1. 1.
    +12
    6 sene önce 19 yaşında olan bi insan şimdi 25 yaşındadır,14 yaşında lise sınavına girdin desek,2001-2002 falan eder.bu ülkede 2004 yılına kadar lgs sınavı yapıldı ve 500 üzerinden puan sistemi oks ile geldi.ilk dakkadan gibikliğini yakaladım gibi hikayenin takibim altındasın muallak
    ···
  2. 2.
    +9
    'bir sigara yaktım yürümeye başladım' 'murattinin içinde kaç sigara olduğunu saydım 20 tane vardı' yani paket doluymuş aq o zaman evden ilk çıktığında yaktığın sigarayı nerden buldun
    ···
  3. 3.
    +4
    şimdi odtüdeyim, bende abim gibi endüstri müh. okuyorum çap ile aynı anda bilgisayar müh. okuyorum. sürekli yoğun olup yazamamamın sebebi buydu. seneye bitiyor üni. ayrıca hala yayınlanan bir dizinin senaryo yazım grubundayım.
    annem 2 hafta önce vefat etti. ablam evlendi, bugün dayı oldum,
    pokeri son gün hayatımın en büyük yeminini ederek bıraktım. kazandığım para hala duruyor. sanırım düğünümü o parayla yapıp evimi o parayla alacağım.

    son olarak. burada anlattığım olaylara belki özenebilirsiniz, ama kesinlikli özenilecek gibi değil, daha size anlatmadığım tonla olay var, yeri geldi bıcaklandım, yeri geldi ölesiye dayak yedim, ama şükürler olsunki şuanda durumum iyi

    ilginiz için teşekkür ederim, belki sonra bu hikayeden daha ilginç olduğuna inandığım başımdan geçen olayları yazarım, tekrar teşekkürler. mesaj atabilirsinz
    ···
  4. 4.
    +4 -1
    çıktımda çıkmasına gidicek yine bir yerim yok. düşünüyorum bir yandan. saati 4 tl, bir işim yok zaten 21 - 05 arası çalışsam 9 saat eder günlük 9 * 4 = 36 haftalık 36 * 7 = 252, aylıkda 1008 tl eder, harbiden iyi para idi 1000 lira. bu küçük hesabı yaparken aklıma yine öss geldi. tekrar ösym'ye sövdüm içimden.

    sırada annemi aramak vardı. girdim bir kırtasiyeye ankesörlü telefonla aradım.
    "alo"
    "alo anne ben macros (burada adımı söyledim tabii)"
    adımı duyar duymaz ağlamaya başladı
    "nerdesin olum allah rızası için dön eve, babanda çok pişman, yalvarırım dön, çok korktum kendine zarar vereceksin diye"
    "korkma anne iyiyim, birdaha o eve dönmiycem, merak etme beni, keyfim yerinde, ara ara ararım seni"
    "oğlum allah aşkına eve ge... " cümlesini bitirmeden kapattım telefonu yüzüne. ağlamaklı olmuştum. ankesörlü telefonda 3 tl tutmuştu. yuh amk. bidaha nah ararım annemi.
    ···
  5. 5.
    +4 -1
    geldim beyler. neyse, devam ediyorum. sürekli insanlar geliyordu ama öyle böyle değil. iki grup arası içme yarışması falan kurdular ama eğlenceyi duyan geliyor, çıkan on kişi tekrar geliyordu. dediğim gibi normalde ilk günüm olduğu için hiçbişey yapmayacaktım ama semra ile murat(diğer bin) servise yetişemez olmuştu. bu arada murat arka sokaklardaki muratı andıran yakışıklı, para seven bi arkadaştı. neyse bu bin orta kısımdan, oturduğum yerin dibindeku barmene el-kol yaptı bende döndüm direk elime full bira dolu bi tepsi verdi. Köşeyi isaret ederek sulaaa diyip güldü. elimde tepsi köşeye doğru ilerlerken ayağım kaydı. karanlık... uyandığımda tüm bar etrafımda toplanmış beni izliyordu. ayağa kalkmak istediğimde arkamda bi yanma hissettim. 3... tane... zenci...
    ···
  6. 6.
    +3
    250 çok. Ne de olsa paranı iradeli kullanman lazım
    ···
  7. 7.
    +3
    amk gece saat 4'e kadar devam etti tezgah arkası işim. önümde oturanlar bir biriyle sohbet ediyorladı bende onları dinliyordum. bi tane makyaj güzeli iyice içmiş geldi bana sarkıyor amk. diyor bir viski daha koysana yakışıklı. tabii diyorum bir yandanda kadın diğer arkadaşına, aslan ne yakışıklı elemanlar alıyor. nereden buluyorsa bunları...

    sesimi çıkarmadım. 4 gibi boşalmaya başaldı bar (boşalmaya derken azaldı müşteriler) amk saat 4 buçuk gibi herkes gitti nerdeyse yerde sızanlar var. zütü başı açılmış kızlar yerde yatıyorlar. 2-3 arkadaş bunları ayıltıp telefonla arkadaşlarına haber veriyorlar. semraya dedim semra hergün böyle sızanlar oluyormu. dedi çok olmasada oluyor dedi
    ···
  8. 8.
    +2
    gittik durağa. durağa giderken aklıma geldi. birde benim otobüs param vardı amk. dolmuş 75 kuruşmuydu neydi.
    gidiş geliş 1.50 ediyor.

    günlerden pazartesi. işe pazar başladım. maaşımı pazar alacaktım. oda kiraya gidecekti. 2 hafta sonra pazar günü elime para geçecekti. 2 hafta = 14 gün. 1 gün gitmiştim zaten. geriye kaldı 13 gün.

    gidiş geliş 1.50 olduğuna göre 13 gün = 19 buçuk lira ediyor.
    bu hesabı yapına başımdan aşağı kaynar sular döküldü. amk cebimde 14 lira para var. yemek yiyecek param yok. bir gıdımlık paramıda yola verirsem hesaplarıma göre 1 hafta sonra ben olmayacaktım.
    ···
  9. 9.
    +2
    sabah uyandım kafamda bir adam maç izliyor. uyandığımı gördü. oo kardeşim uyandınmı git elini yüzünü yıkada tanışalım.

    amk kalktım, üzerime bu kazak yapışmıştı. günlerdir kot pantolonla uyuyordum. leş gibi kokuyordum. acaba duş alsam adama ayıp olurmu diye düşündüm. daha ne bir havlum nede bir lifim falan vardı. gittim bizim adamla tanıştım.
    adı levent. küçük bir internet kafenin ortağı intrnet kafeye bazen o bazen ortağı bakıyr. iyi para kazanıyor. alkol bağımlısı. ercü ile çok yakın arkadaşlar ama adam çok espirili. konuşurken tilyon tane espiri yaptı. kafa dengimdi. ercü çıktı dedi. kahvaltı edecekmiş. bana açmısın diye sordu valla kurt gibi açım dedim. tamam aşağıda kahvaltıcı var git oraya dedi. espirimi yaptı gene tipini gibtğim anlamadım. sonra ciddi olduğunu anladım. burada böyle herhalde, herkes yemeğini ayrı, istedği yerde yiyior.

    tamam levo (hikayenin devamında levente levo diyicem bilginize) giderim birazdanda bu evde bir kişi daha kalmıyormu. he dedi barış var bide. barışı tanıtmaya başladı

    barış dövmecide çalışıyor. yakışıklı bir bin, sürekli karı kız getirip gibiyor eve. kolundan kuyruk sokumuna kadar dövme varmış. büyük bir motorgiblet almak için çoktandır para biriktiriyor. levonun anlattığı bu kadar onuda gelince tanıyacağım
    ···
  10. 10.
    +3 -1
    amk gece 3'e kadar sigara yakıp düşündüm. ne yapabilirdim acaba

    bir arkadaşın evine gitmek uygun bir fikirdi, ama gecenin 3'ünde kimin evine giderdim. amcamların evi vardı yakında ama bin babam onlarlada kavga etmişti, kavgalıydık yani, civarda 1-2 arkadaş vardı onlarada gidebilirdim ama sabahı beklemem lazımdı.

    sabah eve dönebilirdim, o zamana kadar babam çoktan pişman olmuş gelmemi istiyor olacaktı, ama o eve gitmek kurtuluş değildi bunu çok iyi biliyordum, 1-2 gün iyi davranacaktı, sonra tekrar beynimi gibmeye başlayacaktı, yok beyler bu ihtimali bir silelim, en son ihtimal olsun

    bir ihtimalde şu iskeleden kendimi buz gibi denize bırakıp boğulmak vardı, aslında o an için çok mantıklıydı, zaten yüzme bilmiyordum, tüm dertlerimden kurtulurdum, cezam neyse çekerdim (cahillik işte öyle düşünüyordum) üstelik hayatımı giben babamında vicdan azabından kahrolmasını sağlardım. bir taşla iki kuş.

    not: hala yüzme bilmiyorum
    ···
  11. 11.
    +3 -1
    apartmandan çıkınca derin bir nefes aldım. nereye gideceğimi bilmiyordum. hemen eve 500 metre olan sahile inmek geldi aklıma. bir sigara yaktım yürümeye başladım. kafamı kaldırıp yukarı bakınca sessice ağlayan annemin balkondan bana baktığını gördüm.

    iskelede balıkçılar balık tutuyordu. geçip bir banka oturdum. denizi seyretmeye başladım.
    bundan sonra ne yapacağıma, nerede kalacağıma karar vermeye çalışıyordum.

    montumun cebindekileri çıkartım
    1 tane murattı
    1 tane çakmak
    çıktı murattının içinde kaç sigara olduğunu saydım 20 tane vardı. cüzdanımı çıkartım. içinde hala unutmuyorum 62.25 tl vardı.

    edit: beyle kusura bakmayın 36 saatir uyuyamıyorum. kayış koptu bende, 20 cigarayı 15 tane ile falan değiştirin.
    ···
  12. 12.
    +2
    hikyae baştan sıçık amk adam 6yıl önce öss'ye hazırlanıyodum diyor oks'den 450 alıyor? bu adam 6 yıl önce 19 yaşında sene 2007, 4yıl daha geriye git lise başladığı yıla sene 2003. 2003 ne oks vardı ne de 500lü puan sistemi. bilgilerinize arz ederim.
    ···
  13. 13.
    +2
    her defasında macros dediğinde açıklamana gerek yok mal değiliz panpa anlıyoruz (:
    ···
  14. 14.
    +2
    yalan ama insan inanmak istiyor işte..
    ···
  15. 15.
    +2
    sistemin nasıl işlediğini kavramıştım, dedim semra ben 9 saat bu volümde çalışırsam felç olurum, dj kısmıyormu müziğin sesini falan.
    güldü amk kevaşesi, bende ilk başta öyle demiştim, sonra alışıyor insan. ha burada seni dj'imiz ile tanıştırmadım gel dedi
    dj kabinine girdik, uzun saçlı bir adam çıktı karşıma, karşısındaki bilgisayardan youtube'de video izliyordu. tanıştık, ismi hakan, semra beni bırakıp gitti hakanın yanına, dedim hakan dj olarak ne yapiyosun, dedi olum iki tane müzik açıyorum sonra sabaha kadar internette takılıyorum, ama bunlardan az maaş alıyorum, benim saatim 3 tl dedi. aylık 800 lira falan yapıyor. bedavadan para, evimde internete gireceğime burada giriyorum dedi. arada bir yeni çıkan müziklere göre listeyi güncelliyorum. sağolsun içerden nazlı falanda bedava içkimi getiriyor, sonra şu camdan karı kız kesiyorum dedi. adam tam benim kafamdan. özendim bine.

    neyse semra tekrar buldu beni, aslan abi seni çağırıyor dedi (aslan abi patron oluyor), çıktım yine yukarı. oturuyordu koltuğunda. geç otur dedi deri koltuğu göstererek. oturdum. dedi beğendinmi burayı iş kafana yattımı falan diye. tabii abi çok beğendim dedim. o zaman aramıza hoş geldin. yarın 9'da tekrar burada ol dedi. sözleşme falan imzalattı. hangi günü tatil belirlemek istiyorsun dedi. harbi lan bide tatil günü vardı. çarşamba günü senin için uygunmu dedi. olur dedim. istersen çarşambada gelirsin. paranı alırsın dedi. teşekkür ettim. çıktım bardan. gece saat 12'i bu soğukta nereye gideyim. nerede kalayım amk.

    nasıl olsa haftaya param gelecekti o yüzden bir paket sigara aldım. sonra internet cafeye gittim. iş yerine yakın pansiyonlara yurtlara falan baktım. aylık 200 lira civarıydı ( o zamanın parasıyla) yeme içme dahil. ama hepsi cemaatin yurduydu o yüzden gitmek istemedim. ama mecburen birinin adresini alıp gitmeye karar verdim
    ···
  16. 16.
    +2
    bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. mevlanakapı da. babası zabıtaydı. alkolik hasta bi adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. bu anasıyla yoksul, perişan. bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bi şeyler. bi de zagor vardı. bizim eski evin kiracısının oğlu. babası filimciydi yeşilçamda. cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte. ama sevimli, yakışıklı oğlandı. bizimkine aşık etmiş kendini. ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar. öylece büyüdük gittik işte. ne tak varsa? hep askerliği beklerdim. dört sene kaldı, üç sene kaldı. sonunda o da geldi gittik. bizde de herkes bunu bekliyormuş; gelir gelmez yapıştılar yakama. ev düzüldü, kız bulundu, çeyiz falan filan... nikahlandık. iki taksi bi dükkan verdi peder. dükkanda koltuk moltuk satardım. bi gün bu huur çıkageldi. hiç unutmam, görür görmez cız etti içim. böyle basma bi etek dizine kadar, çorap yok, üstünde açık bi bluz, saçlar maçlar... pırlanta anlayacağın. şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle. kanıma girdi o gün. tabii taktım ben bunu kafaya. ertesi gün bi soruşturma. dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede. ama asıl zagor a kegibmiş. zagor da kaftiden içerde o sıra. bi gün, süslenmiş püslenmiş; zırt geçti dükkanın önünden. yazıldım peşine. tuhafiyeciye gitti, pastaneden çıktı; minibüs otobüs, geldik sağmalcılar a ; benim içimde bi sıkıntı. işi anladım tabii: zagor u ziyarete gidiyo. bi tuhaf oldum, bini de kıskandım. uzatmayalım çaresiz evlendik ötekiyle. o ara zagor içerden çıktı. sonra bi duyduk; kaçmış bunlar. altı ay mı bi sene mi; kayıp. hep rüyalarıma girerdi huur. o gün dükkana gelişini hiç unutamadım. benimkine bile dokunamaz oldum. sonra bi daha duyduk ki iki kişiyi deşmiş zagor: biri polis, ikisinin de gırtlağını kesmiş. karakolda beş gün beş gece işkence buna. arkadaşlarının öcünü alıyorlar. kaltağa da öyle... önce öldü dediler zagor a, sonra komalık. ankara da oluyor bunnar. bizimki bi gün çıkageldi mahalleye. zagor içerde, en iyisinden müebbet. bi sabah dükkana geldim, baktım bu oturuyo. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti. cız etti de ne? tornaya değmiş gibi oldu. çökmüş, zayıflamış, bembeyaz bi surat. ama bu sefer başka güzel huur. oranın şarkıları gibi. kalktı böyle, dimdik konuşmaya başladı. dedi para lazım, çok para. zagor a avukat tutacakmış. ilerde öderim dedi. esnafız ya bizde, nasıl? diye sormuş bulunduk. huurluk yaparım dedi, istersen metresin olurum. içime bişey oturdu ağlamaya başladım, ama ne ağlamak... işte o gün bu günden beri bu huuryla tam yirmi yıl geçti. uzatmayalım, zagor a müebbet verdiler. ama rahat durmaz ki bin! ha birini şişledi, ha firara teşebbüs; o şehir senin bu şehir benim, cezaevlerini gezip duruyo. huur da peşinden. sonunda dayanamadım: ben de onun peşinden. önce dükkan gitti, ardından taksiler. karı terk etti, peder kapıları kapadı. yunus gibi aşk uğruna düştük yollara. iş bilmem, zanaat yok. bu durmuyo hiç. ilk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. gözünü yumup yatıyo milletin altına. gel dönelim diye çok yalvardım. evlenelim, pederi kandırırım, zagor a bakarız: yok. kancık köpek gibi izini sürüyo itin. naptı buna anlamadım. kaç defa dönüp gittim istanbul a. yeminler ettim. doktorlar, hocalar kar etmedi. her seferinde yine peşinde buldum kendimi. bi keresinde döndüm, biriyle evlenmiş bu, hamile. beni abisiyim diye yutturduk herife. nedense rahatladım, oh dedim, kurtuluyorum. bu da akıllanmış görünüyo. yüzü gözü düzelmiş, çocuk diyo başka bişe demiyo. sinop ta oluyo bunnar. ben de döndüm istanbul a. doğumuna yakın, zagor bi isyana karışıyor gene. hemen paketleyip diyarbakır cezaevine postalıyorlar. çok geçmeden bizimki depreşiyo gene; o haliyle kalk git sen diyarbakır a, üç gün ortadan kaybol... herif kafayı yiyo tabii. dönünce bi dayak buna: eşek sudan gelinceye kadar. kızın sakatlığı bu yüzden. sonra çocuğu doğuruyo. uzun zaman anlaşılmamış. ortaya çıkınca bi gece esrarı çekip takıyo herife bıçağı. çocuğu da alıp vın diyarbakır a, zagor un peşine. allahtan herif delikanlı çıkıyo da şikayet etmiyo. ben o ara istanbul da taksiden yolumu buluyorum. epey bi zaman böyle geçti. yine her gece rüyalarımda bu. zagor un diyarbakır cezaevinde olduğunu duymuştum o sıra. bi gece bi büyükle eve geldim. hepsini içtim. zurnayım tabi. bi ara gözümü açıp baktım: karlı dağlar geçiyo. bi daa açtım, başımda bi çocuk, kalk abi, diyarbakır a geldik diyo. baktım, sahiden diyarbakır dayım. bi soruşturma. kale mahallesi vardır oranın, bi gecekonduda buldum, malımı bilmez miyim? görünce hiç şaşırmadı. hiç bişe demedik. o gece oturup düşündüm. oğlum bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi. o gün bugün usul usul yürüyorum işte,
    Tümünü Göster
    ···
  17. 17.
    +2
    hayrınıza uplayın, duş alıp gelicem
    ···
  18. 18.
    +2
    evdekiler uyuyordu herhalde. botların ipini tekrar bağlarken üst kattan gümbür gümbür biri indi. saat 6 gibi milletin ayakta olmasına şaşırdım. bitane nur yüzlü hacı gibi bir amca indi. ercümentle sohbet ettiler. konuşmalardan apartmanın yöneticisi olduğunu anladım. ercüment dedi abi bizim kaç aylık borcumuz var. yönetici dedi sizin birtek aralık ödenmemiş. ercüment çıkardı cebinden cüzdanı. cüzdandan bir yüzlük çıktı. tüh ulan bozuk yok dedi.

    hacı abi sende yüzlük bozuk varmı dedi. hacıda çıkmadı. bana sordu yok abi dedim. macros sende 15 lira varsa verde hacı abiyi bekletmeyelim senin paranı içeride vereyim ben dedi. içimden ercümente söve söve içinde 30 tl olan cüzdanımdan 20lik çıkardım. hacı verdi 5 tlmi geri.

    --spoiler--
    not: hikayenin geri kalanında ercümente ercü diyicem. ercüment çok uzun amk
    --spoiler--

    ercü teşekkür etti içeri girdik
    ···
  19. 19.
    +2
    kesin semraya da kayar hikayenin içinde demedi demeyin amk
    ···
  20. 20.
    +1
    yine ben bin *
    beyler adam utangaçlığından konuya giremediği kahvedeki daşşaklı abilerin masasına 'selamın aleyküm dayı oturabilir miyim birkaç sorum olacak da' diye oturuyor
    ···