Cemaat danışıklı bir amerika oyunudur. Şuan Türkiye'nin bir şey kırdığı yok. Geriliyoruz, insanlar uyutuluyor. Ayrıca şuan öyle bir güç olduğunu düşünmüyorum. Geçmiş yıllarda böyle bir teşkilat olduğunu da düşünmüyorum. Biz Türklerin kanında var vatan. Bu yüzden kuruyoruz. Kanla ilgili bir şey. Kızıl Elmanın gelmesi kolay değil. Şuan Türkiye Ortadoğuya çekilmek isteniyor, diğer Türk devletleri ise Rusya'nın kabuğunu kıramadı, onun himayesi altında. Kolay iş değil kısaca.

Sen bi adam seçeceksin ve bu adamı o ülkenin sevilen bi tarikatının içine yerleştireceksin. O adam bu cemaatten uzaklaşıp kendine yeni bir cemaat oluşturacak ve bu cemaat Türkiye de büyük bir güç elde edecek. Gençlik yapılanması çok sağlam olacak bu cemaatin ve yavaş yavaş devletin içine sızacak. 28 şubat gibi batılışardan başka kimseye faydası olmayan milletimizin ötekileştirildiği bankalarımızın boşaltıldığı bir dönemden güçlenerek çıkacak bu cemaat. Sonra günümüz iktidarının başa geçmesinde çok büyük bir desteği olacak. Günü gelecek ordunun içinde ki nato kalıntılarına el uzatacak hatta fazlasını yapıp kendine karşı gelen suçsuz askerleride içeri alacak. Ve bu boşalan kademelere kendi yetişmiş elemanlarını yerleştirecek. Ve zamanı geldiğinde hükümeti devirmeye çalışacak. Bu danışıklıdan çok fazlası bence. Cemaat Amerikan oyunu ama günümüz hükümeti dediğin kadar suçlu değil.
Ayrıca Türkiye çok şeyi kırdı. Hiç bir şey olmasa dışarıya açılma korkusunu kırdı. Eskisi gibi bananecilik yapmıyoruz bölgemizde yaşananlara. Daha net ve kesin tepkiler veriyoruz. Tarafımız belli ayrıca. Gücümüz yettiğince zalimin karşısında mazlumun yanındayız.
insanların uyutulması yada devletin istediği gibi yönlendirilmesi yeni bir şey değil kanımca. Osmanlı nın son dönemleri ve cumhuriyetin ilk yılllarından beri insanımız sürekli uyutuluyor, kandırılıyor. Hani muhasır medeniyetler seviyesine çıkıyoduk. Bu amaca ulaşmak için milletimiz bir çok fedakarlıkta bulundu. Ne oldu sonunda. Asker canı sıkıldığında darbe yaptı, başbakan astı, kardeş kardeşi öldürürken şartların olgunlaşmasını bekkedi, kendi milletine namlu doğrulttu. Siyasiler eline geçen her fırsatta denge unsuru diyerek batıya domaldı, uşaklığını yaptı. Bu muydu halkımızın fedakarlığının ödülü.
Yazında da din kardeşliğine inanmadığını söylemiştin. Böyle bir şey dinimizde yok. islam da müminler kardeştir ve aralarında üstünlük ancak takva iledir. Resûlullah da ünmetim bir vücut gibidir. Birlik olması gerektir.

Nasıl ki insanın eline diken batsa bütün vücudu bunu hissediyorsa müslümanlarında kardeşlerine aynı hassasiyetle yaklaşması lazım. Geçmişte yaşanan hatalar yapanları ilgiler. Bizi Ortadoğu da din kardeşlerimizden olanlar satmış olabilir. Ama bir iki satılmışın günahını bütün Araplara yada Müslümanlara yüklemek ne derece doğrudur. Ayrıca bize araplar seni sattı diyen emperyalistler, araplarada Türkler hilafeti kaldırdı sizi başsız bıraktı, halbu ki hilafet sizin hakkınızdı diyerek bizi parçalamaya çalışıyor.

Bence bağımsızlığımıza olan düşkünlüğümüz tamamen kültür meselesidir. Bunu kana bağlayıp olayı faşistçe görmek her zaman için bize zarar veriyor. Ve ayrıca kalıplaşmış bir devlet geleneğimiz var. Dünya da bizim kadar devlet kuran başka bir millet yok. Bunu bizim kanımızda var deyip kenara çekilmek bu millete yapılacak en büyük hakarettir bence.
Kızıl elma sadece Turan ile sınırlandırılamayacak kadar geniş bir mefkuredir. Ve zamanın şartlarına göre kendini yenilemelidir. Ve yeniliyorda bence. 19. Yüzyıldan kalmış hayallerle ve o zamanın kafasıyla istenen bir Türk birliği ütopyadan ileriye gidemeyecektir. Bizim için kızıl elma sabit olamaz. Ha değişmeyen tek şeyi vardır kızıl elma nın dünyayı bizim yöneteceğimiz. Değişen şey ise nasıl yöneteceğimiz. 500 yıl önce at ile Kılıç ile yönetirken bugün bilgi ile yönetebiliriz dünyayı.
Türkiye nin savaşa çekilmek istemesi yeni değil. Sende yazdın bunu. Abd Irak işgalinde Türkiye yi yanında istedi. Bugün de tekrar çekilmek isteniyor. Patlayan bombalar, pkk nın rolünü pyd nin alması, Türkmenlerin rusya tarafından vurulması hep bunun için. Ama Türkiye direniyor. Girersek bile uluslararası bir koalisyonun müdahalesi içerisinde gireriz. Başka türlü bir müdahalenin intihardan farkı yok. Zaten öyle olmasa çoktan girmiş sınırı Türkmen dağının güneyine çekip güvenlikli bölgeyi oluşturmuştuk. Bunun için bm ye nato ya ihtiyaç duymazdık.