1. 1.
    0
    Ayrıca Deniz Gezmiş ve tayfasının
    sözde mücadelesi neydi? Türk
    milletinin mutluluğunu, refahını mı
    düşünüyorlardı? Türkiye
    Cumhuriyeti Devletinin ilimde,
    teknikte ve endüstride ilerlemesini
    mi istiyorlardı? Ya da, Mevla’sı bir,
    Peygamberi bir, dini, dili, kültürü ve
    tarihi bir (o zamanlar) esir Türk
    illerinde yaşayan soydaşlarımızın
    bağımsızlığını mı hayal ediyorlardı?
    Buna evet diyebilmek çok zor.
    Hatta hayır! Onların kafalarında
    böyle bir düşünceye yer vermeyi bir
    kenara bırakın, dilleriyle bile
    söylemeye niyetleri yoktu. Çünkü
    onlar, yani Deniz Gezmiş ve tayfası
    birer komünisttiler. Ne demekti
    komünist? En kısa tabirle, “Din
    insanı uyuşturan bir afyondur”
    teorisini benimsemiş, Allah’ı
    önemsemeyen, peygamberi
    tanımayan, Türklük nedir, vatan
    nedir bilmeyen bir görüşün
    temsilcisiydi.
    Deniz Gezmiş 1972 yılında idam
    edildi. Yalnız 1968 kuşağı olarak
    anılan birçok Deniz Gezmiş
    taraftarının ve hayranının hep bir
    kuyruk acısı kalmıştır. Çünkü
    devrim diye diye memleketi
    böleceklerdi ama muratlarına
    eremediler. Onlar hesapta
    Amerikan emperyalizmine
    karşıydılar ancak, Marksizm,
    Leninizm çağrıları altında Sovyet
    emperyalizminin Türkiye’yi nasıl bir
    uçurumun eşiğine getireceklerinin
    de farkında bile değildiler. Çünkü
    şahıs idam sehpasında canını teslim
    ederken bile sarf ettiği son sözleri,
    ‘hakkınızı helal edin’ olmamıştır.
    Tutanaklara geçen resmi bilgilere
    göre, “Yaşasın Marksizm, Yaşasın
    Leninizm!” demiştir. Bu ne perhiz,
    bu ne lahana? Onun için diyoruz,
    onlar birer hayalperestti diye.
    Peki, hal böyle iken niçin Deniz
    Gezmiş ve tayfasını Türkiye’nin
    büyük televizyon kanallarından
    birisi bir dizi film olarak ekranlara
    taşıdı. Acaba sebebi ne olabilir?
    Aslında sebebi çok açık ve nettir. Bu
    ülkede maalesef televizyon,
    sinema, tiyatro, müzik ve sanat
    kolları sol zihniyetin
    egemenliğindedir. Nasıl oldu? Diye
    soracak olursanız, onun da cevabı
    yine çok açık ve nettir. Mesela, bir
    CHP vardır ki, ‘Mustafa Kemal’in
    partisidir’ diyerek, Cumhuriyetin
    bütün kurum ve kuruluşlarından
    rahatlıkla her türlü istifade
    edebilmeyi bilmiş, maddi olarak
    yükselmiş ve elde ettiği
    kazanımlarla da memleketin
    aleyhinde çalışacak ne kadar insan
    varsa hepsini bir şekilde sosyal ve
    kültürel alanlara yerleştirerek,
    başımıza musallat etmiştir. işte
    bunların sonucudur ki, bugün
    televizyon dünyası da bu köhnemiş
    zihniyetin kontrolündedir
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster