1. 1.
    -1
    Yerel Yönetimler [değiştir]
    Osmanlı Devleti yönetim birimleri bakımından büyükten küçüğe aşağıdaki gibidir.

    Yönetim Birimleri

    Vilayet (Eyalet)
    Sancak (il veya bir kaç il birarada)
    Kaza (ilçe)
    Nahiye (Bucak)
    Karye (köy)
    Yönetenler

    Vilayeti Beylerbeyi, son dönemlerde Vali
    Sancağı Sancakbeyi yönetmekteydi.

    Din [değiştir]
    Osmanlı Devleti'nde islamiyet baskın din olmakla birlikte, islam inancında "semavi dinler" olarak kabul edilen Musevilik ve Hıristiyanlık dinlerinin mensupları, millet sistemi sayesinde o dönemde batı ülkelerinde azınlık dinlerine gösterilen hoşgörünün üzerinde bir rahatlık içinde yaşamayı sürdürdüler. Hristiyanlığın Ortodoks ve Gregoryen kiliseleri millet sistemi içinde meşru bir şekilde örgütlenmiş durumdaydı. Bu inançlara mensup kişiler, kendi dini kurallarına göre yargılanırdı.

    Buna karşılık millet sistemine dahil olmayan dinlerin, devlet içinde meşru bir varlığı bulunmuyordu.

    Hilafet [değiştir]
    Ana madde: Hilafet
    Hilafet veya Halifelik, islami siyasi ve hukuki yönetim makdıbına ve yönetime verilen isimdir. Halife ise Hilafet makamındaki kişiye denir. islamiyet Peygamberi muhafazid'in ölümünden sonra makam bir süre daha bir yönetim biçimi olarak varlığını sürdürmüş olsa da zamanla daha çok islami bir toplumu veya islam Devleti'ni vurgulamak için kullanılan bir terim olmuştur.

    Halifelik daha çok müslümanların Sünnî kanadının temsilcisi olarak kabul görmüştür. Şiî kanadı büyük ölçüde Sünnî hilafet yönetimi altında yaşasa da Halife'yi kabul etmemişlerdir. Halifeliği Şiî'likteki ya da Alevilik'teki imamet'ten farklı kabul etmek gerekir. imamet teokratik bir özellik taşımasına rağmen, Halifelik teokratik bir özellik taşımamıştır. Halifeler yetkilerini saltanat dahi olsa Ümmet'in biat'ı ile devralmışlar, yönetim işlerini de büyük ölçüde danışmaya dayalı olarak yürütmüşlerdir. Bu anlamıyla teokratik olmaktan öte dünyevîdir.

    Halife, ilk zamanlarda islam toplumunda ilerigelenlerin seçimiyle başa geldiği halde, Emevi ailesine geçmesinin ardından saltanat şeklini almıştır. Abbasi Hanedanı'ndan gelen halifelerin 10. yüzyılda zayıflamasına kadar devlet başkanı görevini yürüten halife, bu dönemde siyasi gücün yerel hükümdarların eline geçmesinin ardından sadece ruhani önder veya islami toplulukların onursal lideri haline gelmiştir. Abbasiler döneminde Bağdat'ta yaşayan halife, Moğolların 1258 yılında Bağdat'ı yağmalamaları sonucunda Mısır'a Memluk himayesine kaçmış, 16. yüzyılın başında Yavuz Sultan Selim'in Memluklar'a son vermesiyle birlikte istanbul'a taşınmıştır. Daha sonra Osmanlı Hanedanı'na geçen halifelik, 3 Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kaldırılmıştır.

    Osmanlı'da misyonerlik [değiştir]
    Ana madde: Osmanlı'da misyonerlik
    1820 yılında başlayan ve Kurtuluş Savaşı'na sonuna kadar süren zaman içerisinde Osmanlı Devleti'nde misyonerlik faaliyetleri çok hızlı bir şekilde gelişmiştir. Misyonerlik faaliyetlerini bu denli başarılı olmasında şüphesiz Osmanlı Devleti'nin Islahat Fermanı ile verdiği ayrıcalıklar, kapitülasyon anlaşmaları ile verilen ayrıcalıklar ve Osmanlı Devleti'nin bölgelerine ilgi göstermemesi etkili olmuştur. Başlangıçta kendilerine Anadolu'da hedef bulamayan misyonerler daha sonra Ermenilere odaklanıp çalışmalarında başarılı olmuşlardır. Açtıkları okullardan mezun olanların başarılı olmaları bu okulların etkilerini artırmıştır. Hatta zamanla Müslüman Türkler dahi çocuklarını bu okullara göndermişlerdir.

    Misyonerlerin genel hedef kitleleri, islamiyet'in yaygın olduğu bölgeler olmuştur. Bu çalışma Osmanlı Devleti ile sınırlı kalmayıp Afrika Kıtası, Arap Yarımadası, iran ve Orta Asya halklarına yönelik bir çalışmadır.

    Ordu [değiştir]
    Ana madde: Osmanlı Askeri Teşkilatı
    Osmanlı ordu teşkilatı Anadolu Selçukluları, ilhanlılar ve Memluklular devletlerinin askeri teşkilat yapılarından belirli ölçülerde yararlanılarak kurulmuştur.

    Osmanlı Devleti Ordusu'nun Başkomutanlık görevini Hakanlar yapmışlardır.

    Yaya ve atlılardan oluşturulan ordunun atsız kısmı "yaya”, süvarileri ise "müsellem” şeklinde adlandırılmıştı. Kapıkulu Ocakları'nın kuruluşuna kadar savaşlarda fiili olarak hizmet gördüler.

    Osmanlı Devleti'nin temeli atılırken süvari olan beylik kuvvetlerinin yerine vezir Alâaddin Paşa ile Kadı Cendereli Kara Halil'in tavsiyeleriyle Türk gençlerinden oluşan ayrı ayrı biner kişilik yaya ve müsellem isimleriyle muvazzaf ade ve süvari kuvveti kuruldu.

    Kara Kuvvetleri Ordusu [değiştir]
    Ana madde: Osmanlı Ordusu

    Topcu armaYaya ve müsellemlerin temelini attığı ordu teşkilatı zamanla kuvvet ve sınıflara ayrılmıştır. Osmanlı ordusu başlıca 3 ana kuvvetten oluşmaktadır. Bunlar; Kapıkulu Ocağı, Eyalet Askerleri, Akıncılardır.

    Kapıkulu Ocağı, Osmanlı Devleti'nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya, atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına verilen addır. Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı Devleti'nin askeri gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuyordu.

    Donanma [değiştir]
    Ana madde: Osmanlı Donanması

    Bir minyatürde Osmanlı kadırgası.‎

    Osmanlı Devleti'nin denizcilikle ilgilenmeye başlaması izmit ve Gemlik taraflarının, daha sonra da Karesi ilinin alınması ile başlamaktadır. Karesi Beyliği gemilerinden faydalanılarak, Rumeli'ye geçen Osmanlı, 1390 yılında Gelibolu'da önemli bir tersane yapmıştır.

    Saruhan, Aydın ve Menteşe beylikleri gibi denizde kıyısı olan beylikler, Osmanlı Devleti'nin idaresine girince, onların tersanelerinden de istifade edilmişti.

    Bu yıllarda Türk Denizciliği'nin ilk ismi Çaka Bey izmir'de donanmasını kurmuş, daha sonra ise kızını Kılıçarslan ile evlendirmiştir.

    Ayrıca daha sonralardan donanmamıza kadırga isimli gemiler girdi. Kadırga hem küreği hem de yelkeni olan gemidir.

    Hava Kuvvetleri [değiştir]
    Ana madde: Osmanlı Hava Kuvvetleri
    Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa tarafından temelleri atılan Osmanlı Hava Kuvvetleri, 1911 yılında Fen Kıtaları Müstahkem Genel Müfettişliği 2. Şubesi bünyesinde Havacılık Komisyonu adıyla faaliyete geçirilmiştir.

    Havacılık Komisyonu'nun temellerini Fransa’dan satın alınan biri 25 Beygirlik, biri de 50 Beygirlik iki uçak oluşturmuştur.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster