Bu Ostimde karşılaştığımız Furkan eğer tam koordinatları girebilirsek alt kattaki rölenin çalışabileceğinden bahsetmişti yanlış hatırlamadıysam. Haritadan topçu ve füze okulu koordinatlarını girebilirsek şayet orası ile bağlantı kurabiliriz belki….Eskişehir belki çok uzak olabilir ama Polatlı biraz daha yakın bir mesafe…denemeye değer bence….
Harita odasına giderek POLATLI TOPÇU VE FÜZE OKULUNUN koordinatlarını girdik ve çevrim içi olmaya çalıştık.
Önce hiçbir ses gelmezken sonradan bazı sesler gelmeye başladı.
Çok fazla hışırtı geliyordu ama konuşmalar bariz askeri tarzda yapılan konuşmalardı.
ESKiŞEHiR, POLATLI,iSTANBUL ve adı hışırtıda kaybolmuş başka şehir isimleri vardı.

YAŞAYANLAR SANDIĞIMIZDAN DAHA FAZLAYDI VE iÇiMiZDEKi ÜMiT HER GEÇEN SANiYE DAHADA FAZLALAŞMAYA BAŞLIYORDU.
Uzun uzun konuşup bu konuyu değerlendirdik.
Eğri oturup doğru konuşmakta fayda vardı aslında.
Ankara’da çok fazla vukuata karışmıştık.

Çatışmalarda şöyle bir kaide vardır. Düşman kanadına ateş ettikten sonra eğer konumunuz gizli değil de açıkta bir yerse eğer hemen o bölgeyi terk edip başka bir sütre arkasından ateşe devam etme durumu vardır. çünkü ateş ettiğiniz andan itibaren tüfeğinizin ucundaki kıvılcım veya alev karşı taraftan gözlenir ve yeriniz belli olur eğer bu şekilde davranmazsanız siperiniz ateş altında kalacak ve en iyi ihtimalle ateş edemeyeceksinizdir.
En kötüsü ise……
Bizim Ankara’da yaptıklarımızda bu olaya bir örnek sayılabilir.
Düşman tarafı ile sürekli etkileşim halindeyiz ve sonra dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz.
Şu zamana kadar açığa çıkmamamız zaten şans ile açıklanabilir ancak ve apartmanımızın dışardan fark edilmemesi ile yoksa şimdiye kadar kesin bir baskın ile karşı karşıya kalabilirdik.
Bu yüzden ben Polatlı konusuna sıcak bakıyorum.

Kendim kadar beraber olduğum kişileri de düşünmek zorundayım öleceksek eğer tek başıma beni değil onları da öldürecekler çünkü.
Diğer taraftan yürüyenler her tarafı hiç olmadığı kadar sarmaya ve çoğalmaya başladılar.
Önceleri bu tarafta tek tük ortalıklarda görünen bu şeyler şimdilerde çoğalmaya başladılar.
Hulusi bunu virüsün tekrardan Mutasyon geçirmesiyle olabileceğini söylüyor.
Ona göre virüs artık ölü bedenlerin içlerine girerek onları ayağa kaldırıyor olabilirmiş. Etrafta yürüyenler kadar yerde yatan cesetler olduğunu da hesaba katarsak işimiz ileriki günlerde baya bir zorlaşacak gibi görünüyor.
Yürüyenler nerede olursa toplayıcılarda onları yok etmek için genelde hep aynı yerde oluyorlar.
Onlarla sadece beş kişi ve bir köpekle mücadele edemeyiz mutlaka desteğe ihtiyacımız var ve o ihtiyacımız olan destek askeri kaynaklardan temin edilebilir ancak.
Bu yüzden buradan gitmeliyiz artık.

Aramızdan sadece Hulusi gitme konusunda biraz kararsız gibi onunda kendine göre haklı sebepleri var. Evimize gelmeden önce deyim yerindeyse yabanda yaşayan biriydi en nihayetinde.
Çıktığımız görevlerde sürekli evlerin apartmanların uzağından geçer ya da sürekli camları falan kontrol ederdi.
Bu kadar uzun bir yolculuk onu korkutuyor olabilir ve sanırım bir diğer etken bulunduğu ortamı terk etme korkusu.
Burak ve Kutay’da önceden bilmedikleri bir yere gitme fikrini beğenmediler ama sonradan telsizden gelen sesler ile ikna oldular.
Onların oyuda gitmekten yana.
Doğan zaten benim fikrim eğer mantıklıysa o fikri savunur sürekli.
Birlikte çok fazla badire atlattık.
Fikrim saçma veya yapılması güç bir yön tutuyorsa kendi fikrini söyler ve ortak noktayı buluruz.

Bu konuda tamamen benimle aynı fikirde.
ilk başlarda sadece ikimiz varken evimiz belki de bizim için en güvenli yerdi ama şimdi maalesef aynı durumda değil.
Uzun uzun bu konuyu tartıştıktan sonra Polatlı’ya gitme kararı aldık.
Şimdilik aklımızdaki en büyük soru işareti yollar.
Acaba yolların durumu nedir diye düşünmeden duramıyoruz.
En iyi ihtimalle ESKiŞEHiR YOLU nu takip ederek ilerleyeceğiz ama o yolların tutulup tutulmadığı konusunda hiçbir fikrimiz yok.
Yollar toplayıcıların kontrolünde olabilir….
Yollar sürekli gözleniyor olabilir…
En kötüsü yollar mayınlanmış olabilir çünkü bu parazitler ellerine ne geçerse kullanmaktan geri kalmıyorlar.

Doğan ve hulusi ilerleme konusunda şöyle bir fikir ortaya attılar.
Kamyonların tampon bölümüne çeşitli demirleri kaynatarak bir darbe verici yapabiliriz dediler ve bu şekilde önümüze geçen engelleri kamyonlarında cüssesini kullanarak aşabiliriz.
Doğan yapılacak işlemin kısa bir çizimini hemen bir kağıda yaparak gösterdi.
Ostimde jiplerin halini gördüğü zaman böyle bir fikrin hayalinde canlandığınıda söyledi.
Çizdiği şeyi eğer yapabilirse kamyon koskoca bir canavara dönüşecekti.
Kutay ve burakta bu çizimlere binayen jiplerinde camlarını ve kapılarını bu şekilde kurşun geçirmeyecek şekilde kapatabileceklerini söylediler.
Çalışmalara başladık….

Eline sağlık birader takipteyiz

Jiplerin ve kamyonların etrafını kaplamak için gerekli demirleri katlar arasına koyduğumuz demir perdeleri kullanarak yaptık.
Sacları birbirlerine kaynatma işini doğanın elektronik odasındaki elektrot kaynak makinalarını kullanarak yaptık.
Araçların üzerine demir plakaların yaptığı ağırlık muhtemelen yavaşlamamıza sebep olacak ama hızımızı aldıktan sonra bu seferde durmakta sorun yaşayacağız gibi duruyor.
Kutay ve burak kamyonların tamponlarına yaptıkları demir parçanın üzerinde bazı yerlere çubuklar eklediler.

Önden kamyonun teki gidecek arkadan iki jip ve en arkada bir kamyon daha olacak şekilde konvoy planı yaptık.
En öndeki kamyonda Burak olacak arkadaki jipte ben ve gölge benim peşimdeki araçta doğan ve en sonraki kamyonda Kutay olacak şekilde planımızı yaptık.
Hulusi yolun durumunu sürekli izlemek istediği için en önceki araçta kalmayı tercih etti aynı zamanda telsizin başında kalacak ve arkadaki araçları sürekli durumdan haberdar edecekti.
Bu konu arkada kalan jipler ve en arkadaki Kutay'ın kamyonu için hayati önem taşıyacak bir görevdi lakin öndeki kamyonun cüssesi dolayısıyla arkada kalan araçlar yolu tam anlamıyla göremeyeceklerdi.
Geriye yola çıkmadan son kontrolleri yapmak ve her bir araç içine yerleştirilecek mühimmat ve ekipman kaldı.

Genelde kullandığımız tüfekler ve ekipmanlardan ikişer tane aldık yanımıza.
Jiplerin hem kasa kısmına ve ön koltukların arasındaki yerlere birer tüfek.
Sürücü koltuğunun ve yan koltuğun altındaki boşluğa birer tabanca ve el bombaları koyduk. Torpido gözlerine alabildiği kadar şarjör takviyesi yaptık.
Üzerimizde sürekli çelik yelek ve üzerlerindeki yerlere şarjörler koyduk.
Bacak kılıflarımızda sürekli namlusuna mermi sürülmüş bir şekilde hazır bekleyen tabancalarımız olacak. Kamyon ve jiplerin arasındaki telsiz bağlantısını yaptık.

Yürüyenlere karşı onların dikkatini dağıtmak amacıyla kamyonların alt yan taraflarındaki boşluklara çiğ et koyduk.
Kutay’ın kamyonu en arkada ve en az tehdide sahip olacağı için yiyecek maddelerini onun kamyonuna koyduk.
Sanırım bütün kontrollerimiz tamam ve çıkmak için hazırız.
Yarın sabah erken saatlerde yola çıkacağız ve eğer hiçbir sorunla karşılaşmazsak bir yada bir buçuk saat içinde Polatlı’da olacağız.

Bu evi çok özleyeceğim neredeyse son bir yılımız bu evin içinde geçti ve olaylar başladı başlayalı kendimi bu evden daha güvende hiçbir yerde hissetmedim.
Evi ilk bulduğumuzda içinde bir önceki sahiplerinin eşyaları vardı.
Yarın buradan ayrılacağız ve şimdiye kadar geçen süre içinde hiçbir eşyaya zarar gelmemesi için azami dikkati gösterdik.
Bizden önce kalanların ruhları halen bizimle berabermiş gibi hissediyorum.
Unutmadan bütün bu hazırlıkları yaparken gölgeyide unutmadık tabi.

Benim aracımın arkasında ona güzel bir yer ayarladım.
Kutay’ın kamyonunun arkasında gölgenin yemesi için bol bol mama attım ve su.
En sevdiği topu yanıma aldım ve en sevdiği battaniyesini altına serdim.
Oda şimdilik yolculuğa hazır görünüyor.
Kutay ve burak evden ayrılmadan içindekilerin başkalarının eline geçmemesi için apartmanın her bir katına ve zemindeki ana kolonların üzerine elimizdeki tüm patlayıcıları yerleştirdiler.
Yola çıktıktan sonra binayı patlatıp tamamen yok olduğunu gördüğümüz zaman yola devam edeceğiz.
Hem oluşan sese etraftaki toplayıcılarda gelecek ve nispeten bizim için temiz bir çıkış hazırlayacaklar.
Yarın için güç toplamamız gerekiyor bu yüzden erken yatıp yarına dinç bir şekilde uyanacağız.
Hulusi baltasının üzerinde yaptığı geliştirmenin son halini yarın göstereceğini söylüyor.
Dediğine göre çok şaşıracakmışız.
Şimdilik uyumam gerekiyor.

bugüne ait yazılar burada bitiyor.

diğer yazıları çözmem için biraz zamana ihtiyacım var.

ama önce şu askerin peşinden onu takip etmem gerekiyor.
babama görünmeden bu işi halletmeliyim o ihtiyara hiç güvenmiyor çünkü

Hulusi hangi araçta

Yoğun olmana rağmen yazmışsın
Çok teşekkür ederim
Eline sağlık *

bugün ihtiyar askeri göremedim.
etraftaki kimsede görememiş zaten biraz çevreyi gezdim ama bizim bulunduğumuz yerin dışında yakınlarda başka bir ev falanda yok.

adam sanki hayalet gibi.

11 AĞUSTOS 2016…
PERŞEMBE….
ETiMESGUT….

Bugün kendi hayatımızdaki ender kırılma noktalarından birini yaşayacağız.
Eğer muvaffak olursak Polatlı’ya ulaştığımız zaman bizi bambaşka bir hayat bekliyor olacak.
Şimdiye kadar yaşayan az kişiden biri olduğumuzu düşünürken..
Şimdilerde yaşayan o kadar fazla kişinin bizi beklediğini görüyoruz.

Şansımız yaver giderse en fazla iki saat sonra Polatlı’da olacağız.
Güneş henüz doğmaya başladığı zaman hazırlanmaya başladık.
Yaklaşık yarım saat sonra araçlarımızın başındaydık.
Burak Hulusi’ye bakarak neymiş şu baltandaki yeni özellik dedi.
Hulusi sırtından baltasını çıkardı ve sapın olduğu yerdeki kırmızı bir düğmeye bastı.
Baltanın metal kısmında önce elektrik sesleri ve kıvılcımlar ardından tek düze bir vınnnnn sesi gelmeye başladı.