/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +4 -1
    O an donup kalmıştım. Olanları kafamda birleştirince hızlıca hocadan izin alarak odadan çıktım. Gördüklerimi Eda'ya anlattım ve kazıya gitmiyoruz dedim. Eda şaşırmıştı günlerdir başımın etini yiyorsun şimdi bir Arapça yazı yüzünden mi vazgeçeceksin her şeyden ben düşündüm ve ikimiz içinde doğru bir yol olabilir bu kazı en azından ilk senesine katılalım dedi. Eda benim gerçek düşüncelerimi bilmiyordu. Kübra'dan izin alarak evden çıkıp bir kafeye gidip aklımdaki herşeyi anlatmak istiyordum. Bir bahane uydurarak Eda’yı evden alıp bir kafeye zütürdüm ve aklımdakiler anlatmaya başladım. Üçgözler ismini duyunca ilk başta hiçbirşey aklıma gelmemişti. Ama sonra hoca o el yazmalarını gösterince tüylerim ürpermişti. Aklımdaki parçaların hepsi o an birleşmişti. Abim 14 Nisan 1993 günü 24 yaşında kendini asarak intihar etti. istanbul’da makine mühendisliği okuyan hayatında her zaman başarıyla anılmış birisiydi. Ancak ölümünden 2 yıl önce kadar falan esrarengiz birisi olmuştu. Konuşmuyordu, konuştuğunda da hiç bir mantıklı cümle kurmuyordu. Önceleri çevrem ve ailem çocuk çok kitap okudu kafayı yedi şudur budur diye yaklaşıyorlardı. Hastanelere doktorlara gidiyorduk ben 14 yaşlarındaydım pek karışmıyordum sadece yanlarında duruyordum. Aynı odada kaldığımız için çok tedirginlik içerisinde 14 15 yaşlarını geçirdim. Ne yapacağını kestiremiyordum. Okulu bırakmış sadece evde uyuyordu ve akşam namazıyla yatsı namazı arası sokakta yürümeye gidiyordu. Bazı geceler yatağın içinde oturduğunu ve bana baktığını görünce korkudan altıma sıçıyordum ama elimden birşey gelmiyordu. Benim odamı değiştirmem Abim Doğu’yu daha da kötü hissetmesini sağlar diye ailem iki yıl boyunca bana bu korkuyu çektirdi. En son artık hocalara gidiyordu bizimkiler birgün Balıkesir’de çok büyük bir hoca olduğunu öğrenip yola düştüler. Beni de zütürmüşlerdi. Hoca yetmiş yaşlarında bir amcaydı. Abimi görür görmez sen dışarı çık dedi. Yalnızca babam kalmıştı içeride. Babam çıktıktan sonra olanları anlattı. Hoca abimin çok tesirli bir cinni tarafından ele geçirildiğinden bahsetmiş, bir muska yazmış ve takdir Allah’ındır demiş. Babam söve söve bizi arabaya doldurdu ve istanbul’a eve geri getirdi. Abim muskayı hiçbir zaman takmadı. Zaten 1 ay geçmeden kendini astı. Nazar değdi, cinlendi, çok okudu kafayı yedi gibi muhabbetler arasında unutuldu gidildi. Yalnızca annem unutmadı. Annem her zaman gözlerinin içinde onu yaşattı. Hiç konuşmadı ama içindeki fırtınaları ben hissedebiliyordum. Abimin ölümünden bir süre sonra kitaplarını falan karıştırmaya başladım ve bir deftere rast geldim...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster