/i/İnanç

İnanç
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +6 -5
    ateist bin uza
    ···
    1. 1.
      +19 -8
      lan huur çocuğu bu dediklerinden kaç tanesi doğru kaç tanesine kanıtın var? islam dini gelmeden önce o topraklardaki insanlar kız çocuklarını diri diri gömüyolardı lan. islam geldi de kadınlara verilen haklar arttırıldı. miras meselesine gelince islâm'da miras, şahısların ihtiyaç ve mesuliyetine göre taksime tabi tutulmuştur. Anne, eş, kız çocuk veya kız kardeşin geçimi, kendisine ait olmayıp; oğul, koca, baba veya erkek kardeşin sorumluluğundadır. Kadın çoğunlukla kendisi dışında başkalarının geçimini sağlamakla da mükellef değildir. Kadın kendi mal varlığında istediği gibi tasarruf hakkına sahiptir. Kadın zengin olsa bile, ailenin harcamalarına katılma mecburiyeti yoktur. Bu açıdan değerlendirdiğimizde de, kadın ile erkeğe eşit pay verildiğinde, hisseleri aynı olduğu hâlde, erkek ailenin geçimini sağladığı, kadının ise böyle bir mesuliyeti olmadığı için denge erkek aleyhinde bozulmuş olacaktır ki, bu erkeğe haksızlık edilmesi demektir.
      ···
    2. 2.
      +11 -1
      1) Adet görmemiş kadınla evlenildiğini nerede gördün? Bu durumda olan bir tek Hz. Aişe var. Hz. Aişe'nin yaşı hakkında nasıl hesaplanırsa hesaplansın 18 çıkıyor.

      2) Kadını değil dövmek hiçbir şekilde incitilmemesi gerektiği yazıyor. Sadece ihanet durumunda kadına hafifçe vurun diyor ki günümüzde kadın öldürülüyor. Bunun dışında hadis bile der ki (Bir erkek, hanımını döverse, kıyamette onun davacısı ben olurum.) [R. Nasıhin]

      3)iki kadının bir erkeğe eşit olması durumu, erkek aklen kadın hissen davranacak şekilde yaratılmıştır. Şahitte örneğin kadının hissen davranacağı göz önüne alınmıştır. Miras durumunda erkek evin geçimini sağlayan kişi olduğu için o öncelikli tutulmuştur.

      4)Bakara suresinde kadın sizin tarlanızdır ona sünnetler dahilinde dilediğiniz tarzda girebilirsiniz diyor. Burada kastettiği kadın erkek ilişkisi. Bunun neresine takıldın anlayamadım benzetme yapılmış işte. Şu şekilde de anlaşılabilir senin tarlan kadın. Yani erkek erkeğe ilişkinin uygun olmaması.

      5) Az öncede dediğim gibi kadın hissi yaratıktır. Eğer kadına boşanmada hak verilseydi kadın her kavgada boşanmak isterdi. Ama hiç hak verilmemiş de değil. Kadın evlenirken evlenme şartı olarak kendinin de söz sahibi olmasını isteyebilir. Erkek de kabul ederse evlilik süresi boyunca kadın da boşanmada söz sahibi olur. Ayrıca erkek boşanma hakkını kadına devredebilir ve tekrar geri alamaz. Yani boşanmada söz sahibi olmak isteyen kadınlar için de çare var.

      6) islamdan önce de dahil olmak üzere kölelik ve cariyelik her dönemde olan bir konuydu. islam köleleri her fırsatta azat etmeyi emretmiş, bunun çok sevap olduğunu bildirmiştir. islamda normal insanı köle yapmak yoktur, sadece savaşla esir alınanlar köle yapılıyordu.
      (Azat edilen kölenin her uzvu için, azat edenin o uzvu cehennemden azat olur.) [Buhari]

      (Kölelere yediğinizden yedirin, güç iş vermeyin ve onları hiç üzmeyin.) [Ebu Davud]

      (Kölesine kötü davranan Cennete giremez.) [Tirmizi]

      (Köle günde 70 hata işlese de affedin!) [Ebu Davud]

      (Cennete ilk girecek olanlar, şehitler, efendisine hizmet ve Rabbine ibadet eden köleler ile kalabalık aileye malik olan iffet sahibi fakirlerdir.) [Tirmizi] gibi gibi.

      7) Bir kadın olarak geri kalanına cevap vermeye bile gerek duymuyorum. islam her zaman kadını el üstünde tutmuş, onların korunup kollanılmasını emretmiştir. Böyle bir dinin evli kadınlara tecavüzü meşru kılacak hali yok. Ki Nisa Suresi'nin 24.ayetinde evli kadınlar size haram kılındı buyurulmuştur.

      Şunu da belirtmek isterim ki bize şu an da her ne kadar saçma gelen şeyler olsa da o zamanlar için emredilen veya helal kılının şeyler mevcut durumdan bin kat daha iyiydi. Örneğin çok eşlilik.
      Çok eşlilik eğer hepsine bakabileceğine inanıyorsan, birini severken diğerini kırmayacaksan, hepsine aynı ilgiyi gösterebileceksen helaldi. O sıralarda sürekli savaş olduğu için erkek sayısı git gide azalmıştı. Kadınlar korumasız hale gelmişti. Hem koruyup kollamak hem de neslin devamlılığı için çok eşlilik helal kılındı. Ancak islam her zaman tek eşlilikten yana.

      inanmayışını anlarım ancak asla bu üslupla konuşamazsın.
      Tümünü Göster
      ···
    3. 3.
      0
      Cevap

      1) Hz. Aişe'nin 14 yaşında evlendiği doğru. Ancak 18inde zifafa girmiştir. Bir kadın 14 yaşında adet görebilir ki görmediğini varsayalım, zaten 18 yaşında tam anlamıyla evlendi.

      2) Aynı ayetlerden bahsediyoruz. Söylediğin ayette "hafifçe, sınırları aşmayacak şekilde" ibaresi var. Yani alın öldüresiye dövün demiyor. Ayrıca kastettiğim hadis Kuran ile çelişmemekle birlikte demek istediği haksız yere karısını döven. Anlamadığın şey okuduğun ayet ve hadislerde görünenden fazlası var. Ve bunu sadece meal okuyarak ya da Türkçe çevirisine bakarak anlayamazsın. Elmalılı Hamdi Yazır'ın tefsiri var. Öneririm.

      3) Hissen davranmak ne demek bunu anladığını zannetmiyorum. Kadın başka bir erkeğin baskısı altında kalarak şahitliğini değiştirebilir. Çünkü kuvvet açısından erkek kadından üstündür. Hatırlatmak dediği şey unutan birine hatırlatmak değil nitekim biri bir olaya şahit olduğu zaman o olayı unutmaz değil mi? Başkasının baskısıyla yalan söylerse onu uyarsın manasında. Yani bunun hafızayla falan alakası yok.
      Ayrıca islam kadına çalışamazsın demez. Belli şartlar halinde çalışabilirsin der. Ki peygamber eşleri de çalışıyorlardı. Ancak kadının malının ev geçindirmede sorumluluğu yoktur. Sözgelimi kadın bir ayda istediği gibi kazansın bunu kendine saklayabilir. Ancak erkek ev geçindirmede sorumlu. Bu şartlar dahilinde zaten kadın ve erkeğin mirasta eşit pay almaları doğru değil.

      4) Şu sözlükte girilen 10 tane entrynin 9u kadının cinsel obje olarak görüldüğünün kanıtıyken sen Kuran'da yapılan teşbihe mi takıldın? Şu an ki konuşma tarzımıza ağır kaçtığını düşünebiliriz ancak sadece benzetme yapılmış. Dediğin gibi islam kadını cinsel obje olarak görseydi açılıp saçılmasını emrederdi. Zinaya teşvik olurdu.

      5) Bu kadının kendi tercihi diyorum. Eğer isterse evlenirken bu şartı sunabilir. Sunmadıysa gelip de buraya kaç vaka vardır bilemem demen çok saçma. islam bu hakkı tanımış. Yapmayan kadınlar için islam'ı suçlaman ne kadar mantıklı? Erkeklerin 3 kere boşol diyip kadını evden attığı vakası da günümüzde fazla yaşanmayan bir vaka. Eskiden böyleymiş çünkü kanun yokmuş. Erkekler de haybeye kadına 3 kere boşol diyip evinden barkından etmiyorlarmış. Günümüz şartlarında boşanmalar yahut evlenmeler ani kararla gerçekleştiği için medeni kanunda bununla ilgili düzenleme yapıldı. Farkındaysan sadece iki taraf da istiyorsa tek celsede boşanabiliyorlar. Israrla anlamak istemediğin şey islami bazı kuralların dönemden döneme etkisinin arttığı ya da azaldığı. Cahiliye döneminde kadınları diri diri gömmek, istediği kadına istediği anda sahip olmak gibi şeyler de vardı.

      6) Allah köleliğin birden kaldırılmasını emretseydi, bu köle ticareti ile uğraşan Arabistan için büyük problemlere yol açardı. O yüzden düzenleme getirilmesi uygun görüldü. Ve yavaş yavaş kaldırılması için de önlemler alındı. Eğer köleler ile ilgili hiçbir düzenleme getirilmeseydi, onlara eziyet edilmeye devam edilecekti. Ama islam onlara haklar tanıdı. Bir köle isterse bedelini ödeyerek serbest kalabiliyordu ki sana karşı savaşıp esir alınan biri için fazlasıyla adil bir uygulama. Eğer emredildiği gibi davranılsaydı kölelik çok çok daha önceden kaldırılabilirdi ancak Araplar bu konuda hassas olmadılar.

      Ayrıca savaşta Müslümanlar da esir alınıyordu. Biz esir almayıp serbest bıraksaydık denge oluşmayacaktı. Biz kuvvet kaybedecektik. Aynı zamanda aldığımız esirlerle Müslüman esirler takas yapılıyordu ve böylelikle Müslümanlar serbest kalıyordu. Yani esirlikte insanlık dışı hiçbir şey göremiyorum. Hem de islamiyetle onlara bu kadar hak tanınmışken.

      Cariyelik konusuna gelince islamiyetten önce Araplar kadınları alır onlara tecavüz eder ve ister bırakır isterse eziyet etmeye devam ederlerdi. islam ise alınan cariyenin yetiştirilip azat edildikten sonra onlarla evlenilmesini teşvik etti. Her ne kadar cariyelerin ganimet olarak görülmesi bize saçma gelse de islam o an ki durumu daha iyi bir hale getirmiş ve hem köleliğin hem de cariyeliğin bitmesini sağlamıştır.

      Evli cariye ya da evli köle diye bir şey yoktur. Kadın ya da erkek esir alındıktan sonra nikahları düşer. Ancak ikisi birden esir edilirse eski nikahları geçerlidir. Kadın esir alındıktan sonra iddet müddetinin geçmesi beklenir, geçtikten sonra kim tarafından esir alındıysa artık ona helaldir.

      8)-9) Daha öncede söylediğim gibi islam tek eşlilikten yana olmasına rağmen o zamanın şartlarına göre erkekler birden fazla kadınla olduklarından dolayı, Allah Müslümanlar da birden fazla evlenebilirler ancak belirli şartları yerine getirirlerse demiş. Zaten erkekler zamanla bu şartları yerine getiremediklerinden dolayı evlenememişler ve çok eşlilik ortadan kalkmıştır.

      11) Aklen ve dinen noksan; gerizekalılık ya da dinsizlik manasında değildir. Aklen noksan için şu açıklama yapılmış; Hükümler çoğunluğa göredir. Bu gün yüzde doksan aile bireyleri, erkek ve kadın olarak, kadınların daha alıngan, daha sabırsız, daha duygusal, işine gelmediği zaman, bazı iyilikleri, güzellikleri -bile bile- inkâr etmeye daha meyyal, ufak meseleleri bile büyütüp problem hâline getirmeye daha yatkın olduklarını söylemiştir. işte, duyguların öne çıktığı bir durumda, akıl devreden tamamen veya kısmen çıkar. Bu da aklın noksanlığı olarak ifade edilir. Çünkü kadın annelik iç güdüsüyle yaratılmıştır ve tamamen akılcı olması beklenemez.
      Dinen noksan ise lohusa yahut adet günlerinde kadınların ibadet yapamaması. Ki erkeklerin böyle bir durumları yoktur.

      12)Hz. Peygamber (asm) çok yaygın bulunan "kadın dövme olayını" yasaklamış, birden gelen bu kesin yasaklama alışılan düzeni bozduğu için(cahiliye döneminde kadına yapılanla ortada) bilahare "evlilik hukukuna riayet etmeyen kadına karşı son çare olarak ve hafif olmak şartıyla" izin vermiştir; ancak kendisi ömrü boyunca eşlerine bir fiske vurmamış.

      Velileri tarafından sevmedikleri, istemedikleri kimselerle evlendirilmiş kızlar ve kadınların nikahlarını Peygamberimiz (asm) iptal etmiştir. Kendi kızı Hz. Fâtıma, kocası Ali'nin ikinci evliliğine razı olmamış, O da (asm) kızının tarafını tutmuş, damadına "ya Fâtıma'yı boşamasını yahut da ikinci evlilikten vazgeçmesini" söylemiştir. Zaman zaman Hz. Fâtıma ile kocası tartışmışlar, küsmüşlerdir; bu durumda Sevgili Babası kızına "sana melekler lanet eder, hemen barış, dediğini yap" buyurmamış, Hz. Ali karısını dövmeye kalkışmamış, Peygamberimiz (asm) aralarına girerek onları barıştırmış, normal evlilik hayatına dönmelerini sağlamıştır.

      islam'da dövmek bizim anladığımız mana da değil. Kuran ölesiye dövmeyi ya da can yakmayı haram kılmıştır. Kastettiği hafifçe canını yakmadan vurarak onu yaptığı kötülükten dolayı utandırmak. Ki zaten müslümanın müslüman yüzüne vurması haram olduğu için tokat atmak da yasak. 3 darbeden fazla olmamalı ve mendil gibi bir şey ile vurulmalı. Amaç onu utandırmak ve yaptığı kötülüğü anlaması. Ki bence de hoş değil Hz. muhafazid' de hiçbir eşine vurmadı. Tercih edilmek zorunda değil yani.

      Yani nikahın getirdiği haklara uymayan kadına, dinin cevaz verdiği hudud içerisinde vurulmuşsa, kocasına sormayın diyor. Kocası kadını öldürsün de yine de sorulmasın demiyor.

      13) Birincisi hadisin aslı fitne bırakmadım değil fitne sebebi bırakmadım.
      ikincisi fitne kelimesinin esas anlamı şu an Türkçe'de kullanılan anlamında değildir. Fitne kelimesi esasen sınav anldıbına gelmektedir. Yani hadiste kadınlardan başka sınav sebebi bırakmadım deniyor.
      Üçüncüsü bu hadisi savaşa gitmek isteyen kocasını sen ölürsen ne yaparız diyerek göndermeyen kadına, ya da hayır işlemesine mani olan kadına dikkat çekmek için söylemiş. Aynı zamanda israiloğullarının arasında çıkan ilk fitnenin kadın yüzünden olmasına dikkat çekerek erkeklerin kadınlara kapılmaması gerektiğini söylemiştir.

      "En yüksek sevgilerini Allah'a tahsis etmeyip de kadınlara tahsis etmiş olanlar, şeytana aldanmaktan ve ona kul olmaktan kurtulamazlar Nitekim; ‘Kadınlar şeytanın ağlarıdır.’ (Nehc-ül Fesaha, 1/635, bu hadisin sıhhat konusu hadis alimlerince tartışılmaktadır) denilmiştir. Şeytanlar başka yol ile aldatamadıklarını en çok kadınla aldatırlar."

      Nitekim Osmanlı Devleti'nde bile kadınların son zamanlarda devlet işlerine gerekenden fazla karışmaları sebebiyle birçok problem yaşanmıştır.

      Burada bütün kadınlardan bahsetmeyip erkeği, kadınlığı ile kullanan, onları kandıran kadınlardan bahsetmiştir.
      Tümünü Göster
      ···
    4. diğerleri 1
   tümünü göster