• 4 / 5 / 23 entry
  • 3021 başlık
  • 7 trend
  • 20,694.04 incipuan

preats üçüküncü nesil normal

  • 0
    preats
    :(
    ···
  • +1 -1
    bir bayanın en asil olduğu pozisyon doggy style
    hükmedilmeye müsaade eden bu kendini verişte, öteki pozisyonlara nispetle başka bir güzellik bulurum. böyle teslimiyetçi durmakla kadın tabiatı cinsellikteki aslına döner; sarsılmak, hırpalanmak ve sersemleşmek ihtiyacını duyurur. bu manzara vesilesiyle kadın daha kadın, erkek daha erkek olur.

    sen domalıyorsun ya hani, dertlerinden soyunuyor dünya. ışık ve sıcaklık arayan bahar çiçekleri gibi açılıveriyor zütün. esmer bir gölge içinde dıbının ayrılık çizgisi fark olunuyor. iktidarımın altında titreyen o gergin iki koca küre, senin ne ürkek, ne ele geçmez bir kadın olduğunu ilan ediyor.

    sen domalıyorsun ya hani, vicdanım köreliyor, merhametsiz bir adam oluyorum elimde değil. kaynayıp kuduran kanım, vahşi bir kucaklayışla tek hamlede içine dalmağa sevkediyor beni. arkanda ne işler çevirdiğimi görmek istemez misin? başını döndür, yüzündeki mesti dalgaları, manalı tebessümü katre katre tadayım.

    sen domalıyorsun ya hani, cildini yakan soluk pembe tokat silüeti beliriyor zütünde; bilmem hangi ara nasıl bir şevk ile nakşettim. şehvet sillesi en çok bu pozisyona yakışmıyor mu?

    sen domalıyorsun ya hani, kasıklarıma çapkın esintiler yuvarlanıyor, çıplak etlerin şakırtısı inleyişine karışıyor, biz ise birbirimize.

    sen domalıyorsun ya hani... ne güzel oluyorsun öyle.
    ···
  • 0
    ücüküncü abinize domalmak isteyen yok mu
    evet sozluk abınıze guzel bı muamele cekmeyecek mısınız seneler sonra zıyarete geldık o kadar?
    ···
  • -1
    mizojinizm hakkında bilinmesi gereken hakikatler
    kadın doğasını gerçekten anlamış bir erkek için artık iki şey mümkün değildir: birincisi aşık olmak, ikincisi kadınlardan nefret etmek. birbirinden hayli uzak bu iki uç duygunun tam ortasındasın. sükun içindesin. herhangi bir tarafa savrulman imkansız. ancak dediğim gibi gerçekten anladıysan, inkar ve kızgınlık fazını atlatabildiysen. sadece biliyor olmak çoğu kişiye yetmiyor çünkü, bazı hakikatleri hazmetmek, kabul etmek de lazım. diğer türlü söylenip duran mızmız bir oğlan çocuğuna dönmek olası.

    sevebilirsin; birlikte vakit geçirmeyi, eğlenmeyi, cinselliği, karşılıklı kur yapmayı, adım adım tanıyıp çözmeyi -bu şimdilerde imkansız- bu heyecanlı duyguları sevmeye devam edebilirsin. etmelisin de zaten. fakat bir uyanış hali, tüm bu duyguları bir şahsa atfetmekten, bir kişiye kapılmaktan meneder seni tıpkı olması gerektiği gibi. kaldı ki aksi durumdaki bir imaj, teslim olan, tutulan bir erkek zaten başta kadınların midesini bulandırdığı halde pek çoğu neden buna dair olumsuz bir söz söylemez anlamak zor. (ilgiden çok hoşlanıyorlar sanırım, bu yüzden olabilir.)

    bazı şeyleri anlamak için zamanında kazık yemiş olmaya falan gerek yok, yine pek çok kadın bu tarz mevzularda erkeği utandırmaya çalışmaya bayılır. halbuki biraz kafası çalışan, bir miktar gözlem yapabilen her adam zaten doğuştan var olması gereken bir zihin yapısına olumsuz tecrübeler yaşamadan da sahip olabilir. çok kadınla ilişki yaşamış olmayı boşverin, annenizi gözlemleyin, o bile çeşitli pgibolojik tetikleyiciler sebebiyle evlatlarından birini daha az seviyor olabilir. teyzenizi, anneannenizi, onların evliliklerini müşahede edin. sevgilisinden ayrılan arkadaşlarınızı hatırlayın, ilişki dinamiklerini aklınıza getirin; beraber çekilmiş fotoğraflarında dahi ilişkilerine dair o kadar fazla ipucu göreceksiniz ki. hiçbiri olmuyorsa açın burayı okuyun. züte züt diyebilen kadınların sayısı çok az olsa da gözünüze kayda değer bir şeyler çarpacaktır umarım.

    sevgililik, fuckbudy olmak veya evlilik, adı her neyse; ancak kadının gözündeki erkekliğin varlığını koruduğu sürece devam edecek. aksi durumda gidecekler veya gitmemiş gibi yapacaklar. yanında veya koynunda olduğunu düşündüğünde çoktan gitmiş olacaklar. kendini saldığın an, ilişkinin mesuliyetinden kaçınır olduğunda, tökezlediğinde veya motivasyonunu kaybedip eskisi kadar ateşli sevişmediğinde gidecekler evet. çok tecrübelisin ama artık yoruldun ve sana huzur verecek, bağlanabileceğin o mükemmel kadının hayalini mi kuruyorsun? demek ki kadınların gerçekten ilahi bir sadakat istediklerini zannediyorsun. heyecanı diri tutamadığında o mükemmel kadın da gidecek. kadınlar gelecekler ve gidecekler. daha kötüsü: bazı erkeklere hiç uğramayacaklar bile. görünmez olacaksın. bin sene önce de böyleydi, şimdi de böyle, bin sene sonra da böyle olacak, kadınlar bu stratejiye bir günde sahip olmadı. milyon defa yazıldı bu cinse dair pragmatizm, hipergami vs. konular, hiçbirini tekrar edecek değilim. buna fıtrat, arıza, maraz, defekt, huurluk veya sadece kadın olmak diyebilirsin. seçeceğin kelime senin hangi tarafta nasıl bir duyguyla yer aldığını belirler.

    nefret sevgiden daha kuvvetli, daha yorucu, daha takıntılı bir duygu. ancak sevginin olmayışı öfkeyi doğurmak zorunda değil. ben terazinin nefret tarafında yer almayı gerçekleri kabullenemeyişe bağlıyorum. gördün, duydun, yaşadın, öğrendin fakat sindiremedin, kristal taşakların bazı hakikatleri taşıyamadı ve kırıldılar. bunu anlarım ama doğru bulmam. iyileşememeyi doğru bulmam. iyileşmek istememeyi ve buna rağmen sızlanmayı doğru bulmam. bu biraz kolaya kaçmak gibi görünüyor.

    şimdi oturup böyle bir cinsin geneline öfkelenmenin, yaramazlık yaptığı için bir çocuğa kızmaktan hiçbir farkının olmadığını, dahası senin gibi sinirli erkekler ve her konuda sırtını sıvazlayan annen hariç hiç kimsenin öfkeni veya üzüntünü sallamayacağını, sadece kendine ettiğinle kalacağını en kısa zamanda idrak etmeni umarım.

    aldatıldın mı? gitmek mi istiyor? gitsin. niye diye sorma bile. güle güle gitsin kuş koysunlar yoluna. terk edildiği için ağlayıp kadın geri dönsün diye yalvaran bir erkekle gidip o kadını döven veya öldüren erkek arasında acziyet açısından hiçbir fark yok. görünürde ikisi de iki karşıt uçta fakat aynı muhtaçlık ve zeka geriliği noktasında birleşiyorlar. özellikle bizimki gibi ülkelerin arabesk kültürüyle beslenmiş/zehirlenmiş insanlarında denge denen şey hak getire. ya baş tacı edeceksin ya yerin dibine sokacaksın. ayar yok. halbuki kadın bu iki yaklaşımdan da aynı şiddette iğreniyor. memleketin küskün doğum günü çocuğu kadını gibmemekle, memleketin radikal feministi erkeği ciks vermemekle tehdit ediyor, olaya bak.

    hülasa kardeşim malzeme bu, değiştiremezsin ancak sen... sen değişeceksin. bir defa iffet adı saçma, anlamsız. bundan sonra adın demet olacak! bakışların, saçların, yüzün, gözün, baştan aşağı, tepeden tırnağa bambaşka bir insan olacaksın! kitap oku, kursa git, oturmasını kalkmasını konuşmasını öğren, entelektüel zamparalara karşı hazır olman lazım. çekler yazacaklar, milyonluk! takılar takacaklar... ama sen de karşılığını vereceksin. kesinlikle kimseye aşık olmayacaksın! hele hele evlenmek isteyenlere sakın inanma, vur ve kaç! senin işin bu. şimdi, bedelini ödemeye hazır mısın?
    ···
  • -1
    beyler bana bir teselli verin
    bana yönlendir zumqhi
    ···
  • 0
    sevişirken aynada kendini izlemek
    zannediyorum bu heves bana genelevlerden miras. bu kötü şöhretli evlere yolu düşenler bilir, hayvani dürtülerin faaliyetini çoğaltma vazifesini hayat kadınlarından ziyade odadaki aynalar üstlenmiştir. ne de olsa buradaki şey ciks değil insanlı mastürbasyon; ne kadar görürsen o kadar iyi. zevk almak, nefsini teskin etmek sana dair. yatakta yalnız değilsin fakat biriyle bulunduğunu söylemek de güç. kadın, bir cesetten biraz sıcak, bir hayalden azıcık daha gerçek. ruh ne kadar var ise o da o kadar mevcut. sanki ölmüş de kendi içine gömülmüş gibi. buradaki ciks hiç yoktan iyidir sözündeki hiçe nispetle bir şey, otuz bire nispetle çok şey, tutkulu bir sevişmeye nispetle hiç.

    fakat arzu başka. ne kadar hissediyor olsam da bacaklarının çok özlemiş iki sevdalı kol gibi belime sarılışını elbette görmek isterim. kucağımda sürtünürken çukurlaşan belinden niçin mahrum kalmalı gözlerim? her darbemde boynumdaki gümüş zincirin göğsümde sekişini başını çevirmeden görebildiğin için bence sen de karşındaki aynaya teşekkür etmelisin. üzerinde kulaçlar atıp içinde anahtar gibi çevirirken sırtımda uyanan kıpırdanışları okşamak yetmiyor, onları bir de seyretmek istiyor olabilirsin elbette. o zaman bir teşekkür de tavandakine...
    duralım mı? fena yerlere gidiyoruz.

    işte bu ayna, bu aynalar bedende cereyan eden fakat gözlerin yetişemediği her teferruatı haber veriyor, meçhulleri malum ediyor. şehveti, zevki taklit ederek tesirini artırıyor, insanı daha çabuk tutuşturuyor. hem anda yaşayıp hem kendini uzaktan izleyen iki mutlu hayalet gibi olmak imkanı tanıyor. ortalık daha güzelleşiyor.
    ···
  • 0
    sevişirken hunharca küfreden kadın
    bilhassa türk kadınlarının asri, seçkin, tahsilli ve alafranga beylerle -üstelik de nursuz iseniz- muhabbet kurmaktan imtina ettiği birçoklarımızca malum olduğundan, maatteessüf yürüdüğüm yollar sıklıkla kerhhanelere çıkar. kadın bedeniyle hiçbir ücret ödemeden eğlenip avunmak imtiyazı çoğu türk erkeği gibi bana da nasip olmadığı için, ben de saadeti işte bu kötü şöhretli evlerde bulurum. tabiatın suretimden kıstığı cazibeyi alttaki tek boynuzlu şeytana cömertçe ilave etmesi ne kadar şükür sebebi gibi görünse de; heyhat, çehresi hoşa gitmeyen bir adamın gibi merak edilir mi? bırakın beni kardeş kendi halime... bırakın da dertleneyim. şu yalnızlıkla ahbab olmayı beceremezsem yakındır beni sekte-i kalpten zütürmesi.

    galiba bundan yirmi küsur sene evvel idi. ankara bentderesi kerhhanesi henüz devrilmemiş, mevcudiyetime rakip kasveti ve çirkinliğiyle menfur bir anıt gibi yerinde durmaktaydı. muamelesine duyduğum hürmet vesilesiyle gedikli müşterisi olduğum hayat kadınına yine uğradım, bir saatlik aşk için tokalaştık, peşinen parasını takdim ettim ve ameliyata başladık.

    ilk iki oturumu kapatıp metruk odada çay sigara keyfi yaptıktan, ayıp yerlerimizi istirahat ettirdikten sonra sıra üçüncü oturuma geldi. başka vakit olsa ar eder susarım amma şimdi söylemenin tam yeri: ben biraz pis gibişirim. hele bir suç ortağı bulayım, ahlaki kaideleri üzmek için hayvanlık etmekten gocunmam.

    edebi, terbiyyeyi bir kenara bıraktım ve hırpalamağa meylettim. gözümü yine şehvet bürüdüğünden hoyrat davranıp hanımefendinin üzerinde savaşmağa başladım. işte tam bu sırada maşukamın dudaklarından o meşhur ankara aksanıyle şu sözler döküldü:

    - yavaş laa amımı gıracan!

    şu sözdeki mübalağa sanatı beni tutkun etti.

    am hiç kırılır mı, kalp mi bu? şimdiye kadar kaç am gibilmeyle kırılmış? olsun da en fazla çatlasın, yırtılsın değil mi?

    neyse işte benim de böyle kepaze hatıralarım vardır ve hepsi de bana benzer, evlatların ana babaya benzemesi gibi.
    ···
  • 0
    sevişirken insanın yüzünün aldığı ifade
    sevişirken duyguları ifade etmek yalnız surete mahsus bir marifet değil. hatta yüzden ziyade beden bu konuda daha sessiz ancak daha açık konuşuyor. beldeki çukur, omuzlara yüklenmiş bacaklar, kıvrılan ayak parmakları, sırtı yaralayan tırnaklar, bir sonraki yalayışı hangi noktaya istediğini haber veren kasık devinimleri, kancık suyuyla ıslanmış şapırtılı oturuşlar hazza ve acıya dair hisleri daha cömert ilan ediyor.

    bununla birlikte bilhassa oral ciks sırasında kadının yüzünde meydana gelen mevsim geçişlerini görmek ise ayrı bir eğlenceli... gerçi o sırada kim bilir ben ne haldeyim? en sevdiği yemeği oburca tüketen iştahlı bir ağız, venüs tepesi üzerinde yükselen homurtulu bir burun ve kapanmış iki gözden fazlası değilim... komik göründüğüme eminim.

    ancak yine de sevişirken kadının hayali bir çilek tutuyormuş gibi araladığı dudaklarını görmek isterim, benim marifetimle öyle bir an gelsin ki o dudaklar dişlerinin arasında sıkışsın isterim. sıkıntı veren bir kabusta imişçesine başını yastığa gömüp sağa sola çevirişini seyretmek, kabarıp yükselen memelerini avuçlarımla zapt etmek, öpüşlerimi daha berrak hissedebilsin diye boynuna yapışan saç tellerini şöyle bir sıyırmak isterim.

    daha güzeli var, en başa dönelim.

    sevişmekten önceki karşılıklı oyunlarda en uyuşuk ruhları bile kıpırdatan öyle müstesna bir devre vardır ki, o esnada kadında keşif merakıyla dokunmak hevesi veren bir hava esmeye başlar. bilmek için, tanımak için birçok sorular icat eder, dişiliğin belli belirsiz açılışları sezilir, sokuluşundaki cüret çocuk masumiyetiyle örtülüdür, halbuki dikkat edilse her gevezeliğinde biraz çapkınlık bulmak mümkündür. bir tebessümde, saçlarını atışta veya bir bakışta tabiatına mahsus o ahenkli tavırlar yeniden vücuda gelir, güzelleşir ortalık. erkeğin vesilesiyle, iradesinden bağımsız ve bir kadına en çok yakışan yepyeni bir kimlik kazanır ki, adına arzu denir. işte yukarıda yazdıklarım için değilse bile yalnız bunu görmek için yaşamaya tutunmalı insan, sadece bu yüzden hayatın devdıbına tahammül edebilmeli.

    hayat... işte hayat böyle anlardan ibaret.
    ···
  • +3 -1
    inci kadınlarının dengesiz halleri
    incitmeyin onları... kırmayın, örselemeyin, kovalamayın onları... bu yeltek tavırlarının ziyanı başkalarına değil, asıl kendilerine. kafesin tellerine vura vura kendini hırpalayan kuş misali bunların da kalpleri öyle yorgun, öyle hasarlı... seni boğduklarını zannediyorsun ya, halbuki ölmemek için debeleniyorlar haberin yok...

    oğlum, inci sözlük kadın olsun erkek olsun, bir insanın kendi rızasıyle geleceği değil, türlü badirelerin akabinde nihayet düşeceği bir keder kuyusudur. diğer sosyal mecralarda sürtülür, cakalar satılır, raconlar kesilir ancak günün sonunda görünmez bir el, kulağından tuttuğu gibi sürükleyip seni buraya atıverir. senin öğüre böğüre istifra ettiğin siyah poşettir inci sözlük.

    küfürbaz kadınlar vardır, fitneciler, adiler, haytalar, teşhirciler, ciksomanyaklar, kafası kırıklar, alkolikler, derin bir buhran içerisinde kendini taştan taşa çarpanlar, tekrar inanmak için çırpınan suistimale açık küskünler, deliliğe övgüler yağdıran şımarık ilgi budalaları, maziyi günah çıkartarak tamir etmeye çalışan itirafçılar... onları cümlelerinden tanıyabilirsin. sanki boğazlarını birçok düğüm tıkamış da yazmak vesilesiyle öç alır gibidirler. işin aslı her bir kelime, yazarına ağlayan kalem matemiyle pıtır pıtır serpilir buracığa... kardeş, gibi taşağına denk adamın yazıp çizmeyle ne işi olsun?

    konuşurken belki, ancak yazarken nefsi zaptetmeye sanki pek de lüzum yok gibi. bu dengesizlik biraz da bu rahatlıktan neşet ediyor. halihazırda denge kaybı üç ise yazarken beşe ona fırlıyor. genel itibariyle sıkıntı var mı? inkar edecek değilim evet maalesef var.

    peki bizde yok mu? var. daha kötüsü bizdeki giderek büyüyor, kabarıyor ve hatta sertleşiyor. öyle bir sıkıntı. tek ama belirgin.
    ···
  • 0
    olgun ve dolgun milf sevenler derneği
    yaz zumqhi xd
    ···
  • +1
    başörtüsü takmadan sokakta gezen müslüman kadınlar
    müslüman kadın, el ve yüzü müstesna bütün vücudunu örtmek mecburiyetindedir. bir kimse buna inanır fakat uygulamazsa günahkar olur. daha da ileri gider bu mecburiyeti inkar ve terk ederse dinden çıkar, mürted olur. islam'ın kabul etmediği tevillere baş vurup halkın inancını bozmak sapıklıktır.

    bazı kadınlar görüyoruz. saçlarını boyatıyor, türlü türlü şekiller verip, yüzlerine renk renk boyalar sürüp; sokağa, pazara, çarşıya, parka, bahçeye çıkıyorlar. ben bir mümin olarak sormadan edemiyorum değerli kardeşlerim. bir kadın sokağa çıkarken, neden kendine güzel ve alımlı bir kadın görünümü vermek istiyor? bir kadın sokağa çıkarken neden allah'ın kendisine kapatmasını emrettiği uzuvlarını örtmekten imtina ediyor? inanın aklım havsalam almıyor. bir kadının sokağa çıkarken makyaj yapması, saçlarını savura savura karşı cinse tahribat gücü yüksek cinsel ışınlar yollamasının ne gibi bir açıklaması olabilir? bu iffetsizlik ve hayasızlık değil de nedir? ehl'i namus bir hatun kişi, cenab'ı hak katında helali olmayan bir erkeğin şehvani arzularına hizmet etmekten nasıl olur da zevk alır, nasıl olur da sokakta kendisine kem gözle bakan yüzlerce haram nazardan rahatsızlık duymaz? inanın anlamakta güçlük çekiyorum. bir kadının sokağa çıkarken güzel görünmeye çalışması, kendine özen göstermesi çok afedersiniz ama fahişeliğe uzanan basamağın en son adımı değil de nedir? burada biz erkeklere de büyük görevler düşüyor değerli kardeşlerim. kadınlarımıza muhakkak islam terbiyesi ve itikadını yerleştirmek zorundayız. ailesinden bu ahlakı almamış olabilir, lakin bizim helalimize girdikten sonra o kadın bizim tapulu malımızdır ve sergilediği her davranışın müsebbibi ve yaptığı her ucuzluğun faturasının sahibi bizleriz. kadınlarımıza sahip çıkalım.

    şüphesiz ki allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar o, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
    ···
  • 0
    preats hoşgeldin reis hemen geç şuraya otur
    Kızları bekliyorum hala gelen giden yok :(
    ···
  • +1 -1
    bulent ersoyu deliler gibi seviyorum
    sevmek suç değilse eğer, bir insana kalben meyletmek ayıplanmıyorsa hala bu diyarlarda; bağıra çağıra ele güne duyurmak istediğim, bizzat gönlümün vustasında yankılanan feryat.

    bülent ersoy'a aşığım. ona meftunum, mecnunum, mecburum…

    kimseye bahsedemedim bugüne dek; ona olan derin sevgimden, aşkımdan, tutkumdan… anneme, rahmetli babacığıma, ne zaman yıkılıp yere düştüysem, bırakıp da giden dost bildiklerime. içimde yaşadım. dilemde mektum kaldı bu sevgi. usul usul büyüttüm, haşa huzurdan mabedim oldu, kimseleri almadım içeri, bir ben bildim bir de yüce mevla.

    rahmetli babacığımın 93 model sedan kasa tempra sxa arabasının torpido gözünde başladı bu tutku kara çiçeğim. “alaturka 1995” adlı kasetinin kartonetinde apak nasiyenden sarkıttığın kavisli perçeminle, zenahına yasladığın narin beyaz ellerinle melül melül bakarken bana; pionerr hoparlörden yükseliyordu kalbimi raaş eyleyen, ruhumun dört bir yanına ilmek ilmek işleyip, nakış nakış dokuduğun, o tılsımlı billur sadân. evimizde kasetçalar yoktu. arabada sabah ettiğim çok gece biliyorum mis kokulum. sen hacı arif bey'den okuyordun: saydeyledi bu gönlümü bir gözleri ahu. dertleniyordum.

    yalanım yok çatalkaram. başlarda sesine aşıktım. daha çocuktum. akranlarım yonca evcimik dinliyordu, kimisi tarkan için çıldırıyordu, bazısı of aman nalancıydı. ama benim tek tutkum vardı. o da sen. hani dedim ya az önce; “kimseye bahsedemedim bu derin aşktan.” diye. aslında tam da öyle değil. herkes biliyordu sana olan hayranlığımı. ama sesini seviyorum diyordum, şarkılarına tutkunum deyip geçiştiriyordum. “şiirlerle şarkılarla”, “maazallah”, “akıllı ol”, “ablan kurban olsun sana”… tüm kasetlerini çıktığı ilk gün alıyordum. yavaş yavaş bağlandım sana, hiç farkına varamadan husule geldi bu tarifsiz sevda. şarkıların yetmiyordu artık bana, ruhumu doyurmaya kafi gelmiyordu. seni görmeliydim. sana dokunabimeli, mekanik hiçbir aracı olmadan duyabilmeliydim berrak sadânı. olmuyordu, belki de hiç olmayacaktı.

    özel televizyonlar peyda oldu sonra. seni daha iyi tanımaya başlamıştım. çok farklıydın. hıyfete dair en ufak bir emare yoktu davranışlarında. çok güçlüydün. namütenahi bir özgüvenin vardı. sahipleniciydin. aykut ışıklar üstat idi galiba. kalabalık bir mahalde ayaküstü bir söyleşi yapıyordunuz, unutamıyorum. ardınızda belirip tacizkar tavırlarla sohbetinizi gasp eden lakayıt güruhu, tek bir kelam-ı kem etmeden, asil ve müstehvi bakışlarınla dizginlemen sana olan hayranlığımı katbekat arttırmıştı.

    keşke sana ait bir erkek olabilseydim, keşke cem adler'in mukadderatı ile tebdil eylemek gibi bir imkanım olsaydı alın yazımı. hiç ayrılır mıydım senden? çıldırmış şairlerin titreyen mısralarını haykırabilseydim gözlerinin içine baka baka. saçlarını parmaklarıma dolayabilseydim. inan sana olan aşkımı tarif ve tasvire yeltendiğimde; kelimeler bu görevi layik-i vechile yerine getiremeyecekleri endişesiyle sorumluluktan kaçıyorlar. kalbimde o kadar derin ve tutkulu bir aşk besliyorum ki sana karşı, yüreğimden damıttığım sımsıcak ve sevginle demlenmiş hislerimden haberdar olmanı o kadar isterdim ki. hiç bırakmayacakmışımcasına ellerini tutmayı, omuzlarına düşen yasemin kokulu saçlarının şavkında serimi gölgelendirmeyi o kadar isterdim ki.

    gözlerinin içine bakmak. dakikalarca… ferinden yanaklarına, bohem bir modern zaman şairinin sararmış parmak uçlarından dökülen en ateşli vuslat şiirlerinin mısraları süzülürken, aynına izlal olan simsiyah kirpiklerinin bir telinin uzunluğu kadar mesafe olsaydı gözlerimizin arasında. mahrur dudaklarından dökülen bir hece ile zehv'olan billur sadân yankılansaydı kulaklarımda. bakışlarını kana kana içebilseydim.

    en çok da neye hayıflanıyorum biliyor musun? popstar erkan kadar dahi kademli, kısmetli değilmişim. şalını fırlattığın, icrasına mest olup şerefine bardak kırdığın bir adam dahi olamadım. kaldı ki cem adler olmak, armağan uzun olmak gibi bir şerefe mazhar olmuş insanlar varken bu dünyada.

    hani başta dedim ya; “şarkılarını dinlemek yetmiyor, ruhumun açlığını doyurmaya.” diye. maalesef bu durumu kabullenmeliyim artık. çünkü çok yoruldum. çünkü olmuyor. sana asla ulaşamayacağım. hayalle yaşarken gerçek dünyada, zamanı içmişim haberin yok, ömürle yüz yüze geldim aynada, harcanıp gitmişim haberin yok.

    zaten bir ilişkin var. berk yılmaz diye bir kardeşimle. Her ne kadar basında bu yalanlansa da doğrusunu biliyorum be çatalkaram...
    inan kıskanmıyorum. sadece mutlu olmanı istiyorum. rabbim bahtını her daim açık etsin. emr-i hak vaki olana dek seni sevmeye devam edeceğim. tek tesellim belki ahirette birlikte olabileceğimiz ümidi. belki o zaman babanın evinden alıp evimin hanımı yapacağım seni. belki cennet-i alada telinle duvağınla anneme gelin getireceğim. senli sabahlara uyanacağım belki de.

    rabbim her zaman yanında olsun. umarım berk kardeşimle evlenir, mutlu bi yuva kurarsınız.

    seni çok seven bir delikanlı.
    ···
  • 0
    sevgilimin evine kol gibi sictim
    sevgilimde kalıyorum beyler. kaç gündür pizza söylüyoruz ve ben kabız oldum sanırım. bugün nihayet zütümdeki baskıyla helaya girdim çok zor sıçtım. kol gibi tak klozetin deliğinde takıldı. 10 kere sifonu çektim gitmedi, sifonun sesine sevgilim de durumu anlamıştır diye daha fazla basamadım. tuvalet fırçasıyla taka vurarak bölmeye çalıştım. bölerek yok edebileceğimi düşündüm. biraz böldükten sonra 3-4 defa daha sifona basınca tamamen gitti ama fırçanın kıllarında taklar kaldı bide mısır taneleri vardı sarı sarı takun içinde. pizzadan kalmış. neyse sonra çıktım ve sevgilime analdan kaydım. dünya çok garip.
    ···
  • +1 -1
    ayaq qoqum yüsünden imtiharın eshigindeym
    yha arqilerle otantiq meqanlara qidiyos basen... ayaqqabı çıqartılan meqanlar ishte bilirsinis... qiriyos oturuyos falan... oturduqtan sonra hemen bi homurdammalar falan bashlıyo... böle burun çeqmeler falan hmhh hımff nıfff mıffh diye... çaqtırmamaq içhin bhen de burnumu çeqiyom... resil olmıyım diye... ordan derqi falan alıyom qösteriyom yanımdaqine aa baq bu sayıyı merockla backliyodum diye falam ama hepsi şerefsis... amlayışsıs imsanlar tophluluqu olduqları için qeri adım athmıyolar... moralim o qadar bosuq qi... nedir anlamıyom bu ayaq qoqusu yha... futboljuyus ondan mıdır yoxa genlerimisden midir nedir aq... efe qeldim anneme oquttum biras ayaqlarımı... esqiden bi sıqıntım olunja annem oqurdu hemen qeçerdi... annem ayaqlarımı oqurqen suratını falan eqşitti... bayqınlıq qeçirejeqti as qalsın... üst qomşumus emeqli qulaq burun boğasjı... bi mesele olunja hemen ona danıshıyom... qerçi o adama da qaç defa ayıph ettiq... adam beni aparthmanda qörüyo selam feriyo beni qülme qrisi tutuyo adama cefap feremiyom... o adamı ne saman qörsem aqlıma deepthroat ferreları qeliyo quhaoaha... neyse googledam arashtırdım qına iyi qelirmish... birasdan çıqıp quruyemişçiden biras qınas asıcıq da qaju aljam
    ···
  • +1
    okati
    okatiyle cok ugrasirdik hakkini helal et babus.
    ···
  • +1
    inci
    yavsaksin seko
    ···
  • +1
    biyikli genc forvet
    bedava kolasini vermeyen oc bakkaldan kolalarini aldim biyikli rahat uyu panpam
    ···
  • +1
    işe alındım daha mayışımı bilmiyorum
    ne işi yapacağını bilmiyor musun aq
    ···
  • +1
    fakulteli pic
    fakulteli picle nargile icmistik mk
    ···
  • +1
    biyikli genc forvet
    ozlettin pic :(
    ···
  • +1
    ccc rammstein ccc günaydın diler 26 04 2024
    aynali tahir'e selam yok mu :(
    ···
  • +2 -2
    ücüküncü abinize selam yok mu
    ne yapiyorsunuz panpalar ozlemisim sizleri... ;/
    ···
  • +2 -2
    hangisinin apuş arasını yalayacaksınız riskli
    entry numarası yok panpa
    ···
  • +2 -2
    beyler diyarbakırda son durumu aktarıyorum
    yarra yedi ülke lan
    ···
  • daha çok