1. 151.
    0
    sadece "yalova gaymakamı" nickli kardeşim değil herkes okumalı!

    bazı iç mihraklar, türk milletinin atatürk'e olan sevgi ve saygısını, dış mihraklarla beraber çalıştıkları halde bir türlü yok edemedikleri için son dönemlerde de doğru olmayan iddia ve yanlış bilgilerle din üzerinden saldırmaya başlamışlardır...
    atatürk'ün inananlarla ilgili bir sorunu yoktu. onun sorunu din simsarları ve gerici yobazlarlaydı.

    atatürk’ün balıkesir zağanos paşa camii hutbesi:

    ey millet! allah birdir. şanı büyüktür. allah’ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerinize olsun. peygamberimiz efendimiz hazretleri, cenab-ı hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe, memur ve resul olmuştur. koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki, kuran-ı azimüşşan’daki ayetlerdir. insanlara feyz ruhunu vermiş olan dinimiz son dindir. ekmel dindir. çünkü dinimiz akla, mantığa, hakikate uymamış olsaydı, bununla diğer ilahi ve tabii kanunlar arasında aykırılıklar olması gerekirdi. çünkü bütün ilahi kanunları yapan cenab-ı hak’tır.

    arkadaşlar! cenab-ı peygamber mesaisinde iki dara yani iki haneye malik bulunuyordu. biri kendi hanesi, diğeri allah’ın evi idi. millet işlerini allah’ın evinde yapardı.

    efendiler. camiler; ibadet ve itaatle beraber din ve dünya için neler yapmak gerektiğini düşünmek, yani meşveret için yapılmıştır. millet işlerinde her ferdin zihni, başlı başına faaliyette bulunmak elzemdir.

    işte bizim burada din ve dünya için, istikbal ve istiklalimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım. ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. milli emelleri, milli iradeyi yalnız bir şahsın düşüncesinden değil, bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bilinmesi neticesinden çıkarmak gerekir. binaenaleyh benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.

    efendiler! hutbe demek halka hitap etmek, yani söz söylemek demektir. hutbenin manası budur. hutbe denildiği zaman bundan birtakım manalar ve mefhumlar çıkarılmamalıdır. hutbeyi irad eden hatiptir. yani söz söyleyen demektir. biliyoruz ki, hazreti peygamber zaman-ı saadetlerinde hutbeyi kendileri verirlerdi.

    gerek peygamber efendimiz gerekse hulefayı raşidin’in hutbelerini okuyacak olursanız görürsünüz ki, gerek peygamberin gerekse hulefayı raşidin’in söylediği şeyler, o günün meseleleridir. o günün askeri, idari, mali, siyasi ve içtimai konularıdır.

    islam ümmeti çoğalıp, islam memleketleri genişlemeye başlayınca, cenab-ı peygamber ve hulefayı raşidin’in hutbeyi her yerde bizzat kendilerinin irad etmelerine imkan olmadığından halka söylemek istedikleri şeyleri bildirmeye bir takım zevatı memur etmişlerdir. bunlar herhalde ileri gelenlerin en büyüğü idi.

    onlar cami-i şerifte ve meydanlarda ortaya çıkar, halkı aydınlatmak ve doğru yolu göstermek için ne söylemek gerekiyorsa söylerlerdi. bu tarzın devam edebilmesi için bir şart lazımdı. o da milletin reisi olan zatın halka doğruları söylemesi ve halkı aydınlatması; halkı, umumi ahvalden haberdar etmek son derece ehemmiyetlidir. çünkü herşey açık söylendiği zaman halkın dimağı faaliyet halinde bulunacak, iyi şeyleri yapacak ve milletin zararına olan şeyleri reddederek, şunun veya bunun arkasından gitmeyecektir…

    hutbeden maksat, halkın aydınlatılması ve doğru yolun gösterilmesidir. başka şey değildir. yüz, iki yüz, hatta bin sene evvelki hutbeleri okumak, insanları cehl ve gaflet içinde bırakmak demektir. hutbeyi okuyanın her halde halkın kullandığı dili kullanması lazımdır. geçen sene bmm’de irad ettiğim bir nutukta demiştim ki: ‘minberler halkın dimağları, vicdanları için bir feyz menbaı, bir nur menbaı olmuştur.’ böyle olabilmesi için minberlerde aksedecek sözlerin bilinmesi ve anlaşılması, fenni ve ilmi hakikatlere uygun olması lazımdır. hatiplerin siyasi, içtimai ve medeni ahvali her gün takip etmeleri zaruridir. bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış telkinler verilmiş olur. binaenaleyh hutbeler tamamen türkçe ve zamanın icaplarına uygun olacaktır.

    (atatürk’ün söylev ve demeçleri, hutbe tarihi: 07.02.1923)

    senin akıl danıştığın büyüklerine bir sor bakalım bu hutbeden haberleri var mıymış?

    en çok takıldığım nokta da şu:
    atatürk'e saldıranlara; "peki tamam, atatürk'ü yok sayalım. hatta hiç dünyaya gelmedi diyelim. atatürk'ün yerine ülkeyi işgalden kurtarıp bağımsız ve modern bir ülke haline getirecek olan; yorulmuş bir halkı tekrardan motive edecek, askeri ve stratejik bir dehaya sahip, ileri görüşlü, korkusuz, onurlu ve daha nice üstün nitelikleri olan sizin bir lider alternatifiniz var mıydı?" diye soruyorsun...

    cevap: kem küm... "sen bilmiyorsan git sana akıl veren dedelerine sor bakalım" diyorsun
    tahmin ediyorum ki dedeleri de kem küm ediyor ki cevap veremiyor...
    o zaman bu hayasızlık niye?

    vahdettin mi kurtaracaktı ülkeyi işgalcilerin kucağından?

    kusura bakma dostum ama...
    senin ayranın yok içmeye, tahterevalliyle gidiyorsun sıçmaya!
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster