evet beyler size lise yıllarımda yediğimiz ultrasonik ayarı anlatayım.

yıl 2008 liseye başladığım ilk gün ailemin gözünde düzgün bi lise tutturmuş ilk günün heyecanıyla uyandım o sabah. orta okul boyunca aynı sinifta olduğum arkadaşla aynı liseye düşmüştük. bu arkadaşın babasıda okulu görmeye gelmek istedi bizimle. atladik otobüse okula gidiyoruz bi yandan kız kesiyorum bi yandan da okulu tanımaya çalışıyordum. sınıflara dağıttılar bizi orta okul arkadaşımla yan yanaydı sinifimiz. babası biz yalnızlık cekmeyelim diye gidip hocayla konuştu ve bizi aynı sinifa aldı. Neyse babası gitti bu binin biz oturmuş yanımızda duran asalak dbına koduklarımı seyrediyoruz. hicbirinden ses seda çıkmıyor koskoca sınıfta bi tek benle bizim bin konuşuyoruz diğerleri utangaçlıktan konusmuyordu sanırım. neyse kapı açıldı içeriye 1.90 boylarında, hafif kalıplı, sakallı, mavi gömlek uzerine siyah kravatli biri girdi. merhaba arkadaşlar ben sizin sınıf ogretmeninizim diye başladı konuşmaya. kendini tanıttı sonra sizde kendinizi tanıtın diye tek tek ayağa kaldırdı bizi. bana iki kişi kalacakken kapı açıldı içeriye 1.70 boylarında göbekli, gözlüklü biri girdi. bu dönüp masada oturana lan mahmut burda ne işin var pekekent gibtir git sınıfına dedi. biz ultra şaşkın bi halde olanları izliyoruz. çocuk masadan kalktı ve hocam sizi bekliyordum arkadaşlarla sohbet ettik dedi hoca bunu dışarı yollarken bu bin bize dönüp bin gülüşü çaktı. o gün hayatımın en ultrasonik ayarını o binten yedik

biraz uzun oldu ama okuyan panpalara teşekür ederim.

edit1: cuguleyenler binin arkadaşları