/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +5
    5 Temmuz’da bütün ekip ilçeye gelmişti. Tam 16 kişiydik bu bilinmezin içinde. Firdevs hoca Timur hoca Asistan Zeynep hoca ben Eda ve Kübra haricinde 11 kişi ne olacağı hakkında hiçbir fikre sahip değildiler. Lisans öğrencilerinden Öznur ve Hatice’nin yüzündeki kaygı gözlerinden okunuyordu. Ekipte 7 kız 4 erkek vardı. Öğrencilerle ben ilgilendiğim için bazen eda kıskançlık yapıp sinirlerimi bozmaması dışında ilk günlerde ters bir şeyler yaşanmadı. Her sabah 4 te kalkıyorduk 5 te minibüsle hareket ediyorduk. 6 da iş başı öğlen 2 de bırakıyorduk. 2'den 5'e kadar köydeki boş evlerden ikisini kendimize depo yapmıştık orayla ilgileniyorduk. Ilk günler arazi şartları çok zor geçtiği için herkeste bir bıkkınlık vardı ama yüzeydeki dolgu toprağı aldıktan sonra bulacaklarımız için katlanıyorduk. Bu arada Binbaşı Ahmet 17 tane işçi bulmuştu. Nasıl buldu bilmiyorum Üçgözler köyünün ismini duyan işçiler şeytan görmüş irkilip red etmişti beni hep. 10 gün bu kargaşayla sürdü. bu geçen sürede 4 tane konteynır yatak ekgibler ekipmanlar falan geliyordu sürekli. 25 Temmuz gibi artık bütün ekgiblerin giderildiğini görünce ilçeden buraya gidip gelmenin mantıksız olduğunu anladık. Burada kalacaktık. Buranın gecesini hiç görmemiştim. Korkar mıyım bilmiyordum ama kızlar çok heyecanlıydı anlam veremiyordum. Her konteynıra ortalama 4 kişi sığacak şekilde yerleşip ilçeden köye taşındık. Belediye ile anlaşıp sabah öğle akşam ekmek günlük gazete ve aşevinden yemek getireceklerdi... Artık sabah 4’te değil 5’ te kalkıyorduk. o bir saatlik uyku o kadar güzeldi ki anlatamam. Yolda boş yere yorulmuyorduk. Köyle kazı yaptıgımız arazi arası yaklaşık 200 metre kadardı. Köyde kalmanın tek sıkıntısı akrep ve devasa örümceklerdi. Timur hoca herkesi toplayıp her gün uyarılar yapıyordu. Kesinlikle yalnız başınıza hava almak için dahi olsa köyden çıkmayın ve boş evlere girmeyin diyordu sürekli. Bir seferinde depo olarak kullandığımız boş evde gördüğüm örümcek abartısız avucumdan büyüktü. Hayatımda ilk defa böyle bir şey görmüştüm. Yıllarca Batı Anadolu ve Orta Anadolu'da çeşitli kazılarda bulunmuştum ama ilk kez böylesine zorlu bir ortamdaydım. Hayatında ilk defa kazıya gelen Öznur ve Bülent her gün ağlayarak güne başlıyorlardı. Gitmeleri an meselesiydi. Yaptığımız kazılarda yaklaşık 2 metre derinlikten sonra yerleşim yerine denk geldik. Çıkan kabartmalar yazıtlar mükemmeldi. Bütün ekip mutluluktan bütün çekilen zorluğu unutmuştu. Yazıtların birçoğu ölü dillerden olan luwi ve aramiceydi. Buradan yola çıkarak i.Ö 9-8 yy Hitit Arami kenti olduğu kanıtlanmıştı. Ancak aramilerin bu bölgedeki varlığına ilk kez rastlanılıyordu. O hafta gerçekten Bütün arkeoloji camiası bizi konuşmuştu. Ekipte herhangi bir dilbilimci yoktu. Almanya'dan gelecek 2 Hititolog hoca çivi yazısı uzmanlarıydı. Timur hoca istanbul’dan ölü diller üzerinde uzmanlaşmış yahudi asıllı Yakub hocayı Mardin’e kısa süreliğine de olsa getirtmek istiyordu...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster