/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +4
    Defteri korkarak tek tek incelemeye başladım. Sonrasında defteri ne olduğunu bilmediğim şekilde kaybolup gitti. O yaşlarımda incelediğimde aklımda kalan her sayfası Arapça yazılmış ve değişik şekillerin olduğuydu. Yaptığı hayvan ya da başka karışık figürlerin hepsinde üç göz vardı. Ben bu defterden kimseye bahsetmedim iyice üzülmesinler diye yalnızca anneme; abimin Arapça bilip bilmediğini sorduğumda, küçükken Kuran kursuna gittiğini ama hiçbir zaman kuran okuyacak düzeye çıkamadığını söylemişti. Peki ya Arapça yazacak kadar nerden öğrenmişti abim. Bu soru aklımı o dönem uzun süre kemirip durmuştu. Bu olanların hepsini edaya anlattığımda gözleri kocaman olmuş biçimde şaşkınlıkla beni dinledi. Önce inanmadı şaka yapıyorsun hadi ama gibilerinden tepkiler verdi ama ciddi olduğumu anlayınca tesadüf gibi muhabbetlere girerek beni sakinleştirmeye çalıştı. Bu yaşadıklarımın hepsini Timur hocanın odasında birleştirmiştim. Belki de Eda haklıydı ben paranoya yapıyordum... Eda için bu tarz tesadüf ve doğaüstü olaylar anlamsız gelirdi. Cinlerin varlığını insanın kendi beynindeki kurgudan ibaret olduğuna dair onlarca kez muhabbetini dinlemiştim yıllarca. Yine aynı muhabbetlere girip sakın sırf bu tesadüf yüzünden kazıya gitmemezlik yapmayalım diyordu. Şaşkındım Timur hocadan nefret derecesinde haz etmeyen eda kazı için bu sefer beni ikna etmeye çalışıyordu. Ama ben sebebini anlamıştım arkadaşı Kübra’nın yönlendirmesiydi bu kazı baskısı. Kübra o kazıya kendisinin gitmesinin yolunun Eda'dan yani benden geçtiğini çok iyi biliyordu. Böyle kazılarda Hocalar genelde ilk başlarda kendi tanıdığı güvendiği öğrencileriyle asistanlarıyla çekirdek kadroyu kurardı. Ben Kübra’ya referans olmazsam gelme ihtimali çok düşüktü. Kübra'da Eda'nın aklına girmiş bir şekilde ki Eda, bu yaşadıklarımı anlattıklarımı çok fazla takmıyordu. Sadece önümüzü kesmeyelim kariyerimizle oynamayalım zor bir çocukluk geçirmişsin ondan bu kafanda birleştirdiklerin falan diyerek telkinlerde bulunuyordu. istanbul’a döndükten sonra bunlar, Eda’yla her konuştuğumuzda konu bir şekilde kazıya geliyor ve gidiyoruz dimi sana da çok iyi gelecek bak göreceksin tarzında baskılarına maruz kalıyordum. Bende en sonunda Mayıs'ın sonu gibi gittim hocaya geleceğimi söyledim. Ayrıca kurulan 14 kişilik kadroya yalvara yakara Eda ve Kübra’yı da eklettim. Kazı Temmuz'un ilk haftası başlayacak Eylül'ün 15 ine kadar sürecekti.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster