1. 1.
    +1
    kırk yılda bir duruşmaya girdiğim ektstrem bir gün:

    saat 10.00 daki duruşmaya 9.30 gibi gidiyorum. on yıldır sadece danışmanlık yapıp duruşmaya girmemiş ve dahası adliyenin nasıl bir yer olduğunu bile unutmuş biri olarak, önce bir şaşkınlık geçiriyorum, sonra kendime geliyorum. nihayetinde sirkeci adliyesi hala sirkeci adliyesi yalnızca biraz daha köhnemiş. serbest avukatlık yaptığım günlerim aklıma geliyor, sonra da baro odasının yerini hatırlıyorum (chain reaction), bir cüppe kiralayıp 7. iş mahkemesinin duruşma salonuna yollanıyorum. bakıyorum duruşmalar başlamamış, başlamadığı gibi hakimin annesi hastalandığından öğleden sonraya bırakılmış.

    sonuç: çok afedersiniz ittirikten bi yetki itirazı davası için on yıldır gitmediğim adliye binasına bir gunde iki kere gidiyorum, binanın köhnemişliğine, duruşma salolarının minicikliğine, çöküp duran bilgisayar sistemine, bezgin avukatlara, makineleşmiş hakimlere, adalet sistemimizin çarpıklığına bir kere daha şahit olup kahrolarak, ofisimin güvenli duvarlarına, steril ortdıbına biraz daha gömülüyorum, kendi hapishanemi kendim yaratarak.
    ···
   tümünü göster