1. 76.
    +2 -1
    ülkücüyüm ben. vaktimin çoğu mahalledeki ocaktaki arakadaşlarla taqılmakle geçer. vatanımzıı seven gençleriiz. yeri gelsin canımızı siper ederiz. çünkü her türk asker doğar. reisimiz var. seviyor bizi. ben de ilerde reis olmayı istiyorum. bunun için çok çalışıyorum. geceleri afiş asıp, branda geriyoruz. duvarlara yazılar da yazıyoruz. sprey boyayla. bana yazdırıyolar çoğunlukla. el yazım çok güzeldi okuldayken. üç hilali de çok güzel çizerim. (ccc)

    gündüzleri de ocağa yardım için çevre esnaflardan milliyetçi gençlere yardım amaçlı konser biletleri satıyoruz. bazen tarihleri geçmiş oluyor. ama yine de alıyorlar.

    yine bir gün üç ülküdaş nalbur, kasap, bakkal, manav, eczacı dolaşmış, yaklaşık 1000 liralık bilet satmıştık. yemek yemeyi haketmiş bulunuyorduk. tantunici recep usta'ya da uğrayıp hep bir kaç bilet satıp hem de karnımızı doyurmaya girdik. içerde çok müşteri yoktu. recep usta "evet" dedi. acıkmıştık epey.
    "ocağa yardım topluyoruz" dedi kamuran ve cevabını beklemeden kapıya bakan bir masaya çömdü. biz de peşinden.
    "daha geçen hafta aldım duruyor çekmecede" dedi recep usta.
    "bi daha al nolacak" dedi kamuran, belinden tabancasını çıkarıp masaya koydu.
    "yoksa komünüst müsün sen recep usta" dedim ben de. böyle bir ithamla bıraktığım için kendi zekamla övündüm.

    korkutmuştuk lavuğu. korkacak tabii. ülkücüyüz biz. yeri gelirse vatanımız için canımızı veririz.
    "iyi bari 1 tane alayım" dedi,
    "5 tane alacaksın" dedi kamuran ve "bize de ikişer tane tantuni yap ayran da ver" diye ekledi.
    ben de "bak ne güzel dükkanın, camekanın var" dedim. bi' şey diyemedi. diyemez zaten.

    tantunilerimizi yiyorduk. ben cep telefonumu çıkarıp osman öztunç'tan birader şarkısını açıp masaya koydum. kültürlüyüz de. yemek yerken müzik dinlemeyi severiz.

    ikinci ısırığımı almıştım. o içeriye girdi. ceylan ne ki! kuğu ne ki! hilal kaşları, yanağında beniyle o kadar güzeldi ki, gerçek bir asenaydı. çiğnemeden yuttum lokmamı. aklımı zail etmişti. gözlerimi almadan bakıyordum. recep usta'ya soğansız bir dürüm söyledi. paket olcakmış bir de. sesi de ne hariküladeydi. telefondan gelen şarkıdan olacak, bizden yana baktı. göz göze geldik. o an hiç bitmesin istedim. gülümsedim. gülümsedi, verecek sandım.
    ···
   tümünü göster