1. 1.
    0
    içimizde bir taraftan korku, bir taraftan ise gelmiş olduğumuzun gazın etkisi vardı. Hepimizin zütü üç buçuk atmaya başlamıştı bile. Çünkü hepimizde aynı ve ona benzer sesleri duymuştuk. Tesadüf olması imkansızdı. Arkadaşlara doğru döndüm ve bu işte bi takluk var ama hadi hayırlısı zaten geldik sayılır dedim ve yürümeye devam ettik. Elimizde ki kağıtlar duruyordu. ilk noktaya varmak üzereydik ve garip sesler eşliğinde tırsarakta olsa birinci hedefe varmıştık. Arkadaşların bizim için yapmış olduğu bir oyun olduğunu düşünüyorduk. Olma ihtimali az da olsa vardı. ilk kağıdı birinci hedefe doğru bir taşın altına koyup bıraktık. Yarın olduğunda gelip hep beraber bakacaktık. Sohbet ede ede 2. hedefe doğru yürümeye devam ediyorduk. Ne de olsa taş çatlasın 5 dakikalık bir mesafemiz vardı. Hafif yokuş yukarı doğru çıkmak sadece işimizi zorlaştırıyordu. Yavaş yavaş yürüdükten sonra artık hedefe varmıştık fakat hafifte olsa yokuş yürümenin etkisiyle biraz da olsa yorulmuştuk. Her zaman ki geldiğimiz, yürüdüğümüz yollar hiç bu kadar itici olmamıştı. Kağıdı taşın altına koyduğumuz sırada karşı taraftan hızlıca geçen bir gölge silüeti görmüştüm. Hüseyin ve Yıldırım'a doğru dönerek gördüğüm şeyi sizde gördünüz mü lan bakın şuraya dedim. Hüseyin de aynısını görmüştü. Yıldırım kardeşim ben görmedim yoruldun ondandır her halde dedi. Ama bu yorgunluktan olacak birşey değildi. Sağa sola bakınıyorduk. Yıldırım birden has... diyerek bizi dürtükledi ve bizim gördüğümüz değişik gölge silüetini o da görmüştü. Daha önce hiç bu kadar hızlı geçen bir gölge ve bu kadar değişik bir yapıya sahip olan bir gölge görmemiştik. Zaman geçtikçe herşey daha da kötüye gidiyordu...
    ···
   tümünü göster