1. 76.
    +2
    ilk defa parasızlığı tatmaya başlıyorum. babamın işten eve geldiğinde direk sofraya oturmayıp, televizyon başına geçmesinden sezinliyorum bir şeyler yanlış gidiyor. babam ya yemiyor, ya da çok az yiyor. bir gün sofrada şunları söylediğini hatırlıyorum. bütün işçiler istifa edip gittiler.

    o zamanlar düşünmüştüm ki be muallakler, yıllarca beraber çalıştınız kazandınız. biliyorum da babam hep hak geçmesin diye fazla fazla verir. böyle sünneti falan olur işçinin çocuğunun, sünnetçiye bırakmaz çocuğu, hastanede sünnet ettirir parasını verir. sünnet düğünü için yardım eder falan.

    yanında çalışan elemanları tek tek işten ayrılıyorlar. yıllar önce birisiyle karşılaştığımda beyler bana dedi ki "babanın yanında çalışmak isteyipte mecburen istifa etmek öyle bir koymuştu ki bize, anlatamam. normalde asgari ücretle çalıştırırlar, baban hep fazlasını verdi bize. ama kriz vurduğunda boş boş oturuyorduk, ve ay sonu gelince birilerinden borç alıp bize maaş veriyordu. biz de daha fazla yük olmamak için hep beraber konuştuk arkadaşlarla, istifa ettik gittik."

    bunu duyunca beyler yıllar boyu sövdüğüm babamın elemanlarına karşı nasıl utandım anlatamam. meğer ben onların taşağındaki kıl bile olamazmışım. hepsinden allah razı olsun. o günden beri bir olay karşısında asla ani tepki vermem. derinlemesine düşünürüm. benim göremediğim bir fayda vardır belki diye.
    ···
   tümünü göster