Zeki bir komutan, sağlam bir gaz verici ve kendi doğrularının yasalarla halka kabul ettirmenin demokrasinin yolunu açtığını sanan bir zat. Atatürk'ü severim; ama severken de onun izlediği iç politika ile Erdoğan'ın izlediği iç politikanın hemen hemen aynı olduğunu bilirim. Birisi şeriatçıları içeri attırdı, dindar komutanları darbe girişiminde bulundular diye idam ettirdi diğeri laik gazetecileri ve laik komutanları darbe girişiminde bulundular diye içeri attırdı. Hadi söyleyin bana ikisi arasında ne fark var. Yalnızca Atatürk dış politika da Erdoğan'dan daha sağlam ve net bir çizgide ilerledi o kadar. Bunun da sebebi askeri zekasına güvenmesi, dünya da yaşanan ekonomik kriz ve yeni kazandığı bir savaştı. Bu gün bu şartlardan sadece bir tanesi erdoğan'ın elinde var o da ekonomik kriz. Erdoğan diğer iki şarta sahip olsa dış politika da sağlam durur mu durmaz mı orasını bilemeyiz. Ama demek istediğim şu, her dönemin ayrı bir siyaset tarzı vardır ve atatürk bu ülkenin kurucusudur, Erdoğan ise şimdiki başbakanıdır ve emin olun erdoğan cumhuriyeti kurduğu için atatürk'e minnettardır çünkü kendisi o rejim sayesinde başbakan olmuştur.

ve son olarak unutulmamalıdır ki atatürk demokrat değildir, yalnızca demokrasinin önünü açmıştır. ayrıca bugünkü atatürk kavramı ile 1930 da ki atatürk arasında zerre kadar benzerlik yoktur. bugünkü atatürk kavramı 1965-1982 yılları arasında oluşturulmuş bir kavramdır ve her yere atatürk'ün posterini asmak, büstünü dikmek, onun her ilkesini ana yasanın maddesi yapmak ve bunun değiştirilemeyeceğini söylemek demokrasi değil dikta rejimidir!