1. 526.
    +7 -4
    yunus amcayla biraz muhabbet ettik, bu arada yunus amca'nın işlettiği bakkal tarzındaki dükkan da dedemden kalma, aylık kira yerine günlük nevale alıyorum... bu arada hiç kira konuşmadık, aylık ne kadar derse ödüyorum... bazen 50, bazen 100... şu ana kadar ödediğim en yüksek meblağ da 100 lira... ha aylık ne kadar harcaman var derseniz, bilmiyorum... günlük 2 paket samsun 216, 3 bomonti alıyorum... bazı günlerde de işin cılkını çıkarıp bomontileri 6 ya çıkarıyorum, ayrıca bazı günler yanında 2 tane kırmızı tuborg aldığım da oluyor...

    neyse, sigaramı, nevalemi alıp eve doğru yürüdüm...

    ekmek nerede lan derseniz onu da ileride alacaktım ama önce merve'yi tekrar görürümün derdine düşmüştüm...

    belki merve'yi görürüm diye de hızlı adımlarla arşınlıyorum yolu... durağa vardığımda merve yoktu, kahrolası otobüs gelip almıştı merve'yi... otobüse ve şoförüne küfür ede ede eve gittim...

    eve vardığımda ağır bir kokunun genzimi yaktığını farkettim...

    hemen mutfağa koştum, evet koku mutfaktan geliyordu... çaydanlıktaki su bitmiş, ocak da çaydanlığı "kendin pişir kendin ye"deki ızgaralara döndürmüştü... çaydanlığı kaldırayım derken orta parmağının boğumu çaydanlığa değdi, parmağımdaki acıyı hissedince elimi ağzıma zütürüp emmek istedim fakat ani hareket edince elim çaydanlığın kulpuna değdi, çaydanlık da bu ani hareketlere fazla dayanamayarak yere doğru yuvarlandı, çaydanlık yerde zikzak çizerken ben de o hışımla bir tekme çaydanlığa atarak buzdolabına doğru koştum... orta parmağımı buzdolabının buz tutmuş tarafına tuttum, acıcı dinse de günlerce bunun acısını çekecektim ve elif de bu acıya merhem olmak için benimle buluşmayı kabul edecekti...

    keşke etmeseydi.!

    (bu arada biraz hızlı ilerleyelim diye birkaç günlük yavşama mesajlarını es geçiyorum, )
    ···
   tümünü göster