1. 101.
    0
    vakit akşamı geçmişti. mustafa ve catiana ile barda oturuyorduk..ben sıkıntı içerisindeydim. durmadan sağa sola yürüyordum ve arada cep bir telefonumla aramalar yapıyordum.
    -aç şu telefonu be güzelim,ne olur aç.
    ne yazık ki telefonu hala kapalı veya kapsama alanı dışında mesajı veriyordu. olayın üzerinden 3 saat geçmişti. alev’e bir türlü ulaşamıyordum. telefonu hala kapalıydı. evine telefon açmıştım ama cevap vermiyordu. mustafa:
    -sakin ol dostum. merak etme alev böyle birden parlar ama hemen sakinleşir. sonunda telefonunu açacaktır.
    catiana:
    -bütün bunlara hep ben sebep oldu. alev beni hep yanlış anladi.
    -senin bir suçun yok güzelim. alev’in önyargılı yaklaşımı yüzünden hep bunlar.ahh ah bir kere beni dinlese ne vardı sanki.
    mustafa:
    -ya oğlum sen bu kıza bazı şeyleri söylemedin mi? gördüğüm kadarıyla kız sana sırılsıklam aşık olmuş. bari ona ümit vermeseydin.
    -ya ümit vermemeye çalıştım,ama bazı gerçekleri de söyleyemedim. kız yanımda o kadar mutluydu ki,onu üzmek istemedim.
    -aşkın pgibolojisi bu olsa gerek. bazen karşındakinin en ufak hareketlerinde bile ümit ararsın.
    evet, gerçektende aşkın pgibolojisi böyle bir şeydi. alev’e bir dost gibi davranmaya çalışmıştım ama bazı şeyleri engelleyememiştim. acaba fazla mı ileriye gitmiştim? bu yoğun keşmekeş içerisinde kendimi boğuluyor gibi hissediyordum.bir zamanlar hasret kaldığım duygular şimdi yoğun olarak üzerime çörekleniyordu .vakit akşamı geçmiş hava iyice kararmıştı. alev’in telefonu hala kapalıydı.bir ara cep telefonum çaldı. heyecanla telefonu açtım. görüşmeden sonra endişe ile mustafa’nın yüzüne baktım.
    -mustafa figen hanım aradı. alev bütün gün eve gelmemiş, çok endişeleniyor. gündüz alışverişten döndüklerinde aralarında bir tartışma geçmiş. alev’de çekip gitmiş ve bu vakte kadar dönmemiş.
    birden catiana ağlamaya başladı.
    -o halde iken bir de bizi gördü.hep benim yüzümden oldu bunlar. yoksa alev kendine kötü bir şeyler mi yaptı? ben çok korkuyor.
    -hayır catiana senin bir suçun yoktu.. ayrıca şimdi kötü şeyler düşünmenin hiç sırası değil.
    birden cep telefonum çalmaya başladı. ekrana baktım bilmediğim bir numara arıyordu.
    -alo buyurun?
    -alo mahmut,ben işıl.
    -ah işıl, aradığın iyi oldu. son 4 saat içerisinde alev’i gördün mü?
    -evet bende onun için aramıştım. alev’i az önce gördüm. morali bir hayli bozuktu. ağlamaktan gözleri şişmiş. onunla konuşmaya çalıştım ama yalnız kalmak istediğini söyledi.
    -hay aksi. nereye gittiğini biliyor musun?
    -evet şu anda iskelede.onu uzaktan izliyorum. buraya gelsen iyi olur mahmut.
    -çok teşekkür ederim işılcığım,sen onu izlemeye devam et,hemen geliyorum.
    mustafa ve catiana ile hemen iskeleye gittik. işıl bizi bekliyordu. bize alev’i gösterdi. kız iskeledeki kayalıkların üzerinde tek başına duruyor, denize bakıyordu.
    -ben onunla yalnız görüşsem iyi olur. mustafa sende figen hanımı ara, daha fazla endişelenmesin.
    yavaşça kızın yanına gittim. yarım ay gökyüzünde bize gülümsüyordu. gökyüzü ay ışığının etkisiyle parlament mavisi bir renkteydi. ayın denizde yansıması ışıl ışıl parlıyor, akdeniz’in karanlık sularında, dalgalar halinde siluetler oluşturuyordu. ay ışığı kayalıkların üzerinde oturan alev’i bana gösteriyordu. kız boş gözlerle denize bakıyor gözlerinden süzülen yaşlar ay ışığında parlıyordu. alev geldiğimi fark etti ve yüzüme baktı.
    -ne var niye geldin?
    -bilmem, gizli bir güç çekti beni buraya.kim bilir belki de üzgün kalplerin uğrak yeri de burasıdır.
    -üzgün kalp mi,sen mi üzgünsün yani? güldürme beni mahmut. dünya parmaklarının ucunda dönüyor.ben neresindeyim hala anlayamadım.
    -biliyorum, şimdi ne desem faydasız, bana asla inanmayacaksın. aslında hak veriyorum sana, yerinde olsam bende inanmazdım.
    yavaşça yanına oturdum ve bir süre denize baktık.
    -aya bakar mısın alev.ne görüyorsun?
    -ne o? felsefemi yapmaya başlayacaksın?ne görebilirim ki? yarım ay işte. üzerinde kraterleri falan var.
    -evet üzerinde kraterler falan,bu görünen yüzü. peki ya görünmeyen karanlık yüzü? orada ne var söyleyebilir misin?
    -ne bileyim ben ya. herhalde kraterler vadiler falan vardır.
    -bilemiyorsun değil mi? sadece ayın görünen yüzüne bakarak tahminde bulunuyorsun.ama ya orada daha farklı şeyler varsa? hadi görünen şeyler bizi aldatıyorsa?i̇nsanlar çoğu zaman bu şekilde aldanır alev. sonuçta gören iki göz ve muhakeme yeteneği vardır. ama kainatta insanın aklına bile sığmayacak şeyler vardır. görünen şeyler her zaman görünmeyen şeylerin habercisi olmayabilir. aynı aydaki kraterler gibi.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster