• 1 / 1 / 268 entry
  • 14 başlık
  • 2 trend
  • 1,408.06 incipuan

mamywho oybirinci nesil normal

  • -1
    siktiğiniz ilk canlı neydi lan puştlar
    benim ilk gibtiğim canlı yaban domuzu
    Yaş:12

    Yaş:24
    Hala karı gibemedim amk
    ···
  • -3
    üniversitedeki gibik tipler
    izmirin en büyük iki üniversitesinin birinde iibf de 8 sene okumuş biri olarak çok rahat tanımlayabileceğim insan modelleri;

    edit:sağolun beyler günün en beğenilen entrylerinde 1. yapmışsınız *

    1)kafa adamlar:bunlarla kardeş gibi olursunuz yer, içer, sıçarsınız, yeri gelir ders çalışır, yeri gelir zaten yaz okuluna kalıcam koy zütüne dersiniz. durakta karşılaşırsınız akşam 5te hadi kanka içmeye gidelim deyip sabah 5te eve dönersiniz. okulu da hep beraber uzatırsınız yalnız biri öbüründen erken bitirdi mi kalana koyar. kardeş gibi olursunuz herşeyi paylaşırsınız okuldan sonra da görüşürsünüz.

    2)kafa kızlar:eğer kız kardeşiniz falan yoksa bunları kız kardeşiniz gibi görürsünüz onlar da sizi abileri veya babaları veya kardeşleri yerine koyarlar. diğer kızlarla iletişiminizden farklı bi iletişiminiz olur. bunlarla bi erkekle yapabileceğiniz herşeyi yapabilirsiniz. ancak yine de karşınızdakinin bi kız olduğunu unutmamanız lazım. yani kanki ben şu koca zütlüye ne çakarım veya kanka dur ben bi sıçıp geliyim sohbetlerine girerseniz dostluğunuz sekteye uğrar. onun dışında bu kızlada yer içer bir erkekle yapabileceğiniz eğlenebileceğiniz herşeyi yaparsanız. ayrıca ne kadar içse gezzse takılsada sonuçta kız olduğu için derslere notlara vs. hakimdir. size ders not konusunda çokça yardımı olur. yeri gelir kendi finaline çalışmaz size 6. kere aldığınız mat2 finalini temmuzun 40 derece izmir sıcağında anlatmaya gayret eder. yalnız şöyle sakat bi durum var eğer ikinizde çok alkollüyseniz ve aynı çatı altında uyucaksanız aman diyim muhabbet gibe gibe cinselliğe gidecektir. önemli olan sabah uyanıp o gece hiç yaşanmamış gibi davranıp eski arkadaşlığa devam edebilmektir. zaten daha sonra kız bu olgun davranışınızdan dolayı siz istemesenizde bir kaç kere daha sizi gibişle ödüllendirecektir. bunla da okuldan sonrada görüşülür ama görüşme amacı kesinlikle cinsellik olmaz buluşup yiyip içmek gezmek sohbet etmek bişeyler paylaşmak her zaman birinci plandadır cinsellik işin meyvesidir olsada olur olmasada olur.

    3)ön sıra kızları:okulun ilk günü de son günü de ön sırada oturur not tutar, hocalarla boş muhabbet yaparlar. gözlük takanı çok olur bu grubun. sohbet muhabbetleri iyidir ama siz içen sıçan gibişen tipsinizdir araya hep mesafe koyar bu tipler.ama not istemek için çok idealdirler, genelde not vermeyi sevmezler ama tipiniz düzgünse, konuşmayı biliyosanız kıza sen eşşek gibi not tut ben girmiyim derslere geziyim toziyim sonra senin inci gibi notlarından faydalanıyım hissini yaşatmazsanız kikirdeyerek sizle fotokopiciye gelirler. böyle söyledim çünkü bu kızların büyük bölümü defterini kimseye emanet etmez. notlarını vericekse bile yalandan -aaaa bende gidicektim fotokopiciye iyi hadi gel gidelim derler. eğer çok ama çok şanslıysanız veya kız size abayı yaktıysa veya artık azgınlık kızın başına vurduysa kız ders çalıştırma bahanesiyle sizi evine davet edebilir ama ciks olmaz anca yiyişirsiniz.

    4)entel kızlar:fotoğraf kulübü, tiyatro kulübü, resim kulübü vs. gibi kulüplerde bol bulunurlar. bunların arasında kaşar olanları ağır kaşar olur. tanış içir gibiş yani. biraz sanatsal takılıp biraz bende ilgiliyim falan gibi triplere girerseniz o gece ekmeğini yersiniz bunların ama genelde yağlı uzun saçlı küpeli şişko veya çelimsiz(arası yok) elemanlara verirler.

    5)ortam çocukları:her üniversitede vardırlar. partiymiş, organizasyonmuş, ortammış, tekne turuymuş bunlardan sorulur. böyle tipleri final veya vize haftası son gününde hararetli şekilde mekancılarla telefonda konuşurken görebilirsiniz. veya bir kantine kafeye vs.ye girdiğinde sahibinden garsonuna 1. sınıfından 4. sınıfına kadar herkesle konuşmasından anlayabilirsiniz.

    6)arabası olan çocuklar:amk bunların işi gücü hayatı arabadır. zaten masaya, sıra altına, sıra üstüne, oraya buraya her yere araba anahtarı koymalarından anlarsınız. kendileri gibi 2-3 kişi daha buldular mı tamam. bunlarda ortamcıdır.ama arabanın ekmeğinide yerler. yalnız şöyle bir durum var günümüzde kızlar artık arabaya veren kız damgası yememek için bu elemanlara daha mesafeli yaklaşırlar. birde üzerlerinde ki itici imaj kızları soğutur.

    7)tikkyler:bunlar zaten klagibtir. üniversitenin ilk yıllarında 2004-2005 tommy, lacoste daha sonra abercrombie, hollister daha sonra da fred perry. yani bunların olayı budur. yalnız bunları da cidden kaliteli ve zevkli giyinenlerle ayırmak lazım. tikky gösteriş peşindedir ancak kaliteli giyinen en pahalıyı en markayı giysede bunu gösteriş için giymez yakıştırır ve öyle giyer.

    8)huur kızlar:bunlar başlıktada belirttiğim gibi huurdur.net. yüzde 99u şehir dışından gelmiştir ve ev tutmuş öyle yaşıyordur. düzenli bi ilişkileri olmaz.en uzun ilişkileri 1-2 ay sürer. herkese mavi boncuk dağıtırlar herkesle kesişirler. genç ve tipiniz beğendikleri asistanlara bile verirler. herkesin onlara aşık olduğunu düşünürler. huur dedik ama tabii ki bunu para için değil zevkleri için yaparlar. empati yaptığımda kız olsaydım ben de böyle huur kız olurdum dedim kimi zaman kendime. çünkü cidden rahat bi hayat yaşıyorlar ve tadabildikleri kadar farklı beden tatmak istiyolar. kısacası biz erkeklerin hayalini kızlar zütlerini sallaya sallaya elde ediyorlar. yalnız çok acı bir gerçekte var bu kızlar -ki bende çok karşılaştım- okul hayatlarının bir döneminde mutlaka bi şekilde tecavüze uğrarlar ve genelde bunu örtbas ederler. çünkü kimsenin onlara inanmayacağını veya elemanı evine alıp beraber içki içtiyse kimsenin onu giblemeyeceğini ee amk sende elalemin herifini eve alıp içmeyeydin deneceğini düşünürler. memleketleri genelde ankara, muğla, adana, istanbuldur.

    9)inekler:adı üstünde inek amk.ilk gün gelir defteri açar not tutmaya başlar 3ün üstünde bi ortalamayla mezun olurken defteri kapatır dicem sandınız kapatmaz yine o defteri notu alesmiş kpssymiş ders çalışmaya devam eder. bunların arasında da kafa adamlar vardır ama kafa olanları zeki olanlardır. zeki olduğu için çalışmasına gerek olmaz hem gibini gezdirir hem zeki olduğu için dersleri 10 numaradır.

    10)kumarbazlar:bunlar aslında çok enteresan bir gruptur. büyük bölümü iddaa yla kafayı yemiştir,tek tük at yarışı oynayanları da vardır. ancak iddaa oynayan tayfa cidden çok bayık ve sıkıcıdır.amk adam üniversiteye gelmiş işi gücü iddaa kuponu maçlar vs.bunlar da grup halinde takılırlar.2-3 kişi bi araya gelip o maç nolcak bu nolcak boş muhabbetin dibine vururlar. bunların bir üst levelı da harbi harbi kumar oynayanlardır. bunlar genellikle zengin tayfadandır. aileden alırlar paraları ki bunların hesabına aylık en az 2-3milyar yatar sonra kendileri gibi aynı okuldan veya farklı ortamlardan elemanlarla harbi harbi kumar oynarlar. bunlarla takılması zevklidir rahat adamlardır. ancak kendini çok fazla kaptırıp okulu mokulu gibip atanları çoktur aralarında genelde özel üniversitelerde vardır bu tiplerden. facebooktan poker oynamayı öğrenip kumara dadanır büyük bölümü.ama tabii ki her zaman oynatan kazanır. kumar illettir bulaşmayın.
    ···
  • 0
    ıddada 1500 şike ile kazanmayı anlatıyorum up
    Annem rahmetli oldu panpa
    ···
  • +2
    ıddada 1500 şike ile kazanmayı anlatıyorum up
    bakın sevgili arkadaşlar, dünyanın birçok ülkesinin 1. ve 2. liglerinde şikenin kralı dönüyor, bizzat yüzlercesine 90 dakika şahit oldum. hakemlerin ilk yarıda ev sahibi takımın net 3 tane penaltısını vermeyip, ikinci yarı deplasmana haybeden bi penaltı verip kazandırdığı, takımı 1-0 galipken topu bilerek kornere atıp kornerden ne hikmetse gol olup ondan sonra 90+5 te yine aynı defansın hatasından gol yiyip maçı 1-0 dan 1-2 kaybeden takımlar, maç çok dengede giderken bilerek topa elle dokunup 2. sarıdan kırmızı gören oyuncular vs vs vs.

    evet bunlar var, evet şike denilen meret var. şimdi öncelikle iddaacı panpalarıma bu şikeli ligleri bir bir sayıyorum.

    - arjantin 1. ve 2. ligi (özellikle 2. lig tam komedi)

    - italya serie b (serie a'da da yapılıyor ama eskisi gibi değil artık)

    - türkiye 1. lig ve amatör liglerin geneli (süper lig'de şikeye gerek yok artık takımlar ve oyuncular medya tarafından manipüle edilerek kaybettiriliyor)

    - brezilya 1. ve 2. ligi (özellikle 1. lig komedinin allahı)

    - iskandinav ülkelerinin 2. ligleri (danimarka, norveç, isveç gibi ülkeler)

    daha dünyanın birçok ülkesinde amatör futbol oynanan liglerde de şike dönüyor ama ben özellikle en çok dönme dolap çevrilenleri saydım.

    şimdi sevgili binler, size hiç 1.05'lik maçtan kuponunuzun yatıp, gibinizden salladığınız 2 liraya 200 lira veren kuponun tuttuğu oldu mu??? en çok güvendiğiniz üst maçının 0-0 bitip 30 tane %100 gol kaçıp, alt verdiğiniz maçta dk 80'den sonra 3 tane gol olup maçın üst bittiği oldu mu? peki size hiç +7 verdiğiniz maçta dk 90'da penaltı olup penaltıyı kaçıran huur çocuğu yüzünden maçın 6 golle bittiği oldu mu?

    olur hepsi olur çünkü dünya futbol piyasası tiyatronun beşiğidir. tüm bunların ne sizin şanssızlığınızla ya da şansınızla alakası yoktur. %90 oynanan tüm maçların akıbeti maç oynanmadan önce bellidir.

    bazı iddaanın elemanları "olur mu ya öyle şey top yuvarlaktır" klişesini önümüze koysalar da ben onların hepsinin dıbına koyim, onlar iddaanın öz binleridir ve top yuvarlak klişesini savunma yaparlar. top yuvarlaktır ama topu oynayan oyuncular ve hakemler toptan daha yuvarlaktır bunu da ben söylüyorum yazın bi kenara.

    neden böyle diyorum? çünkü hayatın en büyük ve en acı gerçeği paradır. paranın çok olduğu yerde en büyük manipülasyonlar gerçekleşir. bunun tam tersi olarak da paranın az olduğu yerde de şikeler çok kolay olur.

    paranın az döndüğü ülkelerde şike nasıl gerçekleştir bunu da anlatıcam ama önce bi göreyim kaç kişi ilgili ona göre yazıcam amk boşuna yazdırmayın bana.
    ···
  • +1
    masturbasyonu bırakmayın amk
    Özet isteyenlere peşin özet : mastürbasyonun zararı yoktur.faydası çoktur. yanlış bilgilere inanmayın. masturbasyonu bırakma kampanyalarına katılmayın.

    modlar'dan biri olan bitene taşırsa herkes bilgilenir.' emek verdim.

    Merhaba beyler,

    Sitede masturbasyonun zararlı olduğunu söyleyen ve herkesi masturbasyon yapmamaya davet eden 1-2 dallamanın varlığı dikkatimi çekti. Asıl beni üzen ise bu arkadaşın peşine takılan yazarlar oldu.

    Öncelikle size söylemeliyim ki sizin gibinizin derdine düşmedim. Ama yanlış bilgilere karşı konuya hakim bir tıp öğrencisi olarak sizi bilgilendirmek gerektiğini düşündüm. Masturbasyonun bilimsel olarak hiçbir zararı yoktur. Hatta yararı sandığızdan boldur. Masturbasyon ne ayıp ne zararlıdır. Fazlasıyla gerekli ve fizyolojimizin bir gereğidir.

    1 masturbasyonun testosteronu azalttığı düşüncesi

    Böyle bir durum söz konusu değildir. Bununla ilgili makalelere bakarsanız düzenli ejakülasyonun(masturbasyon) testosteron üzerinde olumlu etkisi olduğunu görürsünüz. Siteye gelip ezbere konuşan bilimsel dayanaktan yoksun aptallara kulak vermeyiniz.

    1. World Journal of Urology ( dunya uroloji gazetesi )
    http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/11760788
    2. Journal of Clinical Psychiatry 2001
    http://examine.com/faq/do ... -testosterone-levels.html
    3.Journal of Zhejiang University SCIENCE A
    http://www.zju.edu.cn/jzu ... oi=10.1631/jzus.2003.0236

    Dolayısıyla masturbasyonu bıraktığınızda. Güç artışı,ses kalınlaşması,sakal çıkması gibi etkiler görülmez. Çünkü masturbasyonun testosteronu azaltma gibi bir etkisi yoktur. Hatta masturbasyon testesteron seviyenizi düzenlediği için bu konularda faydası bile vardır.

    2 dopamin in zararlı olduğu savı

    Dopamin vücutta doğal olarak üretilen bir kimyasaldır. Dopamin beyinde nörotransmiter olarak görev yapar. Yani uyarıcı tepkilerdir kısaca. Kalp atışlarını hızlandırmak ve kan basıncını yükseltmek için hastalara dışardan uygulanır. Ayrıca 'parkinson' hastalarında üretimi çok az olduğu için dışarıdan verilir.
    Düzenli masturbasyon ile salgıladığınız dopamin kalp ve beyin için faydalıdır. Eğer ilerde eli ayağı titreyen parkinsonlar gibi olmak istemiyorsanız dopamin üretiminizi kısıtlamayın. Kendini cinsel yaşamdan soyutlayan din adamları ve keşişlerin bir çoğunun parkinson hastalığına yakalanma şansının yüksek olduğu ve 'kalp hastalıkları'na karşı daha savunmasız olduğu bilimsel bir gerçektir.

    3 anksiyete ye sebep olur savı

    Çok farklı anksiyete türleri vardır. Genel olarak korku,sıkıntı,kaygı,gerilim gibi özelliklerle kendini belli eder. Ve tanım olarak "nedeni belli olmayan tedirginlik" kullanılır.
    Sitedeki bazı anti-bilimsel dallamalar böyle tanımlanan bir şeyi masturbasyonla bağdaştırıp üstün bir zeka örneği göstermiş.
    Masturbasyon herhangi bir anksiyete'ye sebep olmaz. Panik atak,hiperaktivite gibi rahatsızlıklarda faydası olur. Rahatlatır. Uykuyu düzenlemeye yardımcı olur. Dopamin, oksitosin gibi hormonlar sayesinde sizi daha mutlu hissettirir.

    masturbasyon faydaları

    prostat kanserine karşı korur

    2003’te Avustralya’da yapılan bir araştırmaya göre haftada beşten fazla boşalan bir erkek, diğerlerine kıyasla çok daha düşük bir oranda 'prostat kanseri'ne yakalanıyor. Boşalma sırasında ürogenital bölgede biriken 'toksin'ler vücuttan atılıyor ve vücüdun o bölgesi temizlenmiş oluyor.

    erken boşalma tedavisinde kullanılır

    Erken boşalmaya neden olur savı : Çocukluk döneminde özellikle ülkemizde gizli saklı ve yakalanma korkusuyla yapıldığı için çabucak bitirilen bir eylem halini almıştır. Dolayısıyla cinsel birleşmeye geçildiğinde bu bilinçle yapılan eylem erken boşalmaya sebep olur. Yani tamemen pgibolojik olarak böyle bir etki oluşur. Ancak masturbasyon erken boşalma tedavisinde kullanılabilir ve sizde tedirginlik yaşamadan yalnız kaldığınızda doğru şekilde mastürbasyon yaparsanız erken boşalma konusunda kendinizi geliştirirsiniz.

    kasların güçlenmesi

    Yaş ilerledikçe insan vücudundaki kaslar da zayıflar. Buna cinsel organda bulunan kaslar da dahildir. Düzenli olarak boşalmak, erkeğin 'pelvik taban kasları'nın güçlenmesini sağlar. Bu da sertleşme, erken boşalma, idrar tutamama gibi sorunların önüne geçer.

    bağışıklık sistemini güçlendirir

    Hormon terapisi uzmanı Jennifer Landa, boşalmanın 'kortizol hormon'u seviyesini artırdığını söylüyor. Bu hormon seviyesindeki yükselme de 'bağışıklık sistemi'nizi çok daha güçlü kılıyor.

    moralinizi yükseltir

    Mastürbasyon, oksitosin, dopamin gibi tatmin olmuş ve moral olarak iyi hissetmenizi sağlayacak hormonları açığa çıkartır.

    sonuç

    Günde 1 defadan fazla yapılmayan mastürbasyonun hiç zararı olmadığı gibi çokça faydası vardır. 1'den fazla yapılması 'yorgunluk' ve 'halsizlik' hissine sebep olmaktan başka hiçbir zarara sebep olmaz.
    Tek zararı spor yapanlar için yorgunluk hissidir. Spordan önce ve hemen sonra yapılmaması gerekir.

    sporcular için mastürbasyon protein kaybına neden olur mu

    arkadaşlar ejekülat içeriğinin(yani boşalma içeriğinin) büyük bir kısmını seminal veziküllerden gelen sıvı oluşturur %60 gibi bir sayı bu. %10 u bildiğimiz spermler. %%30 u da prostat bezinden gelen sıvılardan.
    şimdi en yüksek orana sahip olan seminal veziküllerden gelen sıvıda en çok FRUKTOZ bulunur. bu fruktoz boşaldıktan sonra spermin ihtiyacı olan enerjiyi sağlar. dolayısıyla fruktoz kaybımız oluyor bunun yanında prostoglandinler fibrinojen falan da var ama fruktoz burda asıl olan olay.
    prostat sıvısı beyaz rengi veren sıvı. bunun içeriği de alkali(bazik) çünkü vajinanın asidik ortamında bozuluyor spermler bunu nötralize etmek için alkali bir sıvı.
    Yani boşalma sırasında çıkanların büyük bir çoğunluğu çeşitli sıvılar. Protein kaybı lafı edilecek derecede bile 'değil'. Olmasıda mümkün değil.

    kaynak: ders notlarım + guyton fizyoloji

    vücut geliştiren bir arkadaşın ferregrafi ile ilgili kısa paylaşımı (alıntıdır bu kısım)

    "gecen sene bb.com'da saglam bir makale okumustum testeronla ilgili ve ciddi arastirmalar ve testler sonunda yazildigini yaziyordu. Söyle ki; eğer erotik yada ferregrafik birsey izler fakat bosalma yapmazsak, testestoren seviyemizin arttigini ve antremanlardan daha iyi verim alcagimizi yaziyor. Hatta benim antreman yaptigim salonda her kösede lcd tvlerde sürekli fashion tv dönüyor. hep merak ederdim neden hep fashion tv diye. sonra bu ciddi yaziyi okuyunca jeton düstü. hem bayanlari motive etmek hem de erkeklerin testesteron seviyesini arttirmak. antreman yaptigim salon Almanya'nin en büyük spor salonu zinciridir. ayrıca boşalma olayı testesteronu azaltmıyor sadece bir sürelik halsizlik veriyor. "

    placebo etkisi

    arkadaşlar placebo etkisi teknik olarak etkisiz bir şeyin telkine dayalı bir etki ortaya çıkarma halidir. yani eğer siz bu sitedeki cahillerin dediği gibi masturbasyonun zararlı olduğunu bırakınca daha iyi olacağınızın telkinini alırsanız, masturbasyonu bırakmanın böyle bir etkisi olmadığı halde etkisi oluyor sanırsınız. yani masturbasyonu bıraktım artık daha iyiyim diyenler bu etkiye sahiptir. placebo etkisiyle ilgili çok ilginç deneyler vardır araştırın.

    ferregrafi

    cinsel anlamda tahrik etmek amacıyla insan vücudunu veya cinselliğin mahremini yansıtma. olayıdır. ferregrafi, yazı, fotoğraf, çizim, film, animasyon veya ses gibi iletişim araçlarından herhangi birinini ifade eder. ferre izlemiş bireylerin daha sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşamlarının olduğu bilinmektedir. gerçeklik algınızı yitirmeden ve beklentilerinizi yükseltmeden izlediğinizde herhangi bir zararı yoktur. cinsel eğitim açısından önemlidir. bazı ülkelerde sansürlü bile olsa eğitim amaçlı ergenlik çağındaki çocuklara izletilir.

    Son olarak hayatın size sunduğu güzelliklerden vazgeçmeyin diyorum ve yazımı bitiriyorum.
    ···
  • +2 -3
    çocuk eglendirmek bu kadar kolay işte
    Az önce komşunun çocuğu geldi. Yeni taşındıgım memleketteki en iyi arkadaşım. içinde pislik yok.Çocukla çocuk olmak derler ya aynen öyle bi durum.

    Az önce geldi mamywho abi beni denize gotür dedi.Amk memleketinde bırak denizi, göl bile yok.Hem gotürsem babası izin vermez.

    Ulan şakasına kovayı alıp su doldurdum dedim gir içine yüz.Çocuk ne diyosun amk salağı burda yüzülürmü demek yerine girdi kovaya, zaten ufak tefek bişey cuk oturdu.20 dakika güldü eğlendi.Üstüne hortumla su fışkırttım daha bi mutlu oldu.
    ···
  • 0
    fıkra atıyorum gülsende gülmesende nick6
    Duyurulur mamywho çaylak yemiş hesabımdır nick 6 ları oraya yazmanız rica olunur.
    anne ve baba çocukları anlamasın diye sevişmeye "çamaşır yıkama" demişler. yani sevişmek istediklerinde çamaşır yıkayalım mı diyorlarmış.

    bir gün baba oğlunu çağırmış ve "git anana sor bakalım çamaşır yıkayacakmıymış" demiş. oğluda gitmiş ve sormuş. annesi "olmaz oğlum git babana söyle bugün yorgunum" demiş.

    ertesi gün adam bir daha oğlunu çağırmış ve anana git sor demiş.
    anne yine aynı cevabı vermiş.

    ondan sonraki gün anne oğlunu çağırmış. "git babana söyle bugün çamaşır yıkayabiliriz" demiş. oğulda gitmiş babasına sormuş.

    babası "yok oğlum olmaz anana söyle ben çamaşırları elde çitiledim" demiş.
    ···
  • 0
    fıkra atıyorum gülsende gülmesende nick6
    Duyurulur mamywho çaylak yemiş hesabımdır nick 6 ları oraya yazmanız rica olunur.
    anne ve baba çocukları anlamasın diye sevişmeye "çamaşır yıkama" demişler. yani sevişmek istediklerinde çamaşır yıkayalım mı diyorlarmış.

    bir gün baba oğlunu çağırmış ve "git anana sor bakalım çamaşır yıkayacakmıymış" demiş. oğluda gitmiş ve sormuş. annesi "olmaz oğlum git babana söyle bugün yorgunum" demiş.

    ertesi gün adam bir daha oğlunu çağırmış ve anana git sor demiş.
    anne yine aynı cevabı vermiş.

    ondan sonraki gün anne oğlunu çağırmış. "git babana söyle bugün çamaşır yıkayabiliriz" demiş. oğulda gitmiş babasına sormuş.

    babası "yok oğlum olmaz anana söyle ben çamaşırları elde çitiledim" demiş.
    ···
  • 0
    trende girince para veriyorlar mi
    Kime yazıcam
    ···
  • 0
    trende girince para veriyorlar mi
    Kardesim daha yeniyim pek bilgim yok
    ···
  • 0
    trende girince para veriyorlar mi
    2 kere trende girdim verilmedi ama
    ···
  • 0
    trende girince para veriyorlar mi
    Oybirinciden nasıl yukselicez
    ···
  • +2
    trende girince para veriyorlar mi
    Trende girince para veriliyor mu
    ···
  • +1
    deep web yüzünden başıma gelmeyen kalmadi
    Eyvallah gençler trenddeyiz
    ···
  • +9 -1
    deep web yüzünden başıma gelmeyen kalmadi
    1 adımı attım.
    adeta bebek ciyaklaması gibi bir ses duydum.
    bir acı.
    büyük bir acı.

    ehueheuhueeu
    ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu.

    gözlerimi zorladım.
    açtım.

    birisini gördüm.
    anneme çok benziyordu.
    annemdi herhalde.
    "anne" dedim

    bir şey demedi bu kadın.
    değildi herhalde.
    gözlerimin makrosu yerine gelmişti.
    ulan annemdi bu işte.
    ağlıyordu.
    konuşmak istiyordu, ama konuşamıyordu.

    bitmiş miydi yoksa her şey.

    kurtulmuştum lan.
    doğru mu ?

    ehehehe bitmemiş tabi ki.

    miş li anlatıyorum.
    bunları sonradan öğrendim tabiki.

    şevroletin teki gelmiş koymuş amk.
    kaç metre uzağa atmış ipne.

    1 hafta yoğun bakımda kalmışım. annem ve babama ulaşmışlar. onlar da dayıma söylemişler.
    dayım ilgilenmiş hemen.

    sürekli uyutmuşlar amk.

    sonra türkiye' ye naklim olmuş işte.

    türkiye' de gözlerimi açtım.

    sıkıntı yok, sağlık yerinde.

    neyse amk sonra tekrar ukrayna'ya gitmek zorunda kaldım.

    şu utandırıcı meselesinden dolayı.

    ilk kez aldığımı, denemek amaçlı olduğunu söyledim.

    para cezası verdiler ve ülkeye girişimi yasakladılar. amk çok meraklıydık sanki ülkenize.

    babam gibti belamı. ulan eşek kadar adam olduk yine dayak yedik.

    neyse anneme affettirdim kendimi. sıkıntı yok o konuda.

    hee diğerleri ne oldu derseniz hiç gibimde değil. umarım karşıma da çıkmazlar.

    kurtuldum herhalde o binlerden.

    şu anda ne mi yapıyorum?

    gibindirik bi teknoloji mağazasında satış görevlisiyim.

    lan sabah 9 akşam 10 a kadar mağazada ayakta oluyorum.
    bazen gece 3 e kadar mağaza da kaldığımı biliyorum.

    bir de asgari ücret alıyoruz işte.

    ailemle kalıyorum.
    eş adayı yok, bakacağız artık. bu parayla bulabilir miyim bilemem.

    demek istediğim şu illet hayatımı gibti.
    aman girmeyin.

    vay be yıllar süren yazım burada sona erecekti.
    vay be duygulandım.

    yazmayı düşünmüyordum.
    işlerden vakit kalmıyordu ve sözlükte ortam eskisi gibi kalmadı. sözlüğü de girmiyordum zaten.
    geçenlerde girmiştim. özelden çok taciz aldım.

    bitireyim dedim.

    efsane bir başlık olamadı ama okuyanlara teşekkürler.
    hayatımda hiç bu kadar küfür yememiştim. ama canınız sağolsun.

    hadi allaha emanet.
    başlığa arada girer bakarım.
    ···
  • +3 -1
    deep web yüzünden başıma gelmeyen kalmadi
    1 saat geçmişti. 1 saatin her dakikası, her saniyesi, her salisesinde heyecan, korku, adrenalin tavan yapıyordu.

    kaçmalıydım buradan. hem de olabildiğince erken bir şekilde.
    sürekli banka hesabımı kontrol ediyordum.

    ---
    ---
    --

    gibtir
    oça bak. herife yolladığım paranın %60 ı sadece hesabımdaydı.
    vaktim de yoktu. yapacak bir şeyim de yoktu. ama bana para lazımdı.

    ---
    ---
    --

    yeni bir sekme açtım...

    bana para lazımdı. kaçacaktım ulan. para lazımdı bana.
    çıldırmıştım. gözlerimin yandığını hissediyordum.
    terlemiştim. alnımdan, ellerimden, ayaklarımdan adeta su boşalıyordu.

    açtığım sekmeden hemen tefecilere bakıyordum.
    kaçıyordum dıbına koyayım. bütün parayı tıkayacaktım.
    fazla bir şey de alamazdım.
    4000$ banka hesabına.

    banka hesabına para yatıramayacaklarını söylediler. bitcoin takip edilemediğinden "only bitcoin" diyordu bin herifler.

    ne yapacaktım.
    düşünürken toparlanmaya çalışayım dedim.
    1-2 eşya mı sırt çantama koydum. biraz su ve meyve koydum.

    laptobun başına geçtim. heriflere bitcoin cinsinden alamayacağımı söyledim.
    anlamıyordu oç lar.

    kalbim yerimden çıkacaktı.
    ağlıyordum. gözlerimden yaşlar boşalıyordu. ağlıyordum lan
    aklıma annem geldi.
    keşke
    keşke hiç ayrılmasaydım evimden.
    başlarım ailevi sorununa.
    ya da keşke hep dayımlarda kalsaydım.
    ne diye bunlar olurki

    ağlıyordum.
    kalbimin her atışında kapı çalıyor sanıyordum.
    ağlıyordum.

    evet fark ettim.
    her şey bitmişti.

    kapı çalmıştı...

    buradan sonrasını şunu dinleyerek okursanız iyi olur: https://soundcloud.com/66 ... -kanunsuzlar-instrumental

    ---

    "heyyyyyyyyyy
    • ** do you remember meeeeeeee"

    bu kimdi lan. bu kimdi
    polis olamazdı.
    ismimi biliyordu.
    kim di bu herif.

    "open the door.
    we have a deal with youuuu"

    yoksa lan yoksa ?

    "hahahaha ı know, you are in the home.
    ı, ı sent you a money for job."

    kapıyı hala yumrukluyordu.
    tek kişi olamazdı.
    silahsız da gelmiş olamazdı.
    sorulması gereken soru beni nereden tanıyor, kim bu ve evimi nasıl buldu?

    ulan bunları şimdi mi düşünmeliydim.
    herifler az sonra gibecek belamı.

    kaçmalıydım.
    run ** runn *runnnnnnnnnn
    laptobu çantaya koydum.
    balkana çıktım.
    atladım ve koşmaya başladım.
    uzun zamandır koştuğumu hatırlamıyordum. nasıl bir histi onu da bilmiyordum.
    ama koşarken ağlıyordum. göz yaşlarım, rüzgarın etkisiyle gözlerimden ayrılıp adeta hava da asılı kalıyordu. sanki arkamı dönsem hava da onları asılı görecektim.

    ama arkadamdan bu heriflerin geldiğini de bilebiliyordum.
    sesler duymuştum.

    kaçtığımı anlamışlardı.
    ne yapacaktım ulan.
    kaçıyordum arkama bakmadan.
    koşuyordum önümü göremeden.

    uzaktan sıksalar belki indirirlerdi beni.
    ama istekleri nedir bilemezdim.
    evet belki indirmek istiyorlardı beni.

    yapacak bir şeyim yoktu. polisi arayamazdım. onlara sığınamazdım.
    tek yapmam gereken aradaki farkı açıp bir yere saklanmaktı.

    ama tıkanmıştım.
    koşamıyordum.
    adamların nefesini boynumda hissediyordum.

    bitmişti be.
    buraya kadardı.
    rüya sona ermişti.

    hani böyle ölmeden önce gözlerinizin önünde film şeriti geçer diyorlardı ya. aynısı olmuştu işte.
    durmuştum.
    olduğum yerde duruyordum.

    küçükken bigibletten düşmüştüm.
    ağzım burnum, dizlerim gibilmişti.
    üstüne bir de babam dövmüştü.

    hacker dostum geldi deep webdeki.
    içime doğmuştu. yakalandığını düşündüm.

    lisedeki ingilizce hocam gelmişti. seviyordum be o kadını.
    gençti, güzeldi.

    buraya kadardı.
    son bir adım her şeyi bitirebilirdi.

    emin miydim bilmiyordum.
    ama bunu yapmam galiba en doğrusuydu.

    hazırdım.
    yok yok değildim.
    ama yapmalıydım.

    kaçamazdım.
    bu kadar.
    rüya sona etmişti...
    ···
  • +4
    deep web yüzünden başıma gelmeyen kalmadi
    ** markete girdim deep webde. marihuanalara baktım. evet alıcaktım bundan. bu kafayı yaşamak istiyordum.
    verdim siparişi. 1000$ küsür bir şey tutmuştu. bitcoin cinsinden herifin wallet a yatırdım.

    nasıl geleceği hakkında bir fikrim yoktu.
    "ama herkes alıyordu, elbet adamlar bir yol bulmuştur" diye düşünüyordum.

    sorularımı gidermek için adamla iletişime geçtim.

    ---
    ---
    --

    nasıl dıbına koyayım, normal kargo mu !!!
    tepkim aynen böyle olmuştu. işin aslını öğrendim.
    herif normal kargoyla yolluyormuş. malı oyuncak statüsünden gönderip magic küplerin (şu zeka küpü işte) içine koyuyorlarmış. şu ana kadar bir sıkıntı çıkmadığını söylemişti.

    tabi her aksilik beni bulur ya !!!
    yanılmamıştım.
    ne halt olduğu gümrükte belli olmuştu ya da ben öyle düşünüyordum. ama başıma hiçbir zaman böyle bir şey gelmemişti. 2 gün gümrükte beklediğini hiç görmemiştim. anlalışmıştı işte başka açıklaması olamazdı.

    lan mal gibi zaten evimin adresini vermiştim. sıçmıştım.
    hemen kaçmalıydım. buradan kurtulmalıydım.
    hay dıbına koyayım lan kargo adıma gelecekti hem de.
    kurtulmalıydım buradan.

    kaçmalıydım uzaklara, kurtulmalıydım bu ülkeden. yakalanmak istemiyordum. sadece kullanıcı olduğum için bir şey olacağını düşünmüyordum.
    ama daha önce hiç kullanmamıştım. yırtabilirdim.
    lanet olsun bu da bir işe yaramazdı. ne yapacağım şimdi ben.
    hesaplamalara koyuldum. eğer kargo anlaşılmışsa büyük ihtimal akşama kalmaz benim evdeydiler. parama baktım. elimde nakit para da yok, gibtir.
    hemen deep webi açtım. bitcoini eft yapan herifler vardı. bu işten komisyonda alıyorlardı ama nereden güvenebilirdim tüm paramı almayacaklarına.

    güvenmek zorundaydım. zorundaydım !!

    yolladım parayı.
    ···
  • +4 -1
    deep web yüzünden başıma gelmeyen kalmadi
    ya da ben öyle sanıyordum ?
    adamın işini hemen halletmek istedim.
    bu kadar hesabı keylogger, fake ya da trojen ile hacklemek mümkün gözükmüyordu.
    sitedeki bir açığı kullanmalıydım. daha önceden bu sitede account hacking yapmıştım. gizli soru üzerinde bir bug vardı. acaba hala duruyor muydu?

    hemen kullanıcı adını yazdım. mail adresini doğruladım. gizli soru bugunu denedim.

    olmadı.

    aklıma hiçbir şey gelmiyordu. başka bir açık bilmiyordum bu site üzerinde. sosyal mühendisliğimi konuştursam 1 yılımı alırdı o kadar hesap. gerek yoktu.

    aslında para da yatmıştı.
    ne gerek vardı hacklemeye ?

    aslında biraz bekleyebilirdi. yeni bir açık keşfedersem bunun üzerinden işi halledebilirdim. ama dediğim gibi para yatmıştı. uzun zaman sonra elime böyle yüklü bir mebla geçmişti. harcamak istiyordum bu parayı. bitince yeni iş alırdım amk ne var.

    düşüncelerle adeta beynimi gibiyordum. aslında beynim zaten gibilmişti. sanki yaşamıyor gibiydim. mastürbasyondan zevk almayı bırakalı yıllar geçse de beynimi gibmek için devam ediyordum. ama yetmiyor gibiydi sanki.
    ···
  • +4 -2
    deep web yüzünden başıma gelmeyen kalmadi
    rahatlamıştım. kendimi eve atar atmaz cehennem ateşi sıcaklığında bir suyla duş almıştım(sıcak suyu severim).

    düşünüyordum, ne yapabilirdim. param da yoktu. şu h*** herifiyle sözde anlaşmıştım. ulan adam parayı yollayacaktı ne güzel, adresimi iletmedim. harbi büyük malım. kendime saydırmaya devam ederken laptobumu aldım.

    deep webi açtım. yeni işler bulabilirdim değil mi?

    hidden wiki de gezerken general bir forum gördüm. bir konusu yoktu, her şey bulunuyordu diyebilirim. buradan para kazanabilirdim. ne yapabilirdim, . . . . yapabileceğim en iyi şeyi tabiki de!
    hack...

    açtım konuyu. web hacking, account hacking yapabileceğimi belirttim. fiyatı bitcoin cinsinden veremeyeceğim ama 100$ gibi bir meblağa denk geliyordu. bu da oldukça iyi bir rakamdı. 5-6 iş alırsam ayımı rahatlıkla çıkarırdım.

    elimde kalan son paraya baktım. az kalmıştı. biraz alışveriş yapmalıydım.
    son paramla yiyecek stoklamalıydım (dışarı çıkmayı fazla sevmezdim ben) .

    yarım saattlik bir alışveriş sonucu eve varmıştım. yiyecekleri yerleştirdikten sonra laptobuma yöneldim.
    başlığı açtım
    yükleniyordu site
    sanki yüklenmesi biraz uzun sürüyormuş gibiydi
    aklıma büyük bir teklif aldığım düşüncesi geldi
    içime doğdu diyebiliriz

    ve site açıldı.

    evet evettttt...
    ovv shit man. what happened ! what is this ovv yeah.

    amk herifin teki 52 tane account hacklememi istemiş. parayı bitcoin cüzdanıma yolladığını söylemişti. taşak geçiyor olmalıydı. daha adamla anlaşmamıştık bile.
    hemen cüzdanı kontrol ettim. evet yatırmıştı tüm parayı. dıbına koyayım bu para 1 yıl yeterdi bana. daha herifin işi bile halletmemiştik. yeah.

    verdiği accountlar bir sosyal paylaşım sitesinin accountlarıydı. 1-2 tanesini inceledim. normal sıradan kullanıcı hesabı gibi duruyordu
    ···
  • +6
    deep web yüzünden başıma gelmeyen kalmadi
    kendimi korumalıydım. ama elimden ne gelirdi ki? belki de bir şeyler gelebilirdi, evet evet. hemen laptopu aldım ve deep web de bir e-book sitesi buldum.
    "lying" terimini arattım. karşıma yanlış hatırlamıyorsam "the best way of the lying" tarzı bir sonuç çıkmıştı. bu ne olduğu belirsiz şeyi açtım. yeni bir web sayfasında kitabın içeriği metin olarak kaşrıma çıkmıştı. başladım okumaya.

    bir yerden gelişmeye başlamak lazım değil mi?

    yararlı bir kaynağa benziyordu.
    sadece yalan söylemeye değil, yalanın anlaşılmaması için fiziksel bazı taktikler de vermekteydi. aslında bir nevi sosyal mühendisler için gerekli bir kitap diyebilirim. kısaydı, 1 saatte bitirdim.

    gözlerimin ağrıdığını fark ettim. ekranın parlaklığından dolayı gözlerim yorulmuştu. ama artık hazır gibi hissediyordum kendimi. karşımda nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum fakat evet, hazırdım.

    2 boyunca sürekli pratik yaptım. kendi kafamdan senaryolar uydurdum. bunları akıcı bir şekilde ayna karşısında kendime anlattım. bunları kendime de inandırdım. eğer inanmazsam bazı fiziksel etmenler yüzünden kendimi ele vermiş olurdum.
    kitabı iyi okumuştum.

    evet evet hazırdım.

    saat tamamdı.

    • **(no name no cry) görüşmeye hazır...
    otele girmiştim. otelin lobisinde aval aval dolanırken ***(no name no cry) ismini duydum. hemen döndüm. ekibi görmüştüm. beni çağırmışlardı. yanlarına gittim ve oturdum, görüşme başlamıştı.

    --
    --daha önceden bir polis panpamız güvenirlik için polisle görüşmelerini aktarma demişti. sadece biraz değineceğim--
    --

    görüşme iyi geçmişti. çoğu şeyi (tamamı değil) olduğu gibi anlatmıştım. aslında bir adam öldürtmek istediğini, benim yardımcı olduğumu falan filan. ellerinde benim görüşmelerime dair bir veri var mıydı bilemem ama kendimi doğrulatmıştım.
    benden iş çıkmayacağını anlamışlardı ve gitmişlerdi. hakkımda yasal bir prosedür uygulana bilirmiş, bu konuda da bilgilendirme yaptılar.
    ···
  • +7
    deep web yüzünden başıma gelmeyen kalmadi
    kendimi korumalıydım. ama elimden ne gelirdi ki? belki de bir şeyler gelebilirdi, evet evet. hemen laptopu aldım ve deep web de bir e-book sitesi buldum.
    "lying" terimini arattım. karşıma yanlış hatırlamıyorsam "the best way of the lying" tarzı bir sonuç çıkmıştı. bu ne olduğu belirsiz şeyi açtım. yeni bir web sayfasında kitabın içeriği metin olarak kaşrıma çıkmıştı. başladım okumaya.

    bir yerden gelişmeye başlamak lazım değil mi?

    yararlı bir kaynağa benziyordu.
    sadece yalan söylemeye değil, yalanın anlaşılmaması için fiziksel bazı taktikler de vermekteydi. aslında bir nevi sosyal mühendisler için gerekli bir kitap diyebilirim. kısaydı, 1 saatte bitirdim.

    gözlerimin ağrıdığını fark ettim. ekranın parlaklığından dolayı gözlerim yorulmuştu. ama artık hazır gibi hissediyordum kendimi. karşımda nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum fakat evet, hazırdım.

    2 boyunca sürekli pratik yaptım. kendi kafamdan senaryolar uydurdum. bunları akıcı bir şekilde ayna karşısında kendime anlattım. bunları kendime de inandırdım. eğer inanmazsam bazı fiziksel etmenler yüzünden kendimi ele vermiş olurdum.
    kitabı iyi okumuştum.

    evet evet hazırdım.

    saat tamamdı.

    • **(no name no cry) görüşmeye hazır...
    otele girmiştim. otelin lobisinde aval aval dolanırken ***(no name no cry) ismini duydum. hemen döndüm. ekibi görmüştüm. beni çağırmışlardı. yanlarına gittim ve oturdum, görüşme başlamıştı.

    --
    --daha önceden bir polis panpamız güvenirlik için polisle görüşmelerini aktarma demişti. sadece biraz değineceğim--
    --

    görüşme iyi geçmişti. çoğu şeyi (tamamı değil) olduğu gibi anlatmıştım. aslında bir adam öldürtmek istediğini, benim yardımcı olduğumu falan filan. ellerinde benim görüşmelerime dair bir veri var mıydı bilemem ama kendimi doğrulatmıştım.
    benden iş çıkmayacağını anlamışlardı ve gitmişlerdi. hakkımda yasal bir prosedür uygulana bilirmiş, bu konuda da bilgilendirme yaptılar.
    ···
  • +5
    deep web yüzünden başıma gelmeyen kalmadi
    alo, merhaba ***(no name no cry) bey."
    "merhaba" diye temkinli bir şekilde konuştum. yanılmıyorsam yine şu polis kadındı.
    "bugün içerisinde *** üniversitesiyle iletişim kurmuşsunuz. toplantınızdan sonra sizinle görüşecektik."
    "evet, haklısınız. bir bilgi öğrenmek için aramıştım, ancak gerek kalmadı" diye doğaçlama takıldım.
    "peki, h*** olayı hakkında sizinle yüz yüze görüşmek istiyoruz"
    "hasssgibkktirrrrrr" diye içimden geçirdim.
    "eee şey yalnız ben çok yoğunum bu aralar" diye geveledim.
    "bu önemli bir mevzu ve sizinle görüşeceğiz.
    "şey peki, tamam. benim oraya gelme ihtimalim yok. sizinle burada görüşmek istiyorum." dedim.
    "bizim için bir sakıncası yok. ekibimiz en yakın zamanda sizinle görüşmek için yola çıkacaklar."

    bu laflardan sonra bir buluşma ayarladık. *** hotelinde buluşmayı tercih ettim. evimde konuşmak çok sakat iş.
    gizlilik önemli diye düşünürken laptopu kucağıma aldım ve tr den haber sitelerine baktım.

    şimdi sıçmıştım.
    "esrarengiz ölümün arkasındaki sır"
    manşet aynen böyleydi. küçük yazı olarak da "iş adamı h*** (no name no cry) ölümü aralanıyor"
    zütüm çok pis tutuşmuştu. büyük bir heyecan ve korkuyla habere tıkladım. tam olarak haberi hatırlamasam da genel mevzuyu anlamıştım. h*** trafik kazası sonucu ölmüştü. h*** nın aracı, duvar ile kamyonet arasında ezilmişti. oldukça hızlı gelen gelen kamyonet arkadan çarpmış, ve olay yerinden hızla ayrılmıştı. haberde bahsedilen konu ise bir mafya hesaplaşmasının olduğuydu. bu herifin bana öldürtmek istediği herifte büyük ihtimal mafya liderlerinden birinin çocuğuydu. olayı yavaş yavaş kavramaya başlamıştım. haberin ayrıntılarını incelerken şok oldum.

    "polis, ondan şüpheleniyor.
    h*** nın son görüşmeleri incelenediğinde ukrayna' da yaşayan birisine ulaşılıyor. polis, olayın bu kişiyle doğrudan alakası olduğunu düşünüyor." tarzı bir yazı vardı.

    faka bastığımın farkındaydım. hazırlanmalıydım, hiç bir çelişki bırakmamalıydım polis ile olacak konuşmamda. önümde 2 gün vardı.

    lanet olası 2 gün.
    neler yapabilirdim ki ? acaba kaçmalı mıydım? hiç arkama bakmadan yeni bir başlangıç mı?

    gönderecekleri ekibin oldukça profosyonel olduklarını biliyordum ya da öyle düşünüyordum. soracakları sorularlarla istedikleri bilgileri alacaklardı ya da izin ben buna izin vermeyecektim.
    ···
  • +7
    deep web yüzünden başıma gelmeyen kalmadi
    neyse olayı sentezlemeyi sonra yaparsın" dedim kendime. bir süredir deeep webe girmiyordum. biraz kafa dağıtmalıydım. açtım laptopu.

    irc kanallarında geziyordum. "tr hacker z" diye bir kanal gördüm. "gir anasını satayım" dedim. muhabbet derine benziyordu. kanal da 7 kişi vardı ve hararetli bir tartışmaya girmişlerdi. fazla zaman geçmeden garip nickli herifin teki mesaj attı.

    "***.edu.tr hacked !"
    şaşırdım, edu.tr ler den database sızdıranı gördüm fakat hackleyeni hiç görmemiştim.
    "oo adamsın" felan diye mesajlar geldi. şu garip nickli heriften 2. bir mesaj daha geldi.
    bir link atmıştı. linke tıkladım, yüklenmesini bekledim, bekledim bekledim ve "ahan da girdi" dedim.

    sitenin database si

    ne işime yaracakki diye düşündüm. irc kanalına tekrar baktım.
    "you are banned"

    gibtiri çektim. ne diye banlarlar ki diye düşündüm.

    "yoksa, hadi be olamaz??"

    database de hocaların, öğrencilerin, çalışanların bilgileri ortadaydı. bu kişisel bilgilerle bir kişinin hayatını karartmak çok kolaydı. sahte şirketler, hayali ihracatlar... bir de bulunduğumuz yıla bakarsak daha da kolaydı.

    ulan neden banlarlarki diye yine düşündüm. sadece tanıdık herifleri felan mi tutuyorlardı ki?

    neyse ipnelik değil mi,
    aradım üniversiteyi. normalde gibsen böyle bir şey yapmazdım. o an ki kafamı hayal bile edemiyorum.

    telefon çaldı, açıldı ve o arada tam tam tam diye kapının yumruklanma sesi geldi. daha hiç konuşmadan telefonu yüzüne kapayıp kapıya gittim. bir binlik seziyordum. kimseyi tanımıyordum, kapım niye çalınsın ki?

    "belki de dayımdır" düşüncesiyle delikten baktım.
    "hassssssssss"
    polisti.
    aklıma o an her türlü şey geliyordu. acaba şu ölen herifin şeyi mi? yoksa deep web de başıma açılan bir bela mı? kapıyı açmak zorundaydım. delikten bakarak evde olduğumu belli etmiş oldum. çünkü ışık kesilmişti.

    açtım kapıyı.

    hemen eve girdiler ve alt kattaki evin balkonuna inmek için benim evi kullanmak istediklerini söylediler. sebebini sordum.
    "evde silahlı bir hırsız bulunuyor" tarzında bir şey dediler. tam olarak böyleydi herhalde. çünkü o anki heyecanım ve ödümün takuma karışmasıyla bir şey anlayabilecek modda değildim.

    5 dakika sonra polis evimden ayrıldı, 15. dakikada apartmandan adamla çıktılar.
    "helal olsun, adamlar işi biliyor" diye içimden geçirdim.

    hiçbir şey olmamış edasıyla odama gittim. ne yapacağımı hatırladım.

    neyse şu üniversiteyi yeniden arayayım dedim.
    "*** üniversitesi *(burada birşeyler söyledi*"
    "merhaba, web sitenize girmek istediğimde bir indexle karşılaşıyorum. siteniz hacklenmiş."
    "evet beyefendi bu durumdan haberimiz var. şu anda siteye erişimi kestik"
    "yalnız sitenizin database i internette yayınlanmakta.
    "nasıl?"
    "sitenizin veritabanı, öğrenci bilgileri, hepsi internette."
    "lütfen hattan ayrılmayın" dedi kadın.

    bir ipnelik sezdim, telefonu kapattım. aramasa mıydım acaba?

    telefon çaldı.
    ···
  • +8
    deep web yüzünden başıma gelmeyen kalmadi
    düşündüm, "bu adam neden ölür, nasıl ölür, bu kadar kolay mı, komplo mu"
    sonunda bir yargıya vardım "gibtir et amk işim rahatladı oh be"

    çok sevinemedim, telefonum çaldı ve tehlikenin farkına vardım.

    numara türkiye'deki bir şebekeye aitti. tereddütle açtım.
    "hello" dedi karşıdaki ses. arkadan garip garip sesler geliyordu.
    "hello" diye yanıt verdim. "what's problem?"
    "mr *** (no name no cry) ??? "

    adımı duyar duymaz kapattım. ne oluyordu lan, nooluyor . bu kim , ismimi nerden biliyor, arkadan gelen sesler ne, nooluyor amk dememe fırsat kalmadan yeniden çaldı telefon. aynı numaraydı. soğuk kanlılığımı korumalıydım. telefonu açtım ve

    "sorry, low battery."
    "no problem mr. *** ." buralarda hatırlayamadığım bir kaç şey söyledi. sonra da:
    "we are reserach a topic."
    "what's about this topic?"
    "ıt's about h*** (no name no cry)"

    bahsettiği herif şu bizim ölen adamdı. acaba aramızdaki ilişkiyi mi anladılar diye iyici tereddüte kapıldım. kötü düşünceleri uzaklaştırmalıydım. ama bu kimdi ki amk ? nerden anlayacaktı?

    "who are you?" dedim.
    "turkish police"

    e yok artık ebenin amı ? film mi çekiyoruz lan? (diye içimden geçirdim)

    "nasıl" diye haykırdım, ulan geri zekalı, türk olduğunu niye belli ettin, beynini gibeyim diye kendime saydırdım.
    "türk müsünüz?" dedi polis. hiç dikkat etmediğim nokta ise telefonda bir bayan vardı. bunu şimdi farketmiştim.
    "ee şey ee evet" diye geveledim.
    "bakın *** bey. h*** hakkında sizinle konuşmak istiyoruz."
    "evet, de kendisi ölmemiş miydi?" oha, bu nasıl soru lan. iyice sıçtığımı farkettim. her kelimemde batıyordum.
    "evet, bundan nasıl haberiniz oldu?"
    "kızı söyledi, fakat neden bunu araştırıyorsunuz? trafik kazası geçirmedi mi? ne var bunda?" diye aslında benim de şüphelendiğim konuyu çaktırmamaya çalıştım. trafik kazasında ölmediğini ben de düşünüyordum. polisin bu telefonu üzerine emin olmaya başlamıştım."
    "eee yani şey ölmedi, öldü de yani, size trafik kazası olduğunu kim söyledi?" diye geveledi bayan. benim bilmediğim düşüncesine kapıldı. olayın ne olduğunu bilmiyordum ama bu telefon görüşmesi derhal sonlanmalıydı.
    "kızı söylemişti fakat şu an acelem var, bir toplantıya gireceğim sonra konuşursak iyi olur."
    "yurt dışında mısınız?"
    "evet de gerçekten acelem var, sonra arasınız olmaz mı?"
    "bu önemli bir mevzu"
    "neresi önemli, trafik kazası geçirmiş ölmüş işte."
    "ee peki sonra konuşsak iyi olur fakat bu konu hakkında mutlaka konuşmamız gerek."
    "sonra ararsınız" dedim ve kapattım. kadın kararsızlığa düşmüştü. çünkü gerçek ölüm sebebini açıklamak ya da açıklamamak konusunda bir fikri yoktu. bu yüzden de onun için de kapatmak daha iyi olmuştu.
    ···
  • +6 -1
    deep web yüzünden başıma gelmeyen kalmadi
    hastalık dönemim üzerinde fazla durmak istemiyorum, bu dönemi hatırladıkça gerçekten üzülüyorum. şunları söyleyebilirim, 1 hafta boyunca özel odada yattım, gözetim altında oldum. bu sırada geri döndüğümde yapacağım şeylere ilişkin planlarım vardı. en sonunda taburcu olmuştum, fakat her ay kontröllere gidecektim. menenjiti atlatmıştım, her hangi bir hasar bırakıp bırakmadığı konusunda testlerde yapmışlardı (geri zekalı olabilirdim). neyse geçmek istiyorum bunları.

    aradan 1 hafta geçmiş ve seri katil işini geciktiğinden hala haber yoktu adamdan. insan bir arardı ama. ne yaptın benim işi diye? aramadı, durumu bildirmek için ben aradım (zaman kazanmak istiyordum) telefon çaldı çaldı çaldı. en sonunda bir kız açtı.
    “alo” dedi.
    “alo , siz kimsiniz tanıyamadım?” dedim.
    “ben h***(no name no cry)’ in kızıyım” dedi. daha önceden konuşmuş olduğum kişinin ismini öğrenmemiştim. no name no cry felsefesiyle ilerliyordum çünkü. konuştuğum herif büyük ihtimal h*** olmalıydı. bunları hızlıca düşündükten sonra kıza döndüm.
    “bu telefon h*** ‘ nın telefonu mu ?
    “evet de siz kimsiniz?”
    “h*** orda mı onunla görüşmek istiyorum?”
    “kendisi 4 gün önce vefat etti”
    “ne , nasıl yani?”
    “trafik kazası geçirdi”…
    "kaza mı ama nasıl olur?"
    başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü. sevinmiş miydim üzülmüş müydüm pek anlayamadım.
    "arabasıyla giderken bir kamyonun altında kaldı" dedi. fakat bunu söylerken ses tonu hiç de iç açıcı değildi. sm (sosyal mühendislik) konusunda bilgiliydim. yalan söylediği hissene kapıldım.
    "başınız sağolsun" deyip kapattım.
    ···
  • daha çok