/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +201 -6
    herkese merhaba sözlük ahalisi, nasıl başlasam bilemedim. bu hesaptan ilk entrymi 2013 yılında girmişim ondan öncede silik yediğim rahat 5 hesap vardır. tam hatırlamıyorum ama 17,18 yaşından 20 yaşına kadar hep buradaydım. zaten ondan sonra neredeyse hiç girmedim çünkü hayatımı karartmakla meşguldüm.
    şuan 25 yaşındayım ve o kadar çok hata yaptım ki pgibologa bile anlatamam. benim ergenliğimin en önemli hatıralarından bu sözlük, aklımızdan geçenleri istediğimiz gibi yazdığımız yer. o yüzden bende burada yazmaya karar verdim. amacım her sinirlendiğimde açıp baştan sona okumak, yaptıklarımı anlatıp bir nebze rahatlamak, okuyan genç arkadaşlara belki nasihat vermek...
    anlatacaklarım genel olarak cinsel hayatımla ilgili... en başından başlayıp bu güne kadar gelmeye çalışacağım. neyse başlıyorum.
    ···
  2. 2.
    +118 -4
    Oğlum ne yaptın Lan zütünümü gibtirdin ?
    ···
    1. 1.
      +1
      Cildiriyorumd cjndcindicnscosnxijs
      ···
    2. 2.
      +1
      Xjsnsmsmdldmmd
      ···
    3. 3.
      +2
      Ahahahah aynini dusundum la
      ···
    4. 4.
      +1
      Cvjjjnvfdcvhij
      ···
    5. 5.
      0
      @2 sukunu aldin
      ···
    6. 6.
      0
      Hjikzlzzl
      ···
    7. diğerleri 4
  3. 3.
    +60
    VEDA...
    mezun olduktan sonra memlekete hiç dönmek istemedim. yine ankarada kaldım. ailem biraz laf etse de umursamadım. bir yıl kadar çalıştım. dansçılık falan değil merak etmeyin. kasiyerlik yaptım ve ingilizce özel ders verdim. özel sektörün nasıl acımasız ve yıpratıcı olduğunu görünce işi bıraktım. kpss\'ye hazırlanıyorum şu an. yine ankaradayım. hayatımı bir düzene sokmam lazım. biraz rahat nefes almak istiyorum. kpss gerçekten çok zor bir süreç onu da belirteyim. hala yoga yapıyorum. iyi ki de yapıyorum. sevgilimden sonra bir daha aşık olmadım. aslında hayatım boyunca ondan başka kimseye aşık olmadım ki, geçen sene bir ilişkim oldu ama ne ben çok hevesliydim ne karşımdaki. cinsel anlamda konuşacak olursam. arada bir avlanıyorum ama arada bir. zaten kpss fırsat vermiyor. hala evde kalıyorum ama ev arkadaşlarım değişti iyi çocuklar ikisi de. annem ve abimlerim para gönderiyor. benimde biraz birikmişim var. idare ediyorum. artık sevgilimi düşününce ağlamıyorum ama hala ona aşığım. bugün dönse kabul ederim. büyük ihtimalle eski tadı almam ama olsun. varlığı yeter.

    bu başlığı açtığımda her şeyi aklımdan geçen, hissettiğim, yaşadığım her şeyi anlatmak için açtım. yaptım da. arada yazmayı unuttuklarım da olsa yaşadıklarımın tümünü olduğu gibi anlattım denebilir. yorumu size kalmış. şu an bu sayfaları yazarken 63 sayfa yorum olmuş. teşekkürler. bu kadar popüler olacağını bilmiyordum. teşekkürler. bana hızlı yaz diye kızan çok oldu. amacım sizi meraklandırmak, sinirlendirmek ya da trend olmak değildi. yazdıkça daha çok şey aklıma geliyordu. yazdıkça yazıyordum. bir part yazmam en az 1 saat sürüyordu. günde 2 part atmam demek en az iki buçuk saatti. fazlasına zamanım yoktu. aslında son kısımda sizlere naçizane bir kaç tavsiye vermek isterdim ama halim yok. bu gün sevgilimle yaşadığım son anları böylesine ayrıntılı yazmak, hatırlamak sarstı açıkçası. bende beklemiyordum. belki sarsılmamın nedeni arkada çalan fikret kızılok\'un gönül şarkısıdır. bilmiyorum.
    size vereceğim tek tavsiye ise, hayatta sizden daha değerlisi yok. hiç kimse sadece siz. öncelik siz. kötü olun, bencil olun demiyorum ama önce siz ve sağlığınıza dikkat edin. bu gün 8 mart dünya kadınlar günü benim son partlarımı yazıp bitirdiğim gün. umarım hayatınız boyunca birbirinizi mutlu edeceğiniz birini bulursunuz hepiniz. büyük ihtimalle artık devam etmem sözlüğe. zaten uzun süredir girmiyordum. bu hikaye için girdim. hatalarımın bende farkındayım. siz yapmayın o hataları. karaktersizlik yapmayın, huurluk yapmayın. sizin kendinize verdiğiniz değerinizi bile düşürür. yazacak çok şeyim var ama bir satır yazdıkça öbürleri uçuyor. panpalarım, zaman çok hızlı geçiyor. değerini bilin. belki 10 yıl sonra ölmezde sağ kalırsak, mutlu geçen bir on yılı anlatmak için tekrar girerim sözlüğe. hepinize teşekkürler. yorumlarda, hikayede adı geçmiş diğer kişiler soruldu çokça onlardan da bahsedip gideyim artık.

    sevgilim: hala tripçi binle beraber. duyduğuma göre mutlular. tripçi bin bir bankada uzman yardımcısı olmuş. sevgilim tekrar kpss\'ye hazırlanıyormuş. sevgilimi bir kere kızılayda gördüm. kök çarşısında fotokopi alıyordu. yanına gitmedim. tekrar ağlamaktan korktum. o da beni görmedi zaten.

    kübra: galiba o da asistan olmak istiyormuş. yüksek lisans yapıyor.

    alanyadaki oda arkadaşım: hani şu çıplak uyuyan manyak. mezun olduktan bir kaç ay sonra ankaraya geldi beni aradı. buluştuk. kendisinden 10 küsur yaş büyük bir kadınla evlenmiş. ama mutlu baya. rahatım yerinde diyor. her şeyi hüngür hüngür ağlayarak anlattığım son kişi. yine beni aşırı gerçekçi yorumlarıyla boğdu ama dediği her şey doğruydu. en başından beri. bana bırak bu işleri git dediği günden beri. ona elifin videosundan bahsettiğimde bana videoyu sildiren kişi. hem kendim için hem bir kadının hayatını kaydırmamam için yapmış bunu. sevgilimle ayrılmamın üzerinden yıllar geçmiş artık elif evlenmiş onun yuvasını yıkmamın sadece zarara sebep olacağını ve benimde hatalarımın olduğunu söylemişti. bende sildim onun gözlerinin önünde sildim. çünkü şu ana kadar hep haklı çıkmıştı.

    büyük abim: hala evlenmedi. ama evlenmek istiyormuş artık. diğer abilerimin ikisi de evlendi. birinin bir oğlu var. öbürü zaten daha yeni evlendi sayılır. çalışıyorlar galiba yapmak için.

    ukraynalı: intagrama attığı fotolar kadar haberdarım. arada birbirimize ufak yorumlar yapmaktan başka konuşmamız olmadı. galiba ukraynada bir okulda dans hocası çünkü hep dans okulu gibi bir yerde küçük çocuklarla resim atıyor. okul kendi okulumu bilmiyorum.

    gineli: galiba hala bu işlerde. hiç değişmedi lan hala aynı görüntüde. hala şık giyiniyor bin.

    elif: hiç bir bilgim yok ne yaptığı hakkında ama büyük ihtimalle boşanmış çünkü sosyal medyada soyadı kızlık soyadı olmuş. elif yy.

    onur: en son tus kasıyordu.

    lisedeki sevgilim ece: bilmiyorum ne yapıyor.

    ali: zaten daha önce bahsetmiştim. üniversite okumadı. babasının dükkanında çalışıyordu. şimdi evlenmiş. bir çocuğu var galiba.

    şayen: öldü zaten...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Aq ya ne vedasi
      ···
    2. 2.
      +1
      olummm böyle bitmeseydi bea neyse geçmiş girsin
      ···
    3. 3.
      +1
      Sayen ve onur kimdi niye hatırlayamadim
      ···
    4. 4.
      +1
      Aga kız bulamıyor buralar senin verdiğin öğüt sizden değerlisi yok , değerli yapacak birini bulamıyor buralar onu yazsan
      ···
    5. 5.
      +1
      Kanka gitme sözlükten sana birşeyler sprucam.
      ···
    6. 6.
      +1
      akşam akşam triplere girdim amk
      ···
    7. 7.
      +1
      Vay aq çok sağlam hikayeydi valla duygulandım ya
      ···
    8. 8.
      +1 -1
      Derin Esmer - Gerçek Hayat
      ···
    9. 9.
      0
      8 mart günü hikayeyi bitirmem tesadüf mü?
      ···
    10. diğerleri 7
  4. 4.
    +55 -2
    dediğim gibi şuan yaş 25. otuza yaklaştıkça geçmişe bakıyorsun, hayatım nasıl geçti diye. benimki genel olarak pişmanlık. hareketli ve eğlenceli görünse de iğrenç bir hayat. bunu yeni yeni anlıyorum.
    neyse başlıyorum. taaaaa ilkokul yıllarıma gidiyorum. daha 4.sınıftayım. doğu anadoluda bir şehirde oturuyoruz. 4 kardeşiz 3 abim var. ben en küçük olanım. benim bir büyüğüm benden 4 yaş büyük. aslında ailem hakkında pek bilgi veremem ama bu önemli.
    cinsellikle ciddi anlamda ilk tanışmam galiba 4.sınıfta oldu. tabi ki o sıralar ciks, gibiş, 31... denen şeylerin varlığından haberdardım. o zamanlar internet var ama herkeste değil ve benim daha bilgisayarım bile yok. yani ferre falan bilmiyorum. o zamanlar anne, babanın \'\'kimseye pipini gösterme, kimsenin kucağına oturma\'\' nasihatlarının azaldığı ama hala devam ettiği zamanlar.
    o zamanlar kendi karakterimden bahsedecek olursam şunu diyeyim yeterli. öğretmenler beni kibar oğlum diye severdi.
    ···
  5. 5.
    +54 -1
    bir önceki arkadaşın trollemesinden sonra nasıl ciddi olabilirim bilmiyorum ama devam edeyim.

    babam neden bilmiyorum. komşu illerden birinde hapse gönderilmişti. o şehirde dayım yaşıyordu. görüşlerden 2 gün önce onun evine gidip görüşten bir gün sonra dönüyorduk. başka şehirde olduğu için başta işe bakacak avukat bulamadık. bulduklarımız ya çok para istedi ya da git gel yapamam dedi. bu durum çevremizdeki insanların gerçek yüzünü görmemi de sağladı. babamın bir tane bile iş arkadaşı aramadı. yolda karşılaştıklarımız yemin ederim selam vermiyordu. selam verende meraktan veriyordu. bir şeyler öğrenmek için. babamın bir iş arkadaşı ki bu adamla samimiydi. açık açık bize dedi ki sizin yüzünüzden bizde kendimizi yakamayız. telefonlarınız falan dinleniyorsa sizinle bağlantımız olsun istemiyoruz. sanki adamdan bizim için ölmesini isteyeceğiz. altı üstü diyeceği nasılsınız? o an annemin suratını görmeniz lazım. zaten laf sokan, cazgır biri değil, direk gözleri doldu. birde tülbentinin köşesiyle sildi. tüm çarşının ortasında. adamda hemen neyse iyi günler dedi gitti.ama o günden almam gereken dersi almıştım ben.
    büyük abim görüşlere 3 haftada bir falan gidiyordu. çünkü işini bırakamazdı. her hafta görüşe giden annem ve benim bir büyüğümdü. şehir dışında okuyan zaten memlekette değil. haftada 3 gün ben ve büyük abim(nişanlı olan) evde kalıyoruz. hatta bende uyanınca onun dükkana falan gidiyorum. dükkana yeni bilgisayar alınmış çünkü. internet bile var. abim olmadığı zamanlarda ferre falan arıyorum. aptal aptal siteler çıkıyor. bir türlü düzgün site bulamıyorum. tam buldum diyorum tıklayınca başka siteye atıyor. oradan reklama geçiyor. bilgisayar virüs kapacak diye korkuyorum. gerçi virüs ne onu da bilmiyorum ya.

    bir gün oks sonuçları açıklandıktan sonra dershanede rehberlik hocası çağırıyor gidiyorum. gideceğimden abimin de haberi var. yani hocayla görüşmem maksimum ne kadar sürebilir 40 dakika. eve varıyorum anahtarı kapıya takıyorum. kilitli değil. halbuki giderken kilitlemiştim. içeri giriyorum. normalde abimin dükkanda olması gereken saat. ama girince masada müstakbel yengemin bana ve abime annem yokken yemek getirdiği saklama kabını buluyorum. ev 2 katlı ilk katta mutfak, salon,bir tuvalet var üstte üç oda. merdivenlerden yukarı çıkarken abimle yengemin sesini duyuyorum ama hiç o manzarayı göreceğimi tahmin etmiyorum. annemle babamın odasında abim yengeme arkadan sarılmış kız bıraksana falan diyor. abim niye nişanlım değil misin diyor. o da yok olmaz düğünde ertelendi. baban çıkana kadar yapamam diyor. o an toplansınlar diye ses çıkarmak istiyorum ama kesin abim ağzıma sıçar. hemde hiç suçum yokken. pusuyorum merdivene izliyorum. konuşmalar devam ediyor. abim sanki ilk yapışımız kızım diyor. ben ohaaaa hani dindardı bu kız? diyorum içimden. yengem kararlı, olmaz artık işler netleşince diyor. o an abimin tepkileri ileride daha çok karşılaşacağım ve benimde kullanacağım klagib bir erkek özelliğini gösteriyor bana. bu özellik aslında kızları elde etmede kullanılan bir silah. abim bir anda maço tavırlara bürünüyor ki zaten normalde de ağır abi modunda. başlıyor konuşmaya sen erkeğine güvenmiyor musun? sen benim kadınım olmadın mı? ne demek karşı gelmek? nereden buluyorsun bu cesareti? baban seni bana gibmem için verdi(nasıl laf amk bu) tabi bu arada boş durmuyor el habire etek altında, memelerde. yengem zaten bırak demeyi kesti. ahhhh, ıhhhh diye nefes sesi geliyor. bildiğiniz her şeyi izliyorum. hayatımda ilk defa ekrandan başka yerde ciks olayına şahit oluyorum. abim yengemi baya yalıyor. kadın çırılçıplak yatakta sırt üstü uzanmış. abimde pantolon var sadece. sonra o da soyunuyor. hatta yengem sakso çekiyor. abim kafasına bastırıyor sakso çekerken. sonra inletiyor işte. bildiğiniz gibi olay toplamda yarım saat falan sürüyor. iş bittince yatağa uzanıyorlar. diyorum ki gitme zamanım geldi. zaten yengem toparlanıyor ben artık eve gideyim geç kaldım diyor. ben sessizce anahtarımı alıp gidiyorum. bir yandan da kafamda alinin elifi gibmesiyle karşılaştırıyorum. elif daha çok çığlık atıyordu. belki acı çektiği içindir diye geçiriyorum aklımdan sonra kafamda kameraya bakıp gülmeleri, inlemeleri geliyor amk huursunun. abim net daha profesyonel aliden. her hareketinden belli zaten. yine aklıma geliyor ali orada 8.sınıftaydı. olayı uzaktan izleyince abimin aletini aliyle karşılaştıramıyorum. ama büyük ihtimalle alinin ki daha büyüktü. yengemin sırt üstü uzanıp bacaklarını açtığı görüntüsü ve domalmışken sallanan memeleri ise hala aklımda ve gidecek gibi durmuyor.

    izlediklerim zaten aklıma kazınıyor her anıyla. aksi mümkün mü? bence değil.
    abimin özel anlarını izlemem çok net ayıp ve hata ama o yaşta ergen olan ve cinsellik hakkında hep arayış içinde olan bir çocuk için bence o da normal.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +6
      dizi izler gibi okuyorum amk devam
      ···
  6. 6.
    +48 -1
    kardeşler bir part daha yazmadan önce bir şey belirtmek istiyorum. bence bana çok yavaş yazıyorsun diyerek haksızlık ediyorsunuz. elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum ve aceleye de getirmek istemiyorum. attığım her bir kısımda uzun bence. ama bu galiba beğendiğiniz anldıbına geliyor. teşekkürler. bazı günler devam ettiremezsem beni mazur görün. ama şunun garantisini veriyorum. büyük bir aksilik çıkmadıkça bu hikaye bitecek. aslında yazma amacım, başta da belirttiğim gibi önce kendime açıkça itiraf etmek, sonra birilerine anlatmak. bir kaç mesaj aldım. abinin gibip bıraktığı yengene ne oldu diye. galiba başka bir şehre gelin gitti bir kaç yıl sonra. tam bilmiyorum.

    sinemada yaşananlardan sonraki gün okula gittim. ece teneffüste yanıma gelmemişti. ben yanına gittim. beni görünce ayağa kalktı. tüm sınıfın önünde yanağından öptüm. o an tüm sınıfın bize baktığını biliyordum. resmen sevgilim olduğunu herkese bağırmıştım. hem de onların sınıfında. dışarı çıkalım dedi çıktık. ama konuşmuyoruz. ben lafa gireyim dedim. dün seni rahatsız edecek bir şey mi yaptım? dedim. kız ne diyecek amk. yok çok güzel avuçladın mı diyecek. çok ileri gittin. kendimi köşeye sıkışmış gibi hissettim. sinemaya o yüzden mi gittik? türevi laflar dedi. ben bir an afalladım. kesin kankalarıyla konuşmuş. çünkü tm\\\\\\\'ci ama böyle laflar kurabilecek biri değil. bende o an abimden öğrendiğim maço olma silahını kullanacaktım. lafa şöyle girdim. sevgilim değil misin? konuşmasına izin vermeden devam ettim. tüm herkes bunu bilmiyor mu? ben zaten senin elini hiç bırakmıyorum ki? her teneffüs beraberiz. seni öpmek istememin, dokunmak istememin seni rahatsız edeceğini tahmin etmemiştim. ama sen biraz ileri gittin, öpüşmemize kızmadım ama senin sonraki hareketlerin rahatsız etti diye devam etti. ben, neyse derse gidelim dedim. yürümeye başladık yürürken elimi tuttu. galiba dediklerim onu etkilemişti. o an tenha bir yer olsa da tekrar dudağına yapışsam diye geçiriyordum içimden ama her yer dolu, nöbetçi hocalar falan var elimi tutmayı bile bıraktı zaten.
    itiraf ediyorum. o konuşmadan sonra ilk defa kendimi erkek gibi hissettim. enteresan bir duyguydu. eceye kesinlikle aşık değildim. sadece iyi kızdı. takılıyorduk işte. fakat o gün o konuşmamızda ona sen benim sevgilimsin mesajını vurgulayarak vermek. iyi gelmişti bana. artık onun için gerektiğinde kavga etmem gerekiyordu. sanki öyle bir sorumluluk yüklenmişti bana. bir kere ağzımdan o laflar çıkmıştı. artık bana aitti. ileri ki aşamalar sanki daha yakın gibi geliyordu.

    ileri ki aşamalar hiç gelmedi. hep aynı seviyede kaldık. dakikalarca öpüşme, sarılma, sarılırken zütünü sıkma, elim omuzundayken meme sıkma, tekrar alt dudak yalamak. biraz da etek altı ama hiç bal kutusuna kadar ulaşamadım.o da arada benim alete dokunuyordu ama pantolon üzerinden. bir şey hissettiğini sanmıyorum. zira kiloluydum ve aletim küçüktü. tüm bu aksiyonlar arada sırada ve kimsenin olmadığı yerlerde gerçekleşiyordu. o yıl içinde ayrıldık. hemde okulun bitmesine yakın. ayrıldığımız gün kızlar da yaz giyimine geçtiler. yani artık eteğin altına çorap giymek zorunlu değildi. hay şansımı gibeyim dedim. ne züt ne bacak avuçlardım.
    ayrılık sebebimiz inanın neydi hatırlamıyorum bile ama galiba yakın arkadaşları etkili oldu bu durumda. yaşadıklarımızı anlatınca , arkadaşları galiba ayrılmayı kafasına soktu. hani biriyle küsersiniz sonra aradan zaman geçer niye küstük lan biz dersiniz. o misal niye ayrılmıştık lan biz.
    yine de eceye bana yaşattıkları için ve bizi ayıran arkadaşlarına fazla uzatmadan ayrılmamıza yardım ettikleri için teşekkür borçluyum.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Rez burda kaldım
      ···
  7. 7.
    +44 -2
    4.sınıfta bir beden dersi sonrası soyunma odasına gittik. biz orada bir köşede giyinirken sınıfın en fırlama çocuklarının kahkaha sesleri falan geldi. oraya biraz yaklaşıp baktığımda o fırlama bebelerden biri gibini açmıştı. aslında neredeyse her okulda olan bir durum bu galiba. bu fırlama çocuğa ali diyelim. şaşırtıcı olan ise alinin aletini açması değil. boyutuydu. yani şunu demek istiyorum. ben hayatımda kendi aletimden başkasınınkini görmemiş, ferre izlememiş ve herşeyi sözde duymuş biri olarak. o an şok olmuştum. belki sınıftaki diğer çocuklarda şok olmuştu ama ben dedim ya biraz kendine özgüveni olmayan bir tip olduğum için kendimi sorgulamaya başlamıştım. sorgulama refleksi otomatik oluştu zaten, çünkü gib boyu üzerinden yapılan espriler vardı. her yerde duyardım. abilerimden, onların arkadaşlarından, kendi sınıfımda...
    ali sınıfın en iyi futbol oynayanı, güçlüsü, uzunu, sınıfın en güzel kızıyla çıkıyorlar ki ben bu kızdan ölesiye hoşlanıyorum yani şöyle düşünün her gece el ele yürüdüğümüzü hayal ediyorum daha sonra tabi iş ilerliyor o benim gibimi eline alıyor böyle giderken sabah oluyor, uyanıyorum haydi okula.
    yani ali zaten bana hep asla kendisi gibi olamayacağımı sürekli suratıma çarpan bir simge gibiydi. birde buna (şuan çok gayce geldiğinin farkındayım ama o zamanlar öyle bir şeyden haberim bile yoktu) alinin büyük ve kıllı aleti eklenmişti. benim o sırada aletim işaret parmağım kadar vücudumda kıl yok. çocuk resmen havasına hava kattı. artık abi gibi görüyorum şerefsizi. bilmem anlatabildim mi? ama çocuktan nefret ediyorum çünkü zorbanın teki aynı zamanda onun gibi olmak için neler vermem. çocuğu kendi en büyük abimle özdeşleştiriyorum. çünkü o da o sırada lise sonda ve baya bildiğin alinin lisedeki hali gibi. dersleri tak gibi ama diğer liseli bebeler saygı duyuyor falan.
    bugün yaptığım onca hatayı niyeyse bu ana bağlıyorum. çünkü hayatım boyunca popüler bin çocuk olmak istedim. aslında oldum da üniversitede, hatta en alasını ama benim dönüştüğüm şeyi tanımlamak için bin hafif kalır. anneme küfretmek istemiyorum ama o çocugu bir karaktersiz, midesiz oldum resmen.
    ···
  8. 8.
    +42 -3
    elifle fazla samimi değildik ama ben sınıfın kibar ve çalışkan çocuğu olduğum için herkes bana güvenirdi. bir öğle arasında herkes yemek yemeye gitmişken sınıfta bir tek ben ve elif vardı. bahar aylarıydı. havanın güzel olduğunu ve okulun 2 ay sonra kapanacağını falan hatırlıyorum. elif sıranın üzerine oturmuş telefonundan müzik açmıştı. bende çubuk kraker yiyordum. ona da ikram ettim. aldı bir kaç tane ve otursana dedi. yan sıranın üstüne oturdum. ayaklarımıza güneş geliyordu aynı zamanda açık pencereden hoş bir rüzgar esiyordu. müziği değiştirebileceğini söyledi yok dedim(irem-hayalet sevgilim).
    öylece oturduk bir 5 dakika. sonra dayanamadım ona neden kaanla yattığını sordum. önce bir bana baktı sonra dışarıya baktı. rüzgar saçlarının yanlarını uçuruyordu. ağzından tek cümle çıktı. 'alinin telefonundan videoları sileceğini söyledi' dedi. daha sonra yukarıda verdiğim bütün ayrıntıları anlattı. yani tüm bu ayrıntıları sınıfta bir tek ben biliyordum. daha sonra sınıf yavaş yavaş doldu. giderken 'bu işin içinden nasıl çıkarım bilmiyorum ama konuşmak iyi geldi' dedi.
    aradan tam hatırlamamakla birlikte uzun bir süre geçti, 1 ay kadar okulda sınıflar arası basket maçları başladı. ben tabi ki takımda değildim. ergenleri bilirsiniz. böyle zamanlarda sınıflar birbirine düşman gibi olur küfür ederler kavga çıkar falan. 8-d'yi gibtik, gömdük...
    yine böyle bir günde bizim sınıfın takımı soyunma odasına gitti. giyinmek için her sınıfta bir tane sorumlu vardı herkes giyindikten sonra kapıyı kilitleyen ve anahtarı hocaya veren. bizde de onur diye bir bebeydi. sınıf giyindi. ali ve kaan gene yaraklarını açıp bunu 8-c'ye saplayacaz dedi.o an 4.sınıftan beri yaşadıklarım aklıma geldi. aliye olan nefretim, onun gibi olma isteğim, belki kıskançlığım bilmiyorum. tüm sınıf spor salonuna indi.
    maç öğlen arasında yapılıyordu. takımlar sahaya çıktı ama spor salonu tıka basa tüm okul orada. maç esnasında ortalık baya karışık bağıranlar, haykıranlar,zıplayanlar. o kargaşada işemeye içeri gittim. baktım beden hocası maçı kontrole elinde çay kupasıyla gidiyor. aklıma bir şey geldi işemeyi bırakıp hocanın odasına gittim tam spor salonunun yanında anahtar masasının üstündeydi. aldım onu üst kata çıktım bizim soyunma odasına açtım kapıyı alinin çantadan telefonu aldım şifre vardı. bende ne yapsam derken. telefonu aldım. kapıyı kilitledim. telefonu tuvalete hiç düşünmeden attım. üstüne işeyip sifonu çektim. o an hiç bir korku yoktu bende. anahtarı yerine koymaya giderken aklıma kaan geldi. kesin videolar ondanda vardı. alinin ona göndermemiş olması mümkün değildi. hatta büyük ihtimalle elifi bu videolarla tehdit edip ikisi gibiyordu. gerçi elifte sanki sözde şikayetçiydi.
    tekrar yukarı çıkıp kaanın telefonunu alamazdım. seyircilerin arasına gittim. tezahürat yapıyorum ama nasıl avazım çıktığı kadar. o an zıplarken hocaya çarptım çayı döküldü yere ama biraz. hoca bağırdı yavaş beeee oğlum geri zekalı mısın ne oluyor yani? ne var bu kadar kendini kaybedecek? bende yerime oturdum. sonra kaan sayı attı. herkes bağırıyor. tekrar çıktım yukarı açtım kapıyı kaanında telefonunu aldım. şifre yoktu ama dosyalara bakmakla zaman kaybedemezdim. onuda aldım cebime koydum.tam çıkarken dedim ki ulan sadece sınıfın iki gibicisinin telefonları kaybolursa kabak elife patlar. içeri girdim 2 telefon daha çaldım. hiç seçici olmadım direk aldım 2 ayrı çantadan. ceplerim full ama hırkam ağırlaştı. anahtarları masaya koymaya giderken baktım hoca içeride. kız voleybol takımının maç saatini ayarlıyor. dedim sıçtım. ne yapsam diye düşünürken. odaya girdim hocam az önce olanlar için özür dilerim fark etmedim dedim. o da hala ne oluyor yani? ne zıplıyordun? diyor mal amk. neyse bunlar maçların yazılı olduğu çizelgeye bakıyorlar galiba toplam 5 kişi her sınıftan bir kişi. hoca sandalyeden kalktı masasının yanındaki panoda bir şeyler göstermeye başladı. kızlarda yaklaştı. panoya kıçları bana dönük. o an anahtarı çıkarıp masaya koydum aldığım yere, üstüne de kağıt attım.
    sonra maça döndüm ama çaldığım telefonlar hala cepte çünkü zaman kalmadı atmaya. bizimkiler maçı kazandı. bende tüm sınıfla tezahürat yapıyorum. sanki sabahtan beri oradaymışım gibi. bu salaklar giyinmeye çıktı tüm erkeler arkalarında. bunlar giyindi soyunma odasında yer kalmadı aklına esen geliyor. bu iki salak yine açtılar aletlerini soktuk mu soktuk mu ... diyorlar. bir dakika sonra kaan lan telefonum yok demeye başladı. millet bak oğlum çantada altlardadır. diyor. sonra ali de fark etti. sonra hırsız girmiş lan diye kıyamet koptu ama o an telefonlar cebimde. herkes çantasına bakıyor sonuç 4 kayıp millet o 4 kayıp telefonu aramaya başladı amk. amk titriyorum. telefonları kapatmayı unuttum o kargaşada. hoca geldi nasıl olur anahtar bendeydi falan diyor.
    o an ayaklarım bildiğiniz titriyor. gidip atmam lazım. neyse kızlarda çıktı yukarı ama elifin surat şok. yandakilere soruyor alininki de çalınmış mı diye. sonra bu ağlamaya başladı ben anlamadım olayı. ali elifin yanına geldi teselli ediyor. elif ağlıyor ya bulan videoları yayarsa?
    ben diyemiyorum da ben çaldım diye. neyse o arada tuvalete gittim hepsini attım amk. bir dakika düşünmedim.
    kimse benden şüphelenmiyor tabi. resmen hayaletim. hayalet sevgili. telefonu çalınanlar diyor ki hocaya. hocam başta çalıyordu şimdi kapalı. ben içimden gülüyorum.
    1 ay sonra mezun olduk. artık liseye yeni ortama yeni insanlara gidecektim. elifle o günden 7 yıl sonrasına kadar görüşmedik. aliyle memlekete gittiğimde hep karşılaşıyorduk ve hala karşılaşıyoruz. kaan'ı bir kere ankarada metroda gördüm. o beni tanımadı. ancak boyu benden bir karış kısaydı ve tipsizin tekiydi.
    bu günlük bu kadar anlatıcam. hayatımı şekillendiren ilk basamağı anlattım. sonraki basamaklar benim için daha büyük kötülükler, iğrençlikler barındırıyor. onları da yarın anlatırım. hepinize iyi geceler.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      Anlatırken aksiyon yaşadım pnp helal olsun güzel yazmışsın.
      ···
    2. 2.
      +3
      Vay aq bu bolum cok iyiymis aksiyon falan
      ···
    3. 3.
      +1
      Amin oglu insan okucak bunu
      ···
    4. 4.
      +1
      Amin oglu insan okucak bunu
      ···
    5. diğerleri 2
  9. 9.
    +43 -2
    o yaz boyunca sürekli abimin dükkanına gittim. hem evde annemler yokken yalnız kalmamak hem de ferre izlemek için. bir gün yine dükkana gittim. baktım kapı kilitli açtım anahtarla girdim içeri. tam aradığım fırsattı bu. oturdum bilgisayara. önceden düzgün ferre sitesi bulamazken şimdi arkadaşımdan öğrenmiştim bir tane. xnxx.com o mavi arka planı adeta beni büyülüyordu. bir açıyorum bilgisayarı bir o ferredan bir bu ferreya. yan yana sekme açmaktan bilgisayar takılıyordu, direk kasada olan açma tuşundan açıp kapıyordum. 31 çekmeyi deniyordum ama niyeyse sadece biraz ıslaklık oluyordu ucunda, bir türlü sonuca erişemiyordum. aklıma ali ve kaanın önümüzde attırması geliyordu. bende niye olmuyor diye düşünüyordum. şimdi bana ne takıntılı bir manyaksın amk. diyenler olacaktır. haklılar da ama o iş öyle değil. o yaşlarınızı düşünün sizde de yaşıtlarınızda gerçekleşen ama sizde gerçekleşmeyen şeylere karşı hassaslaşma olmuştur. zaten ben sürekli bunları düşünen biri değilim ama cinsellik söz konusu olduğunda aklıma geliyordu ve o zamanalar hayatımda olan şeyler bence görmezden gelinecek şeylerde değildi. hoşlandığım kızın başına gelenler, benim yaptıklarım, nefretin altına gizlenmiş neden ali gibi değilim ben takıntısı?
    şuan düşünüyorum da ali aslında benim hayatımda bir sembol. ali aslında kaan, aslında büyük abim, aslında güçlü ve baskın olarak bildiğim kızları elde eden herkes. onlar sadece daha çok gözümün önündeydi hepsi bu. bu arada ali sembolüyle eşleştirdiğim herkes niyeyse bir taka derman olmamış parazitler. herhalde hayatın kuralı bu sende ne ekgibse ona özeniyorsun, özendiğinin kim olduğuna bakmadan. bir huur mutlu bir aile annesine özenirken, o anne huurnun renkli ciks hayatına özenebilir.
    dükkanda o gün bir ferre izliyordum. masaj ferresi. real amateur'dan sonra niyeyse en sevdiğim kategori bu. ya kadın erkeğe ya erkek kadına masaj yapıyor, yağlıyor. kadın adamın üstünde çırılçıplak kayıyor. vajinanın dudaklarıyla üstünde git gel yapıyor. bende bu tip pornlardan biri olan meşhur pembe masaj odalı olanlar varya gizli kamera gibi tepeden izliyorsun. o ferrelardan birini izliyorum. çok güzel çünkü hem masaj ferresi hem de gizli kamera gibi ya real amateur hissi veriyor. adam uzanıyor kadın masaja başlıyor arada havlunun altından adamın gibine, taşağına dokunuyor. her yerini yağlıyor. bacaklarını, göğüsünü, sırtını... tabi ben bu anlarda kendimden geçiyorum. hiç ileri sarmadan izliyorum. bu aşamlardan sonra havluyu atıyor ve saksoya başlıyor. o anda arkadan bir ses duyuyorum. arkamı dönüyorum. abim amk.
    ben zaten sesi duyunca direk dönen sandalye var ya onunla arkaya dönüyorum. abimle gözgöze geliyoruz o elleri havada telaşlanma,dur, korkma der gibi. ben hemen pantolonu yukarı çekiyorum ama herşeyi görüyor. ben kekeliyorum. ne dicem amk. herşey ortada zaten. hemen cümleye giriyor. korkma aslanım. tamam. olur böyle şeyler. normal. ben tabi kıpkırmızıdan da kırmızı. vücudum buz gibi ama terliyorum. aşağı depoya iniyor. inerken diyor ki sen işini bitir sonra yanıma gel. ben arkadan titreyen bir sesle ne işi yaaa gibi saçma bir laf ediyorum. hemen göz atma geçmişini silip iniyorum.
    suratında güleç bir ifade var. ensemi tutuyor. erkek mi oldu lan sen? çekinme olur böyle şeyler. ben seni görmeden aşağı inecektim ama sesi duydun diyor. başlıyor tavsiye vermeye. çok çekme haftada en çok 3. boyun kısa kalır bak. çekerken çok uzatma geç boşalma olur çok erkende boşalma erken boşalma olur. ben ne diyeceğimi bilemiyorum susuyorum. sonra diyor ki sen çekmek istediğinde ofise gir kapıyı kapat ben anlarım zaten merak etme kimse rahatsız etmez. sonra diyor ki işi ilerlettiğinde bana haber ver. sevgili falan yaptığında yani bir işe kalkışmadan söyle bana çekinme. bir hata falan yaparsın. bilgim olsun. liseye geçiyorsun artık koca adamsın olacak böyle şeyler.
    o gün bir kaç sonuç çıkarıyorum bu olaydan.
    hayatımda bana hiç nasihat vermemiş muhabbetimin kısıtlı olduğu abim benimle cinsellik hakkında konuşuyor ve ilerleyen zamanlarda da konuşmamı istiyor. laflarından çıkardığım sonuca göre lisede gibişmem olasılıklar dahilinde. o gün inanılmaz utanıyorum çok tasvir etmeme gerek yok zaten aranızda başına gelenler olmuştur. bir yandan da acayip sinirleniyorum. her ne kadar abim de olsa böyle birinden nasihat almak zor geliyor. böyle birinden kastım. ilişkimizin sınırlı olduğu. aramızdaki soğuk duvarlar kalksın istemiyorum. bir de içimden hayıflanıyorum. keşke bende onu nişanlısını giberken bassaydım. sonrada deseydim ki. koca adamsın koca kadınsın utanmayın olur böyle şeyler. böyle bir şey yapsam kesin dayak yerdim ama düşünüce iyi geliyor.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5
      Hahahaahahahhahaha oç güzelmiş
      ···
    2. 2.
      +2
      Sesli güldüm bin
      ···
    3. 3.
      +2
      Hadi devam seri seri
      ···
    4. 4.
      +2
      Son cümlelere güldüm aq ahahah
      ···
    5. 5.
      +2
      Sonunda güldürdün hosuma gitti
      ···
    6. diğerleri 3
  10. 10.
    +40 -3
    dediğim gibi 4.sınıf boyunca alinin cinsel hayatını gözümüze sokması devam etti. her beden dersi sonrasında bu tip olaylar yaşandı. hatta yanına kankası kaan da eklendi. kaan da aliden farklı değildi. harbiden onunda gibi kocamandı.
    bu tabi ki beni daha çok gerdi. ali ve kaan gibi olan herkes böyle popüler ve kızların etrafında döndüğü kişiler miydi? kafam karışıktı yani ben gayet kibar sessiz biriydim ve sonuç: ezik, yalnız, en yakın arkadaşım benden bile ezik, hafif kilolu, sınıf maçlarında yedekte bekletilen, sevdiği kızı aliye kaptırmış biriydim. işin doğrusu kendimi erkek gibi hissetmiyordum ya da erkekliğimin farkına varıyordum?. halbuki daha 4.sınıftaydım ama bu düşüncelere kapılmak benim suçum değildi. ali ve kaanın da değildi her yönden benden çekici olmaları. kimin suçuydu amk?
    her neyse ben hala gibimi işemekten başka birşey için kullanmazken ali ve kaan gözümüzün önünde 31 çekti, hatta fışkırttılar. tüm sınıf ooooo diye bağırdı. ben ilk kez 31 çeken birini gördüm hatta 31 çekmeyi orada izleyerek öğrendim. eve gittim denedim. hiçbir şey olmadı ne sperm geldi ne bir şey. ben yine hatayı kendimde aradım amk. sırf bu yüzden yeni neslin internete olan erişimi beni germiyor. merak ettiklerini, büyüklerine sormaya çekindikleri şeyleri internetten bakabiliyorlar.
    her neyse konuya dönelim, ali ve kaan\\\'ın bedensel değişimi o yıl inanılmaz bir şekilde arttı. yıl sonuna geldiğimizde onlar biraz daha iri olmuşlardı. daha çok kıllandılar. ikisindede gözle görülür şekilde sakal çıktı, gibleri dahada büyüdü şerefsizlerin. bize nasıl etek tıraşı olduklarını anlattılar. sınıfta birkaç kişide daha bu değişim yaşandı. kızların memeleri belirginleşiyordu. bende tık yok yani çok az hafif taşaklarda kıllanma falan.
    ···
    1. 1.
      +24
      Güzel kardeşim senin ben dıbına koyayım ne okuttun lan bana
      ···
      1. 1.
        +3
        +468853477
        ···
    2. 2.
      +6
      Amini gibeyim gulmek de istemiyorum simdi ama bu ne
      ···
    3. 3.
      +2
      Saksoya mı yattın nerden gördün büyüdüğünü amk
      ···
    4. diğerleri 1
  11. 11.
    +42 -1
    benim hayatım böyle basamak basamak, beni kötü bir insan olmaya iten her bir olay bir basamak gibi. işte ilk basamakta ali. bu ilk basamağın son tuğlalarını anlatıyorum şimdi. ali denen bebe işte bildiğiniz gibi binin teki, fırlama, kimseden çekinmeyen biri. sekizinci sınıf hatırlarsanız kızların gelişimlerini tamamladığı erkeklerden daha azgın oldukları ama pek dile getirmedikleri yaşlardır.
    ancak bizim sınıfta , birazda samimiyetin etkisiyle bu konular kızlarla erkekler arasında şaka yollu konuşulurdu.
    bir gün yine bu muhabbetlerin döndüğü öğle arasında , ferre muhabbeti açıldı. kızlara soruyorlar ferre izliyor musunuz ? okşuyor musunuz? tabi bunu ali ve tayfası, sınıfın fırlama kızlarına soruyor. bu kızlardan biride alinin sevgilisi(yani aşık olduğum kız). kızlar yağğğğğ iğrenç tobiki hoyorr gibi tepkiler veriyorlar. sınıfın geri kalanı da onları dinliyor. neyse muhabbet ilerledi. hiç dıbına bir şeyler sokuyor musun?
    sorusuna kadar geldi. kızlar bu kez erkeklere sordu işte 31 hakkında, sonra muhabbet alinin ciks hayatına geldi ki dananın kuyruğu burada koptu. ali her şeyi açık açık anlattı. arada kızlara laf çakıyor tabi. işte yaladıkça ıslandı... kökledim. suratına attırdım. kızlar dinlerken gergin ama arada hafif gülme sesi geliyor. arada kaan denen binte kendi tecrübelerini anlatıyor. ortam iyice çığırından çıktı. sınıfta dindar bir kız vardı yani ailesi aşırı tutucu sınıftan çıktı.
    sonra ali kızlara dedi ki isterseniz açayım bakın. kızlar yine gülüyor. bu kemeri çıkardı. kızlar hala salak salak çığlık atıyor. pantolonu indirdi. kızlar gözlerini kapatıyor. ama tüm sınıf açamaz modunda. bu hiç çekinmeden donuda indirdi. bakın ortamı anlatıyorum. sınıfta en az 35 kişi ve hepimiz arkadaşız. erkekler neyse de kız dolu.
    o gözünü kapatıp çığlık atan kızlara hiç aldırmadı öyle duruyor. birde öncesindeki konuşmadan dolayı erekte halde. sonunda kızlarda bakmaya başladı. kapat diyorlar bir yandan da bakıyorlar. hepsi yutkunuyor . bu arsız da kızlar gözünü açınca masalarına falan vurdu aleti. zaten yaşananlar karşısında alinin kankaları da dahil herkes şok.
    o güne dair unutamayacağım tek şey şu. kızların büyük kısmının öylesine kapat dediği ve izlediği, olay olduktan sonra birinin bile şikayet etmemesi ne okula ne ailelerine, daha şaşırtıcı olansa aliyle olan ilişkilerine olduğu gibi devam etmeleri oldu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      Rez ali muallakymiş
      ···
    2. 2.
      +3
      Böyle bir olay yaşandı ve okula ne aile geldi nede şikayet geldi?

      Ya gibtirgiit amk ali sinifta bi kizi yatirip gibti sizde izleyip 31 cektiniz mi bari amk
      ···
  12. 12.
    +37 -5
    yaz tatili oldu. 5.sınıfa geçtik. ali bize karı gibtiğini falan anlattı. hemde 4 kez. tabi hiçbirimiz inanmadık. anlattığına göre yazın köylerine gitmişler orada lise 2'ye giden kuzeni bunu 2 kez keraneye zütürmüş.2 kezde kuzeninin köyde gibtiği bir kız varmış onu gibtirmiş ve bu kız kuzeninden de büyükmüş. biz tabi inanmıyoruz. siz görürsünüz falan dedi. aradan bir kaç ay geçti. bu sırada kameralı telefonlar yaygınlaşmıştı. ama vga kamera denilenlerden.
    o yıl içinde 10 gün kadar bir tatil oldu. bayramdı galiba. bu bin tatilden sonra geldi elinde bir nokia 6600, kuzeninmiş. bize bir şey göstermek için getirmiş. tahmin ettiğiniz gibi dolu dolu resim ve 18-19 saniyelik videolar. ali bildiğin otlak gibi bir yerde bir karı bacakları açmış ama tamamen çıplak ali de çıplak ve üstünde. biz tabi şok. onlarca resim yani düşünün kızın ağzına bile vermiş. videoları ve resimleri çeken kuzeni. tabi bu geçen sürede bende birkaç ferre izlemişim internet kafede. haliyle karşılaştırıyorum. ali bildiğin ferredaki adamlar gibi yani kadın çığlık atıyor. ali taramalı gibi kuzeni helal koçuma diyor kamera arada kadının suratına, aliye, alinin arkadan taşağına yaklaşıyor. kadın alinin kuzenine diyor ki , al amca oğlunu üzerimden hayvan bu. böyle konuşmalar. kuzeni de arada gibini kadının ağzına sokuyor ama alininkinden küçük ve kuzeni lise 2 ali 5.sınıfta amk. videolardan sonuncusunda kuzeni aliye karnına karına diyor ve ali boşalıyor. şuan belki izlesem gülerim ama o zaman ister istemez etkileniyorsun. hatta şuan bile bana tuhaf gelen şey 5.sınıfa giden bir çocuğun bu yaşadıkları. yani bilmiyorum bence hala tuhaf.
    ···
    1. 1.
      +29 -2
      Dikkat dikkat. Bütün sözlük ahalisine uyarıdır. Hikayeyi yazan şahısta ağır miktarda gaylık ve saflık tespit edilmiştir. Tüm alan 2 saat içinde nükleer biyolojik kimyasal ve pgibolojik temizlik için ANAN31 tarzı bomba ile bombalanacaktır. Bu bir tatbikat değildir. Şimdi panik yapmadan arka kapılardan çıkınız
      ···
  13. 13.
    +41 -1
    bu sürçten sonra olay bizim için biraz daha normalleşti. kabullenmiştik yani. elif huur damgasını yemişti. ali kral olmuştu. elife kocan geldi falan diyordu. nereden öğreniyorsa bu lafları amk malı? elifin tepkileri yaaa bi git üf salak seviyesindeydi. yıl içinde ali defalarca kez daha elifi gibtiğini iddia etti ama bu sefer video yoktu çünkü elif kabul etmiyordu. büyük ihtimalle videoları yaymakla tehdit ediyordu. anlattığına göre artık daha rahat içine alıyormuş. ıslanması yeterliymiş. ama bu konuşmalar yine sınıfta elifin önünde geçiyor. elif yalancı demekle yetiniyor.
    elif o yıl boyunca yaşadıkları sonucu huurluğu kabul etti. sınıfta artık biraz fırlama olan her erkek elifi açık açık gibmeye çalışıyordu. tabi ki böyle bir şey olmuyordu. ancak elifi sınıfta köşeye sıkıştırıp memesini, zütünü sıkma çok oluyordu ya da duvara yaslayıp sürtünme. bunu sadece ali değil başta ali ve kankaları olmak üzere diğer sınıfın binleri bile yapıyordu. sınıfta herkesin önünde. elif yine salak tepkilerini veriyordu. yaa üff yeter tamam, eliyle hafifçe itiyordu.
    elifin gerçekten salak olduğunu düşünmeye başlamıştım. bunu yüzde yüz doğru olduğuna başka bir olayla daha şahit olmuştum. başta bahsetmiştim alinin kankası kaan'dan. ali ve kaan hep yan yana olan sınıfta sözü geçen çocuklardı. kaan daha uysal ve insancıldı. ancak sonuçta alinin arkadaşıydı. ne kadar iyi olabilirdi ki? bir aralar sınıfta kaan ve elifin çok samimi olduklarını gördük. başta anlamadık ama ilerleyen süreçte el ele oturmaya falan başladılar. tabi bu durum alinin umurunda bile değil. belki o süreçte hala gibişiyorlardı. olayı anlamamız biraz geç oldu ama yine şok etti. bu kaan bini elife yaklaşıyor. seni seviyorum, aliyle yaşadıkların umurumda değil ayağına kızı kandırıyor. ya da elif büyük yarak hastası olduğu için kendi kanıyor. tahmin ettiğiniz gibi kaan da elifi gibiyor. hem de bir kaç kez. elif başta hiç o topa girmiyor ama kaan son hamlesini yapıyor. ben alinin telefonunun şifresini biliyorum videoları silebilirim ama bu durum benim en yakın arkadaşımla aramı bozacak. bunu göze almalı mıyım? tabi ki videolar silinmiyor. elif kaanın da altına yattıktan sonra aynı dedikodular, kaanın olanları herkese anlatması gibi olaylar tekrar yaşanıyor. kaanla ali daha da yakın arkadaş oluyor. birde bir dedikodu daha ekleniyor. kaanın ben tutamadım içine boşaldım demesi sonucu elif hamile mi? cevap hamile değil merak etmeyin.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +3
      Panpa elife acıdım amk
      ···
    2. 2.
      +7 -1
      Sebepsizce kalktı
      ···
  14. 14.
    +39 -3
    ben o süreçte biraz kendimden bahsetmek istiyorum. elife olan ölesiye aşkım biraz köreliyor ama ölesiye üzülüyorum. bazen üç dört tane çocuk onu arasına alıyor sıkıştırıyor, aptal aptal laflar ediyorlardı. zaten yalama oldu bir kerede bize versen... tüm bunlar karşısında diğer kızların bakışları. bende tüm bunlar yaşanırken soru çözer gibi yapıp bakmıyorum. hem kendim üzülüyorum hem de elif izlediğimi görüp üzülmesin diye. benim çok farkımda ya... daha öncede dediğim gibi tüm bu çirkinlikler yaşanırken benim alet hep taş gibi. üzgün hissederken bunu yaşamak. sevdiğini düşündüğün kişi bunları yaşarken? şu an olmuyor bu biliyor musunuz? beni sarsan bir olay yaşarsam ne ciks isteğim kalıyor ne birine yakınlaşma. elifin yaşadığı bu şeyleri bazen evde hayal ediyorum. kendimi alinin yerine koyuyorum. yani o karakter ben oluyorum ve bundan zevk alıyorum. yani ayıpladığım, iğrendiğim alinin yerinde olmak bana zevk veriyor bir de birazcık suçluluk duygusu ama biraz. bazen diyorum bende erkeklerin elifi taciz ettiği zamanlar bende gidip memesini falan tutsam ne olur? zaten o da alıştı. kendimce durumu kafamda aklıyorum. ama tabi ki yapmıyorum. o yaşta şimdiki halimden çok daha akıllı ve merhametli biriymişim. çünkü bu aklımdakileri yaparsam elif üzülür, ben sınıfın gözünde ali ve diğerleri gibi basit biri olurum. yapmadım böyle bir şeyi. pişman değilim. ama videoları ve fotoğrafları düşünüp hayal kurduğum oldu.
    benden genç kardeşlerim, benden büyük abilerim haddim olmayarak sizlere bir nasihat vermek istiyorum.

    ---hayatta hiçbir iyilik ve hiçbir kötülük karşılıksız kalmaz. her firavunun bir musası olur---
    ···
    1. 1.
      +4
      Bu yazdigin soz cok hosuma gitti super
      ···
    2. 2.
      +4
      Ali ve kaan avradinizi gibeyim picler
      ···
  15. 15.
    +40 -2
    not: kankalarım, hafta sonu çok hızlı gittim ama hafta içi ne yazık ki aynı şekilde olmuyor. öncelikle hikaye geldiğim yaşa kadar ilerleyecek. yani 25 yaşıma kadar. bu gün yazabildiğim kadar yazmaya çalışacağım. okuduğunuz için teşekkürler. başlıyorum.

    en son ilkokuldan mezun olduğumdan bahsetmiştim. oradan devam ediyorum.
    okulumuzda mezuniyet töreni olmadı. son gün aldık karnelerimizi, önümüzde ki 4 yılı heyecanla bekledik. oks olmuştu ve sonuçları bekliyorduk. çoğu insanın aksine benim sınavım iyi geçmişti. fakat iyi geçtiğini kimseye söylemiyordum. çok uzatmayayım sonuçlar açıklandı. gayet iyi bir puan almıştım. iyi dediğim öyle derece değil. dershanede yapılan denemelerden 10 puan kadar fazla. bu puan beni o şehirde bir anadolu lisesine yerleştirmeye yetiyordu. zaten sınıfta en yüksek üçüncü puan, okulda ise ilk on içindeydim. bildiğiniz liste asmışlardı kapıya. bu kısımlara sonra geleceğim. ama ailevi meselelerden bahsetmem lazım çünkü o üç aylık yaz tatilinde yine beni derinden etkileyen bir kaç olay yaşandı hemde eş zamanlı olarak.

    o süreçte en büyük abim kendine dükkan açmıştı. hatta nişanlanmıştı. evde küçük bir nişan olmuştu. abim bence kıza aşık değildi. çünkü ben abimi dükkanı ilk açtığı zaman başka bir kızla tartışırken görmüştüm. böyle kol tutmalı, çekmeli falan. zaten görücü usulü olmuştu. evde bu nişandan sonra evleneceğin kadın eğlendiğin kadın olmasın, akıllı kocasına bağlı, itaatkar, gerektiğinde aza kanaat eden, yüzünü yere eğmeyecek temalı konuşmalar geçiyordu. işin garibi bunları abim kendisi diyordu. eğer bir kadına aşıksan bu dediklerin bence ikinci planda olmalıydı. yani kadını seviyorsun ki nişanlanmışsın, o özellikleri olmasa nişanlanmazdın zaten amk. müstakbel yengem iyi bir tipti, muhafazakar bir ailenin lise terk, tesettürlü kızı. babası esnaf orta halli bir adam. nişanlandıklarında 17 yaşındaydı, bir ay sonra 18 oldu.

    bu üç aylık süreçte tüm aileyi şok eden bir şey daha yaşandı. bir haziran günü sabah saat 4 falan galiba kapı çaldı. kapıyı açtık evin içine 4 polis daldı. büyük abim baksırlı falan asdfasdf. benim ayaklar zangır zangır. ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. neyse adamlar evi aradı. babamı göz altına alıp gittiler. daha önce bahsetmiştim babam gariban bir memur. hatta size görevini anlatayım. birimler arası dosyaları taşımak. yani birinci kattaki dosyayı çıkıp üçüncü kattaki adama vermek. ama o zamanlar zaten bir tutuklama furyası başlamış gidiyor. her gün bir ilçede kaymakam, belediye başkanı, memurlar işçiler tutuklanıyor. şimdiden söyleyeyim. 6 ay sonra ilk duruşmada hakim bir cümle bile dinlemeden beraat verdi. ama o kaymakamlardan, başkanlardan haber yok... babam galiba arada kaynamış amk. tabi önemli olan bu değil bu süreçte yaşadıklarım. hangisini ilk anlatsam şaşırdım. kronolojik sırayı kuramadım kafamda.
    2. en büyük abim zaten şehir dışında mühendislik okuyor.o günlerde de orada zaten bütlere kalmış.o yaz boyunca en fazla 10 gün gelmiştir eve. benim bir büyüğüm öss kasıyordu girdi sınava sonucu bekliyordu.

    ikinci kısım 2 saat sonra gençler. ekran başında beklemeyin.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Anladim abe
      ···
  16. 16.
    +36 -5
    lise 1 bitmişti. bu konuda hiçbir şey hissetmiyordum. yani ne üzüntü ne sevinç karnemi aldım eve geldim.o kadar şey yaşadığım ilkokulda bile mezun olduktan sonra aynı anda sevinç, üzüntü ve geleceğe dair merak hissediyordum. galiba insanoğlu gerçekten nankör. mutsuz ve gergin zamanlarım daha mı çekici geliyordu? anlamakta güçlük çekiyordum.
    bir önceki kısımda anlattığım kopya olayı dışında burada kendime itiraf etmemi gerektiren bir olay olmadı. lise 2 için düşünmeye başlamıştım. tm mi seçsem mf mi? mf seçtim ama üniversite sınavında tm\\\'den yerleştim. bugün keşke yabancı dil seçseydim diyorum. hayat bazen böyle çok başka yollara saptırıyor adamı. bu da en basit örneği.

    lise ikiye geçtiğim o yaz. babam bana bilgisayar aldı. alınmasını da büyük abim sağladı. babam hapisteyken devlet bize maaşının bir kısmını veriyordu. babam çıktıktan 6-7 ay sonra o verilmeyen kısımları da verdi. o sırada abim babama sira sayi sifati liseye geçti sürekli ödevleri için dükkana geliyor bu paranın bir kısmıyla ona bilgisayar alalım dedi. babamda kabul etti. ancak aylık internet parasını fazla bulduğu için internet bağlatmadı. yani aslında bilgisayar değil süs aldı. tam benim bir büyüğüm olan abim de gitti oda bana kaldı, bilgisayar alındı diye sevinirken internet yoktu. bilgisayar eve geldiği gün büyük abim yine salak salak şakalar yaptı. eliyle 31 işareti yaparak, artık rahat rahat dedi. bu adamın galiba hayatımız boyunca benimle iletişimi bu seviyede olacaktı. bugün 25 yaşındayım gelsin yine aynı hareketi yapsın anlamsız bulurum.

    bilgisayar geldikten sonra bir arkadaşımdan bir kaç ferre cd si aldım. zaten ilk attırmam da o yaz oldu. gene sırtını sıvazladığım bir gün başta ucu ıslandı ama eskisinden biraz daha farklı bir zevk aldığımı fark ettim. yavaş ama artan bir zevk. sonra alet sanki aniden kasıldı, baş kısmı irileşti. ucundan beyaz bir sıvı fışkırdı. ben gururla karışık bir şaşkınlık duygusu içinde zevk yaşıyordum. sperm denen şey iğrenç kıvamda bir şeymiş onu anladım. birde ılık ve yapış yapış. o gün yaklaşık 3 kez daha çektim. boşalma sürem her seferinde artıyordu. bir kez daha attıracaken aletimin başının sızladığını hissettim ve durdum. o günden sonra hayatımdan 31 ekgib olmadı. gerçi kimden oldu ki?
    31 çekmek bence genç erkeklerin cinselliği keşfetmesinin en güzel yolu. erkeğin kendini cikse hazırlamasının hem pgibolojik hem de bedensel anahtarı. daha sonraları 31\\\'i sabunla çektim, tükürükle çektim, evde kimse olmadığında zeytin yağıyla çektim, bir gün nemlendirici kremle çekeyim oda kaygan dedim ama nemlendiriciyi sürdüğüm an gibimde inanılmaz bir ısı artışı hissettim. sebebi neydi hala merak ederim. yastık gibmeyi denedim ama zevk almadım galiba evdeki yastıklar uygun değildi. en favori çekme materyalim ise muz kabuğuydu. bir gün muz yedikten sonra içinin kayganlığı bana vajinayı çağrıştırdı. o günden sonra muz kabuğu favorim oldu. herkese tavsiye ederim. en pratik çekme yönetimi ki bugün bile bunu kullanıyorum. direk baksır üzerinden çekmek. hem yakalanma olasılığın azalıyor hem de peçete derdi yok. benim en zevk aldığım yanlarından biriyse spermlerin taşaklarımdan aşağı aktığını hissetmek.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      Bak takipteyim her dk
      ···
      1. 1.
        +1
        kanka her dakika takipte olma, işini dersini aksatma, akşam uyumadan önce bakarsın varsa okursun.
        ···
    2. 2.
      +2
      Rezervasyon
      ···
    3. 3.
      +1 -1
      Adam artık çocuklarının hayatını anlatıyor
      ···
    4. 4.
      +2
      sen nasil bi pisliksin amk
      ···
    5. 5.
      +1
      adam zeytinyağı ile 31 çekiyor, lükse bak dıbına koyim
      ···
    6. 6.
      +1 -1
      31' 5. Sınıfta öğrendin. ilk defa Lise 2demi boşaldın ? WTF
      ···
    7. 7.
      0
      senin ben kafanı gibiyim
      ···
    8. diğerleri 5
  17. 17.
    +38 -2
    bu olaydan bir kaç hafta sonra sınıfta fısıldaşmalar, gizli gizli koridorda konuşmalar arttı. daha sonra konuşulan şey yayıldı ve herkes tarafından duyuldu. sadece bizim sınıfta değil tüm okulda. ali denen bin sevgilisini gibmişti. herkes bu dedikodudan bahsedip duruyordu. ancak kimsede net bir bilgi yoktu. bu kıza da bir isim takalım elif olsun. elifin surat zaten bembeyazdı. o neşeli, gülücükler saçan kız gitmişti yerine habire gözleri dolu, sarı benizli, her gün aliyle konuşmaya çalışıp olay tartışmaya dönünce böğürerek sırasında çantasına sarılarak ağlayan kız gelmişti. olay daha sonra netleşti. ali kendi evlerinde elifi beraber olmaya ikna etmişti. elifte karşı koyamamıştı. hatta ali onu zorlamıştı da. işin vahim kısmı bura değildi .
    olay önce bir dedikoduyla başladı daha sonra herkese yayıldı. daha sonra ikisinin hal ve hareketlerinden çıkarımla doğrulandı. ali zaten olayı okula yayan kişiydi. nasıl yaptığını neler olduğunu anbean anlatıyordu. benim önümde de anlatmıştı. yatağa yatırdım, yaladım, okşadım, başta çok çığlık attı, zor girdim, gibime bulaşan kan o gün duş almayınca kurudu... ben tüm bunları dinlerken hayatımın en çelişkili anlarını yaşıyordum. tüm bu konuşmalar sınıfta geçiyor. o esnada elif sınıfta, aslında herkes sınıfta. bizim sınıfta olmayanlar bile. elif gözleri dolu ve duymamaya çalışıyor. ben hem ona üzülüyorum, hem aliyi dinliyorum ve bu esnada benim alette kalkık.
    cinsellik insan için bu kadar mı güçlü bir duygu? yani aşktan daha mı güçlü? her gece uyurken hayalini kurduğum kızın üzülmesinden bile mi daha baskın bir his?
    ali olayı böyle şevkle anlatırken elif beni dinleyenlerin ali etrafında oluşturduğu çemberin içinde görmesin diye sıramdan dinliyordum. ama aslında elifin umurunda bile değildim. zaten hiç olmamıştım ki.
    ···
    1. 1.
      +5
      Super yaziyorsun
      ···
      1. 1.
        +5
        saol kanka.
        ···
    2. 2.
      +2
      Neden elif
      ···
      1. 1.
        +2
        kanka hem kendimi hem bahsettiğim diğer isimleri ifşa etmemek için. isim koyayım dedim aklıma ilk o geldi.
        ···
      2. 2.
        +1
        He tamam bu arada hikaye çok iyi yavas yavas kizi bilmem naptim sunu gibtim bunun agzina verdim tarzi degil yasanmislik var ya da cok iyi hayalgucun var ben bunlarin yasanmis olduguna inanmayi tercih ediyorum
        ···
  18. 18.
    +38 -1
    bir günlük aradan sonra devam ediyorum.
    en son alinin bize gösterdiği videolardan bahsetmiştim. bende zaten olan aliye özenme etkisi daha da belirginleşti. aliyle yaşıtız ama o bizden en az 10 yıl ilerde yaşıyor gibiydi. yani ben o zamanlar öyle algılıyordum. 6 ve 7.sınıfta aynı şekilde geçti. sınıfın en baskınları ali ve kankası kaandı. aynı olaylar tekrarlanıp durdu. yeni videolar, resimler... şöyle diyeyim alinin 5. sınıftaki bedensel durumuna ben herhalde lise 2-3'te falan eriştim. cinsel hayatına ise anca üniversitede. sekizinci sınıfa geri dönersek her gün 31 çekmeye falan çalışıyordum ama bir sonuç almıyordum. ancak zevk veren bir şey keşfetmiştim. eminim çoğunuzda yapmıştır. duş başlığını gibime tutmak suyun tazyikini arttırdıkça zevk artıyordu falan. bunu da anca haftada bir duşta yapardım. onun dışında evde hep birileri var. kendi odam yok. birde saçma bir nasihat almıştım ailemden. çok cinsellikle ilgilenen çocukların boyu kısa olurmuş... tabi bunu üstü kapalı dediler. muhabbet arasında. bu da beni biraz duraksattı açıkçası. içimde inanılmaz bir kendimi keşfetme isteği, ama keşfedememe ve hafif suçluluk duygusu. oysa ali ve şürekası her şeyi o kadar rahat yapıyor ki, sıfır suçluluk. adamlar rahat.
    alinin cinsel hayatı okulda öğrenciler arasında da yayıldı. sınıfta zaten gündem hep oydu. kızlar da dahil herkes durumdan haberdardı. ali denen bin kızlar için uzak durulması gereken ama kışkırtıcı olandı. alinin yaşadıklarını yaşayan sınıfta birkaç kişi daha vardı ama onlar ali kadar öne çıkmıyorlardı. çünkü hızlı olan yavaş olandan daha çok konuşulurdu. bu sırada benim yanık olduğum kızla bir küs bir barışık ilerliyorlardı.
    ···
  19. 19.
    +38 -1
    gıcık olduğum grup aslında yaptıklarından dolayı benim sinirlendiğimi bilmiyordu. onlara göre komiklik, şakalar... ama aslında sınıfta dikkat çekme çabaları ve bu amaçlarında beni kullanmaları hoşuma gitmiyordu.
    sınıfın en zorladığı ders tabi ki tarihti. milli eğitim vermiş kitabı hoca anlatıp anlatıp geçiyor motor takmış mübarek. işin yoksa çalış o kadar sayfayı. son sınavlar geldi. tarihten hoca kitabı bitirmiş. son yüz küsur sayfadan sorumluyuz. sınav 10 soru klagib. nereyi çalışacaz amk. o yüz sayfada 120 başlık var.
    ben zaten çalışan bir öğrenciydim. her sınava çalıştığım gibi çalıştım. sınıfta kopya hazırlayanlarda vardı. hatta bende sıraya falan yazdım baya bir şey. sınav öncesi teneffüs görüntüsünü bilirsiniz herkes gömülmüş bir şey yazıyor. sınav başladı. hoca kağıtları dağıttı. baktım sorulara 5 tanesini biliyorum. başladım yazmaya. ama çok mutluyum çünkü 50 puan oradan öbür 5 soruyu da sıkarım. al sana mis gibi 60-65 arası not. önceki notlarda o civarda ya 3 düşecek ya 4 ohhhh. sınavda yer değişimi yapıldı ama ben yerimde kaldım. çünkü hocanın sevdiği öğrencilerdendim. tam ön sırama da gitarcı geldi. arkaya dönmüş diyor ki kağıdı açık tut. dönüp bakacağım.
    sınavda ben çözerken hoca bir baktım masasından hışımla kalktı bana doğru geliyor altıma sıçtım. o an baktım gitarcının dizinde kağıt. herhalde hoca onu yan oturmuş ve kafasını eğik görünce şüphelendi. çocuk hocanın kalktığını duyunca dizini salladı kağıt yere düştü. ayağıyla yan sıraya itti. hocanın bize doğru geldiği koridor değilde diğer taraftaki koridorda yerde duruyor. hoca buna dedi ki kalk bakayım ayağa. sırasının altına baktı yok. o anda bir baktım kopya da koridorda olduğu yerden gitmiş. olayı anlamaya çalışırken bir baktım kağıt arkaya doğru bana yaklaşmış. beynim yandı dedim nasıl oldu bu gitarcı yapamaz bunu hocayla konuşuyor o sırada.bir baktım yan sıradan bir kız bana el kol yapıyor al onu hoca görmesin. ayağınla sürükle demeye çalışıyor. ona ne girdiyse. bende o an boş bulunup alıyorum tam ayağımın altında kalıyor kağıt. hoca o arada ceplerini boşalttı falan. hiçbir şey bulamadı. kağıdına baktı 2 soru yapmış biri yarım. hocada nasıl bir huurysa tamamla yarım kalan sorunu dedi. çocuğun yüzü züt şeklini aldı. ama pişkin de bir şey. hocam siz başımda beklerken yazamıyorum, belki ben sorunun bu kadarını biliyorum, soru bence tam falan diyor hoca iyice fıttırdı aq. hoca gitti masasından onu izliyor ama gözler hep onda. bende korktuğum için sırama yazdıklarımı silmeye çalışıyorum. hoca 5 dakika sonra geldi baktı sorunun kaldığı yerden sonraki kısmı full yanlış. hoca kağıdı aldı bunun. bu hocam kanıtınız yok falan diyor. bunu yapamazsınız... hoca da kudurdu tabi istediğimi yaparım deyip duruyor . inatlaşma oldu aralarında. hoca bu kez gitarcının yanındaki bebeye sardı. sen görmedin mi? nasıl görmedin? ben masamdan gördüm. hırsızlığa ortak oluyorsun dedi. ama hoca bağırarak konuşuyor. sonra çocuğa dedi ki söylersen sana 100 vereceğim çocuk dedi ki hocam valla bilmiyorum. hoca daha çok çığlık atmaya başladı. bu kez bana dedi sen görmedin mi? bak bu suça ortak olma...
    hayatımın dönüm noktası tam bu an aslında. üstüme yapışması gereken karakteri bulduğum an. dedim ki, hocam görsem ve söylesem sınıf arkadaşımın başı belaya girecek. söylemezsem sizin bana olan güveniniz kırılacak. arada kalmak istemiyorum.bu laf aynı zamanda bir ikrar içeriyordu tabi. bu bağırmayı kesti. ama o sizinde hakkınızı yiyor... diye kul hakkı klişesi yaptı. ben lafa devam ettim. aslında amacım biraz ortalığı karıştırmak, hocayı gaza getirmek. dedim ki hocam zaten söylesem bile ne olacak, kağıdını zaten aldınız. kağıtta yazdığı kadar not verirsiniz. gitarcı arada lafa atlayıp atar yapıyor. neyi söyleyeceksin yaaa... çattıkk ağğbii. lafa devam ediyorum zaten velisi gelir konuşunca falan tatlıya bağlanır.ben arada kalırım ben hiç karışmasam daha iyi dedim. hoca iyice gaza geldi. beni ne sanıyorsun ben buna göz yumar mıyım? ama bu kez bana bağırıyor hatta daha fena. o bağırırken bende sesimi yükselterek araya girdim. tek nefeste duraksamadan. \\\\\\\\\\\\\\\'sizi görünce yere attı. yan sıradaki x\\\\\\\\\\\\\\\' te ayağıyla sürükleyip saklamam için bana verdi\\\\\\\\\\\\\\\' hoca hemen ver o kağıdı bana dedi eğildim verdim. sınıfta herkes birbirine bakıyor. gitarcı mal dondu. sadece bakıyor. sonuç o sınavdan sıfır aldı. ben sınavdan yüz aldım. tarih o dönem 5 geldi çünkü 2 sözlüm de yüzdü. kağıdı ayağıyla sürükleyen kızın hoca kağıdını aldı galiba 40 falan almıştı. daha sonra gitarcının velisi geldi. hoca nuh dedi peygamber demedi. müdür affedelim falan demesine rağmen kınama cezasını aldırttı çocuğa. birde sınıfta bize, arkadaşınız dışlanmayı göze alıp doğruları söyledi bunun bir ödülü ve buna mecbur bırakanın bir cezası olmalı dedi.
    sınıfta niye böyle yaptın diyenlere. hayatımda ilk kez hayvan gibi atar yaptım. çünkü gitarcı yüzünden kendimi yakamazdım. o yan sıradaki kız niye kağıdı bana itti. hoca kağıdı benim ayağımın altında görse suçlu ben olurdum. siz kendinizi kurtarmaya çalışırken ben niye kendimi riske atayım. kopya çeken gitarcı, hocayı kışkırtan gitarcı, hocayla beni karşı karşıya getiren gitarcı, kağıdı sıramın altına atan x,suçlu ben .. temalı konuşma yaptım. sınıfta evet haklı diyenler çoğunluk oldu. sınıfta o olay artık şöyle hatırlanıyordu. sira sayi sifati haklı. gitarcı hocayı çok kışkırttı, hoca çok sinirlendi... işin aslı tabi başka amk gitarcısı, şimdi buna gül.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      Ulan kesin o kağıttan kopya çektin aqnsnnwmf
      ···
      1. 1.
        +3
        yok kanka yerde ayağımın altındaydı.
        ···
    2. 2.
      +2
      pgibopat mı lan bu tarihçi
      ···
    3. 3.
      +2
      Yazzzzssns
      ···
    4. 4.
      +2
      Olm yazsana öldün mü bin
      ···
    5. diğerleri 2
  20. 20.
    +37 -1
    ben o zamanlar olan ezikliğimi birazda aileme bağlıyorum hatta biraz değil çok. size şöyle tasvir edeyim. anne ev hanımı, sadece baba çalışıyor. 3 çocuk okutuyor o sırada ve kendisi lise mezunu bir memur.
    en büyük abim yakın şehirlerden birinde iki yıllık bir bölümü bitirip dönmüştü. kendine dükkan açmaya hazırlanıyordu. onun bir küçüğü istanbulda mühendislik okuyordu, benim bir büyüğüm yani benden 4 yaş büyük olanda tekrar öss kasıyordu. o zamanlar lise üç yıldı. bende oks denen şimdiki adı ne bilmiyorum ama o illet anadolu lisesi sınavına hazırlanıyordum. bu arada ben sınıfta çalışkan olarak bilinen öğrencilerdendim. 45 kişilik sınıfta hep ilk ondaydım
    annem cahil ama çocuklarını çok seven bir kadındı. babamda işte tahmin edersiniz. muhafazkar, baskıcı bir adamdı. galiba hayatım boyunca babamla bir şey paylaşmadım. anca eve gelir, yemek yer, televizyon izlerdi. hiç çocuklarımı alıp bir şeyler yapayım demedi. ne bir piknik, ne oğullarımla maç, iş yerine bile gitmedim. tüm oğullarına karşı böyleydi ama ben birde en küçüktüm. yani evde en çok ezilen, korkutulan. sesi çıkmayan.
    tabi tüm bunların yanında ekonomik sıkıntılar vardı. Allah şükür kimseye muhtaç değildik ama ben kendimi bu yönden de ekgib hissediyorum. hiç marka spor ayakkabım olmamıştı hatta abartmıyorum. üniversite yıllarına kadar giydiğim hiçbir şeyi kendim beğenip almadım. bu çok güzelmiş beğendim dediğim ne varsa ya pahallı ya da kalitesiz seneye dayanmaz olandı. bakın şunu yazın aklınıza paranız varsa sadece sizin değil çocuğunuzun hatta çevrenizdeki arkadaşlarınızın bile hayatına etki eder. zaten ilerleyen kısımlarda bizzat anlatacağım.
    ···
    1. 1.
      +3
      aynı ben amk
      ···