/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 576.
    +34 -1
    hocayla yaşadıklarımızdan sonra yurda gidiyorum. evden çıktığım andan itibaren üzerimde farklı bir his var. suçluluk, korku, heyecan, gurur? hangisi bilmiyorum. ilk ciks deneyimim hayal ettiğimin yanından bile geçmedi. üstüne üstlük beni bir korku sardı. bundan sonra ne olacak? ya ortaya çıkarsa? ama ortaya çıkarsa hoca daha çok zarar görür. o yüzden ortaya çıkmaz.hem ben erkeğim o kadın. benden büyük ve dersime girmese de okulda hoca. yok mümkün değil bu iş açığa çıkmaz.
    yurda vardıktan sonra müdürün yanına gidiyorum çünkü dün yurtta kalmayacağımı haber vermemişim. özür diliyorum. o da çok giblemiyor zaten. odaya girdiğimde bir selam çakıp uyuyorum.
    pazartesi günü oluyor. deliriyorum serviste bana karşı tutumu ne olacak diye. her sabah dediği gibi tüm servise hitaben ortaya günaydın diyor. göz göze bile gelmiyoruz. aynı günün dönüşünde serviste yan koltuğa oturuyor. yanımda bir arkadaşım var. yarın speaking'e gelecek misin? diyor. ben de geleceğim diyorum. yanımdaki arkadaşa dönerek istersen sende gel daha çok muhabbet açılır diyor.o sırada başka hocalarda var serviste. amacı herhalde dün yaşananlara karşı tehlikeli bir durumda önlem almak. sanki ben birilerine anlatacağım. öyle sanıyor galiba. bir sonraki gün odasına gittiğimde istediği zaman evime gelebilirsin diyor. galiba benim yaşananları kimseye anlatmayacağımdan emin olmak istiyor.
    o hafta sonu da çağırınca gidiyorum. ondan sonrakilerde de. neredeyse her hafta gidiyorum. bazı günler gece kalıyorum. bazılarında akşam yurda dönüyorum. yaptıklarımla gurur duymuyordum ama vazgeçemiyordum da. yaptıklarımdan utanıyorum ama gurur da duyuyorum. dünyanın galiba en saçma gururu. hiç istek duymadığım kendimden büyük bir kadınla ciks yapıyorum. hocanın evine gittiğim günlerde sadece ciks yapmıyoruz. ders çalışmalarımız da devam ediyor ama mutlaka bir yerinde kesilip malum olaya bağlanıyor. aslında beraber geçirdiğimiz tüm süreç boyunca sanki öğretmen-öğrenci ilişkisi devam ediyor sadece bir alan daha ekleniyor. o da ciks. artık beni ingilizceye ek olarak sanki bu konuda da eğitiyor. nerelere dokunacağımdan, nasıl yalayacağıma kadar o anlarda hep komut veriyor. bende zamanla öğreniyorum zaten. arada konuşurken hala siz diyorum kadına. çünkü ciks yapsakta aramızda ciks yapan insanlar arasında oluşan samimiyet oluşmuyor. iş bittikten sonra suçluluk ve utanç bende devam ediyor çünkü.

    bazen kafam atıyor. ne yapıyorum ben diye düşünmekten çıldırıyorum. sonra diyorum ki kendi kendime üniversiteyi kazanınca, kimsenin seni yargılayamayacağı kadar özgür olmanın hayalini kurmuyor muydun? istediğini yaşama hayalin? biraz düşünüyorum. evet vardı ama bu değildi. okulda sevgili olan çiftlere bakıyorum. el ele, beraber otobüs bekliyorlar. facebookta resimleri var. bu kadın benim sevgilim değil. olmasın da zaten. sanki beni kullanıyor. o aradığında gidiyorum. yap dediğini yapıyorum. tüm suçu ona atamam tabi. beni hiç bir şeye zorlamadı. ne yaptıysam ben istedim. böyle anlatınca sanki zevk almamışta acı çekmişim gibi görünüyor. fakat öyle bir şey yok. sadece iç hesaplaşmam da görüyorum bunları.
    bir gün yine evine gidiyorum. kapıyı açıyor. içeride onun yaşlarında bir adam. içeri giriyorum ama ödüm koptu. ne yapacaklar amk. adama beni tanıtıyor. bu sira sayi sifati her hafta speaking yapıyoruz. baya gelişme var hahahahaa. adam elimi sıkıyor hoş geldin delikanlı diyor. bir kaç soru soruyor okul hakkında. iyi bir adama benziyor. hoca adamı bana nişanlım diye tanıtıyor. ders esnasında salonda masada çalışıyoruz. hocaya diyorum ki nişanlı olduğunu bilmiyordum? o da diyor ki nişanlım değil sevgilim. sevgilimi öğrencime sevgilim diye tanıştıramazdım. ben ne demek istediğini anlamıyorum. her gün koynuna girdiğin biri olarak bunu yadırgamazdım dediğim anda bileğimden tutup aşağı doğru hızla çekiyor. kısık ama sinirli bir sesle benimle böyle konuşamazsın haddini bil diyor. o gün ders 1 saat anca sürdü. çıkarken ben seni aramadıkça benimle iletişime geçme dedi. bende ne diyeceğim cevap bile vermedim. çocuk giderken bana güle güle demeye geldi. aaaa kısa sürdü dedi. bende sadece speaking yaptık dedim. o da görüşürüz canım, hocan olmadığı zaman bana da sorabilirsin takıldıklarını ... gibi muhabbet yapıyor. güle güle deyip gidiyorum.
    zerre kadar üzüntü hissetmiyorum. hatta bir rahatlama geliyor ama hocanın yaptıklarına ve tepkisine de şok oluyorum. beni özel ders öğrencisi diye sevgilisiyle tanıştırdı adam elimi sıktı. söylediğim o lafa verdiği tepkiyi anlamaya çalıştım. galiba ona aynı seviyede olduğumuzu onun üstün olmadığını, öğrenci-öğretmen ilişkisini kırdığımı, ikimizinde yaşananlardan çıkar sağladığını çağrıştıran bir laf etmem onu sinirlendirdi bilmiyorum.
    bu gün düşündüğümde yaptığımı savunmuyorum ancak o zamanlar 18 hevesli ve meraklı bir çocuktum. ingilizceme ek olarak ciks konusunda da gelişme yaşamıştım. o günlerde yine aklımda eski bir takıntım aklıma gelmişti. ben bu ilişkide ali miydim? elif mi? yoksa abim mi? yengem mi? abimin gibip gibip gönderdiği kız mı?
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +6
      Abinin gibip gibip gönderdiği kiz.
      Hocan abin
      Nişanlısıda abinin nişanlısı.
      Az sonra biyerden ali cikip seni gibecek
      ···
    2. 2.
      +1
      yaz yaz iyi gidiyor
      ···
    3. 3.
      +1
      Rez devam dostum
      ···
    4. diğerleri 1
   tümünü göster