+1
hayat bizden bezmiş
biz hayattan kardeş
oysa diyorum şimdi
parasızlıktan şarapsızlık
hem en kötüsünü dahi alamamak
kardeş, parasızlık kötü
bir basma etek çalıp
üstünde nasıl duracağını hayal etmek
fakat eteği üstünde görmemek
bir huurya öylesine hediye etmek
acı budur işte kardeş
buruk acı
aklımın öte taraflarında
kederli filmin bir repliği
zaman gerekli yaşamak için
zaman yarin yanağında goncadır bana
eve girince beynimden vuruluşumun
kaçıncı seferi bu kardeş
kalbime sigarasızlığın mıhlanmasının
kaçıncı seferidir bu
bir dilencinin doyma hayali kadar
uzaklıkta duruken o hayat
cebinde bozuklukların sesini çınlatarak koşan çocuklar
yanından geçtiğin kedilerin
denizde boğulmayan balıkların
bir gün öleceğininin farkına varmak gibi
parka koşan ve gülümseyen çocukların
polislerin ve pamuk şeker satanların
hepsinin öleceğinin farkına varmak kardeş
devamı olmayan bir mimik hareketi
yazılmayan her ne varsa sahnelenen
dar ağacının yeşilliği var ya orada
zehirsiz bir ok yüzünden mi öleceğiz yani
sirenlerin kızıl ve mavimsiz karanlığının
ne önemi oluyordur ki uçan kartal için
dizlerinde yaralar vardı kardeş
dizlerine yatamayacağımı anlamam demekti bu
yani sahilin ortasına bir iran halısı atıp
dudaklarımızın arasına bir cigara çalıp
eğer ki okuyamayacaksak şiirleri
hep aynı şeyleri yazmanın ne güzelliği var
ırzına geçmeye hazır olunan bir gece daha
dağların mor esmerliğinde sakallı binlerin
iğrençliğini ezen yeşil adamlar yaşasın kardeş
yeminli bir katilin kurşunu ne kadar güzergahlı
ne kadar gerçekçi ve kanlı ise
benim yaşama sevincim o denli buruktu işte
bir bodrum katında sonsuzluğu hayal etmek
kardeş altı metrekare de evreni sığdırmak
bir kadının dudaklarına
siyah poşette duran bir bira ve karbonat
siyah poşette duran güzel küfürler ve
anam avradım olsun vuracağım
diyen adamların tutarsız yeminleri
bak bunlar gerçektir ki
bunlar öylesine gerçektir ki
kazakların kolları uzun olsun ne fark eder
yine de kıyar o adamlar kadınlara
akşam verdiği yeminleri
sabahları kadınların göğüslerinde unutan
sarhoş ipsizlerin şeref yoksunluğudur
yaşamın bir fotoğrafı
hayatı kuponların sayılarının arasında
yumruklayan adamların umudu ne kadar ise
haneler de yaşanan öylesine gerçekti
çimenli ve kahverengine çalan
pembe duvarlı sokaklarında yürürken kentte
kardeş öylesine ilan veriyordu ki namus
geçilmeliydi izahına
zürriyeti bozuk hayat
aklımızın sol yanını çalıştırıp
çorbacının açık masalarında bozuklarını yere döküyordu
buz gibi gerçekti burada ölümler
mezarına dökülen şarapları içemediği için
parmaklarını yüzüne gösteremediğim
bir pazar sabahının ne güneşi vardı bana
eve dönmekte güzel olmuyordu sonra
kardeş bazılarımızın evi dahi olmuyordu
kodeste koca bir gece geçiren adamlar
polislerden sigara isteyecek kadar basitti aslında
kardeş hayat bile bitiyordu
aşka sevdaya yarın da bakılır
sen bugün içkiye söz ver
kolonyanın keskin kokusunu akciğerine çeken
mecburi alkoliktik aslında
bırak ölüm olsun gelen
mütemadiyen zehirlenen rüyaların
içerisinde gezinir cepsiz babalar
üç cizgili hayatın birasında kardeş
basittir aslında
kapital odasında bir kızıllık
bozuk atıyor ya ne basitlik bu
sen boşver bu olanları kardeş
güzel şeyler de oluyor hayatta
haytaların beceriksiz sevişmeleri dahiyene
yorumlarını katar kardeş bu koltuklar
bir pencereye yaklaşıp sigarasız kalacaksak
yağmur vururken camı aşıp tam göğsümüze
sigara yakamıyorsak eğer
yaşadım dememeli sorgu da
küçük ve gri boyalı bir odaya yukarıdan sarkıtılmış
az ışık ve sorulan sorular
yerlere dağılan biraz fikir ve kan
çıldırtacak bu hayat bizi kardeş
bilmem kaçıncı kez kovulacaksın işinden
sonra dikiş tutmayacaksın hayatta
bir de mutluluk bekleyeceksin
mahvetmişsin hayatın sunduğu fırsatları
bir de yeni bir renk mi arayacaksın kardeş
ne o güzel günler gelecek ne de
sen hoyratça kullanabileceksin sigaranı
yahu kardeş
şöyle güzel küfürden sonra ne kalır elimize
gelmişine geçmişine ağır sövdükten sonra
ne geçmez ki elimize
yumruklarını sıkıp terk ettikten sonra
dişlerin çatlatmıyorsa hayatı
rahman akmıyorsa gölgemizin sırrından
babamız ellisini geçmiş bir emekli ise
ve henüz bir mutluluğun kalmamışsa elinde
ellerinde duran onca papatyanın ne manası var
sen kardeş sen
çok uzun yazarsın da
kimse okumaz ya
hani sen yazdıktan soran bir sigara yakar
arkana yaslanır
yazdıklarına bakar ve
ne güzel oldu bu şiir dersin de
kimse okumaz ya yazdıklarını
işte bunu fark edip
yorulursun ya burukluktan
ne manası var ki yazılanların
sen burada oturup birşeyler karalarsın ya kardeş
birisi senden kilometrelerce uzaklar da okur yazdıklarını
sen ne hissediyorsan o da aynısını hisseder ya
işte bu yüzden yazmak gerekir
işte bu yüzden güzeldir şiir.
Tümünü Göster