/i/Korkunclu

Korkularımız yaşamımızı yönlendirir.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +4 -2
    Arkamı dönüp yürümeye başladım. Tam altı adım attıktan sonra gitme diye bağırdı. Yerimde durdum ve geriye dönüp tek bir sebep ver bana dedim.

    - Seni seviyorum?

    + iyi güzel de sevgi karın doyurmuyor. Başka bir şey?

    - yalvarırım bırakma beni. Bütün hayatımı sana inanarak geçirdim, ben seninle varım. Ben senin kızınım yalvarırım bırakma.

    içim paramparça hale gelmişti ama serpilden uzak durmak zorundaydım. Onun zarar görmesini istemiyorum beni hayatı boyunca affetmeyecek olsada bunu yapmak zorundaydım.

    + Hiçbir zaman gerçek bir şey yaşamadım seninle. Unut herşeyi be hayatına bak uğraştırma beni ve rahat bırak. Sülük gibi yapışma yakama yeniden!!!

    Dizlerinin üstüne çöktü. Yere yüzünün önüne inen saçları ile ağlıyordu. Kafasını kaldırıp sakın geri dönmeeeee diye bağırdı.

    Kapıyı açtım ve karanlığa baktım. Attığım adımla birlikte otomatiğin ışığı yandı. Kapıyı çektim ve çıktım dışarı. Geride aras deniz ve serpilim kalmıştı.

    Hayatımı adadığım kız az önce gözlerimin önünde eriyip bitti. Deniz ve aras bana baba diyemeyecekti. Her zaman kurduğum hayallerin hepsini birebir yapmıştım. Hatta ikiz bebeklerim olucak demiş ve bir kız ve erkek olucak kızın ismi deniz erkeğin adı aras olucak demiştim.

    Kızım deniz ve oğlum aras daha 4 aylıktı. Bir daha beni hiç göremeyecek olmaları acı veriyordu. Beni hiç tanımayacaklardı.
    ···
  2. 2.
    +1
    Sonrasında ışıkların kapandığı bölüm geldi ben durmuşum ve ışıkların gitmesi kamerada görünmüyordu. Sadece bakıyordum dizlerimin üzerine çöküyor sonra biraz durduktan sonra bir adam karşıdan üstüme doğru yürüyordu.

    Bana yaklaşırken ben yere yığılıp kalıyordum. Yanıma gelip kulağıma eğilip birşeyler söyleyip otoparktan arabasını alıp çıkıp gidiyordu.

    Bekçi aradan 10 dakika sonra yanıma geliyor ve beni sırtlayıp zütürüyordu.

    O adamın kim olduğunu bilmiyordum ama bana yardım edebilen biriydi. Ben bunları düşünürken cebimde bir ağırlık hissettim.

    iç cebime elimi attığımda bir muska geldi elime elime aldığımda 50 gram gelmeyecek şey on kilo gibiydi zar zor tutuyordum.

    içini açmak istedim ama muzaffer hoca aklıma geldi. Ona zütürmek daha mantıklıydı. Ben bunlarla uğraşırken ambulansın sesiyle bekçi beni izlemeyi kesip ambulansa doğru yürümeye başladı.

    inen ekibe beni gösterdi bense otoparka yürüyüp arabamı almak için merdivenlere yöneldim. Ekipten biri kolumdan tutup bağzı kağıtları imzalamak zorunda olduğumu söyledim.

    Ne dediği umrumda değildi. Kolumu çekip ona dönmeden yürümeye devam ettim.

    Beni tekrar tutup birader benim başımı derde sokma yürü benle dedi. Bunu diyip beni çekiştirmeye başladı. Ben yine kolumu çekip yoluma baktım.

    Bu sefer tekrar tuttu ama daha sert. Dönmem ile çenesine çok sert bir yumruk indirdim yere yığılması ile bayan bir görevli çığlık attı. Adamın çenesinden gelen sese göre tahminimce kırmıştım.

    Neden o kadar sert vurduğumu bilmiyordum umrumda da değildi. Bekçi koşup üstüme atlamaya kalktı onu ittirip sert bir şekilde baktım. Bir bana birde yerdeki adama baktı sonra adamı kaldırmak için ona yöneldi.

    Arabayı alıp muzaffer hocanın yanına gittim. Evinin önüne geldiğimde. Kapıda damun bana bakıyordu. içerde dedi ve bahçedeki çeşmeden su doldurmaya devam etti.

    Bir buçuk saat süren bu yolculuklar beni artık çok yormaya başlamıştı. içeri girip selamun aleyküm destur var mı dedim.

    Gel evladım dedi tok sesiyle.
    ···
  3. 3.
    +1
    Bunca engame arasında ben bana evlat denilmesine kafamı takmıştım az önce. Sanırım delirmicem diyerek kendime telkin verip çok aşırı sıkmamdan dolayı böyle oluyordu.

    Hocanın gözlerine eve girdiğimden beri bakmamıştım. Alev gibi duran gözleri vardı ayağına gözümün ilişmesi ile kendimi korku ile geri attım.

    Bu olamaz diye bağırıp ayağa kalktım. Az önce Süleyman hocanın durduğu yerde hiç kimse yoktu. Kendimi dışarı attım ancak dışarıda damun yoktu. Beni burda koruyabiliceğini düşündüğüm son kişi yada varlık ortalarda yoktu.

    Gözümü eve takıldı. Az önce ki hali gitmiş yerine ıssız terk edilmiş bir ev gelmişti. Arabama koşup ordan uzaklaşmaya başladım hızla. Napıcağımı yada kime gideceğimi bilmiyordum.

    Hava kararmak üzereydi ve akşam ezanı okunmadan şehre varıp kendimi bir camiye atmam gerekiyordu. Geceyi dışarıda geçirmek benim için iyi olmazdı.

    Şehre varmaya yakın saatler de bir köyün cami minaresini gördüm. Görür görmez oraya yöneldim. Caminin önüne geldiğimde cami imamı kapıda birisi ile konuşuyordu. Hızlıca avluya geçip şadırvanda abdestimi alıp camiye geçtim.

    Hızlı davranıyordum. Herkes kaza namazı yada ikindiyi falan kılacağımı düşündü sanırım. Nedir acelen diye sorunın olmaması daha iyiydi benim için.
    ···
  4. 4.
    +1
    Dediklerinden bir şey anlamıyorum hocam açık konuşun lütfen diyerek ısrar ettim yine.

    Bak evlat o peşindekiler sana dokunamayacak. Canımız pahasına seni güvenceye alacaz. Son görevimiz seni canımızı vererek kurtarmak olucak. 72 sene boyunca Süleyman efendi senin için ölmeyi bekledi. Ben tam 44 senedir senin için ölmeyi bekledim.

    Damun bunu, 1300 senedir bekliyor. Bizim görevimiz sensin evlat. Herkesin bu hayatta bir amacı vardır unutma seninki ise amaçların en yücesi. Sen Allah'a hizmet edeceksin.

    Kafamda bir yığın soru işareti kalmıştı ama. Evin sallanması ve damunun Arapça olarak bağırışları yankılandı kulağımda bir anda.

    Hoca geldiler dedi. Ne şimdi nolacak diyerek döndüm hocaya. Süleyman hoca kalkmış ve bir baston ile kapının önünde zar zor duruyordu bana bakıp. Güvendesin evlat korkma dedi.

    Bu günlerde herkesin bana evlat demesi sinirimi bozuyordu.
    ···
  5. 5.
    +1
    içerden her iki dakikada bir öksüren birisinin sesi geliyordu. Yaşlı biriydi sesinden anladığım kadarıyla. Sormak geldi içimden aşırı bir merak hissi uyandırdı ama bunu gerçekten merak ettiğimi sanmıyordum bir takluk olmasa umrumda olmazdı o adamda da bir şey vardı kesin.

    Hocaya olanları anlatıp muskayı verdim. Muskayı eline alır almaz. Gözleri fal taşı gibi açıldı. Oğul bu hz Süleyman zamanından kalma bir muska. Çok güçlüdür bu üstündeyken sana hiçbirşey yaklaşamaz dedi. Ya damun? Az önce bana tepki vermedi yanından geçip gittiğinde dedim.

    Damun müslüman onun inancı var. Zararlı bir şey yapmak isterse eğer muska ona engel olur diğer türlü yanında durmasında bir sakınca yok.

    Öyleyse kurtuldum mu? Keşke herşey bu kadar kolay olsaydı. Sadece biraz zaman kazandın bu muska sende uzun süre kalmaz. Sana bunu veren yakın bir zamanda almaya geri gelecektir dedi.

    Peki bana bunu veren adam kimdi? Bir fikrin var mı?

    Tahminim çok uçuk, olamaz ama bana göre Cebraildi. Hızır da olabilir ama Hızır bu olaylara bakmaz onun görevi apayayrı bir vazifedir.

    Sen o an son olarak ne düşündün evlat?

    Rabbimi sonra ailem geldi gözümün önüne. Niye ki?

    Aileni tekrar görüceksin evlat. Bugün olanlardan sonra damun ve benim vaktim geldi. Hele Süleyman efendinin buraya gelmesinden sonra bizim son vazifemiz artık belli.

    Neymiş o? Ve Süleyman efendi kim?

    Süleyman efendi çok bilgili bir hocadır. Ama biraz yaşlı ecelini bekliyordu son günlerde. Ona buraya gelmesi söylenmiş rüyasında. Ve seni tarif etti senin için burda, rüyasında senin ilerde ki görevini ve mevkini görmüş.

    Evlat daha gençsin ama sen sonuncusun sakın unutma bunu.

    Neyin sonuncusu? Ne diyorsunuz hocam? Açık konuşun gizemli hallerden sıkıldım artık.

    Bu söylenecek bir şey değil evlat. Bundan uzun bir süre sonra bu hayattaki amacını burda olmanın sebebini öğrenceksin. O peşindekiler boş yere bulmamış evlat seni. Onlar gönderilmiş. iblis tarafından.
    ···
  6. 6.
    +1
    Uyandığımda başımda bir adam üniformasından anladığım kadarıyla otopark bekçisi bekliyordu.

    Bana bakıp sonunda uyandın ambulans bir türlü gelmedi nabzını kontrol ederken benim kalbim dakikada beş yüz attı kolumda ölüceksin diye dedi.

    Bunu çok hızlı söylemişti. Anlam veremedim olanlara. Yerimden doğrulup etrafıma baktım. Otopark girişinde duruyordum.

    - Aşşağı nasıl indim?

    + sırtımda taşıdım epey ağırmışsın kardeş .

    O hala konuşmaya devam edip seni öyle görünce napacağımı şaşırdım falan diyordu. Bense arabama gitmeye başlamıştım. Olanlara anlam veremedim ama o son gördüğüm adam bir melekti eğer değilse ben şuan farklı bir yerde korku dolu bir boyutta geziniyor olmam gerekirdi.

    Etrafımı izliyor şehrin gündüzki hali ve insanlara bakıyordum aynı kalabalık sokaklar aynı dolmuşlar ve aynı şeyler her zamanki gibiydi herşey. Ama emin olmam gerekiyordu. Bekçinin üstüne sesli bir şekilde ayetel kürsü okuyarak yürümeye başladım.

    Bekçi bana eşlik edip okumaya başlayınca kafam daha çok karıştı. Adam da şaşırmış olucak ki kardeş napıyon niye ayetel kürsü okuduk dedi.

    Gündüz gündüz inmisin cinmisin basgit korkutma beni diyede sonuna ekledi. Ben hala aldırış etmiyordum adama bu halimde onu epey endişeye sürüklemişti. Korktuğu belliydi.

    Kamera kayıtlarında bir şey olup olmadığını merak edip izlemek istedim bunu sorunca ilkte neden istediğimi gibi bir yığın soru sordu.

    Ama korkmuştu ve bir şey görmüş gibi geliyordu bana. Onu kenara itip monitöre bakmaya başladım. Zaten kaydım açıktı. Ben yürüyordum kamera buğulanıp karıncalanmaya başladı sonra geri geldi görüntü.

    O an damunu duymuş olma ihtimalim yüksekti.
    ···
  7. 7.
    0
    Gençler gece 12 den sonra başlıyorum yeniden o saatlerde güzel gidiyor
    ···
  8. 8.
    0
    Şafaktan önce yazalım bakalım
    ···
  9. 9.
    0
    Rezervasyon
    ···
  10. 10.
    0
    Rezervasyon
    ···
  11. 11.
    0
    Rezerved
    ···
  12. 12.
    0
    Devamı nerde kardes
    ···
  13. 13.
    0
    Yazsana pnp devam
    ···
  14. 14.
    0
    Park edeyim şöyle
    ···
  15. 15.
    0
    Rezerved
    ···
  16. 16.
    0
    Yazsana anan bekliyor
    ···
  17. 17.
    0
    Yaz pnp
    ···
  18. 18.
    0
    Rez akıcı amk
    ···
  19. 19.
    +1 -1
    Caddeye çıkıp yürümeye başladım. Arabamı parkettiğim otoparka girdiğimde kulağımda bir çınlama oluştu. Geliyorlar diye cırtlak bir kadın sesi çığlık attı. Otoparkın ışıkları tek tek kapanırken yere çöküp Rabbim bir bildiğin vardır dedim.

    Işıkların sönmesi tüylerimin diken diken olması ve atmosferin değişmesi herşeyi korkutucu olması gerekirken ben huzurlu bir şekilde kelimeyi şehadet getirdim.

    Tam benim durduğum yerde olan ışık açık kaldı. Her yer karanlık ve o karanlığın içindeki tek ışıkta oturuyordum.

    Arapça bir ses çınladı kulağımda. Bir erkek sesi. Aşırı bir sinirle küfür eder gibiydi. Bilincim kapanıyordu. Ilık bir esinti yüzüme çarparken sağ tarafa devrildim gözüm yarı açıktı. Karşımda bir adam bana doğru geliyordu. Geldiği her taraftan büyük bir ışık süzmesi yükseliyordu.
    ···
  20. 20.
    0
    Ögöhöhöhhçhö çok korktum xd
    ···