1. 1501.
    0
    "Çünkü bir insanı diğeri ile kardeş kılan imanı ve takvasıdır. "
    Aynen brother, imzamı atarım. Verdiğin elçi Nuh örneği de bende her şeyi çok daha net sağlamlaştırdı. Hucurat 10'da bahsedilen olay, işte tcma'nın yaptığı da buydu. Üstün olanları topluyorum derken bahsedilen üstünlük mevzusu da takvaya dairdi. Nitekim elit alfa grubunu toplamasında ve bu insanların kardeş kılınmasında kan bağından öte bir durum söz konusuydu ; bu insanlar çok daha farklı bir yakınlıkla aile oldular. insanların alfasını tetiklemesindeki olay da bu ruhsal/manevi gücün açığa çıkmasıyla ilgiliydi. Kendisi bu dosdoğru yolu çok daha önceden fark ederek onu nasıl üstün kıldığını keşfetmişti. Başlıkta alfa olunca yaşanacaklardan bahsederken"Her güzel şey seni bulacak" diyordu, burada bariz tanrının yardımına göz kırpıyor gibi ama o şekilde belirtemediğini hissediyorum başlıkta. Tanrısıyla sünni dogmatik bağlamların dışında ne kadar yakın bir ilişkisi olduğunu da mesajlarında bize yansıtmıştı. Tabi kuran gerçeğiyle yüzleşince artık yaşadığı her şeye daha derin ve açıklayıcı cevapları bulmuştır.
    ···
    1. 1.
      +1
      "Başlıkta alfa olunca yaşanacaklardan bahsederken"Her güzel şey seni bulacak" diyordu, burada bariz tanrının yardımına göz kırpıyor gibi ama o şekilde belirtemediğini hissediyorum başlıkta."

      Haci'nın aktardıklarından biliyoruz ki tcma dinini sonradan buluyor. Bir de bu yazının başlarında geçiyor, o zamanlarda dinle pek ilgisi olmadığını biliyoruz. Bunu göz önünde bulundurarak ben bu cümleyi telkinsel eğitime ve sanatsallığa bağlıyorum.
      ···
    2. 2.
      +1
      Dinini önceden bulduğunu mu iddia etmişim? Yoksa tanrının yardımını aktarırken daha yüzeysel bir dil kullanmayı uygun gördüğünü mü söylemişim? Sözlerimi anlamamış ve çarpıtmışsın. Kuran'ı tanımadan önce de tanrısıyla yakın bir ilişkisi vardı.
      ···
      1. 1.
        +1
        Yunus suresi 100. ayette aklı kullanmanın önemi mevcut zaten. Her güzel şey seni ancak aklını etkin bir şekilde kullanırsan bulur.
        " Her güzel şey seni bulacak.
        Fakat nasıl ?
        Nasıl olacak bu ?
        Bu kadar basit mi ? "


        "En iyi olana herkes saldırır ölü adam…
        Göremiyor musun kanka ?
        Hayat çok güzel gerçekten.
        Yaşamasını öğretiyorum ben burada sana…
        Güzel olan her şeyin tozpembe olmadığını öğretiyorum.
        Basit, değil mi ?
        Umursama…
        Liseliye bağla diye söylemiyorum bunu.
        Her şeye hakettiği kadar değer ver."

        Fakat burada her güzel olanın kolay olmayacağı da açıkça yazılmış.
        Güzel olan belli ki duygulara göre güzel değil.
        Referans olarak aklı almazsan ferrari muhabbetlerini uç karı kız muhabbetlerini hedefin yapıyorsun ve kitlenin çoğu da harika bir şekilde eleniyor.

        Alfa olarak planlarını büyütmek kısmının dünyanın batıllıklarına dalmak olmadığı belli oluyor.
        Her şeye gerektiği kadar değer veriliyor.

        Tanrının yardımını aktarırken daha yüzeysel dil kullanmasına aynen katılıyorum.
        ···
      2. 2.
        +2
        Elbette anlamadan, tartmadan, düşünmeden her şeye hak ettiği olan değeri vermek mümkün olmaz. Bunu hakkıyla yapabilmek keskin bir aklın getirisidir. Yunus 100 artık kültleşmiş durumda; caner taslaman, emre dorman, mehmet okuyan gibi akıl ile dini bildirmeye çalışan değerli insanlar da sıklıkla kullanıyor bu ayeti.

        Umursamamak da sürecin sonunda oluşan bir eylem. Her şeyi ilüzyonlardan arınık görebildiğin durumda değersizlik alanına giren olguları giblemiyorsun. Bunlar toplum tarafından oldukça değer görebilir, fakat apple'dan etkilenmeyen altair örneği gibi oluyorsun. "Liseliye bağlamamak" kısmı ise henüz bunları idrak edemeden sırf tcma dedi diye "fak yeaaa giblemiyorum" kuruntusuna kapılma konusunda bir uyarı. Çünkü süreç içerisinde neyin ne olduğunu aklınla ayırt etmen ve bazı olguları ise doğrudan tecrübe etmen gerekiyor. Nitekim bu sebeple saha görevi vs. var.

        Rum 30'da da vurgulanan insanın içinde olan fakat farkında olmadığı o "dosdoğru din" nasıl açığa çıkacak? Neden farkında değil insanlar? Bunun cevabı başlıkta. Kitle düşünmektense ölmeyi tercih edebilecek kadar batağa saplanmış durumda, bu sebeple güdülüyorlar. Başlıkta her şey akıl, sorgulama ve tefekkürü işaret ediyor; fakat bunu bilinç düzeyinde yapmıyor tcma, çünkü ortam müsait değil. Bakın beyler ben çok düşündüm, tefekkür ettim, öyle ki çoğu mevzuyu kafamda simule ederek bile çözebilecek kadar aklımı geliştirdim vs. dese "hastir len" cevaplarıyla başlık bugünkü etkisini yaratamazdı. Primatların bile içine işleyebilecek sanatsallık işte kullanılan, pozitif NLP diye somutlaştırılan olay.
        ···
    3. 3.
      +1
      @bold

      Genel olarak Tcma sanki dinle ilgili olayları başlıktan önce çözmüş ve kardeşliği bu motivasyona göre kurmuş, başlığı yazdığı dönemde de Tanrı’nın yardımının farkındaymış ve dini anlamasından dolayı ortaya çıkan bu manevi güçle ve dosdoğru yolda olduğunun farkına vararak başlığı yazıp insanların alfalarını tetiklediğini söylemişsin. Bunlar doğru değil.

      Tcma’nın kancıkta din ile ilgili yazdıklarında yanlışlar var gerek sünnet muhabbeti gerek Tanrı’nın olup olmadığını dünyada tam olarak bilinemeyeceğini ve dinin biraz da “akıl edemediğine inanma” olayı olduğunu söylemesi mesela -bunun nedeni de henüz dini anlayacak seviyede olmaması ki bu kınanacak bir şey değil-. Yani senin dediğin gibi bir farkındalıkla Tanrı’sını bilme durumu yok. Bu süreçlerde Tanrı’nın yardımı olması farklıdır Tcma’nın bu yardımı farkedip içindeki güçle başlığı yazması farklıdır.

      “ben my7...
      şahane şeyler yapıyorum...
      arada da devri değiştiriyorum...
      fakat, neden hala aradığım bana uzakmış gibi geliyor ?”

      Buradan da anlaşıldığı gibi bir arayış var ama neyi aradığını bilmiyor yani senin dediğin gibi bir durum yok. Başlığın anlaşılmasının Kuran’ın da anlaşılmasına büyük katkıda bulunmasında elbet Tanrı’nın yardımı vardır ama “Tcma o zamanlar bu yardımı biliyordu her şeyi buna göre yaptı” dersen yanlış olur. Dine karşı seviyesince objektif bakıp o anki bilgisine göre mantıklı düşünüp uç fanatiklik yapmaması da Tanrı’sıyla inanılmaz yakın bir ilişkisi olduğunu göstermez ki hem bu kadar şeyi yazmışsın hem de “Tcma’nın dinini önceden bulduğunu söylemedim” yazmışsın yazdıkların tutmuyor yani. Senin dediğin gibi bu güç ile ve farkındalıkla başlığı yazdıysa ve kardeşliği bu amaca yönelik topladıysa aynı zamanda dinini bulmadı demek saçma olur.

      Ek: Bence yazdığın şeyleri iç yüzüyle anlayamıyorsun, bu nedenle gereksiz abartıyor veya farklı noktalara kayıyorsun. Tcma'nın kadim bir oluşumda gözlerini açması hikayesinden tut şuana kadar yaptığın bu abartmalara kadar hep tam olarak bazı şeyleri anlayamadığını düşünüyorum. Bir şeyleri birleştirmeye çalışıyorsun ama yanlış yola sapıyorsun. Biraz da kalın kafalı olduğun için sana yapılan uyarıları takmıyorsun dikine devam yani.
      ···
      1. 1.
        0
        "Genel olarak Tcma sanki dinle ilgili olayları başlıktan önce çözmüş ve kardeşliği bu motivasyona göre kurmuş, başlığı yazdığı dönemde de Tanrı’nın yardımının farkındaymış ve dini anlamasından dolayı ortaya çıkan bu manevi güçle ve dosdoğru yolda olduğunun farkına vararak başlığı yazıp insanların alfalarını tetiklediğini söylemişsin."

        Böyle bir şey söylemedim. Dedim ki tanrının olaylarda yanında olduğunun farkında ve yakın bir ilişkisi var. Kurtuluşun tanrıda olduğunu biliyordu fakat yaptığı keşiflerle gittiği yolu bağdaştıramıyordu ta ki kuranla karşılaşana kadar. Şu anki çerçeveden bakınca da bu dosdoğru yol/takvayla ilişkilendirilebilir. Tanrı kolaylıkları ve yardımı gittiği yol sebebiyle ona cömertçe sundu. Bunun adını o zamanlar koyamıyor olsa da yine de farkında bu maneviyatın ona kattıklarının. Neden koyamıyor? Çünkü barış dinini derinlemesine bilmiyor, o kancık örnekleri de bunu destekler nitelikte. Kuran hakikatiyle karşılaştıktan sonra da parçalar tek tek yerine oturuyor.
        ···
      2. 2.
        0
        Böyle bir şey söylemedim diyorsun entrynin devamında ve üstte yazdıkların ona çıkıyor ben mi anlamıyorum? Şuan yazdıklarından gayet bu yazdıklarım anlaşılıyor, dby de bu izlenime kapılmış belli ki. Ya biz anlamıyoruz ya sen hatalısın ya da anlatmak istediğini yanlış kelime kullanarak aktarıyorsun hatalıysak öğret yani. Hem Tanrı'sına yakın hem onun ona yardım ettiğinin farkında olup hem de nasıl dinini anlamamış olabilir biri? Akılla tam olarak anlamadan birisi Tanrı'sına nasıl yakın olabilir ki? Onu ne kadar tanıyabilir ki? Bunu nasıl çıkardın yazılardan? Tamam büyük pencereden bakınca bir yardım var yol oraya gidiyor da Tcma'nın o zamanlar kurtuluşun Tanrı'da olduğunu bildiğini nereden çıkarıyorsun hangi entryden/yazıdan söyle de öğreneyim ben de? Yani ben bir kanıt göremiyorum buna dair, bana biraz ezberden biraz da bir şeyleri anlayıp geri kalanını çok anlamadan yazıyormuşsun gibi geldi tabi hatam varsa gösterirsen sevinirim.
        ···
      3. 3.
        0
        Tabi ki ben de yanılıyor olabilirim ki daha önce çok kere yanıldım. Bir kopukluk var farkındayım, olmasa ikiniz de beni uyarmaya çalışmazdınız. Belki de farklı perspektiften bakıyoruz olaylara, ben kendi penceremi biraz daha açayım hakikat gün yüzüne çıkacaktır.

        " Hem Tanrı'sına yakın hem onun ona yardım ettiğinin farkında olup hem de nasıl dinini anlamamış olabilir biri?"

        Şöyle, çok yalnızdı herif. Öğretiyi inşa ederken inanılmaz soyutlanmıştı kafa olarak çevresinden. Sohbet, muhabbet etse de insanlar kendisiyle aynı frekansta olamıyordu. Merdıbını anlatacağı bir tek tanrı vardı ve kancık entrylerinden "dua" kavrdıbına ne kadar önem verdiği de bariz. Üstüne "bir dost arıyorsanız tanrıyı deneyin" tavsiyesi de vardı. içini yalnızca tanrısına dökebiliyordu öğreti zihninde inşa edilirken.

        "çünkü din içtedir, ne olduğunu yahut nasıl olduğunu bilemezsiniz... " Varoluş adlı konuda geçiyor bu sözü. iç dünyasındaki temizliğe ve iyiliğe olan yatkınlığı, ahlaki olarak pişmişliğiyle, aklını kullanmasıyla, gittiği dosdoğru yol ile takva sahibi olmuştu. Fakat kuran'ı tanımıyordu çünkü üzeri yüz yıllardır kara bulutlarla örtülmüştü barış dininin. Arapçası da olmadığı için dinini tanıyamamıştı bugüne kadar ve çevresinin sünni dayatmalarındaki izleri de entrylerinde tanıklık ettik.

        Tanrı, insanın içine bu gücü zaten bahşediyor. Ayetler sadece kuran'da yazılı değil. Bir içteki peygamber var, bir de dıştaki peygamberler. Bu içteki peygamber de tanrının dünyadaki vesilesidir. Bir yerde haksızlık gördüğünde karşısında dikiliyorsan, bağırıyorsan ; vicdan sahibiysen sen barış dinini yansıtıyorsundur. Bu dıştaki peygamberler de, içteki peygamberleri/vicdanları ölmüş topluluklara gelirler. Onu uyandırabilmek için. Tcma biliyordu abi işte, nasıl bilmiyorum fakat uyandırdı; hepimizi kurtuluş yoluna hazırlayan savaşcılar haline getirdi keşifleriyle. Tamam büyük planı göremiyordu zamanında, fakat gideceği yolu içgüdüsel olarak biliyordu. Arayışının nereye çıkacağını bilmiyordu fakat nasıl ilerlemesi gerektiği konusunda bir hassasiyeti vardı. "Bunu bir günah çıkarma olarak düşünebilirsiniz" derken dolmuşluğu ve gerçekleri aktarma yükümlülüğünü omuzlarında hissetmesi olayı var. "Nedensiz bir biçimde bu işe itilmiş buldum kendimi" derken yine bu olay söz konusu. Adam hissediyor yani bunu yapması gerektiğini ama mantıki çerçevede bunu dile getiremiyor. Neticede kuran okumak ve anlamak zorunda değil birisi tanrısıyla yakın ilişki kurmak için. Bu meleke tanrı tarafından insanın içine fıtraten bahşedilmiş durumda. Bu odun dizme meselesi zaten bu melekeyi canlandırmak ve saf metni anlayabilecek kapasiteye kendini taşıyabilmekle ilgili. Nikaragua'da yaşayan bir adam kuran'dan bihaber ölebilir ama tanrısıyla yakın bir ilişki kurmuş olabilir. Pisliği aklını kullanmayanların üzerine yağdırdığını bildiren tanrı, bu kadar tefekkür eden ve akılları keskinleşen savaşçı kodunun kaşifine bu güzellikleri bahşetti. Ve hep bu tip uç adamların bir çeşit mentorları, onlara öğreten ve destek olan yol gösterenleri vardır ; tcma'nın ise yok. Hacı da bunu onaylıyor "olsun, bana da tanrı yardım etti" diyormuş tcma. Bu adamın tanrısıyla yakın ilişkisi olmamasının imkanı var mı?

        "Tcma'nın o zamanlar kurtuluşun Tanrı'da olduğunu bildiğini nereden çıkarıyorsun hangi entryden/yazıdan söyle de öğreneyim ben de?"

        " ''kur'an haricindeki dini kaynaklar tarihi açıdan ne kadar doğrudur usta?
        (çaylak qwerty368 ?, 02.11.2013 17:49)''
        gerçek dini metni okuduğunu nereden biliyorsun ?
        belki de, kasıtlı olarak yapılan çeviri hatalarıyla doludur metin...
        yahut, mükemmel ve kapalı bir anlatım izleyen tanrı'nın ne kastettiğini anlayabilecek bilgeliğe sahip
        misin ?
        sorulması gereken, daha büyük sorular var...
        bir kısım doğrudur ; bir kısım çarpıtılmıştır...
        fakat, en önemlisi şudur ki : asıl metin saf gerçekliktir...
        ve tanrı, kurtuluştur... "
        Tümünü Göster
        ···
      4. 4.
        0
        @hoca

        Dinini anlamadan tanrıya sığınmış olabilir. Mantıklı değil ama olabilir böyle bir şey. Ha tanrıya sığınmasıyla, dua etmesiyle tanrının yardımının farkında olması ayrı şeyler. Bir de konuyla pek alakalı değil ama dine inanma meselelerinde fıtratın da etkili olduğunu düşünüyorum. insanın özü tertemiz olursa bir şekilde "Abi bir din olmalı" diye düşünür gibime geliyor. TCMA'da da bu olmuş olabilir.

        @bold

        Kanka kancıktan gösterdiğin o entry'nin tarihine bakarsan başlıktan sonra, hatta baya bi sonra yani o zaman kesin okumuştur Kur'an'ı. Haci'nın bahsettiği olay da yüksek ihtimalle başlıktan sonra oldu, çünkü bunu söylemek farkındalık gerektirir.

        Varoluş'taki entrylere de baktım ama oradaki anlayışla tanrının yardımının farkında olduğunu düşünmek bana olası gelmiyor. Daha Kur'an'ı okumamış, kendisine tanrının yardım ettiğini nereden bilecek? Tabi bugün bizim toplumda da her şeyi Allah'a bağlayan kekolar var, yani mesela kendilerine kötülük yapanın başına kötü bir şey gelince kinlerinden ve olayı kişiselleştirmelerinden dolayı kinlerinin bir dışavurumu olarak "Allah'ın sopası yok" diyip bugün dünyanın en kötülerinin zenginlik ve güç içinde boğulduğu konusunda yorum yapmayan tiplerden bahsediyorum. TCMA da kesin olarak bilmeyip hayatında olanları tanrının yardımına bağlamış olabilir mi? Kağıt üstünde evet. Ama bana olası gelmiyor dediğim gibi ve zorlama oluyor bu. Özellikle orada yazdığıyla bunu bağdaştırmak daha da bir olası gelmiyor, sebebi de yüksek ihtimalle farkında olmaması. Sonraki yazdıklarına bakınca da ben öyle olmadığını düşünüyorum. Kesin olarak farkındaymış gibi konuşmak yanlış. Burada olasılıklar söz konusu (bana kalırsa 1% bile değil yani orada onu yazarken farkında olduğunu söylemek zorlama bence ama yine de bırakıyorum bi pay).

        Ayrıca gideceği yolu bilmeyip doğru yolda ilerlemesiyle bu farklı olaylar. Yani bizim konuştuğumuz konuda bir bilinçlilik hali olmalı tanrının yardımına dair ki senin iddian da bu yani yukarılarda. Farkında olmadan doğru yolda olması fıtratla, tanrının planıyla filan ilgisi olabilir.

        Yukarıda yazdığımda çok sığ değinmişim, biraz daha detaylı yazmam gerekirdi. Yanlış yapmışım.
        ···
      5. diğerleri 2
    4. diğerleri 1
   tümünü göster