1. 1.
    +78 -16
    bu günleride mi görecektim amk.
    annem, babam, ben ve 3 yaşında ki kardeşim, ailecek mehepenin konferansına gitmiştik. gitmez olaydık.
    herşey çok güzel gidiyordu. annem de çok memnundu hatta onu ilk defa bu kadar çoşkulu görmüştüm. özellikle özcan yeniçerinin "halkların kardeşliği yalanı" konuşmasının bitiminde kendinken geçercesine alkışlaması, becerememsine rağmen "fiyuu fiuuu" diye ıslık çalmaya çalışarak tüm salonu çoşturmak istemesi gerçekten görülmeye değerdi. her şey yolundaydı. taa ki, oktay vural ın konuşmasına kadar... oktay vural kürsüye çıktığında "mehepeli küpe takmaz, mehepeli saç uzatmaz, mehepeli kırmızı giymez... " diye devam ederken, annem sayın vuralın bu sözleri üzerie, "dur anne bayanlar için demiyor" dememize fırsat vermeden salonu ıslık çalarak apor topar terketmişti. bu seferki ıslığı kitleyi çoşturmak için değil apaçık oktay vuralı protesto etmek içindi...

    o günden sonra annem gerçekten tuhaflaştı. adete ülkücü harekete kafa tutmaya başladı. sanki gizlice, "engellenemez" dediğimiz hareketimizi engellemek için ant içmişti...

    eskiden en iyi ihtimal "vileda" diyen kadın "vlademir" demeye başlamıştı..
    tek derdi belden soğuk yememek olan annem kendine "üretim araçlarının kontrolü" diye yeni bir dert daha edinmişti..
    "akşam karnıyarık mı yapsam. amaan yenmiyor dökülüyor, ziyan oluyor. neyse başka bişey yapayım" diye düşünen kadın gitmiş, yerine "diyalektik materyalizm ile mekanik materyalizm arasındaki farklar" üzerine düşünen bir enternasyonalist gelmişti..
    yeşil kartımızdan dolayı "allah devlet babadan razı olsun" diyen kadın yerine "sınırlarımı çizen devlet hayellerime veto" diyen bir devlet düşmanı anarşist gelmişti...

    annemle babam arasında da zamanla kültürel bir uçurum oluşmuştu. annemin kollektivist anarşistliği(kendini böyle tanımlıyodru) yetmezmiş gibi bide iyice arsızlaşmıştı. muhafazakar babama kağıt kalem verip şuraya bir marksizm yazsana deyip "narhizim" yazan babamla alaylar edip onu hor görüyordu... annemin bu aşşalamarından bunalıma giren babam önce saçını maviye boyattı bi müddet sonra cinsiyetini değiştirip evden kaçtı.
    bu olay üzerine annem arkasında yalnıca bir not bırakarak "zimbabwe devrimci halk hareketine" katılmak için evi terketti.
    kardeşimle beşparasız tek kaldım. biraz önce kardeşimin kolunu lastikle sımsıkı bağlayıp uyuttum. kangren olup kolunun kesilmesini sağlayıp tek çare onu dilendirmeyi düşünüyorum.
    ve şu bilinsin ki 55 yaşına kadar adı "selim" olan babamın "selin" olmasının,
    50 küsür yaşındaki mahmut tuncer şov izleyen kadının şuan zimbabwe ordusuna kafa tutmasının
    ve
    kardeşimin kesilecek olan kolunun, tek sorumlusu oktay vural dır.
    onu hiçbir zaman affetmeyeceğim...

    --spoiler--
    cinsiyetini değiştirip evi terkeden babamdan haber alacak mıyız?
    zimbabwe de ki devrimci mücadeleye katılan enternasyonalist annemin akıbeti ne olacak?
    oktay vuraldan intikam almak için ne gibi işlere kalkışacağım?
    hepsi çok yakında...
    • **devamı geldiğinde başlıktakilere pmden atılacaktır.***
    --spoiler--

    devam beyler
    (bkz: marksist annemi bulmaya gittiğimde babamın/#103705706)
    ···
   tümünü göster