1. 1.
    +1
    Eyvallah panpa. Neyse, Babamın durumu gün geçtikçe kötüleşiyordu. Git gide kilo kaybediyordu. Annemler daha iyi bir hastaneye gitme kararı aldılar. Öncelikle Ankaradaki en iyi hastaneye gittiler. Orada da farklı bir teşhis kondu. Akciğer kanseri dediler. O zamanlar okuduğum için anneannem bakıyodu abime ve bana, biz de okula gidiyoduk. Annem ve babam Ankarada hastanede sürünüyorlardı. 3 ay boyunca tedavi oldu babam ama gün geçtikce daha kötü oluyordu. Babama düşkün biri olduğum için salak salak ağlıyodum babamı görücem diye. Ankaraya gittik, babam bir deri bir kemik kalmıştı. Saçları döküldüğü için kazıtmak zorunda kalmıştı. Çocukluk işte, her ne hastası olursan ol, doktorlar iyileştirir gözüyle bakıyordum. Babamı kaybedemezdim, böyle bi ihtimali hiç göz önünde bulundurmamıştım. Babama sarılmak istiyodum, bırakmak istemiyodum hiç. O sıralar azıcık maddi sıkıntılar çektiğimiz için annem telefonunu felan satmıştı. Borcun içine girmiştik. Okuldaki hocalarım da haberdardı ailevi durumdan. Bana sürekli babamı soruyorlardı. Ben de her seferinde "iyileşicek, tedavi görüyo" diyodum. Annem Ankaradaki hastanenin yararı olmadığını anlayınca babamı izmire zütürdü. orada doktorun dediğini aynen aktarıyorum. "Keşke 3 ay önce gelseydiniz, ozaman kurtarma şansımız vardı. Fakat şuan kanser bayaa ilerlemiş. Bu saatten sonra yapabileceğimiz pek bişey yok." huur çocuğu ankaradaki doktor, 3 ay tedavi adı altında salak salak oyaladığı için artık herşey faydasızdı.
    ···
   tümünü göster