/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 776.
    +2
    Berkay'la ipler git gide geriliyor. Bağıra bağıra konuşmaları, canlı yayın açıp oyunlarımızı yavaşlatması, gayet normalmiş gibi sesini açarak ferre seyretmesi vesaire... Olmayacak şeyleri saygı duyulması gereken kalabalık bir ortamda yapması doğru karşılanacak birşey değil; üstelik defalarca kez uyarmış olmamıza rağmen. Bunların yanı sıra Monopoly oynarken tartışma çıkarması, sesini yükseltmesi bize bu odaya ters olan şeyler. Üzerine bir de bu azeri krizi cabası.

    Ertesi gün okuldan döndükten sonra bu konu konuşulup diğer odalara danışılınca laf arasında geçmiş oldu Raul meselesi. Javid sinirlendi, ama o hep sinirlenen birisiydi. Onu sakinleştirdikten sonra Eşqin'le aklı başında bir şekilde konuşmayı denerken telefon trafikleri başladı. Ulan kimleri arayıp azerice hararetli hararetli konuşmaya başladı bunlar. Anlam veremeden bizim odaya geçip Berkay'ın okuldan gelmesini beklemeye başladılar. Tabii bu olanlardan Raul'un haberi yok. Berkay geldi, selam beyler merhaba beyler falan selamlaşma faslı geçtikten sonra bizim azeri balaları Berkay'ın karşısına geçip konuşmaya başladılar

    "Berkay kardeşim, dün bir kaç şey konuşmuşsunuz yatarken. Üzücü de olsa kulağıma geldi benimde bunlar. Ben sadece seninle konuşmak, sana sormak istiyorum sakince. Biz azeriler olarak sana ne yaptıkta sen bizim olmamızı istemiyorsun ? Ya da Raul sana ne yaptıda onu dışlar gibi davranıyorsun ?"

    Eşqin ses tonunda kararlıydı. Her zaman sakin konuşan birisiydi, fakat bu sefer daha ciddi ve farklı bir ses tonuyla sesleniyordu. Yanında duran Javid sinirli bir şekilde sakallarıyla oynayıp püfleyerek sağa sola ya da bizlere bakıyordu. Telefonları çalmaya, zaman zaman titremeye devam ediyordu. Berkay kendini çeşitli cevaplarla savunmaya çalışsa da haksızdı. Haksız cevaplar vermeye de devam ediyordu. Sakinlikle süren konuşmadan sonra Eşqin ufak bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra Berkay'a "Kardeşim peki bizimle bi dışarı kadar gelir misin, seninle baş başa konuşmak istiyorum" demeye başladı. Haydaa, ulan dışarda iki azeri öldüresiye döverlerdi bu Berkay'ı. Hatta iki olsa yine iyi, bu telefon trafiğinden sonra ikiyle kalacak gibide gözükmüyor. Berkay korkmuştu, ama kabulde etti. Tek bırakamazdık bunları, Furkan'la apar topar giyinip biz de çıktık onlarla dışarı. Biz bize konuşacağımızı düşünürken kapının önünde bizi bekleyen 2 adet izbandut bozması azeri dikilmiş duruyordu. Durumlar daha da kötüye gidecek gibiydi beyler. taku takuna döveceklerdi çocuğu. O da korkmuştu her ne kadar belli etmese de.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster