1. 1.
    +1
    an itibarıyle charles dickensın yazmış olduğu kitaptır. zamanı gelince okunması gerekendir, çünkü çoğu arkadaşım ve kendimden edindiğim izlenime göre bir kere başlanılmış ve sonrasında bırakılmıştır. ancak yılmayıp, bir süre sonra tekrar ele alınması gereken ve fransız ihtilalinin iç yüzünün çok iyi bir şekilde anlanmasını sağlayan kitaptır.
    ···
  1. 2.
    0
    biyyrinnn...
    ···
  2. 3.
    0
    biyyrinnn beyleaarr...
    ···
  3. 4.
    0
    --- spoiler ---

    nedense madam defarge'yi hiç mi hiç sevmedim. tamam iyidir, halkı ezen soylulara karşı, halkı başkaldırmaya teşvik ediyor. ama işe kendi kişisel intikdıbını karıştırdığı için, gerçekten insan kendisinden nefret etmeye başlıyor. bu kitap sayesinde, toplumu ilgilendiren olaylara kişisel duygularını katmanın ne kadar sinir bozucu olduğunu öğrendim. yani madam defarge sayesinde insan kısa süreliğine de olsa fransız devrimi'nin dünyayı kötü etkilediğine inanıyor.

    demek ki neymiş? insan bazı olayları sırf kişisel duyguları için destekleyip, toplumu sırf kişisel duygularına alet etmemeliymiş.

    --- spoiler ---
    ···
  4. 5.
    0
    iskele yayıncılıktan çıkan bir baskısına sahip olduğum kitabın 17 sayfalık eksiği bulunmakta, kendilerine burdan iyi dileklerimi iletiyorum.
    bunun dışında, oldukça okunası bi kitap ama hep birşeyler ekgib düşüncesiyle okudum bekli karakterlerin biraz yüzeysel gelmeleri böyle bir etki yaramış olabilir. onun dışında dönemin ruh hali oldukça güzel yansıtılmış.
    ···
  5. 6.
    0
    tıpkı başladığı kadar güzel, çarpıcı ve görkemli bir şekilde noktalanan şaheser.

    --- spoiler ---

    "intikam, jüri ve yargıcı görüyorum. eskiyi yok edince ortaya çıkan sıra sıra yeni despotlar... güzel bir şehir görüyorum ve bu boşluktan yükselen güzel insanlar... ve onların zaferlerinde ve yenilgilerinde, daha gelecek uzun yıllar boyunca, bu zamanın kötülüklerinin kendilerini tükettiklerini görüyorum.

    onu görüyorum, yaşlı bir kadın... bugünün yıl dönümünde benim için dua ediyor. onu ve kocasını görüyorum... yolun sonunda, gelmişler topraktan yatağın içinde yan yana yatıyorlar. o çocuğu görüyorum, onların kucağında yatan, eskiden benim olan o hayat yolunda yürümeyi hak kazanan... o hakkı öyle güzel kazandığını görüyorum ki, benim ismim, onun isminin ışığında anlam kazanıyor... ve duyuyorum, duyuyorum çocuğa benim hikâyemi anlattılarını, zayıflayan, sevecen sesleriyle...

    bugüne kadar yaptığım en iyi, en iyi şey bu! yakında kavuşacağım huzur, bugüne kadar tattığım her şeyden daha iyi... "

    bir başka baskıdan:

    "kendimi yerlerine feda ettiğim yaşamları görüyorum; bir daha göremeyeceğim ingiltere'de huzur içinde, müreffeh, mutlu bir yaşam sürecekler. onu görüyorum, kucağında benim adımı taşıyan çocuğu ile. babasını görüyorum; yaşlanmış, beli bükülmüş. fakat sağlıklı, rahat. hastalarını iyileştiren, onlara huzur veren bir doktor. iyi yürekli yaşlı adamı görüyorum; yıllardır onların dostu adamı görüyorum; yıllardır onların dostu. on yıl boyunca onları sahip olduklarıyla zenginleştirecek ve mükafatına doğru ilerleyecek.

    onların ve onların soylarından gelecek nesillerin kalplerinde kutsal bir yerim olacağını görüyorum. onu yaşlı, bugünün yıldönümlerinde benim için ağlayan bir kadın olarak görüyorum. onu ve kocasını ömürlerini tamamlamış, son yatakları olan toprağın koynunda yan yana yattıklarını görüyorum. ikisinin de ruhları benim onlara duyduğum kadar bana sevgi duyuyor.

    onun kucağında yatan ve benim adımı taşıyan çocuğu görüyorum. bir zamanlar benim yürüdüğüm yollardan yürüyor. mesleğini hakkıyla, başarıyla yaptığını görüyorum. adım, onun başarılarıyla parlıyor. o yola sürdüğüm lekeler bir bir silinip gidecek. onun en adil yargıçların ve şerefli insanların en önünde yer aldığını görüyorum. altın saçlı bir çocuk görüyorum. yerine bırakacağı, bugünün çirkinliğinden hiçbir iz taşımayacak bir çocuk. yumuşak ama titreyen bir sesle benim öykümü anlatacak.

    bugüne kadar yaptığım en iyi, en iyi iş bu! şimdi gidiyorum; bugüne kadar hiç bulamadığım huzuru bulacağım yere... "

    --- spoiler ---
    Tümünü Göster
    ···
  6. 7.
    0
    charles dickens'in ilk olarak aylik cikan bir gazetede yayinlanan basyapiti. all the year round adindaki gazete, bu eser yayimlanmadan once ayda sadece 5.000 satarken dickens amcamizin mahareti kisa bir surede aylik tiraji 100.000 uzerine cekmistir.
    ···
  7. 8.
    0
    --- spoiler ---

    doctor released,
    marquis deceased,
    darnay acquitted,
    monarchy submitted,
    marriage announced,
    darnay denounced,
    places are switched,
    blades are twitched,
    seamstress cries,
    carton dies.

    the end

    --- spoiler ---
    ···
  8. 9.
    0
    iKi ŞEHRiN HiKAYESi. süper bi kitap. Kafamda film gibi duruyor sanki. ibretlik olaylar var
    ···
  9. 10.
    0
    başlık içinde ara
    paylaş

    charles dickens'in hikayeyi adeta ağ ören bir örümceğin ustalığı ile ördüğü, içinde çıkarılacak çok fazla mesaj ve ders bulunduran roman; geçtiği dönemle ilgili çok önemli bilgiler verirken, karakterleri ile de insan ve doğası hakkında çok önemli ipuçları veriyor. kanımca romanın tek eksisi de bu fazla mükemmel olan hikayesi. gerçek hayatta ağların bu kadar mükemmel kesiştiğini düşünmüyorum.

    orjinali okunmayacaksa eğer, kitabı alırken çeviriye dikkat etmekte fayda var. iki yayınevinin çevirisi hakkında kişisel düşüncelerimi söyleyebilirim. oda yayınlarının çevirisi berbat, alfa yayınlarınınki daha da berbat.
    ···
  10. 11.
    0
    berbat bir şekilde türkçeye çevrilmeye 'çalışılmış' eser.
    'en sonra güneş doğdu böyle sonunda' cümlesiyle ne anlatmaya çalışmıştır bu adam bilemedim.
    ···
  11. 12.
    0
    @12 kitap ney la bin.
    ···
  12. 13.
    0
    kendimi ekşide sandım binler ne bu seviye amzütmemeamzütmeme
    ···
  13. 14.
    0
    --- spoiler ---
    marquis st. evrémonde nam-ı diğer charles darnay bir fransız soylusudur. babası ve amcası söz konusu kitaptaki her fransız soylusu gibi acımasızdırlar. halka her fırsatta zulüm yapmaktan çekinmezler. zaten charles darnay'ın fransa'ya döndükten sonra hapse atılması ama en çok da giyotine gönderilmesi onlarla ilgilidir. çünkü ihtilalin öncülerinden olan madame defarge'ın ablasını, abisini hatta dolaylı olarak babasını öldürenler charles darnay'ın babası ve amcasıdır. ve madam defarge da intikdıbını charles darnay'dan alır. ya da alamaz. almaya çalışır.
    --- spoiler ---

    evet şimdi pier paolo pasolini'ye dönüyoruz. ne demiş kendisi:

    "babaların işledikleri günahların cezasını çekmek, oğullara düşer."
    ···
  14. 15.
    0
    adıbına koyim lan kendimi bi an ekşide sandım binler ne bu seviye amzütmemeamzütmeme
    ···
  15. 16.
    0
    binler !! girişi ülkemin son 60 yılını özetleyen kitaptır.

    zamanların en iyisiydi. en kötüsü de... akıl çağıydı, budalalık çağıydı da. inanaç çağıydı aynı zamanda inkar çağıydı da. bir taraftan aydınlık bir taraftan karanlık mevsim yaşanıyordu. umudun baharıydı, yeisin kışı. her şeyimiz vardı ama hiç bir şeyimiz yoktu. hepimiz doğruca cennete gidiyorduk ama hepimiz cehenneme de gidiyorduk. kısaca bu çağ bu devre öyle benziyordu ki, sesi en çok çıkan otoriteler iyisiyle kötüsüyle ikisinin mukayesinin, sadece üstünlük bağlamında yapılmasına ısrar ediyordu.
    ···
  16. 17.
    0
    1935 yılında çekilen filmi, her ne kadar kitaba çok bağımlı kalmasa da oldukça güzel uyarlanmış.

    mesela doktor mannette'in darnay'i kurtardığı ilk mahkeme, mannette'in ortaya çıkan hapisane yazılarının olduğu 2. mahkemeyle birleştirilmiş ve çok etkileyici bir sahne oluşturulmuş. doktor cumhuriyetçilere, eski aristokrat rejim yüzünden 18 sene hapis yattığından bahsedip, kes kafasını gitsin diyen umursamaz halkın gazını arkasına alır. millet darney için 'şuçlu değil' demeye başlar. (1. mahkeme)

    doktor tam damadımı kurtardım derken mahkemenin ortasına elinde mannette'nin notlarıyla devrimci teyze de farge fırlar (2. mahkeme)
    bakın vatandaşlar diyerek meşhur mektubun bir kısmını okuyup, milleti gaza getirir. bu yazının kimin tarafından yazıldığı sorulunca, bizzat doktor tarafından hapisanede yazıldığını söyler, halk iyice coşar. işte o gazla doktorun yazılarında bahsettiği katliyamı bizzat kendi ağzından dinlemeye başlarız.
    ---
    o kız öldü, o çocuk da öldü, bütün aile öldü... hepsi öldü ama biri... onlardan saklanarak yaşayan bir kız... o kız bügün yaşıyor... işte o kız benim! diyerekten mahkemeyi çoşturup damadı giyotin'e gönderir.
    vayyy ammmaana koyiimm launnn bunlar ney anlatıyo lannnğğğ pffffiyuuuuvvvviiivvv
    ···
  17. 18.
    0
    vayyy ammmaana koyiimm launnn bunlar ney anlatıyo lannnğğğ pffffiyuuuuvvvviiivvv
    ···
  18. 19.
    0
    vayyy ammmaana koyiimm launnn bunlar ney anlatıyo lannnğğğ pffffiyuuuuvvvviiivvv--kendimi abraham linkolin gibi hissettim la.
    ···
  19. 20.
    0
    vayyy ammmaana koyiimm launnn bunlar ney anlatıyo lannnğğğ pffffiyuuuuvvvviiivvv
    ···