/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +32 -3
    SADECE BENiM YAZDIKLARIM iÇiN http://www.incisozluk.com...A7ek-bir-hikaye/sahibi/1/

    HiKAYE BiTTi ÖZGÜRCE OKUYABiLiRSiNiZ =)

    son sınıf için okulum beni amerika'ya gönderecekti. üniversitemin yüzme takımındaydım ben. orada da yüzecektim. formdaydım. koç bana gitmeden önce antrenmanlara devam etmemi söylemişti çünkü orada yüzmem zorunlu değildi ama okula yazdığım mektupta belirtmiştim yüzmek istediğimi. kabul edildim ve ailemle vedalaştım. babama skype nasıl kullanılır ve saat farkı konusunda son uyarılarımı yaptım. haber alamazsa bunun doğal olacağını ve elde edeceğim ilk fırsatta hiç olmazsa mail göndereceğimi söyledim. uçağa istanbul Atatürk havaalanından bindim. uzun bir yolculuğun sonunda west coast'taki şehrime geldim.
    ···
  1. 2.
    +4 -3
    kalk gibtir git sözlüğün yarısı avrupada amerikada aq
    ···
    1. 1.
      +3
      türkiyedeyim ben yalnız
      ···
      1. 1.
        +3
        hadi anlat amk sen de anlat
        ···
    2. 2.
      +1
      bir göz gezdir istersen
      ···
  2. 3.
    0
    Rez yarin okurum
    ···
    1. 1.
      0
      hikaye bitti özgürce okuyabilirsin.
      ···
  3. 4.
    0
    rez panpa anlat
    ···
  4. 5.
    +19
    havaalanından çıkınca bi taksiye atladım. öğrenci işleri binasındaki işlerimi halledecektim. ingilizcem iyi olduğu için kayıt ve yurt işlemlerini rahatça yaptırdım. oradaki kadın spor branşı için athletics department'a yani okulun spor müdürlüğüne gitmem gerektiğini söyledi ama önce yurt bölümüne geçtim. çok fazla eşyam yoktu bir bavul bir de laptop çantam falan vardı. oda arkadaşım geldi tanıştık kendisiyle kendisi de benim gibi türktü. türk birisi olacağını biliyordum önceden. adı alper olsun. naber nasılsın nerelisin falan konuştuk bayağı bir. istanbul'dan geliyordu. boyu benimle aynı, 181 civarıydı. iyi bir çocuğa benziyordu. ona ne kadardır buradasın diye sorduğumda bana 1 hafta önce geldiğini ancak 2 yıl önce burada 1 yıllığına bulunduğunu söyledi. ikinci seferiydi bu. tecrübesinden yararlanmak istedim. ülke hakkında, insanlar hakkında çok soru sordum. az çok beklediğim gibi cevaplar aldığımı söyleyebilirim. kendisi spor takımlarında görev almıyordu ama birkaç türk arkadaşı vardı orada. içlerinden sadece biri bizim gibi öğrenciydi. diğerleri orada kendilerine hayat kurmuşlardı. bir yere bağlı olabileceğim duygusuyla kendimi mutlu hissettim ve alper'le vedalaştıktan sonra athletics department'a gittim. orayı bulmam ayrı bir uzun sürdü. sor allah sor. neyse en sonunda buldum. içerisi kalabalıktı ve her ırktan insan vardı. bazılarını bunlar nasıl spor yapacak diye merak ediyordum ama yapıyorlardı çünkü amerikan üniversitelerinde spor olmazsa olmazdır. spor ve akademik eğitim bir gitmelidir. herkes kendi bölümündeydi. bende gittim swimming yani yüzme bölümüne. oradaki adam 2 gün sonra yeni yıl seçmelerinin olacağını söyledi bana. ben de yurt dışından geldiğimi ve spor takımında bulunmamın kurallara aykırı olup olmadığını sordum. kendisi böyle bir engelin bulunmadığını ve takımın içinde görev yapabileceğimi söyledi. gerçi ben 1 yıllığına orada olduğum için yüzmesem de oluyordu. yine de kaydımı yaptırdım. çıkışa doğru ilerlerken 174-175 boylarında, esmer, uzun saçlı ve zayıf bir kız gördüm. unfriended filmindeki blaire'e benziyordu. gerçekten çok güzeldi. onu çıkarken süzüyordum. şöyle bir 20 saniye rahat bakmışımdır. herhalde bakışlarımın ağırlığı üstüne çöktü ve bana doğru baktı. önce bir ufak çaplı şok oldum. tuhaf bir andı ve yere doğru gözlerimi indirdim. kendisi beni büyülemişti. tenis kıyafeti giyiyordu. mavi tenis atleti altına gri kısa tenis şortu. ayakkabıları siyahtı.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 6.
    +20 -1
    yurda döndüm ve ailemi aradım. dedim her şey yolunda siz merak etmeyin. sonra alper'le konuştuk. bana şunları söyledi: gel seni bizimkilerle tanıştırayım. seversin onları hepsi iyi insanlardır. ben de dedim tamam hadi gidip tanışalım. okuldan çıktık şehre doğru ilerliyoruz yürüyerek ama aklımda hala athletics department'ın(bundan sonra a.d. şeklinde kısaltacağım) oradaki kız vardı. düşünmeden edemiyordum. bir caddenin köşesinde bizim okuldaki diğer bir türk bekliyordu bizi. adı burak olsun. o da benim gibi yeniydi amerika'da.çocuk bayağı bir atletikti. vücutluydu ve bizden çok uzundu. tanıştık kendisiyle. dedim ben yüzücüyüm. 2 gün sonra seçmeler falan var dedim ve kendisine sordum sen ne yapıyorsun diye. o da tıpkı alper gibi herhangi bir takımda değildi. sadece fitness yapıyordu. hatta vücudunu görünce oha falan demiştim içimden. onu da aldık şimdi diğer türklerle şehir merkezinde bir barda tanışacağız. onların evi oraya yakındı zaten. bizden 6-7 yaş büyüklerdi. hepsi türkiye'den arkadaştı ve 3 kişilerdi. bizimle aynı yaşta göçmüşler amerika'ya. önce biri sonra diğeri daha sonra öbürü. bana içlerinden biri(adı ferit olsun) evlerinin bize açık olduğunu ve istediğimiz zaman kalabileceğimizi söyledi. burakla ben ilk defa onlarla tanışıyorduk. ben şaşırmıştım ne kadar sıcakkanlı insanlar diye. ferit abi, arkadaşarı (ahmet ve hakan) gibi iyi giyinimli biriydi. bize kendilerinin nasıl buralara geldiklerini anlattılar. 2 saat falan durmadan konuştuk. şansıma oradaki herkes istanbulluydu. biz konuşurken aklıma gereksiz bir huzursuzluk geliyordu. düşününce onun o a.d. (kısaltacağımı söylemiştim) deki kız olduğunu hatırladım. ben bir kıza kısaca bakmam. gerçekten güzel mi değil mi diye iyice bir süzerim. ışık beni aldatır mı acaba diye hep düşünürüm. bu seferki öyle değildi. kız güzeldi ve onu düşününce içim bir tuhaf oluyordu. kendimi o an en yakın hissettiğim ferit abi'ye: abi buranın kızları nasıldır ya diye sordum. o da bana: vaay dakika bir gol bir ha deyip güldüler. ben de güldüm. bana çok fazla kafa yormamamı yoksa beni üzebileceklerini söyledi. içimdeki çok aptalca geliyordu bana. sadece bir kere gördüğüm amerikalı bir kız. belki bir sevgilisi vardı. belki beni sevmezdi. türküm sonuçta yabancıyım. din farklılıkları falan her şey sıkıntı yaratabilirdi ki dindar biri değilim. anlamışsınızdır umarım çünkü kızla konuşmamışım bile neler düşünüyordum.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 7.
    +1
    burdayım dinliyorum
    ···
    1. 1.
      +1
      ohh nihayet biri geldi. çok teşekkür ederim. bak sömürü gibi olmasın ama ilk entrye hatta mümkünse her entryme şuku vermeni rica ediyorum ki başlık üstte kalsın
      ···
      1. 1.
        0
        okuyoz bakalım panpa yıl 2016 :D
        ···
  7. 8.
    +1
    Devam et kardesim tutar . gidip gitmedigini bilmiyorum nasil desem onceden sunu sunu yasadim diyip yalan cikanlar vardi . ama gercekten seninkisi bayagi bir iyi . beyler toplasin tutar
    ···
  8. 9.
    +17 -1
    birkaç saat şehirde gezdikten, nerede ne var öğrendikten sonra alper ve burakla kampüse döndük. öğrencilerin toplandığı açık alanlardan birindeydik. yerlerde armut koltuklar ve yastıklar vardı. hava bayağı bir kararmıştı biz de yayılmıştık yastıklara. 3 türk muhabbet ediyoruz. çok güzel bir gün geçiriyordum. daha ilk günden böyle olacağını hiç tahmin etmemiştim. biz burak'la spor, fitness falan konuşurken alper bizi dinliyordu. soru soruyordu cevap veriyorduk derken, oturduğumuz alana üst bahçeden merdivenlerden inen ad'deki kızı gördüm yanında bir kız arkadaşı daha vardı. kıyafetini değiştirmişti. bu sefer kot şort üstüne düz lacivert t-shirt giymişti. şansa bakın ki ben de düz lacivert t-shirt giymiştim. açık hava barına doğru gittiler. o kadar heyecanlandım ki anlatamam. gereksizdi bu heyecan tanımadığım bir kıza karşı ama elimde değildi. kalbim hızla atmaya başlamıştı. yayılma pozisyonundan hızlıca oturma pozisyonuna geçtim çünkü bu kadar kan pompalanması beni rahatsız etmişti. göğüs kafesimin içinden boğazıma kadar bir şey fışkırmıştı sanki. adrenalindi bu. alper "noluyo olm iyi misin" dedi.ben de "iyiyim biraz otursam iyi olur diye düşündüm" dedim. peki sen bilirsin dedi. kız benim net görebileceğim bir şekilde oturmuştu o açık hava barına. arkadaşıyla espriler yapıyor ve gülüyordu. onu orada 2.kez süzmüştüm ve artık güzel olduğundan adım gibi emindim. hiçbir açı onu çirkinleştirmiyordu. onunla konuşmam gerektiğini hissettim ama bir yandan bunun çılgınca bir fikir olduğunu, güzel geçen ilk günün kötü sonla bitmemesi gerektiğini bir yandan da birkaç gün sonra derslerin başlayacağını ve okulun dolacağını, dolayısıyla bir erkeğin gelip önüme geçebileceğini düşünüyordum. belkide sevgilisi bile vardı...

    yanlarına bir kız daha geldi ve benim kızla vedalaşıp gittiler. benimki yalnız başına oturuyordu. içimden bir ses şunu diyordu: şimdi ya da asla. durdurulamaz bir istekle ayağa kalktım. kendime inanamıyordum. bizimkiler sordu nereye diye. dedim hemen geliyorum. son derece heyecanlı ama sakin adımlarla bara doğru gittim. onun oturduğu koltuğun yanı değilde bir koltuk öteye oturdum.sol tarafındaydım. açık hava barı olduğundan en fazla 5-6 kişi oturabiliyordu ama sadece ikimiz vardık. benimle ilgilenmiyordu. telefonu ile meşguldü. kalbim yerinden çıkacaktı. dedim oğlum bi sakin ol. ferit abinin dediklerini hatırla diyorum sürekli ve bütün cesaretimi toplayıp aklımdaki cümleyi 100 kere tekrar ettikten sonra sordum: "ilgi çekici bir şeye mi bakıyorsun" dedim. önce kafasını kaldırmadı gözleriyle benim hizama baktı. sanırım biraz şaşırmıştı. sonra kafasını kaldırdı ve gülümsedi ve "aaa hayır pek değil. sadece arkadaşımla konuşuyordum" dedi. açık kapı bulamadım. yeni bir konu bulmam gerekti ama kalbim deli gibi atıyordu. bana gülümsediği ilk an kalbimin attığını hissetmemiştim. öyle bir andı işte. sonra ellerimin titrediğini fark ettim ve hemen şunu dedim: "seni ad'de gördüm. sporcu musun" o da gülerek: "evet ben tenis oynuyorum" dedi.bu sefer bana daha uzun bir süre baktı. "ben de yüzücüyüm" dedim. "kaç yıldır yüzüyorsun" dedi. "6 yaşımdan beri" dedim. "iyi olduğunu tahmin ediyorum" dedi. "buna ben karar veremem ama 2 gün sonra seçmeler var. koç karar verecek" dedim. ingilizceyi iyi bilsem de, aksanı güzel kullansam da, yabancı olduğumu anladı. nereli olduğumu sordu. o sırada çok merak etmiştim acaba türkiye dersem beni arap falan sanır mı diye yinede dedim "ben istanbuldan geliyorum, türkiyeden" dedim. kendisi çok şaşırdı: "vaov gerçekten mi ? annem oraya gitmişti ve beğendiğini söylemişti". ben de hemen kısaca " güzel bir yerdir" dedim ve güldüm. o da güldü.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 10.
    0
    Bu arada hizli olsun kardesim gibis bekliyorum . beyler diyorum bi aralar istanbulda bir oruspu ile gibisen ve agib olan arkadasimiz vardi 30 lu sayfalari asmiti . eger boyle devam ederse sanini bu arkadas alir
    ···
  10. 11.
    +1
    bu kadar beklettin bitirmeden yatarsan giberim ona göre
    ···
    1. 1.
      0
      hikaye bitti özgürce okuyabilirsin =)
      ···
  11. 12.
    -1
    upunu gibtirtme yaz gelen gelir
    ···
  12. 13.
    +19
    konuşmamız devam ediyordu. ona tenis seçmesinin olup olmayacağını sordum. o da olacağını ama kendisi zaten takımda olduğu için seçmelere girmeyeceğini söyledi. ben de "anladım. bu arada adın ne" diye sordum. o da "sally" şeklinde cevap verdi. adımı söyledim ve tokalaştık. bana güldü ben de güldüm. çok özel bir andı tokalaşma anımız. ellerimizi bıraktık ve birkaç saniye bakıştık. ona "pekala. gitmem gerek ama istersen yüzme takımı seçmelerini izlemeye gelirsen tekrar görüşebiliriz" dedim. o da "tamam. benim için uygun" dedi.

    + tamam o zaman
    - peki
    + peki
    - tamam(gülüyor)
    + peki o zaman görüşürüz(ben de gülüyorum ve ayağa kalkıyorum)
    - bay (gülüyor)

    bir iki adım attım sonra geri döndüm ve ben de "bay" dedim gülerek. içimde havai fişekler patlıyordu. bu kıza asla kötü gözle bakmıyordum. bu kızdan çok hoşlanmıştım sadece. güzel geçen günümün ardından mükemmel bir kapanışın verdiği o mutlulukla benim elemanların oraya gittim. gülüyordum kendi kendime. alper dedi hayırdır. armuta oturdum ve yere bakarak ve gülerek kafamı salladım. burakta gülmeye başladı. "noldu söylesene"dedi. "bi kız beni seçmelerde izleyecek" (gülüyorum bu arada). alper hemen "ohoooo dostum ferit abi'nin dediği gibi dakika 1 gol 1" dedi gülerek. ben de güldüm ve o akşam öyle bitti. alperle ben odamıza döndük ve ben geç saatlerde kulaklığımı çıkarıp skype'ı açtım. konuştuk biraz annemle ve babamla. "şüphelerim vardı ama iyi ki gelmişim baba" falan diyordum. alperle tanıştırdım ailemi falan. ilk defa uyuyacağım amerika'da. kafamı koyduğum gibi uyuyamadım çünkü mutluluktan gülesim geliyor kafamı yastığa gömüyordum.
    ···
  13. 14.
    0
    Serii upupupupupupupup
    ···
  14. 15.
    +16
    ertesi gün oldu.

    seçmelere sadece 1 günün kalmış olmasıyla tam anlamıyla gaza gelmiş ve yüzüş tekniğinden başka hiçbir şey düşünmüyordum. 6 yaşımdan beri yüzüyordum ve ilkokulda birkaç kez türkiye şampiyonu olmuştum. iller bazında yarışlara falan girmiştim ve madalyasız dönüşlerim az olmuştu. türkiye'deki üniversitemde en iyi yüzücü belkide bendim ve mental olarak hazırdım. sağlam bir kahvaltıyla güne başlamak için alper ve burak'la yemekhaneye gittik. "bugün havuzda antrenman yapacağım. amerikalıları nasıl geçtiğimi izlemeye gelebilirsiniz" dedim. alper bizim okulun takımları iyidir, küçümseme dedi. ben de: küçümsemiyorum gerçekleri söylüyorum deyip takıldım ona. kalktık masadan ben ad'ye gittim mayomu, çantamı, t-shirt ümü almıştım. takımın eşyalarıydı bunlar ve severdim böyle şeyleri. antrenman için yüzüp yüzemeyeceğimi sordum görevliye. o da yüzebilirsin dedi. taktım o okulun şık bonesini ve gözlüğünü, geldim havuzun çevresine. havuzda benim gibi seçmelere hazırlananlar ve muhabbet edenler vardı. insanları inceledim ve tekniklerini beğendim. hızlılardı. kolay olmayacağını anladım ama ben bendim. seviyemi biliyordum. ısındıktan sonra atladım havuza 1-2 saat havuzda kaldım. o sırada alper ve burak'ta beni izliyorlardı. havuzdan çıktım ve soyunma odasına doğru giderken benden 9-10 cm uzun sarı kafa(henüz boneli) iri yarı biriyle karşılaştım ve bana "tekniğini beğendim iyi yüzüyorsun" dedi. ben de"sağol" dedim. "ben yıllardır takımdayım. seçmelere gireceksin değil mi senin gibilere ihtiyacımız olabilir" dedi.ben de evet dedim. kendini tanıttı. adı jeff'ti. bana "acemilerin burada çok şansı olmaz ama sen tecrübeli birine benziyorsun" dedi. kendimden başarılarımdan bahsettim ve üstüne basa basa türküm dedim. soyunma odasına girdim, duş aldım, eşyalarımı topladım ve tam çıkacakken bir tane zenci geldi ve bana "burası geldiğin yerlere benzemez burada bir takım var ve saygı duymayı öğrensen iyi olur" dedi. tam ne diyo bu zenci diyecekken biraz düşündüm ve havuzda sergilediğim performans onları biraz sinir etmiş olabilir diye düşündüm ve şaşırabilirsiniz ama ona hak verdim. çünkü istanbul'da biri benim üniversitemde meydan okuyucu bir performans sergilese ben de kıl olurdum. ama altta kalmamam gerekiyordu ve söylememem gereken bir şeyi söyledim: "saygıyı yarın göreceğiz" dedim. bu ağırdı. onun evinde ona hakaret etmiştim. adamın yüz ifadesi değişti ve ben bile kendime kıl oldum.

    abd'ye gelmeden önceki son hafta ve yolculuk ile birlikte antrenman eksiğim vardı ama en azından seçmelerde yeterli performansı gösterebileceğimi düşünüyordum. üstelik beni sally de izleyecekti. iyi olmam hatta en iyi olmam gerekiyordu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +10
      sen yetkili bi abiye benziyon demiş adam sana
      ···
  15. 16.
    +15
    çıktık salondan hep beraber. kendimi biraz yorgun hissettiğimi, gidip biraz dinlenmem gerektiğini söyledim alper'e. o da bana "aaa olmaz öyle şimdi ferit abi aradı sahile yakın bir bar var oraya davet etti" dedi. ben de "bu seferlik affetsin de" dedim. burak'ta ısrar etmeye başladı. en sonunda tamam dedim kıyafetlerimi giydim. gitmeye başladık mekana doğru. aklımda istemsizce bugün yaşadığım ufak tatsızlık ve sally vardı. mekana taksi ile gittik.tam akşamüstü saatleri, hava turuncu oluyor etraf palmiye ağaçlarıyla dolu, şık arabalar, iyi giyinimli insanlar vardı. kısacası mükemmeldi. girdik içeri ferit abi, ahmet abi, hakan abi hepsi bizi ayakta karşıladılar masamızı gösterdiler, oturduk hep birlikte. malum orası bir bar ve herkes içki içiyordu. hakan abi, önce alper'e sonra burak'a en sonda bana ne içersiniz diye sordu. ikisi de içki istedi. ben zaten alkol kullanmıyordum. dedim abi yarın seçme var, normalde de kullanmam dedim. onlarda ne olacak oğlum çek bi bira diye ısrar ettiler ama ikna oldular bana. akşam saatlerine kadar muhabbet ettik. neler yaptığımızı falan anlattık. alper deseniz zaten tecrübeli adam. buranın kitabını yazmış. burak deseniz o da benim gibi yeni. türkiye'deki hayatlarımızı falan anlattık, futbol konuştuk, amerikalılar neden futbol sevmez tartıştık ve tabi en önemlisi ben azıcıkta olsa kızdan bahsettim. öyle özelimi çok fazla anlatan, konuşan biri değilimdir ama amerika'da yaşadığım ani değişim iliklerime kadar yansımıştı sanki. hakan abi abd'de en eskimizdi ve bana amerikalı kızları anlattı, kategoriye ayırdı ve nasıl biri olmam gerektiğini söyledi. güzel bir akşamın sonunda da ahmet abi bizi okula kadar bıraktı. o akşam üçü de bize yardım etmişti her konuda.

    biz yine gittik açık alana oturduk armutlarımıza. o kadar rahatız ki anlatamam. bardan kokteyl falan aldık. içtik güzel güzel sonra yurtlara dağıldık. bu arada burak bizim odaya taşınmayı istediğini söyledi biz de tamam dedik. yurt müdürlüğüyle görüşecekti bunun için. neyse alperle geçtik biz odamıza açtım skype'ı konuştum ailemle. her şeyi oturttum hiçbir sıkıntı yok, birkaç güne derslerde başlıyor dedim. yarım saat konuştuk ve seçim gününe hazır bir şekilde uykuya daldım.
    ···
  16. 17.
    +1
    rez sam
    ···
    1. 1.
      +1
      hikaye bitti özgürce okuyabilirsin =)
      ···
  17. 18.
    +1
    Rezerved
    ···
    1. 1.
      +1
      hikaye bitti özgürce okuyabilirsin =)
      ···
      1. 1.
        0
        Eline sağlık dostum
        ···
  18. 19.
    +1
    Çok güzel yazıyorsun hayran kaldım şuku.
    ···
    1. 1.
      0
      hikaye bitti özgürce okuyabilirsin =)
      ···
  19. 20.
    +1
    rez bro güzel yazıyosun
    ···
    1. 1.
      0
      hikaye bitti özgürce okuyabilirsin =)
      ···
      1. 1.
        0
        panpa nigga bişey yaptıysa Türkiye olarak gelelim oraya
        ···