0
VATAN HAiNLERiNiN EN
AZILILARI
Deniz Gezmiş Gerçeği!
Son günlerde bir moda tüm
Türkiye'yi sardı. Bu modanın adı
"Deniz Gezmiş" modasıdır. Herkes
elinden geldiğince Atatürk'ün
kurduğu Türkiye Cumhuriyeti
devletini yıkarak onun yerine kan
ve gözyaşı demek olan Marksist-
Leninist bir düzen olan Komünizmi
getirmeye çalışan Deniz Gezmiş ve
arkadaşlarını aklama peşindedir.
Üzerinde o kadar konuşuluyor ki
hangisi gerçek hangisi yalan
anlamak imkânsız. Kimine göre
eline hiç silah almamış (!), kimine
göre romantik ve isyankâr bir
devrimci, kimine göre Türkiye'nin
"Che Guevera"sı, kimine göre ise
profesyonel bir ihtilalci...
işin içine son günlerde yazılan
kitaplar ve bir de dizi film girince
"Denizlerin" suçsuzluğu, boşuna
asıldıkları, mahkeme heyetinin bile
üzüldüğü, aslında mahkeme
heyetine karşı biraz efendi
davransalar idam edilmeyecekleri
gerçeği (!) birer birer ortaya çıktı!
ibrişim kuşağı kadar meşhur
olmasa da 68 kuşağı ve o dönem
yaşananların 40.yılı münasebetiyle
özel tartışma programları
hazırlanmış, "Denizlerin" ağabeyi,
arkadaşları vs. televizyonlarda boy
göstererek bu kampanyadaki
yerlerini aldılar. Yapılan gri
propagandadan etkilenen bazı
"ülkücü" liderler bile kendilerini
kolay kolay çıkarılmadıkları
televizyon ekranlarında bulmuş ve
"Denizleri" aklama yarışına
istemeden (!) ve farkında olmadan
katılmışlardır.
Bunun arkası "Denizlere" iade-i
itibar isteklerine kadar gider de
kimsenin haberi olmaz. Dahası bu
68 kuşağının yaptığı her şey
kutsanır haberiniz olsun. Belki Ruhi
Kılıçkıran, Yusuf imamoğlu, Dursun
Önkuzu, Süleyman Özmen ve diğer
şehitlerimizin katilleri bile aklanır...
Aslında bu yazıyı yazmayacaktım.
Zaten bu kişiler ve bu dönem
hakkında yeri gelince yazıyorum.
Fakat özellikle gençler arasında bu
kişiler hakkında bir "yanlış"
anlaşılma olduğunu gördüm.
Dahası bu "yanlış" anlaşılmadan ne
yazık ki "ülkücüler" de nasibini
almıştı. Bazı ülkücüler "Denizleri"
savunmaya başlamıştı bile. Üstelik
"bizi de kullandılar, onları da... "
diyerek...
Sanki o dönemlerde büyük
Atatürk'ün de dediği gibi "Türklük
âleminin en büyük düşmanı
komünizm" değildi...
Bu dönemin en meşhur ismi hiç
şüphesiz Deniz Gezmiş'tir. Deniz
gezmiş aslen Rizelidir. Sülalesi
yıllar önce Erzurum'a göçmüş, Deniz
Gezmiş ise babasının işi gereği
bulundukları Ayaş'da (Ankara)
doğmuştur.
Lise yıllarında Marksist-Leninist
fikirlerle tanışır ve bu fikirlerin
yılmaz savunucusu olur. O yıllarda
söylemeye başladığı "yaşasın
“Marksizm-Leninizm" sloganını
ölürken bile ağzından
düşürmemiştir.
Deniz Gezmiş 1969 yılında
Filistin'deki El Fetih gerilla
kamplarına gider. Burası bir izcilik
kampı değildi. Burada adam
öldürme, yaralama, sabotaj,
suikast, bomba yapımı gibi korkunç
şeyler öğretiliyordu. Deniz Gezmiş
de iyi bir öğrenci idi. Hatta
Türkiye'ye dönünce bu konuda
eğitmenlik bile yapmıştı.
"Denizler" Filistin'de eğitim görüp
Türkiye'ye gelmişler ve bugün
PKK'nın yaptığı gibi kanlı terör
faaliyetleri yürütmek istemişlerdir.
Deniz Gezmiş Filistin'den Türkiye'ye
döndükten sonra ODTÜ'yü
kendisine üs olarak seçmiş ve diğer
terörist arkadaşlarıyla burada
kandırdıkları gençlere terör dersi
vermiştir. Hem teorik hem de pratik
eğitim alan Deniz Gezmiş gerilla
kamplarında öğrendiği adam
öldürme, sabotaj, suikast ve diğer
terör çeşitlerini ODTÜ arazisi içinde
arkadaşlarına da öğretmiştir.
Beynelmilel komünizmin etkisinde
kalarak kandırılan Deniz Gezmiş ve
arkadaşları Türkiye cumhuriyeti
devletine olan isyanlarını "Türkiye
Amerikan emperyalizminin
sermaye, askerî kontrol ve kısmen
işgali altındadır"[1] sözleriyle dile
getiriyorlardı. Siyasal iktidarı ele
geçirmek için "politikleşmiş askerî
güç" kullanılması taraftarı olan bu
grup aynı zamanda, Türkiye'deki
bütün olumsuzlukların sorumlusu
olan siyasal iktidarlara karşı legal
ve demokratik yollarla mücadele
yolunun kapandığını iddia ederek
silaha sarılmışlardır.
Tümünü Göster