniversiteyi kazanmışsanız kesinlikle hiç başlamayın. bu konuda kararlı olun, gelecek için planlı ve ciddi adımlar atın.

    sonradan öyle bir pişman olursunuz ki; köpekler gibi... imkanınız yoksa; "her şey kaderle takdir edilmiştir, kısmetine razı ol ki rahat edesin... " düsturunu benimsemekten başka çareniz yok. ama imkan sahibiyseniz eğer ve devam etme niyetindeyseniz 4 sene lisans hayatınızda ciddi anlamda pgibolojik sorunlar yaşayacağınız aşikardır.

    ne bileyim... alternatifleri değerlendirin, girişimci olun, ideal sahibi olun, hedefleriniz olsun. hatta ve hatta içinizde ukte olmaması adına bir aile konsorsiyumu kurup detaylıca istişarenin sonunda sil baştan yapıp büyük bir moralle kollarınızı yeni bir üniversite hazırlık dönemi için sıvayın.

    bu süreçte aile eşrafından profesyonel ahkam kesicileriniz olacaktır, arkadaş çevrenizde devamlı akıl hocalarınız türeyecektir. kulak arkası etmeyin lakin haddinden fazla da önemsemeyin... "seneler kayboluyor.", "ne zaman mezun olacaksın?", "tekrar bu yoğun süreci kaldırabilecek misin?" vs. gibi sizi yıldırmaya yönelik söylevlereyse zerre prim vermeyin.

    unutmayın! hayat sizin hayatınız... 20'li yaşlarınızı bir daha yaşayamayacaksınız, risk almaktan korkmayın. çetrefilli, dikenli hayat yolunda hiçbir şeyin risksiz olmayacağını; büyük oynamanın ve risk almanın her zaman için bir kaşık suda boğulma ihtimalinden daha evla olduğunu unutmayın.

    alıntıdır
    ···