1. 576.
    +1
    11. hepsi, türk erkeklerinin duyarsız,
    hanzo ve kaba olduğundan yakınır
    ama hiçbiri ona saygı gösteren,
    duyarlı, özgürlüklerine saygılı bir erkeği
    gerçek bir erkek olarak kabul etmez.
    ona it muamelesi yapan, yani bazen
    baba şefkatiyle çocuk sever gibi seven,
    bazen döven, azarlayan, aşağılayan
    erkeklere bayılırlar ve yine bu halde
    dahi erkeklerin duyarsızlığından ve
    kabalığından şikâyet ederler büyük bir
    zevkle. yaşadıkları baba travmasının
    aynını erkekleriyle de yaşamak isterler.
    pek çok türk erkeğini yapmacık
    maçoluklara, sahte korumacı baba
    rolleri oynamaya zorlarlar. ilişkiyi bir
    hasta-doktor ilişkisine çevirirler.
    12. her erkeği kadın ruhunu anlamakla
    yükümlü sayarlar. kadın ruhu
    dediğimiz şey, büyük oranda baba
    travmasının yeniden ve yeniden
    üretilmesinden türeyen ve burada
    saydığımız ve sayacağımız diğer saçma
    paradigmaların toplamıdır. erkek
    bunları hayatın kaçınılmaz bir gerçeği
    olarak kabullenmeli ve bu hasta ruhu
    incitmemelidir. “niye ki?” sorusunun
    cevabı yoktur, öyledir. “hiç çekemem
    abi, kusura bakma” diyen onur sahibi
    erkekler gaylikle yargılanır.
    13. ttk, ilişkilerini başından sonuna
    kadar yalanlar üzerine inşa eder.
    tanışma, ısınma ve ilerleyen boyutlarda
    tartışarak, uzlaşarak aşılması gereken
    sorunları yalanlarla öteler ve zerre
    vicdan azabı duymadan bu yalanları
    mezara kadar taşır.
    14. ttk için ilişki demek gerilim
    demektir, kaos, kavga ve mücadele
    demektir. anlaşılmaz bir zevk alırlar
    bundan…saçma kaprislerle, tepki
    alacağını bildiği şeyleri yaparak kavga
    çıkarmaktan ve daha sonra kedi gibi
    sırnaşıp barışmaktan orgazm keyfi
    alırlar. erkeğin sürekli gerilim hattında
    tutulması gerektiğini düşünürler.
    15. “kaçan kovalanır” oyununu
    oynamaktan bıkmazlar, usanmazlar.
    allahım.. bezdirirler, hayata
    kahrettirirler.
    16. kapı gıcırtısına göbek atabilme
    yetisini haizdirler. tarkan ve türevlerini
    ve bir dinleminlik ***indirik ne kadar
    pop/arabesk şarkı varsa ezbere
    bilirler, bunların liriklerine sokratı
    mezarında ters döndürecek anlamlar
    yüklerler.
    17. kendilerini geliştirme çabası içine
    girmez, gazete okumaz, güncel olayları
    dahi takip etmezler. okudukları kitaplar
    ticari aşk kitapları (aşk tüccarlarının
    kitapları) ve bazen korsana düşerek
    başarısını kanıtlamış(!) “ben de
    okudum onu” diyebilmelerini
    sağlayan şeylerdir. ilgi alanları ve
    kültür seviyelerinden mütevellit onlarla
    tatlı ve anlamlı bir sohbet yapmanız
    olanaksızdır, meğer ki gülben
    ergen’in selülitleri, reha muhtarın
    extrem başarıları ilginizi çekmiyorsa…
    18. gece, gündüz, çarşıda, pazarda,
    yürüyüşte, alışverişte, yemekte ve sair
    her yerde ağır makyajlıdırlar. küpe, **k
    püsür tüm abuk aksesuarları
    üstündedir. manikürsüz, pedikürsüz
    adımlarını dışarıya atmazlar. zemin
    müsaitse ayakkabılar kesinlikle
    topukludur. bu konuda onlara her
    hangi bir eleştiri getirmek kesin terk
    nedenidir. makyajına laf
    söylemektense ölmüş anasına
    küfretmek evladır. bu garip ve komik
    bakımlılık anlayışları o derece hayatidir
    yani.
    19. kendileriyle ilgilenen, ilgilenmeyen,
    kesen, süzen, tanışmaya çalışan, nefret
    eden, söven her erkeğin kendilerini
    • *filemek istediklerini sanırlar ve dahi
    canı gönülden inanıp korkarlar.
    bacaklarının arasında dünyanın en
    değerli şeyini taşıdıkları sanrısı, hasta
    pgibelerinin üstünü örtmelerini
    sağlayan aşağılık bir özgüven ve
    kişiliklerini bir arada tutan korkuyu
    sağlar.
    20. her daim kimlik bunalımları
    yaşarlar ama bunu asla kimlikleriyle
    ilişkilendiremezler. ttk yetişkin
    olmamaya mahkûm edilmiş mitolojik
    bir ergendir.
    21. maksimum 50 iq’ya sahip, düzgün
    cümle kuramayacak kadar insan
    kavrdıbının uzağına düşmüş
    hanzoların laf atmasından, cinsel
    tacizinden ve sarkıntılık çabasından
    hareketle tüm erkeklerin sapık olduğu
    sonucu çıkarabilecek kadar sosyolojik
    ilimlere vakıftırlar(!)
    22. deli gibi kıskanılmak, bir çocuk gibi
    sahiplenilmek, yönetilmek ve ezilmek
    isterler. hayatlarına ilişkin tüm
    kararların erkek tarafından alınmasını
    ister ama bundan da şikayetlenmekten
    çekinmezler. ilk buluşmadan sonra eve
    varıp varmadığının merak edilmesini
    bekleyecek kadar safdil, giyimine
    kuşdıbına müdahale edilmesini,
    arkadaşlıklarına karışılmasını
    bekleyecek kadar zavallıdırlar. bu tarz
    hareketleri bekler ama bunlardan
    şikayet etmekten de büyük zevk alırlar.
    bunları yapmayana katlanamaz, erkek
    olarak görmez, bu saygılı erkeğe kısa
    sürede yol verirler.
    23. ttk her daim rejimdedir. ama biraz
    ondan biraz bundan mantığıyla
    hadisenin **kunu çıkarır, kilolarına
    asla hakim olamazlar. nasıl erkek için
    her dakika ciks düşünüyor deniliyorsa
    ttk da her dakika kilosunu ve nasıl
    göründüğünü düşünüyor desek yanlış
    bir şey söylüyor olmayız. yansıtma
    özelliği olan her şeyde kendi
    suretlerine bakarlar.(kellerinde böyle
    bir işlevselliği vardır) yolda yürürken
    aklından geçen tek şey **çlarının nasıl
    göründüğüdür. hiç bir sorun, hiç bir
    kaygı, kesinlikle ama kesinlikle onun
    kilosu ve görünümüne ilişkin
    kaygılarının önüne geçmez, geçemez.
    bu konuda duymak istediklerini
    söyleyen kişi adolf hitler bile olsa onu
    canından çok sever, kendine kanka
    yapar. kısmen güzel ttk ların kankaların
    sürekli **tlerinde dönüp “ay ne güzel
    olmuşsun görülmeyi görülmeyi, ipek
    gömleğin tiril tiril olmuş tatlı vücudla
    eğleşi eğleşi” diyen çirkin kızlar olması
    rastlantı değildir.
    24. nihai amaçları; aile kurmak, çocuk
    yapmak, pasif bir ev kızı hayatı
    yaşamaktır. zerre üretmeden; emtiayı,
    kendilerini ve kocalarını tüketecekleri,
    kocalarının kendilerini güzel güzel
    ezeceği ve bundan zevkle
    şikayetlenecekleri, mutsuz olacakları,
    acı çekerek iç huzuru yakalayacakları
    bir hayatı arzularlar.
    25. cinselliklerini, (ttk için yeniden
    kavramlaştırırsak; “erkeklerin onlara
    yönelik doymak bilmez iştihalarını”) bir
    nimet olarak görür ve bunu sonuna
    kadar sömürürler. bu arada cinsel
    ayrımcılıktan şikayetlenmeyi de ihmal
    etmezler ama. eser miktardaki cinsel
    içgüdülerini asla kendilerini tatmin için
    değil, bir araç olarak; erkeği kendine
    bağlamak, onu kaybetmemek için
    kullanırlar. kızın “verme”si aslında
    erkeğin kalesine atılmış bir goldür.
    kukularını zevk aracı olarak değil silah
    olarak kullanırlar; öldürmek, bağlamak,
    mecbur etmek, kahretmek ve yok
    etmek için.
    26. erkeklerini asla tam olarak
    beğenmezler, onları sürekli
    başkalarıyla karşılaştırırlar ve bunu da
    erkeklerine söylemekten, ima etmekten
    çekinmezler. aynı şeyi erkeğin yapması
    kesin terk sebebidir. misal “duydun
    mu, filanca hanım yaman malak
    emzirmesi yapıyormuş” diyemezsiniz.
    (misal yani) (bkz: böyle misal olmaz
    olsun)
    27. erkek seçiminde, diğer kızları
    çatlatmalarını sağlayacak bir erkek
    diğerlerinden on fersah öndedir.
    yakışıklılık, meslek, güç, karizma bu
    arayış anlamında şekillenen fiktif
    olgulardır. yani kız/erkek ilişkilerinde
    rekabet kızla erkek arasında değil kızla
    kız arasındadır. erkekler bu catfight da
    silahtan öte bir anlam taşımazlar.
    28. kendi hayatlarındaki incir
    çekirdeğinde mikroskopla dahi
    görünmeyecek sorun(!)ları size
    acımasızca anlatır ve ilgiyle dinlemenizi
    beklerler. yeni aldıkları pantolona uyan
    bir kemer bulma süreci avrupa
    birliğine entegrasyon sürecinden daha
    çetindir, kriterler zorludur, sürecin
    içselleştirilmesi için konu üzerinde
    uzun uzun durulmalı, uzman
    şahısların görüşü alınmalıdır. ttk, küçük
    bir karın ağrısı için opera
    besteleyebilir, işyerindeki bir salağın
    sarfettiği iki kelime üzerine tüm gün
    sürecek bir etimoloji sempozyumu
    düzenleyebilirler.
    29. çocukça davranır, çocuk gibi
    düşünür, çocuk gibi konuşurlar.
    kendilerini insanlığa davet ettiğinizde
    motto bellidir: “..ama içimdeki çocuğu
    öldürmek istemiyorummmmm…” bu
    çocuk taklidi saçmalığını nefret
    edildiğini bile bile yaparlar çünkü bu
    sayede o pek utandıkları cinselliklerini
    de perdelemekte, erkeğin zihnini
    bulandırmaktadırlar. bu yüzdendir ki
    türk erkekleri çocuktan, çocuk
    yapmaktan, her türlü çocukluktan
    tiksinmiştir, bunalmıştır.
    30. kendileri gerçek bir kadın olmanın
    gereklerini yerine getirmedikleri halde
    ilişkide karşı tarafın gerçek bir erkek
    olmasını beklerler. yani bir erkeğin
    kadında aradığı hiçbir özelliğe sahip
    olmasalar da, sahip olduklarını
    vermeseler de(aklınıza sadece cinsellik
    gelmesin) erkekten; güçlü, paralı,
    arabalı, irade ve özgüven sahibi,
    duyarlı ve sevecen vs. olmasını
    beklerler. tüm dünyanın işlevsiz
    varlıklarına hizmet etmek için
    yaratıldığını düşünürler.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster