1. 1.
    +47 -2
    sin city - komiksin film versiyonu gibi bi şey. film siyah beyazdır ve komiks gibidir her şey. günahlar şehrinde geçer olaylar. karizmatik bir tipi var filmin, böyle dayı dayı konuşmalar, daşşaklı adamlar, amlılar. senaryosu karışık ama, çekimi için izleyin derim.

    rocknrolla - yine guy ritchie, yine daşşaklı bir film. aslında filmin baş kahramanı diye bi şey yok. filmde kendini londranın ağalarından sayan bir adam var. bu adam ev, toprak alış verişinden para kazanıyor ama, yasadışı. mesela istediği zaman inşaat izni alabiliyor ve en çok da böyle para kazanıyor. dolandırıcı bir oç işte. adamın karşısına bir gün zengin bir rus çıkıyor. para öyle bir şey ki, herkes bir birini kazıklamak istiyor. olaylar karışınca, bizim bu londra ağası pekekentinin geçmişi geleceği hepsi alt üst oluyor. valla şimdi bi tak anlatamadım ama, mafya, rock, para, soygun karışımı bir şey, filmi izledikten sonra bana hak vereceksiniz, anlatılması zor bir film : )

    revolver - jason statham reyizin oyunculuğunu yaptığı bir guy ritchie filmidir. konu şu ki, jason reyiz hapisten yeni çıkıyor, 2 yılda iyi para kazanıyor. adamı zehirliyorlar ve doktorlar diyorlar ki, senin 3 gün ömrün kalmış. 2 tane de bin arkadaş var, bunlar soygun yapıyorlar. bu onu soydu, o bunu soydu derken işler uzayıp gidiyor ama, bu filmdeki sohbetleri dinlemek için kesinlikle izleyin derim. jason reyizin kafasında kendi kendisine konuşmaları, adamın düşünceleri, çok derin konular işlenmiş bu filmde. filozof olmak istiyorsanız ve böyle şeylerden anlıyorsanız, kesinlkle kaçırmayın. bu filme aksiyon ya da mafya filmi diyenin ben ta amk demek ki anlayamamışlar filmi

    american beauty - kevin spacey reyizin baş rolünü oynadığı mükemmel bir hayat hikayesi. 40 yaşlarında, karısıyla ve liseli kızıyla yaşayan bir baba. hayatı rutin olmuş, ne aile mutluluğu var, ne huzuru, hatta karısıyla bile düzenli bir ciks hayatı yok. filmde çok derin hayati gerçekler inceleniyor. spacey reyiz asıl mutluluğun, serbestliğin ne demek olduğunu gösteriyor. şimdiye kadar izlediğim en güzel filmlerden, hayat dolu bir yapım. izlemeden ölmeyin denilecek filmlerden.

    trainspotting - 4 ardakaş, uyuşturucu bağımlısı ve verdikleri hayat mücadelesi. filmin ilk kısmı sıkıcı gelebilir, ama ben şimdiye kadar uyuşturucu bağımlısı bir hayatı bu kadar güzel gösteren bir film izlemedim. filmde gram abartı yok. asıl hayatın içinden bir film. herkes beğenmez bu filmi, asıl güzel filmin ne olduğunu anlayanlar izlesinler.

    oldboy - bir güney kore filmidir. Oh Dae-su isimli bir adam (isminin anlamı bu günü için yaşayan insanmış) gizlice kaçırılır ve kendisini bir odada bulur (hapis gibi, ama oda hotel odasına benziyor). detaylara girip spoiler vermek ismemem ama, kısaca özetlersek, ne zaman biteceği belli olmayan, sebebi belli olmayan bir hapisten sonra Oh Dae-su çıkar ve olayların sebebini araştırmaya başlar. en iyi intikam filmlerine girer bu film bana göre, yalnız dikkatli izlemek gerekir, hem olayları anlamak için, hem de arada çok güzel sözler söylüyorlar, ibretlik bir film. açıkçası korelilerden bu kadarını beklemiyordum.

    i am legend - will smith oynuyor, new york'da bir epidemi sonucunda bir kisi sag kaliyor, digerleri ölüyor, ölmeyenler ise hayvanlaşıyorlar. adam doktor ve bu epidemini durdurmak için uğraşıyor, iyi filmdir. az korku filmi denebilir ama, filmin amacı korkutmak değil.

    the life of david gale - kevin spacey reyiz baş rolde. adam profesör, tecavüz edip öldürmekle suçlanıyor ve ölüm cezası veriliyor. cuma günü idam edilecek, adam son bir kaç gün içinde bir kadınla reportaj yapma kararı veriyor, 3 seansda anlatacakmış olayı. 10 numara bir filmdir, sonunda hasgibtir dersin, bir insan ideoloji için neler yaparmış izle de gör bakalım.

    the terminal - steven spielberg reyizin yaptığı bir filmdir. baş rolde tom hanks reyiz oynar, Catherine Zeta-Jones da var * . bir doğu avrupa ülkesinden new yorka gelen bir adam, kimlik kontrolünden geçemez. sebebi ise, adamın ülkesinde isyan çıkmış, darbe mi ne olmuş, neyse artık, devlen amerika ile diplomatik ilişkilerini kesmiş ve bu yüzden o ülkeden gelen adamlar amerikaya sokturulmuyor. ama amerika da o ülkeye kimseyi göndermediği ve uçuşların iptal edildiği için, adam hava alanında kalır. ne kadar kalacağı belli değil, çünkü diplomatik ilişkilerin yeniden ne zaman kurulacağı belli değil. adamın hava alanındaki yaşdıbını anlatan bir filmdir. bir dakika bile sıkılmazsınız, asıl insanlığın ne olduğunu anlatan mükemmel ötesi bir filmdir. izlemeyeni gibsinler

    the mist - stephen kingin senaryosunu yazdığı bir filmdir. amerikada bir şehiri garip bir sis kaplar. sis kendisiyle garip yaratıklar getirir. insanlar bir supermarket-de kapanıp kalırlar. tabi herkes orda kalmaz ama, filmde orda kalanlar gösteriliyor. önceden uyarayım, filmin sonunda bir olay oluyor ve insanın içinde kötü dugyular bırakıyor. korku filmleri benim tarzım değildir, sonu güzel diye önerdiler, o yüzden izledim. bir kere izlenir yani

    law abiding citizen - gerard butler ve jamie fox'un baş rolleri oynadığı süper ötesi bir film. gerard reyizin ailesini gözleri önünde öldürürler ve amerikan yasaları suçluların birine idam cezası verirken, diğerine 3 yıl hapis verir. ama adamın ailesini öldüren adamdır o 3 yıl alan. gerard reyiz amerikaya ve amerikanın en iyi avukatlarından birine, bu yasaların adaletli olmadığını göstermek için tehlikeli bir oyun oynar. panpalar, uzun zamandan beri bu kadar güzel bir film izlememiştim. kesinlikle kaçırmayın, izlemeden ölmeyin!

    undisputed(i, ii, iii) - hapishanede düzenlenen savaşlarla ilgili bir film. kavga sahneleri şahanedir, bu tarzı seviyorsanız kesinlikle izleyin. filmde anlam falan aramayın, ama kavga sahneleri oooof ooff Yuri Boyka boyka boykaaa ccc boyka reyiz ccc

    mystic river - clint eastwood reyizin çektiği, baş rolde sean penn'in oynadığı bir suç filmidir. imdb-si 8.0 ama bana sorarsanız 7.0 veririm. sıradan bir suç filmi derim hatta, adamın kızını öldürüyor birisi, sonra polis de adam da kızın katilini arıyor falan da filan. film boyunca sıkılmazsınız ama, bittiğinde eeehh işte dedim ben.

    requiem for a dream - uyuşturucu konusunu anlatan hiç şüphesiz gelmiş geçmiş en güzel filmdir derim. uyuşturucu bağımlısı bir genç, yanlız ve yaşlı annesi, uyuşturucu bağımlısı kız arkadaşı ve uyuşturucu bağımlısı arkadaşı. herkesin bir hayali var ve hayallerini gerçekleştirmek için uyuşturucu yolunu seçerler. şu gibtiğimin uyuşturucusunu elde etmek için nelerden geçiyorlar bi görseniz. hele filmin soundtrack-i, izlerken tüylerim diken diken oldu. eğer uyuşturucuya az da olsa sempati duyuyorsanız, bi kere izleyin yeter. bu filmi yaptığı için Darren Aronofsky'nin yedi sülalesine rahmet olsun. izlemeden ölmeyin, ama moralinizin iyice bozulacağını da hesaba katın izlemeden.

    deja vu - güzel bir bilim kurgu filmi izlemek istiyorsanız kesinlikle izleyin. denzel washington oynuyor baş rolde. bu filmi anlatıp da spoiler vermemek çok zor. şöyle diyelim, crime-drama tarzı bir film. amk anlatamıyorum ki, ne anlatsam spoiler. ama action filmi izlemek istiyorsanız kesinlikle izleyin. bilim kurgu fazla abartılmamıştır, yani robotlar falan çıkmıyor sağdan soldan amk. izleyin lan ne uzatacam, anlatacağım filmi gibeyim, ben gidiyorum

    cidade de deus (city of god) - bir brezilya filmidir. film çok karışık ama, genel olarak özet geçilirse, ghetto denilebilecek bir küçük şehirdeki çocukların hayatını anlatır. çocuklar daha çok küçükken mafyaya bulaşırlar, ot içerler, silahla adam öldürürler, kokain kullanırlar, her taku yaparlar yani. bunların içinden birisi fotoğrafçı olmak ister, hayali bu olur yani. filmde bu şehrin hayatı sertliğiyle tam olarak gösterilir ve harbiden içiniz acır ordaki hayatı izleyince. hem olaylar gerçektir, hayal ürünü değildir, bunların yaşanmış olduğunu düşününce, hatta şimdi bile yaşandığını hayal ettikçe insanın tüyleri diken diken oluyor. kesinlikle izlenilmesi gereken bir filmdir, puanım on üzerinden dokuzdur.

    21 - filmin kardorsunu şahsen beğenmedim, bi tek kevin spacey reiz oynuyor diye geçiyorum günahlarından. harvadr tıp kazanmış çok zeki bir genç, ama okumak için yeteri kadar parası yok. bir bursa başvuruyor ve burs tüm parayı karşılayan bir burs, ama kazanmak çok zor. 300 bin dolar civarında para. adam bir gün hocasının başkanlığını yaptığı bir grupa davet edilir. bunlar iyi blackjack oynayan bir grup insan. takım olarak vegas-a gider orda paranın dıbına koyarlar. bizim çocuğu da davet ediyorlar bu grupa, sen zekisin sen yaparsın diyorlar. işte olaylar bundan sonra başlıyor. sonunda hasgibtir diyeceğiniz filmlerdendir. filmcilik açısından pek beğenmedim, ama baştan sonra sıkılmazsınız, bi defa izlenir.

    the intouchables - bir fransız filmidir, ama fransız filmi sevmiyorsanız hemen gibtiri çekmeyin. şimdiye kadar yapılmış en güzel filmlerdendir. konusu, boğazından aşağı tüm vücudu felç olmuş bir zengin var. adamın bi yardımcıya ihityacı var. bi de taktan bi hayat yaşayan bi zenci var. işte bu zenciyi yardımcı olarak işe alır. aralarında geçen olaylar, ne bileyim yaşadıkları şeyler, gerçekten de hayat dolu, pozitif enerji saçan bir filmdir. kesinlikle izleyin, beğenmezseniz nick6mı gibertin, artık ne söyleyeyim. bu arada, film tamamen yaşanmış olaylara dayanıyor. bu iki adam gerçekten yaşamış ve hala yaşıyorlar. izleyin, izletin beyler.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster