1. 1.
    0
    i̇skemleyi yanaştırarak piyanonun başına oturdum. tuşlara basarak bir ses aldım.vay be,özlemişim bu tınıyı. piyano bizim bölümde herkesin aldığı ortak zorunlu bir derstir.3 sene boyunca haftada iki saat bu ders vardır. çoğu kişiye piyano çalmakta biraz zorlandıkları için bu ders işkence gibi gelirdi ama ben öyle düşünmüyordum. çalmakta biraz zorlansam da çok severdim bu enstrümanı. geçen seneyi hatırlarımda,ne günlerim geçmişti bu piyano odalarında.tam dört saat boyunca, kafam gemi kazanı gibi oluncaya kadar çalıştığımı bilirim. hemen geçen seneki parçalarımı hatırlamak için sırayla çalmaya başladım.ne parçalar vardı yaa.i̇ki mozart’tan, üç diabelli’den,iki bach’tan. kısa parçalar olmasına rağmen bayağı zor parçalardı. hele bach’ın bir parçasını çıkarmam nerdeyse iki haftamı almıştı. parçaları şöyle bir hatırladıktan sonra benim özel çalışmalarıma geçtim. bunlar yabancı poptan bazı sevdiğim şarkılardı.bu şarkıları piyanoyla kendi çapımda yorumlamıştım. kendimi parçalara öyle bir kaptırmışım ki kapının açıldığını fark etmemiştim. çaldığım parçayı tam bitirmiştim ki birden bir alkış sesiyle irkildim. dönüp baktığımda bir anda nutkum tutulmuştu.o sarışın bomba bütün endamıyla karşımda duruyordu. üzerinde göğüs dekolteli bir bady, onun altında mini etek, ayaklarında da parmak arası terlikler vardı. yüzünde o tatlı gülümsemesiyle yanıma geldi.
    -harikasın yaa.ne güzel çalıyorsun, bravo. çok güzel bir şarkı bu.
    bende yüzüme en sıcak gülümsememi yerleştirdim.
    -teşekkür ederim, beğendiğine sevindim. böyle özel çalışmalarım var işte. kendi çapımda uğraşıyorum.
    -gerçekten çok güzel çalıyorsun. kimindi bu şarkı?
    -ee ben besteledim desem inanırmısın?
    -atma! bu titanic filminin müziği değilmiydi?
    -tüh be yutturamadık:) evet o müzik. celine dione’nin,my heart will go on.
    -ee bizde de kulak var yani. biliriz herhalde.bu arada adım efsane.
    -bende mahmut, tanıştığıma memnun oldum.i̇tiraf etmeliyim ki adına layık bir güzelliğin var.
    -ah teşekkür ederim.o senin güzelliğin.ya baksana piyano hocam bana şu parçayı verdi, nasıl bir şey bu?
    bizimde kullandığımız piyano metodunu açarak ilk sayfalarındaki bir parçayı gösterdi bana.bu geçen senenin başlarında çaldığım basit bir eksersiz parçasıydı. parçayı güzelce çalarak kıza gösterdim. efsane:
    -hmm biraz zor gibi.bir deneyebilirmiyim? hocam da biraz göstermişti ama daha beceremiyorum.ne zor bir alet ya şu piyano.
    -ee kolay enstrüman yoktur ki.en basit sandığımız blok flütün bile kendine göre zorluğu vardır.ama işin güzelliği de orda zaten.bir düşünsene, kolay olsa herkes yapardı. sabırlı olacaksın yavaş yavaş çalışacaksın, mutlaka başarırsın.
    piyanonun başına geçerek parçayı çalmaya çalıştı. tabi henüz beceremiyordu.ona biraz yardımcı oldum ve bir piyano hocası gibi bazı şeyleri öğrettim. daha sonra efsane piyanoyu incelemeye ve bazı yerlerini kurcalamaya başladı.ee nede olsa yeni yetme merakı vardı j bir ara piyanonun önündeki pedallara gözü takıldı.(piyanoların önünde üç tane pedal bulunur.)efsane:
    -bu pedallar ne işe yarıyor, bassam bir şey olur mu?
    -sakın basma! yoksa havaya uçarız.
    -hıı!...
    -şaka yapıyorum yaa:) bas tabiki. bakalım ne işe yaradığını anlayabilecek misin.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster