1. 26.
    +1
    olayın spekülasyon boyutu o kadar güzel ki, gerçekten patrick mcgrath'ın gibik Asylum kitabı yerine okulda bunu işleyip hakkında tartışmak isterdim diğerleriyle, vermediği bir ben kalmış karının, biz hala sempati beslemeye, yaaa aşk yaaa diye aklamaya çalışıyoruz ya, irite oluyorum..

    hikaye budur ağabey, hiç bir şey anlamıyorsunuz hikayeden, hiç bir şey ama, iki çan çalacaksınız, sonra öğreneceksiniz,
    e öğrenmedim bir şey ben..

    --spoiler--
    derken frampt geldi, bir ateşi yakıp üstümüzdeki ölmeme lanetini kaldıracağımız söyledi, bir nevi narrator rolünde idi, ama bu güvenebileceğimiz bir anlatıcı mı?
    Daha sonra Kaathe, bize kullanıldığımızı gösterdi, ateşi yakmamamı, karanlığın çökmesi gerektiğini söyledi, bu insanların çağını getirecekti, insanlar karanlık ruhtandı zaten,
    mantıklı geldi, ama sonra Oolacile'e geçtik, karanlık Kaathenin söz verdiği gibi insanların yaşayabileceği bir yer değildi, gördük karanlığın insanlara ne yaptığını orada..

    arada kalıyoruz, iki yılan da yalan söylüyor, ikisi de kullanıyor bizi, ama hangisi mantıklı olan, ilk ateşe kendimi yakıt olarak sunmam neyi değiştirir ki, Ejderhaları yok eden koskoca Gwyn dahi tükenmiş orada yanmaktan, onun yerini almam sadece kaçınılmaz olanı ertelemek değil mi, ya ben de tükendiğimde ne olacak? başkası alacak yerimi, bu böyle sürüp gidemez ki, açılışta söylüyor zaten nihai finali. "yakında ateş sönecek, ve sadece karanlık kalacak"

    yaptığımız Gwyn'in çağının, ateş çağının, yani Tanrıların insanlara hükmettiği çağın sürmesi için bir fedakarlık mı? peki insanlar tanrılara muhtaç mı, oolacile bunu gösteriyor.. ancak hiç bir umut yok..
    --spoiler--

    bu kadarla sınırlı da değil, pinwheel mesela, koskoca nito'dan güç çaldı ölen ailesiyle tekrar bir olabilmek için, ancak fazla bir oldu, karısı ve çocuğuyla birleşip bir bütün ucube haline geldi, yüzlerce yıl aradı durdu, kim bilir ne kadar yakındı mutluluğuna kavuşmaya ki karşısına çıktık..

    Quelaag, sadece ölmekte olan kardeşi Fair Lady için, o iyi olsun bir nebze daha yaşasın diye humanity peşindeki biri, bu onu kötü birisi mi yapar?
    Fair Lady'nin hastalık sebebi üstelik acıdığı insanların sırtındaki irini emip temizlemesiydi, bu zehirledi onu, ona bakan iki kişi var, Quelaag, ve Kirk, ikisi de katlediliyor tarafımızca..

    Sif, Şanlı Artorias'ın ulu bozkurdu.. eğer günümüzde yanına gitmeden önce geçmişte onun yavru halini Oolacile karanlığında kurtarırsanız sinematik değişiyor, size saldırdığında bu sefer farklı, kokunuzu tanıyor, kendisini kurtaran kişiyi yüzlerce yıl sonra tanıyor tekrardan, ve boynunu büküp, yine seni karanlıktan korumak için sadece saldırıyor, sahibi Artorias'a olan şey sana da olmasın diye..

    daha bir sürü hikaye var böyle, hepsi derin, hepsi üstünde konuşulmaya açık şeyler,
    velhasılıkelam bu oyun üzüyor gençler..

    zor olan kotrolleri ve mekaniklerinden ziyade, mutlu tek bir şeyin olmadığı dünyası.. Sif'in kokumu tanıdıktan sonra yüzünü görmek iyi hissettirmiyor..
    Canavar diye öldürdüğün Quelaag'ın aslında kendi ızdırabına rağmen kardeşi için uğraşan biri olduğunu görmek de, Oscar'ın hapishaneden kaçmanıza sağladığı büyük yardımdan sonra ölümünü görmek de, o olmasa hapishane iblisi o kadar zayıf olmazdı, Siegmeyer sonra, my OnionBro.. sadece yardım ederek felaketini getirmek bir insanın, onu Hollow olup aklını yitirmekten alıkoyan tek şey savaşma arzusu, sürekli yardım ederek savaşabileceğine olan inancını alıyorsunuz elinden, onun da sonu kendi kızının elinde ölmek oluyor..

    sözün özü.. dıbına koyayım en iyi aşk romanının..
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Off amk entry giriyordum yanlışlıkla geri gittim yazdığım entry gitti anasını gibeyim böyle işin. Neyse hatırladığım kadarını tekrar yazayım.
      ···
    2. 2.
      +1
      Derken için hangi kelime kullanılmış panpa? Meanwhile mı?

      Ölmeme dediğin undead mi. ;D Ya ben böyle kavramların çevrilmesine karşıyım ya. Orijinalliği bozuyor. Böyle bölge isimlerinin ve silah isimlerinin Türkçeleştirilmesine karşıyım. ingilizce global bir dil. Mesela birisine bir şey anlatacaksın bölge veya silah isminden bahsederken onu da ingilizceye çevirmen lazım. ingilizce'de bir kelimenin binbir çeşit karşılığı var. Sen doğru kelimeyi kullanmak zorundasın. Yoksa anlaşamazsın.

      Nihai finali söylüyor derken senin yorumun mu bu? Yoksa item açıklamalarında yazan yazıların lore birikintisi mi?

      Valla ben bayağı anladım yazıyı. Bayağı sade olmuş. Normalde bir gib anlamam. Bloodborne mesela. Bir gib anlamamıştım amk. Bi de Dawn of War III. Çok ağır dil kullanıyorlar. Sanki kitap okuyoruz huur çocukları.(dıbınakoyim yazdığım yazıdan zevk alamadım ya girişirken ne güzel başlamıştım mutlu mutlu ilk yazdığım gibi olmadı .:/) Bak narrator'da orijinalliği bozmamış ama onu çevirmen lazımdı amk. Çünkü o terim vesaire değil.

      O da friendly olsaymış moruk biz saldırmazdık ona. Boss olarak karşımıza çıkmış, kıçına tekme yemeyi haketmiş. ;D

      O değil de spoiler'dan sonraki kısımdan bir gib anlamadım şu an saat sabahın 9 buçuğu aq tekrar baştan okudum yazıyı yazarken tekrar okuduğum kısımları da anlamadım amk ahahahahaha

      Valla hiç de üzülmedim moruk. Hafif bi derinden etkiledi. Sadece o kadar ahahahahaha
      ···
   tümünü göster