1. 1151.
    +8
    babası oturdu karşıma, sinir küpüydü yine.
    bize üç çay dedim garsonu yollamak için.
    ve yine o gibici, durum kurtaran konuşmalarımdan birini yapmak için
    hazırlandım.

    dinleyin, duygusallar peçeteleri hazırlasın.
    http://inci.ca/u432gjle78

    "bak harun amca" dedim.
    ben istanbula yeni gelmiştim daha ilk dersti
    oturdum kızının yanına.
    daha ilkimdi, bi çocuk vard hikmet,
    kaptı yerimi oturdu melisin yanına,
    o zaman böyle değil böyle değildim,
    zayıf bir çocuktum, ama korkmadım
    kızın için kavga ettim, aldım yanındaki yerimi.

    o evi basan çocuk beni sanayiye zütürdü
    ağzımı burnumu kırdı, dövdü beni
    karnıma vurdukça ağzımdan kan sıçradı.
    "melis" dedim başka bişey demedim.
    bırakmadım yine, tuttum elinden.
    çünkü beni hayata bağlayan tek şey, senin kızın.

    bıçaklandım
    atar damarlarım koptu.
    o yük makinasına bastırmak, bacağımı hissetmeye çalışmak
    ne demek bilemezsin
    ben tek bacakla yaşabilirdim ama
    melis olmadan asla.

    servet vardı, kaç kere kavga etti benimle
    sataştı, uğraştı
    kavga ettim sakat halimle.
    yine bırakmadım.

    bacağım kopacaktı kızına koşarken
    kaç kere kopardım damarlarımı tekrar tekrar.
    ama bırakmadım,
    hala bırakmadım
    ömrü billah bırakmam.

    mami evi bastı
    ben sızlattım yine bacaklarımı.
    ben, melis için canımı veririm.
    ben, bunlara rağmen bırakmadım kızını
    biz bırakmadık birbirimizi

    şimdi, senin bu saçma kuruntun yüzünden mi
    ayrılacağız
    bence otur sakin kafayla ve iyi düşün.

    adam çocuk gibi ağlamaya başladı.
    ben de ağlıyordum
    çaylar buz oldu
    adam ağladıkça açıldı, melis de ağlıyordu.

    "sen" dedi.
    "ne mert çocuksun"

    istemiyorum test mest tamam ne yaparsanız yapın lan dedi.
    ağlayarak çıktı, gitti cafeden.

    melis bana sarıldı, iç çeke çeke
    ağladık, sarıldık.
    bırakmadık birbirimizi...
    ···
   tümünü göster