1. 151.
    +27 -2
    lisedeyiz. alı diye bir arkadaş var. binin önde gideni herif. bugün çak baş görse eline ayağına sarılır abimsin diye. öyle bir şey. bunlar karum'a gidiyor tahir'le birlikte. dolanıyorlar falan. bi' kalabalık dikkatlerini çekiyor, o tarafa yöneliyorlar meraktan: müzeyyen senar orada. imza dağıtıyor, sohbet ediyor sevenleriyle. bizimkiler türk sanat müziği dinlediğinden değil de unlu birini gördüklerinden heyecanlanıyor. alı "ben imza alaçam" diye gidiyor müzeyyen senar'ın yanına ama yanında kağıt yok. para çıkarıyor cebinden, merhaba bi' imzanızı rica edebilir miyim deyu sorup uzatıyor. kadın "ben üzerinde atatürk resmi olan parayı imzalamam" deyip reddediyor. ucube gibi davranıyor bizimkine asdfdsfsd. göd ediyor resmen.

    neyse,

    bu içleniyor tabii. büğelenk konmuş dana gibi ordan orada koşturuyor. neticede aklına gelen fikir: ben imza alamadıysam kimse alamasın. ve bomba ihbarı yapmaya karar veriyor.. arıyor polisi abi diyor karum'da bomba var yarım saate kadar patlayacak. kapatıp beklemeye başlıyorlar.. 20 dakika sonunda ne gelen var ne giden. züt kispetten çıkınca yannan bağdat'tan gelirmiş ya, o hesap bi' daha arıyor. abi diyor ciddiye almadınız galiba ama karum'da bomba var diyorum size, 10-15 dakika sonra patlayacak.. ve film başlıyor.

    zamanın başbakanı ecevit, başkan da sezer. karum meclis taraflarında olduğu içün o günkü güzergahları arasında mevcut.. e bomba ihbarı da yapılmış, al sana emniyet birimlerinde oluşacak en kralından suikast endişesi. son ihbardan yaklaşık 5 dakika sonra 7 ekip arabası doluyor karum'un önüne. hakeza özal harekat polisleri ve bomba imha ekipleri.. ki bizimkiler de yaptıkları şeyin ciddiyetine o an gark ediyor. iş isten geçtikten sonra hanı. polisler karum'u boşaltıp metrekare metrekare bomba arıyorlar ama mafiş.. yok öyle bir şey. ama ihbar söz konusu?

    bu noktada sıkı tutma sırası bana geliyor, ki hiçbir şeyden haberim yok. alının kullandığı hat annemin üzerine. o gün saat geçe 2,5 falan kapı çalıyor.. paldır küldür kalkıyoruz ev ahalisi olarak ama telsiz sesleri daha kapıyı açmadan duyuluyor. inletiyor apartmanı resmen. kapıyı açınca 5 polisi görüyoruz karşımızda, kalanı da merdivenlerden itibaren apartmana dağılmış:

    - x y'nin evi burası değil mi?
    + evet :/
    - kendisiyle görüşebilir miyiz?
    + benim :/
    - xxxx xxx xx xx no'lu telefonun sahibi siz misiniz hanımefendi?
    + evet ama oğlum kullanıyor o hattı.
    - ikiniz de bizimle gelin lütfen. zorluk çıkarmayın.
    + giyinmemize müsade edin geleceğiz. rica ediyorum. zaten bi' yanlışlık olmalı.
    - peki.

    ...

    annem ağladı ağlayacak, ben şoktayım.. giyinip çıkıyoruz evden. kolumuza giriyor polisler. ki o esnada tüm komşular telsiz seslerinden dolayı uyanmış bizi izliyorlar. 10-12 polisin arasındayım. görsen terör örgütünün hain elebaşısı; iç mihrak sanarsın direkt. o an polislerin arasındayken kafasını eğenleri, yüzlerini gizlemeye çalışanları da anlıyorum. acaip bi' pgiboloji söz konusu. anlatmak mümkün değil. böyle çok pis züt olmuş gibi hissediyorsun kendini. oluk oluk kan alacaklar benden deyu geçiriyorsun aklından. tedirginlik üst limite vurup duruyor.

    herneise, aktepe karakoluna zütürüyorlar bizi. ankara'nın en namlı polis merkezlerinden biridir burası, bilen bilir. bi' odaya alıyorlar. amir giriyor soru sormaya.

    + bu numara annenin adına mi?
    - evet.
    + sen mi kullanıyorsun?
    - hayır.
    + kim kullanıyor ulan o zaman? dalga mi geçiyosun? zaten yaktın başını, daha da mi yansın istiyosun?
    - arkadaşım var alı, hat onda abi. o kullanıyor.
    + evini biliyo musun?
    - evet.

    ...

    anında sattım alıyı dıbına koyyim. satarım. olayın ne olduğunu bilmiyorum ama binin büyük bi' tak yediğini anlamak da zor değil. 2 ekip arabasıyla bu defa alilerin evine gidiyoruz. geçe 4 falan. kapıyı annesi açıyor. ki hayatımda tanıdığım en cazgır insandır. polisleri ve beni görünce basıyor figanı: "benim oğlumu bunlar bu hale getirdiii, siz yaktınız benim oğlumuuu, oğlum yapmaz öyle şeeey".. yapmaz, da önce bi' olayın ne olduğunu öğren be. insaf arkadaş. polis zor sakinleştiriyor kadını. alıyı kaldırıyorlar. o da sok oluyor gördükleri karşısında ama yalan söylemiyor: "ihbarı ben yaptım abi, gidelim isterseniz". annesi yine figanlarda...

    yolda arka koltukta oturuyoruz aliyle. n'aptın? diyorum, gülüyor bin. sen merak etme diyor.. ulan muallak merak etmesi mi kalmış, annem ve ben karakoldayız. tüm apartman telsiz sesleriyle inlemiş. neyi merak etmeyecen? etmemek mümkün mu anasını satayım? o ara bi' hareketlenme başlıyor bunda. elimde bişi var al diyor, belinin arkasından uzatmaya çalışıyor, ne bu diyorum, al al diyor.. prezervatif. giber misin sabaha mi bırakırsın bunu şimdi? adamın umrunda değil içinde bulunduğu durum. polislerden biri farkediyor bişi uzatmaya çalıştığını.. ver ediyor kalayı, ver ediyor zılgıtı. eşşoleşşeğe çeviriyor bizi 2 dakkada.

    karakoldaki ilk sorgusunda alı her şeyi kendi yaptığını, yanında da tahir'in olduğunu söylüyor. bu defa sabaha karşı 5.30'da gidip tahir'i evden alıyorlar polisle. biz bekliyoruz annemle. döndüklerinde annemden özür dileyip eve gönderiyorlar ekip arabasıyla ama alı ben ve tahir kalıyoruz. bizi karum'un bağlı olduğu çankaya polis karakoluna getiriyorlar. onlar ilgileniyormuş konuyla.

    soru üstüne soru soruyorlar.. yaklaşık 1,5 saatlik diyalogların ardından ne alının ne de tahir'in bomba koyacak çapta adamlar olduğunu anlıyorlar. ki tipleri de müsait değil zaten. elemanların tipine bakıp suçlarını öğrensen zütünle gülersin. öyle tezat var ortada. ben pasif durumdayım. soru sorduklar falan yok. bi' daha hatlarını kimseye kullandırma, bu muallaklerle arkadaşlık etme tarzı nasihatler veriyorlar bana. çay ısmarlıyorlar. aktepe karakolundan sonra insan olduğumuzu hatırlıyoruz bu sayede sağolsunlar.

    sabah 9 gibi tahir'le alının babaları, oğullarının yediği cezaları yatırınca çıkardılar bizi karakoldan. ayrılırken "bombacılar akıllı durun bakın, bi' daha görmeyecem sizi buralarda" diyordu amir. asdsafgda. bombacılara bak. alı muallaksi bankacı oldu, o eski halinden eşer yok şimdi. karakola bi' daha ancak hortumlamadan gider giderse. tahir desen mühendis. malzemeden çalmazsa onun da yolu düşmez. ha iyi bi' ders olmadı mi yaşadıkları/mız? olmuştur. niye olmasın.

    annem çok kızdıydı bana eve gelince, bağırıp çağırıyordu. anne dedim içerden yeni çıktım bak beni delirtme.. 20 yıl yatıp çıktım sanarsın tribi görsen. kontrolü kaybetti bu lafı duyanda, oklava arıyordu, odaya zor attım kendimi. içerde geçen anlarımı düşündüm.. hüzünlendim. bi' sigara yaktım hoyratça
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster