• 0 / 40 / 109 entry
  • 46 başlık
  • 3 trend
  • 1,263.61 incipuan

31 ceken bebek "Vakanist"

  • 0
    beyler doluşun hakiki orospu çocuğu
    up up up
    ···
  • +4 -2
    türkiyenin popo fenomeni pelinsu meşe
    - Henüz 1994 doğumlu 22 yaşında genç bir kadın.

    - Aslen izmirli.

    - Ancak buraları terk-i diyar etmiş, gurbet ellere gitmiş kendisi.

    - Şu an için Amerika'da yaşıyor.

    - Ve kendisi bizim uluslararası platformda sayılı popo fenomenlerimizden biri.

    - Harikulade kalçasıyla gözlerimizin yuvalarından fırlamasına sebep oluyor.

    -En sevdiği şeylerden biri de yoga yapmak.

    -Bunun dışında Pelinsu birçok videoda karşımıza çıkıyor.

    -Özellikle Amerika'da rapçilerin kliplerinde boy gösteriyor.

    - Tabii ki sadece kalçalarıyla değil komple fiziksel güzelliğiyle ön planda Pelinsu.

    - Onu gördükçe ellerimiz yara olana kadar alkışlamamak elde değil.

    edit : oynadığı klipten bir görüntü. (mavi şort) http://nelervarbakbi.web....an-turk-kizi__exzaw4zpupu

    mobilde olanlar için ; https://www.youtube.com/watch?v=Qc6SdTRO_Nw
    ···
  • 0
    15 tane dram film önerisi
    Tamamen kendi yapımım bir liste internette aynı bu şekilde bulursanız direk sözlüğü bırakırım bukadar kesinim.
    ···
  • +42 -7
    15 tane dram film önerisi
    Tüm filmler sigara yakılmalık filmlerdir. izlemeden önce sigaraları hazırlayın.

    1. Can Dostum (Good Will Hunting)

    Will, bir üniversitede hademelik yapan süper zeki bir gençtir. Will, bir türlü sokak kavgalarından kendini alıkoyamaz ve başı derde girer. Hapise düşmek üzere olan Will'i bu durumdan kurtarabilecek tek kişi onun yeteneklerini farkeden, okulun profesörlerinden Sean McGuire'dır. Aralarında bir anlaşma yaparlar ve bu zamanla çok özel bir dostluğa doğru yol alırlar..

    2. Yüksek Risk (Starred Up)

    Ödüllü pgiboterapist Jonathan Asser’ın kaleminden beyaz perdeye uyarlanan Yüksek Risk, A Prophet / Yeraltı Peygamberi’nden sonra çekilen en iyi hapishane filmi olarak görülüyor. Sahiden de, insanın gözünü kırpmadan izlediği, sarsıcı ve hiç beklenmedik olayların ardı ardına geliştiği bu filmde, genç mahkûm Eric’in öyküsünü izliyoruz. Eric genç olmasına rağmen, aşırı şiddete eğiliminden dolayı, yetişkin hükümlülerin kaldığı bir hapishaneye nakledilir. Aynı zamanda babasının da gün doldurduğu bu hapishanede kendini gardiyanlardan koruması, diğer tutuklularla işbirliği yapması ve hatta babasıyla yüzleşmesi gerekecektir. Gelgelelim, onu yok etmeye yemin etmiş birtakım güçler de bu dört duvarın içindedir!

    3. Kahvaltı Kulübü (The Breakfast Club)

    Amerikan lise hayatından beş ayrı klişe karakter kendilerini, cezalı oldukları cumartesi gününü okul kütüphanesinde geçirmek üzere bir arada bulurlar: bir sarışın, bir anarşist, bir inek, bir sporcu ve bir entel! Disiplin delisi lise müdürünün manasız testesteron gösterileri karşısında hem kendi kendilerini, hem de ne çok ortak yönleri olduğunu keşfedecekleri bir güne dönüşecektir bu!

    4. Sadece Jim (Just Jim)

    Evet, Galler’deyiz. Jim sönük bir lise öğrencisidir. Tek arkadaşı Michael onu daha cool arkadaşları için satmıştır. Âşık olduğunu sandığı kız onun ismini dahi bilmemektedir. Köpeği de kaçıp, kaybolduğunda Jim’in kimsesi kalmamıştır artık. Ta ki Jim’in tam zıttı, yakışıklı ve cool Amerikalı Dean okula adım atıp onun en yakın arkadaşı olana kadar. Dean, Jim’e aynı zamanda popüler olmanın sırlarını öğretecektir. Tabii her şeyin bir bedeli vardır, popülerlik, karanlık sırlar falan, hayat bunlara değecek midir diye sorgulamaya başlar bir yandan Jim. Richard Ayoade’nin Submarine filminden tanıdığımız kült oyuncu Craig Roberts bu ilk yönetmenlik denemesinde bizi kara komedinin, gerçeküstü tonların arasında bir yere zütürüyor. Sadece Jim, Roberts’ın sadece iyi bir oyuncu olmadığını, aynı zamanda gelecek vaat eden bir yönetmen olabileceğini de kanıtlıyor.

    5. Arıza (The Wackness)

    1994'ün yazında New York'un tüm sokakları hip-hop müzikleriyle yankılanıyor. Yeni vali, Rudolph Giuliani ise gürültü yapan taşınabilir radyoları, alkolikleri ve grafiticileri ortadan kaldırma yolunda girişimlerde bulunuyor. Uyuşturucu satıcısı ve hiç arkadaşı olmayan delikanlı Luke ailesiyle sürekli sorun yaşar; aynı zamanda da kızlara hiç güvenmez. Terapisti Dr. Squires'la bir anlaşma yapar; seans karşılığında Luke ona uyuşturucu verecektir. Dr. Squires ise kendinden daha genç olan karısının ondan uzaklaşmasından dolayı alt üst olmuştur. Bu ikili çok iyi arkadaş olur. Doktor, Luke'a ayak uydurmak için gençliğindeki gibi saçlarını uzatır. Daha sonra Luke, doktorun üvey kızı Stephanie'yle tanışır ve ilk defa masum gerçek aşkı tadar. Stephanie, Luke'un sonunda ergenlikten çıkmasına yardımcı olur. The Wackness, iki kaybolmuş ruhun olgunlaşmasının olağan dışı hikayesi. Genç yönetmenin geniş oyuncu kadrosuyla ele aldığı enteresan bir komedi.

    6. Araba çalmak ve fazlası (Stealing Cars)

    Sistem içerisinde isyankar olmak zorunda kalmış bir "ergenin" kendi yolunu bulma çabaları..

    7. Charlie iş Başında (Charlie Bartlett)

    Gittiği her okuldan kovulan Charlie Bartlett devlet okuluna gitmeye başlayınca, yumruk yemiş gibi olur. Ama Charlie etrafını saran çocukların gizlice umutsuz bir ihtiyaç halinde olduklarını keşfettiğinde, girişimci ruhu işi ele alır. Erkekler tuvaletine doktor tabelasını asan Charlie, okul arkadaşlarının özel itiraflarını dinleyen, kendi pgibiyatrist seanslarında kendisine verilen ilaçları arkadaşlarına vermek gibi akılsızca bir karar alan, gizli ve tabii ki reşit olmayan bir deli doktoruna dönüşür. Bu arada, evde, tatlı ama fazlasıyla ezilmiş annesi Marilyn’le kaçınılmaz bir ihtilafa girmemek için kendini uzak tutar.

    8. Yazın Kralları (Toy's House / The Kings Of Summer)

    Yazın Kralları (Toy's House / The Kings Of Summer)
    3 genç çocuk yaz ayını geçirmek için ormanda bir ev yapma kararı alırlar. Bu ev sayesinde ailelerinden bağımsız bir şekilde yaşamayı öğrenir ve ayrıca aralarındaki arkadaşlık ve dostluklarını da test etmiş olurlar.

    9. Karanlık Yolculuk (Donnie Darko)

    80'lerin sonunda geçen öyküde, Donnie Darko adında 16 yaşında bir genç, bazı gerçek olmayan görüntüler görmeye başlıyor. Özellikle de tavşan kostümlü bir adam beliriyor sık sık. Çevresiyle uyum sorunu yaşayan genç, ailesinin ve okulun kendisi için çizdiği yoldan ayrılıp, esrarengiz misafirinin izinden gidecektir...
    80'lerin gençlik filmleri, bilim kurgu ve korku filmlerinin, tüyler ürpertici karışımı olarak tanımlanabilecek film, son dönemin en ilgi çekici bağımsız yapımlarından biri.
    Yönetmenin ilk filmi olan Donnie Darko, 2001 Sundance Film Festivali'nde gösterildi. Filmin son derece başarılı web sitesi ise En iyi Web Sitesi ödülü aldı.

    10. Tuhaf Thomas (Odd Thomas)

    Thomas, eli çabuk ve maharetli bir aşçıdır fakat kendisinin tek yeteneği bu değildir. Thomas, ölülerle iletişime geçebilme yeteneğine de sahiptir. Fakat bu sırrı sadece kız arkadaşı ve yaşadığı kasabanın yerel şerifi bilmektedir. Genç adam, acıyla beslenen "bodachs" adındaki kötü varlıkların yol açmak üzere olduğu felaketleri önceden görebilmektedir. Bu sebeple kendisini, bu kötücül varlıkların yol açacağı felaketleri önlemeye adamıştır. B filmi kıvamındaki aksiyon projeleriyle tanınan Stephen Sommers'ın yönetmen koltuğuna oturduğu filmin başrolünde Anton Yelchin yer alıyor.

    11. Asi Gençlik (Rebel Without A Cause)

    Film dünyasının en etkileyici rollerinden birisinde James Dean'i, şehre yeni gelen, yalnızlık, bunalmışlık ve kızgınlığının içerisinde kendisiyle ve toplumla savaşan, ikinci Dünya Savaşı sonrası kuşağına ait efsanevi Jim rolünde buluyoruz. Bu başyapıtta ona eşlik eden Natalie Wood (kız arkadaşı) ve Sal Mineo (en yakın arkadaşı), başarılı performanslarıyla Akademi Ödülü'ne aday olmuşlardı. 40 yıldır ayakta duran bu dev yapıt, tam bir efsane.
    12. Saksı Olmanın Faydaları (The Perks Of Being A Wallflower)

    Lise öğrencisi Charlie, bir arkadaşına ilk aşkı ile ilgili mektuplar yazar. Amerikan lise hayatına karamsar bir açıdan bakıyor. Uyuşturucu, vahşet ve kalpsiz öğrencilerin oluşturduğu lise hayatında, Charlie hala gelecekten umutlu olmaya devam ediyor.

    13. Serseriler (Neds)

    Benim Adım Joe’nun Oscar’lı oyuncusu Peter Mullan yönettiği üçüncü film olan Serseriler ile, bol ödüllü Magdalene Kardeşler’den dokuz yıl sonra ilk kez seyirciyle buluşuyor. Neds (Eğitimsiz Suçlular) gelecek vaat eden akıllı uslu bir genç adamın ödüllerle dolu parlak öğrencilik günlerinden bıçak taşımaya başladığı ilk gençliğine uzanan hikâyesini anlatıyor. John McGill kurbandan intikamcıya, öğrenciden “Ned”e, papaz yardımcısından tinerciye dönüşür. Tekrar eski günlerine dönmek istediğinde ise içinde bulunduğu yeni durum ve daha önce yaptıklarının ağırlığı, kurallara uymasını neredeyse imkânsız, kendi kaderinin şiddetle sonlanmasını kaçınılmaz hale getirir.

    14. Yeşil Sokak Holiganları (Green Street Hooligans)

    'Sarhoş olmak ve dövüşmek. Hayatta başka yapacak ne varki ' Son derece zengin oda arkadaşını koruyabilmek adına bir suçu üzerine alan ve Amerika'nın en iyi üniversitesinden Harvard'dan atılan Matt, ingiltere'de yaşayan ablasının yanına gider. Londra'da tanışacağı yeni arkadaşları, West Ham United'ın ünlü taraftar grubu GSE'nin önde gelen üyeleridir ve onun gazetecilik okuduğunu bilmemektedirler. Başta eniştesinin kardeşi Pete olmak üzere bu arkadaşlarının futbol tutkusunun diğer sırrı ise holiganlık ve ingiltere çapında ün salmaktır. Çok geçmeden Matt de aynı tutkuları paylaşır ve geçmişin acıları Matt'in holiganlık zamanlarında tekrar ortaya çıkacaktır.

    15. Palavra (Full Of It)

    Popüler olmak için söylenen yalanları anlatan neşeli bir gençlik komedisi. Bridgeport Lisesi'nde silik bir öğrenci olan Sam Leonard, okuldaki ilk gününde Kylie tarafından aşağılanır , Annie'yle arkadaş olur ve Kylie'nin kız arkadaşından çok hoşlanır. Sorunlarını paylaşmak için gittiği rehber öğretmen Sam' e diğer öğrenciler tarafından sevilmesi için yalan söylemesini öğütler. Bunun üzerine Sam 'Porche arabam var' ve 'Babam bir rock yıldızı' gibi palavralar atmaya başlar ve okuldaki herkesin ilgi odağı olur. Ancak Sam'in uydurduğu yalanlar tuhaf bir şekilde gerçek olmaya başlayınca, kabus gibi günler onu beklemektedir.
    ···
  • +1 -2
    özel kafa yapma yöntemleri
    1- Nargile anason : Anasonlu ya da naneli aromalar kafa yapan aromalardir. Anason tek başına içilirse mide bulandırabilir. Elma ile karıştırılmasını tavsiye ederim. Nane aromasını tek aldığınızda ise büyük ihtimal bayılırsınız ve bir süreliğine evin yolunu bile bulamazsınız. Diğer aromalara birazcık koydurmanız iyi olur.

    2- Çakmak Gazı: Bunu denemedim. Denemeyi de düşünmüyorum. Olay şöyle oluyor , bildiğiniz gaz dolum tüpünü(alüminyum şişede olan) içinize çekiyorsunuz. Birkaç saniye aralıksız gülmenize sebep oluyor. Ama ciğerlerinizi ve beyin hücrelerinizi giber atar , tavsiye etmem.

    3- Soğutucu Sprey: Efsane bişey kafanızı vursanız gıdıklanırsınız. Maçlarda sporcuların zedelenen bölgelerine sıkılan soğuk spreyden bahsediyorum. Eczanelerden temin edebilirsiniz. Onu alıp poşete sıkıyorsunuz. Sonra 'Oppa bally style' takılıyorsunuz. Birkaç saniyelik kafa için ciğerlere zarar vermeye gerek yok.

    4- Kolonya yöntemi: Bunu kısmen denedim. Dikkat etmeniz gereken en önemli nokta aldığınız kolonyanın ucuz metil alkol kolonyası olmamasıdır. Çünkü 20 gramı sizi kör eder ve 40 gramı öldürür. Hoş olmaz tabi , tak yolu diyoruz biz ona. Etil alkol oranı yüksek olan bir kolonya seçmelisiniz. Saf alkol 78 derecede kaynar , şişede yazan derece bundan ne kadar yükcikse içeriğindeki esans o kadar çoktur. Esans zararı çok yoktur ancak ağzınızda bırakacağı tat bana küfretmenize yol açabilir. Çok aşırıya kaçmayın , birkaç ml yeter. Içiş tarzı size kalmış. Ister suyla için , ister ekmekten süzdürüp tadı azaltın , direk de içebilirsiniz. Içtikten sonra açlık hissi olabilir , sebebi alkolün karaciğerde yıkımıdır . Bir şeyler yemenizi tavsiye ederim. Bu kadar yeter , bi ara kalanını yazarım. Kolay gelsin
    ···
  • +2
    insan hayatıyla ilgili bilgiler
    -75 yıllık ortalama bir insan ömrünün 25 yılı uykuda geçiyor.

    -Günde iki saat TV seyreden bir kişi, ömrünün 3 ayını TV karşısında harcıyor.

    -Köpeğini günde iki saat gezdiren bir kişi, bir köpeğin ortalama 12. 8 yıllık ömründe 15 bin kilometre yürümüş oluyor.

    -Ortalama bir ingiliz kadını, ömrünün iki yılını aynaya bakarak geçiriyor.

    -Ortalama bir alış-veriş düşkünü, ömrünün 6 ayını süpermarkette geçiriyor.
    Tipik bir tüketici, her haftanın 2,55 saatini süpermarkette geçiriyor.

    -Kadınlar ömürlerinin 603 gününü rimel, allık, ruj ve göz farı sürerek geçiriyor. 170 gün de bu sürülen boyaların silinmesi için harcanıyor.

    -ingiliz çalışanlar, ömürlerinin 7 yıla tekabül eden uyku süresini "iş yüzünden yaşadıkları strese bağlı uykusuzlukla" geçiriyor.

    -ingiliz çalışanlar, çalışma hayatlarının 4 yıldan fazlasını telefonda geçiriyor.

    -Ortalama bir internet kullanıcısı, yaşdıbının 4. 7 yılını internette sörf yaparak geçiriyor.

    -Sigara içen bir ingiliz profesyonel, iş yılının bir ayını sigara molaları sırasında harcıyor.
    ···
  • +1
    başıma gelen cin olayını anlatıyorum
    Çok mutluydum önüme baktığımda yanımda kimse yoktu gitmişlerdi, o gün müthiş bir sabaha uyanmıştım her şey çok güzeldi, her şeyin bittiğini bir şekilde anlamış gibiydim ve haklıydım da her şey bitmişti şu an yirmi yedi yaşımdayım yıllardır öyle bir olay yaşamadım duymadım sadece bir gece uyanıp gözlerimi araladığımda hemen yanı başımda duran birisini görmüştüm, uyandığımı fark edip kafasını bana doğru eğdi ve verdiği güvenle tekrar uykuma daldım artık her şey çok güzel ve normal…
    ···
  • +3
    başıma gelen cin olayını anlatıyorum
    Gece tekrar yatağıma yatıp erken uyumak istedim uyudum da boş bir sokakta uyandım, anlamıştım yine bir şeyler olacaktı. Kendi kendime küfür bile etmiştim o durum için, derken sokağın başında yedi kişi belirdi yaklaşmaya başladıklarında normal olmayan şeyler hissetmeye başladım korktuğum gibi olmadı güven ve rahatlama çok iyi geldi bana. Yanıma ulaştıklarında bayağı kısa boylu olduklarını gördüm. Biri kolumu, diğeri sırtımı sıvazladı, yanımda olduklarını güven vermek istediklerini belirtircesine, içimdeki kara varlığı sokup aldıktan sonra aynı boyutlarda beyaz parlak olanını soktular, o esnada gökyüzüne baktım atmosfer yokmuşçasına gök cisimlerini gezegenleri olduğu renklerde ve burnumun ucundaymışcasına yakın görüyordum içimde de müthiş bir coşku vardı daha sonra kafamı hemen yanımdaki ağaca çevirdim dallarından birinde küçük, minicik bir böcek yürüyordu. Ayak seslerini duyabiliyordum ondan iyisi o seslerin havada yayılışındaki ses dalgalarını dahi görebiliyordum.
    ···
  • +1
    başıma gelen cin olayını anlatıyorum
    yalan yok panpa birçok siteye gönderdim bu hikayeyi hepsi yayımladı çalıntıda değil bizzat başıma gelen bir olay.
    ···
  • +3
    başıma gelen cin olayını anlatıyorum
    Uyandırılmalarım itilmelerim çekilmelerim kasık ağrılarım devam ederken bir gece yine iki kişi tarafından uyandırıldım kalktım giyindim onlarda sakin şekilde beklediler yine o tanıdık yerlerden geçip boş bir araziye vardık orda bekleyenlerle birlikte on beş kişi civarındaydılar beni kendi oluşturdukları bir halkanın içine almışlardı. içlerinden birisi belinin arkasından bayağı eski gözüken bej sarı renkte bir rulo kağıt çıkardı. iki kişi tekrar yanıma gelip kollarıma girdiler devamında elinde kağıdı olan o bilmediğim dille yavaş yavaş yazıları okumaya başladı, sonuna geldiğinde göğsümden içeri on yaşlarımdayken sürekli kaçtığım bulutumsu siyah varlıktan bir parça soktular. Uyandığımda gün içinde hayatımın en kötü günlerinden birindeydim hiç bir şeyden keyif almıyor, resmen her şeyden nefret ediyordum, buna kendimde dahil günü bir şekilde bitirmiştim.
    ···
  • +3
    başıma gelen cin olayını anlatıyorum
    iddia ediyorum onu gören çoğu insan aklını kaçırabilirdi, insanlarla aynı dünyada olmaması gereken bir yaratıktı, yine aynı dille yüksek sesle bağırarak odanın bir köşesinden diğer köşesine ve duvarlarına sıçrayarak bana bağırmaya başlamıştı. Kendimi yere bıraktım dizlerimin üstüne çöktüm ve gerçekten bitirip gitmesini bekliyordum, göğsüm korkudan parçalanmak üzereydi, öylede oldu. Çıktı gitti sabah uyandığımda dudaklarımın etrafı komple uçuk kaplamıştı. ilk defa anneme yaşadıklarımı anlattım, bir tarafın açıkta kalmış senin dedi, çok üstünde durmadı bende kızıp daha fazla üstelemedim zaten sabah bayram namazı kılındı bayramlaşıldı, kahvaltı yapıldıktan sonra evden çıktım arkadaşlara buluşup akşama kadar eve girmedim. Akşam eve geldiğimde annem olayları tekrar anlatmamı söyledi bende bir bir anlattım ben duymadım bir şey bilmiyorum ama deden odasında bütün gece bir şeyler duymuş, sabah sen gidince bize duyup duymadığımızı sordu, dedi evet dedem her şeyi duymuş işitmişti tek şahidimdi belki de neye şahit olduğunu bilmese de…
    ···
  • +3
    başıma gelen cin olayını anlatıyorum
    yıllar hızlıca geçse de benim için değişen bir şey olmuyordu bu tür şeyleri çoğu geceler yaşamaya devam ediyordum. Keşke hepsini yazabilsem ama çok uzatmamalıyım o yüzden etkilendiğim bazılarını yazmak zorundayım…

    Yine başka bir gece bizim köy evindeydik ertesi gün Ramazan Bayramıydı dedemler ve halamlar burda olduğu için gelmiştik bizde. Gece herkes odalarına dağılıp uyumaya başlamıştı bile benim odamın ışığı hala açık boş boş tavanı izleyip yarın eski arkadaşlarımı bulup neler yapacağımızı düşünüyordum sonra bir anda ev telefonu çalmaya başlamıştı belki çoktan uykuya dalmıştım, bilmiyorum, ama evde telefon olmadığını hatırladım, zaten bir anda da o ses sustu fakat bu sefer kendi cep telefonum çalmaya başlamıştı. Numara yoktu sadece kullandığım telefonun kendi sesi. Açmadım, açamadım bir şeyler sezmiştim. Çünkü oda sustu, kapı çalmaya başladı, açan olur diye odadan çıkmadım bile öylece beklerken odanın kapısı açıldı içeriye tanımadığım birisi girdi biraz rahatlamıştım aslında normal insandı neticede yinede farklı pgibopat bir havası vardı, bir anda yerimden kalktım ve ona vurdum bunu neden ve nasıl yaptım bilmiyorum, yapmaz olaydım, galiba ilk defa onları kendi öz halleriyle görmüştüm. Şekil değiştirdi ve olabilecek en korkunç hale gelmişti.
    ···
  • +3
    başıma gelen cin olayını anlatıyorum
    Bir gece yine rüya halimde kendi odamdaydım yanımda annem vardı, bana yaptın mı? oğlum dedi ne olduğunu bilmiyorum bile ama yapmadığımı söyledim niye oğlum dedi bilmiyorum yapmamıştım, işte bir anda dizlerimin bağı çözüldü sanki kendimi dizlerimin üstünde bulmuştum ayağa kalkamıyordum annem ben sana söylemiştim oğlum deyip odadan çıktı bir anda göremediğim bir varlık beni boğazımdan yakaladığı gibi kaldırıp duvara yasladı, saçlarımın tavana değdiğini hissedebiliyordum yine aynı tanımadığım bir dilde yüksek sesle bağırmaya başlamıştı göğsümde ve boynumda müthiş bir baskı vardı, resmen canım yanıyordu, nefesini yüzümde hissedebiliyordum bir yandan keşke ne dediğini anlasam da karşılık verebilsem diye düşünürken bir yandan da bildiğim duaları okumaya çalışıyordum ama bir türlü bitmek bilmiyordu bu bağırış. Sonra diğer odadan Kur’an-ı Kerim okuyan bir kadının sesi gelmeye başladı ne okuduğunu bilmiyorum nasıl yaptığımı da bilmiyorum ama ona bilmediğim halde eşlik etmeye başladım yine o homurdanış ve hissettiğim tiksintiyle yere fırlatıldım ve varlığın evden gittiğini anladım sabah uyandığımda içim tekrar ürperdi, ilk aklıma o rüya gelmişti. Lavaboya gittim yüzümü yıkarken boynumdaki kızarıklıkları ve yer yer morlukları gördüm, resmen kendi halime üzülmüştüm, yorulmuştum, artık tükenmiştim yine de bitmek bilmiyordu, işte, yataktan itmeler bağırışlar çağırışlar devam ediyorlardı…
    ···
  • +3
    başıma gelen cin olayını anlatıyorum
    Yinede bitmek bilmiyordu ismim hitap edilerek uyandırılmaya yatağımdan itilmeye çekilmeye tekrar başlamıştım bile. Üstelik artık gündüzleri de sürekli takip ediliyor hissi duymaya başlamıştım çünkü sürekli arkamdan çakıl taşı yuvarlanması sesleri duymaya başlamıştım, hani taşı görür ve vurursunuz da beş on metre yuvarlanır ve sekme sesi çıkar ya aynen o şekilde pgibolojimi yitirmek üzereydim çoğu gece uykuya dalmaya korkar olmuştum uyuyamadığım geceler karanlık odamda acaba buradalar mı? diye düşünürken ayaklarımdan yukarıya doğru tırmanmaya başladıklarını hissediyordum bunlar olurken çoktan beş altı sene geçmişti bile, o korkularla geceleri sigara içip tv izleyerek uyumamaya çalışıyordum. Çünkü artık aklım başıma gelmiş neyle karşı karşıya olduğu anlamaya başlamıştım başımdan geçenleri kulaktan dolma bilgilerle araştırırken adres hep cinlere çıkıyordu…
    ···
  • +4
    başıma gelen cin olayını anlatıyorum
    Bu sefer çok yaklaşmıştım ama mekanın kasvetini dağıtan bir parlıklık vardı o gece orda… Yaklaştıkça onun beyaz parlak ışık saçan bir kadın silueti olduğunu gördüm o esnalarda yanımdakilerin ilk defa konuştuklarını duydum dili tarif edemem daha önce duymadığım bir dil ve aksandaydılar biraz daha yaklaştıktan sonra kadın ellerini yere doğru açarak yaklaşmaya başladı yanımdakiler ise yüksek sesle homurdanarak beni fırlatarak uzaklaşmaya başladılar korkmuşlar mıydı, beni teslim mi etmişlerdi, bilmiyorum sadece memnuniyetsiz şekilde uzaklaşmış gibiydiler. Bilmiyorum benim tarifim bu. Tekrar yatağımdaydım fakat kan ter içinde değildim sadece garip bir rahatlama güven duygusuyla… Buda yıllarca sürse de artık bitmişti bir daha aynı durumda hiç olmadım.
    ···
  • +3
    başıma gelen cin olayını anlatıyorum
    On iki yaşlarındaydım kime anlatsam inanırdı bilmiyorum aslında anlatmıyordum da sadece korkularımı kendi başıma içimde yaşıyordum bir kaç ay sonra geceleri yanıma gelen iki kişi tarafından uyandırılıp belli bir yere zütürülmeye başlandım uyandığımda evde her şey normal gibiydi kendi evim kendi odamdı garip olan sadece iki kişi olduklarını hissettiğim ama göremediğim varlıklardı ve evin kapısından çıktığımızda bir kaç sene önce bulutumsu varlıktan devamlı kaçtığım bölgeye gelmemizdi aslında garip olan sadece onlarda değildi o ilk rüya hallerimde sıradan insanlar yoktu bu sefer onlarda vardı ben o iki kişinin koltuk altlarımdan tutularak yerden bir karış havada sürüklenerek zütürülüyordum sadece sokakta o sıradan insanların yanından geçerken beni yere bırakarak kendim gidiyormusum izlenimi veriyorlardı her şey çok gerçekçiydi toprağın asvaltın çimenin kokusu rüzgarın saçlarımı uçuşturması bunlar ilk rüya hallerinde yoktu ve çok gerçekçiydiler hemen hemen her akşam kendi evimden kendi kapımdan başka bir diyara aynı yoldan zütürülüyordum varacağımız yeri biliyor gibiydim eski köhne bir mezarlığa varmadan sürekli bir şekilde kendimi yatağımda kan ter içinde buluyordum zütürülmediğim zamanlarda ise yüzümün önünde bağırılarak uyandırılmaya yataktan itilmeye çekilme devam ediyordum. Böyle bir hayat düşünün her gece insan bir yerden sonra alışıyor bile başka bir gece yine uyandırıldım ve bazen havada sürüklenerek bazen yürüyerek malum yere doğru yaklaşmaya başladık sanki belli bir çizgi varmışta o çizgiyi aşmışız gibi hissediyordum
    ···
  • +3
    başıma gelen cin olayını anlatıyorum
    Aylardır gerçekten rahat rahat uykularımı çekmeye başlamıştım bitmişti, aslında bittiğini sanıyordum taa ki bir gece yine uykumun en tatlı yerinde tanımadığım yabancı ve yüksek seslerle yüzümün hemen önünde ismim haykırılarak uyandırılmaya başlayana kadar. Başlarda ne olduğunu anlamamıştım ama çok sık oluyorlardı, devamında yataktan itilerek düşürülmeye yine ayaklarımdan aşağıya doğru çekilerek uyandırılmaya başlamıştım.
    ···
  • +5 -1
    başıma gelen cin olayını anlatıyorum
    Her şey ufak yaşlarımdayken baslamıştı, ilk olanlar rüya hallerindeydiler rüya derken de aslında ilk rüyalarım kabuslarla başlamıştı. Yıllarca aynı mekanda kabusta uyanıp kara bulutumsu bir siluetten kaçmak zorundaydım. Hemen hemen her gece aynı bölgeden ama farklı yollardan kovalandığım için kaçıyordum, uzunca bir sure sürmüştü. Bu ufacık yaşta kaçmaktan sıkıldığım bir gece yakalanmaya karar vermiştim yorgundum on yaşlarındaydım, korkmaya alışmıştım aslında gerçekten istense yakalanabilirdim de galiba o kararı sadece ben vermiştim adımlarımı yavaşlattım durdum, arkama bile dönmedim bitmeliydi artık arkamdan bana doğru geldiğini garip homurdanmasından anlıyordum içimi tekrar yitirdiğim korku kaplamaya başlamıştı bile. Gözlerimi kapadım, nerdeyse bitmek üzereydi ben sonu beklerken gök gürültüsü ve yırtılma sesiyle birlikte kapalı olan göz kapaklarımdan içine parlak bir ışık sızmaya başlamıştı çok güçlüydü yıllarca süren bu kaçışta ilk defa böyle bir şey olmuştu tam olarak benim yakalanmaya karar verdiğim gece gözlerimi açtığımda yükseklerden hızlıca inen beyaz ışıkla parlak şekilde büyükçe bir göz üstümüze doğru alçalıyordu bende sadece garip bir rahatlama vardı göz o bulutumsu varlığı sadece dokunarak tuz ile buz etmişti o rüya halini bir daha hiç yaşamadım..
    ···
  • +7 -4
    başıma gelen cin olayını anlatıyorum
    Yaşadıklarımı yazıya dökersem ne kadar uzun olacağını bilmiyorum bazı yerleri özet geçmeye çalışacağım çok uzun olmaması gerektiği belirtildiği için… Burdaysanız belirtin başlayayım.

    Şuku geldikçe anlatmaya devam edicem. Kimse dinlemiyorsa bu kötü olayı anlatmama gerekte yoktur.
    ···
  • +1 -1
    gerçek smile dog hikayesi
    2007 yazı Mary E. ile röportaja gittim. 15 yıldır kocasıyla röportaj için görüşüyordum. Mary sonunda kabul etti. Bundan önce de röportajlar yapmıştım. Chicago'da röportaj yapmayı amaçlıyorduk. Ancak ben geldiğimde son anda röportaj yapma fikrini değiştirdi ve kendisini odaya kilitledi. Onu kapıda dinliyor ve dediklerini not alıyordum.

    Mary'nin söyledikleri dikkatimi çekmişti, göremesem bile. Onun sesinden ağladığını anlayabiliyordum. Ancak ağlama sesi sanki kabusunda ağlarmış gibiydi. Kocası Terence geldi ve özür diledi. Evden çıktım ve aklıma takılan şey bununla ilgili araştırmalar yapmaktı.

    Mary, Chicago bazlı bir forumun adminiyken ilk defa Smile.dog ile karşılaşmıştı. O ve Terence beş aydır evlilerdi. Mary o resmi gören 400 kişiden sadece biriydi ve konuyla ilgili tek konuşandı. Devamı anonim veya... Ölmüştü.

    2005 yılında onuncu sınıftaydım. Smile.dog en büyük ilgi alanım olmuştu. Mary en çok bilinen Smile.dog (ya da diğer adıyla Smile.jpg) kurbanıydı. Benim ilgimi çeken tek şey ise bu konuda belirgin bir kanıt kaybı olmasıydı. Bazı insanlar bunun sadece bir şaka olduğunu düşünüyorlardı.

    Normaldi. Çünkü her şey bir resim dosyasından ibaretti. Bu resimler daha sonra internette 4chan gibi sitelerde yayılmaya başladı. Ancak hiç birinin orjinal Smile.jpg gibi etkisi yoktu.

    Ne Smile.jpg ne de Smile.dog Vikipedi'de geçiyordu. Hatta Smile.jpg hakkında 2girls1cup veya hello.jpg gibi şok siteleri bile siliniyordu.

    Bu resimle karşılaşmak artık bir internet efsanesi olmuştu. Mary'nin hikayesi özel değildi. Bu günlerde Smile.jpg'nin Usenet'in ve hackerların elinde olduğu söyleniyor.

    Hatta söylentiye göre 90'ların ortasında aynı resim ile "GÜLÜCÜK!! TANRI SENi SEViYOR!" ile beraber internette yazı geçtiği bile söyleniyor. Ancak böyle bir link günümüzde bulunmuyor.

    Bu resmi gören herkes resmi aynı tanımlıyor: Köpeğe benzer bir yaratık (Siberya Husky'si gibi) ve kamera flaşı ile aydınlatılmış, karanlık bir odada oturuyor. Tek arkaplan detayı ise insan eli izi şeklinde kan lekesi. El bomboş. Ön planda olan ise köpeğe benzer yaratık. Büyük bir sırıtış, iki ön diş çok beyaz, çok düz, çok keskin ve insan dişine benziyor.

    Ve evet. Bunlar resmi hemen gördükten sonra gelen tanımlamalar. Bu resmi gördükten sonra her gün belirli saat dilimlerinde görüntü sendromları yaşıyorlar ve bu resim akıllarında vanlanıyor. Hatta çok yaygın bir kabusa kadar gidiyor. Bunlar terapi ile düzeliyor. Ama bir yere kadar.

    Yaklaşık bir sene sonra. Mary E. bana şu epostayı gönderdi. Mart 2008'in başına yakın bir zamanda:

    To: jml@***.com

    From: marye@***.net
    Subj: Geçen yazki röportaj

    Sayın Bay. L,

    Geçen yazki davranışım için özür dilerim. Umarım anlayışla karşılarsınız. Sizin bir suççunuz yok. Benim kendi problemlerim yüzünden oldular. Neyse, umarım beni affederdiniz. O zaman, korkuyordum.

    Görüyorsunuz, 15 yıldır Smile.jpg tarafından lanetlendim. Smile.dog artık her gece kabularımda. Aptalca gelebilir, ama gerçek. Rüyalarım be kabuslarımı artık gerçekten ayırt edemiyorum. Kabuslarımda ne hareket edebiliyor ne de konuşabiliyorum. Sadece o korkunç resme bakabiliyorum. O eli görüyorum, ve sonra Smile.dog'u. Bana doğru konuşuyor.

    Evet o bir köpek değil, tabiki de. Ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yok. Beni tek bir şekilde serbest bırakabileceğini söylüyor. Dediği şey: "Sözlerimi yay" Her rüyam bu kelimelerle bitiyor. Anladığınız üzere bana bu resmi başkalarına göstermemi emrediyor.

    Ve yaptım. ilk önce resmi 3,5 inçlik floppy diskete attım. Daha sonra kontrol etmeden, atıldığını hissettim.

    Bu resmi kendi iş arkadaşıma gösterdim. Hatta Terence'a bile. Sonra ne mi oldu? Eğer Smile.dog sözünü tutsaydı şu aralar rahat uyku çekebilecektim. Eğer yalan söylediyse ne yapabilirdim.

    15 yıl hiç birşey yapmadım ve disketi bir rafa kaldırdım. 15 yıldır her gece Smile.dog rüyalarıma giriyor ve sözlerimi yay diyor. 15 yıldır sağlam duruyorum. Ama zor zamanlarım elbette oluyor. Diğer arkadaşlarımın çoğu intihar ettiler. Bazıları tamamen sessizdi. internet üzerinden yavaşça kayboldular. Onlar en çok endişelendikleirmdi.

    Umarım beni affedersiniz, Bay L., geçen yaz gerçekten çok korktum be utandım Bay L.., sizden istediğim şey lütfen araştırmanıza devam etmeyiniz. Ve son demek istediğim. Herkes hatta benden bile güçlüler onun emirlerine itaat ediyorlar.

    işin başındayken bırakın.

    Saygılar,
    ···
  • 0
    siz bu satırları okurken olan 25 çılgın olay
    Satır okurken olan başlık boyunca değil.
    ···
  • +1
    başıma geldi korkuyorum
    Akşam üzeri, bir kadın işten eve geç bir saatte döndü. Çantasını mutfak masasına koydu ve içini kurcalamaya başladı.

    Ardından cep telefonunun olmadığını fark etti. En son ne zaman eline aldığını hatırlamıyordu.
    "Yolda gelirken kaybetmiş olmalıyım." dedi kendi kendine.
    Koridora geçti, ev telefonunu aldı ve cep telefonunun numarasını tuşladı. Telefon uzun bir süre çaldı ve sonunda biri açtı, ancak hiç ses çıkarmadı.

    "Alo?" dedi kadın.

    Cevap yoktu, ancak kadın telefonun diğer ucunda birinin nefes alıp verdiğini duyabiliyordu
    "Alo? Beni duyabiliyor musun?" diye sordu.

    Hala cevap yoktu ama nefes sesi netleşmişti.

    "Merhaba, beni duyabiliyor musun?" diye sordu kadın tekrar.
    Ardından, telefonun diğer tarafındaki kişi alçak bir sesle yanıtladı "Seni duyuyorum."
    Sonra telefonu kapattı. Kadın aramaya devam etti, ama kimse açmadı. Bir süre sonra hayal kırıklığı içinde pes etti.
    Geç oluyordu, bu yüzden yatağa gitmeye karar verdi. Üst kata çıkıp yatak odasına girdiğinde telefonunu komidinin üstüne görünce şok oldu.
    Telefonu 'Sessiz' moddaydı.
    ···
  • +2 -2
    2010 yılında en çok söylenen
    Sözler arşivi.

    1. "Ooo x, alırım bi' dal."

    2. "LOL"

    3. "WTF"

    4. "Bir Alex değil!"

    5. "Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın."

    6. "Beni tanıdılar siz kaçın."

    7. "Panpa"

    8. "Ajitasyon"

    9. "Ben şok!"

    10. "Kezban"

    11. "sazan.avi"

    12. "Hastasıyız dede!"

    13. "asdasdasd" "asdfghjklş"

    14. "Anan zaaa xd"

    15. "Abi çok iyi yaa!"

    16. "Yok artık Lebron James!"

    17. "Adam king beyler dağılın."

    18. "Ablan star bebeğim."

    19. "Vurur yüze ifadesi, ... bitanesi."

    20. "Yav he he!"

    21. "Lost diye bi' dizi buldum süper!"

    22. "Yürek yiyip gelmiş."

    23. "Kardeş sileriz sıkıntı yapma!"

    24. "O gemi bir gün gelecek... "

    25. "inş cnm ya!"

    26. "Eto'o bitmiş."

    27. "Hayırlı olsun kardeş internet bağlatmışsın."

    28. "Kesin bilgi, yayalım."

    29. "... değildir o, ... olsa duramazsın."

    30. "Kedidir kedi."

    31. "işte bunlar hep ciks."
    ···
  • +1 -2
    2025 yılında robotlarla sevişeceğiz
    -Yapay zekanın yükselişi bu hızla devam ettiği takdirde, on yıldan kısa bir zaman içinde insanlar partnerlerini robotlarla değiştirebilirler gibi görünüyor.

    -Bilim insanları ve araştırmacılara göre bu yakınlaşma sadece cinsel münasebetle de sınırlı da kalmayacak. insanlar robotlara aşık da olacak...

    -Öngörülere göre sexbotları (ciks robotu) özellikle de kadınlar kullanacak. Hatta öyle ki, 2025 yılında kadınların bu robotları kullanması sıradanlaşacak.

    -Dr. Ian Pearson’ın hazırladığı rapora göre, 2050 yılında ise insanlar, insanlardan çok robotlarla ciks yapacak.

    -"insanlar robotlarla ciks yapmaya alışacak... "

    -Örneğin, Roxxxy isimli bu şişme bebek, gerçekçiliği ile 5 yıl önce piyasayı sallamış ama teknoloji ilerliyor!

    -ciks oyuncakları üreten firmalar bu sebeple git gide "sex tech" denilen yüksek teknolojili ürünler üzerinde çalışıyorlar.

    -Japon dehasının ürünü olan Android Geminoid F isimli bu insansı robot ise, erkekler tarafından epey "ciksi" bulundu.

    -Robotları ciksi bulanların sayısı artıp, bu bir "fetiş" haline geldikçe de, genelevlerin sexbotlar istihdam edeceği düşünülüyor.

    -Robotlarla ciks yapmak aslında yeni değil, halihazırda insanların kullandığı onlarca mekanik ciks oyuncağı mevcut.

    -Özellikle kadınlar ve eşcinsel erkekler için farklı boy, renk ve şekillerde vibratörlerin takılabildiği makineler piyasada satışta.
    ···
  • +3 -3
    15 seks yasası
    1. Trementon, Utah'ta hiçbir kadın giden bir ambulansın içinde bir erkekle sevişemez.

    2. Wicklow, irlanda'da bir erkek kanuna karşı gelmeden at, inek ve keçi gibi hayvanları ’rahatsız edebilme’ hakkına sahiptir.

    3. Nambia'da bir kadına tecavüz eden erkeğin seçim hakkı vardır: yirmi yıl hapis ya da hadım edilme.

    4. Surinam’ın Paramarino şehrinde bir erkek yalnız bir kadına tecavüz ederse cezalandırılmaz. Tabii eğer kadın tecavüzcüsüyle evlenmeye karar verirse.

    5. Buckfield, Maine’de hiçbir taksi şoförü gece kulubü, bar vb. içki satılan yerlerden evinen dönen bir müşterisinin taksi ücretini ödemek için kendisine ’ciksüel lutufta’ bulunmasını kabul edemez.

    6. North Carolina’da bir erkeğin pencereden bir kadını röntgenlemesi yasaktır. Fakat bir erkeğin bir erkeği röntgenlemesi yasak değildir.

    7. Belize’de bir erkeğin halasıyla sevişmesi ve evlenmesi yasaktır. Ağaca bağlanıp dayak atma cezası uygulanır.

    8. Sorocaba, Brezilya’da halka açık yerlerde tutkulu bir şekilde öpüşmek kanuna aykırıdır. Bu öpüşme tarzı için açıklama şöyledir: ”tükürüklerin karışarak zevki yükselteceği tipte öpüşme”.

    9. Valparaiso, Şili’de hiçbir erkek zina suçu işlemiş bir kadınla evlenemez.

    10. La Paz, Bolivya’da evli bir kadının bir damladan fazla alkol tüketmesi yasaktır. Bunu yapan kadını kocası derhal boşayabilir.

    11. Montevideo, Uruguay’da bir erkeğin aybaşı halindeki karısıyla sevişmesi yasaktır. Hatta beli ile dizleri arasındaki bölgeye dokunmasına bile izin verilmez.

    12. Doha, Katar’da bir müslüman kadın yıkanırken veya giyinirken, odaya girebilecek bir erkeğe karşı hazırlıklı olmak zorundadır. Kadın önce vücudunu değil, yüzünü örtmelidir.

    13. Bhutan yasaları küçük erkek kardeşin abisi bekaretini kaybetmeden önce bekaretini kaybetmesine izin vermez. Küçük kardeşin daha önce evlenmesi de yasaktır.

    14. Glasgow, iskoçya’da hiçbir erkek, iş saatleri içinde bir vitrin mankenini okşayamaz.

    15. Ekvator Ginesi’nde kabile yasalarına göre eğer adam karısını başka bir erkekle sevişirken yakalarsa, o erkek kocanın ömür boyu kölesi olur.
    ···
  • daha çok