anlatsam mı anlatmasam mı 2014 edit

reserved

baktım olacak gibi değil
şeytan dakika 90 baskısı yapıyor.
ne olacaksa olsun dedim ve
-dudaklarını unutursam seni tekrar hatırlamak için görmeme izin verir misin diye mesaj attım
amk bilirsiniz beyler
yeni kız mesajlaşma durumlarını ağırdan alırlar.
giblemez gibi görünürler.
ama cevap yazmayınca yannan gibi kalırız
sonra mesaj yazmamız için zorlayan şeytana söveriz
belki bir mesaj gelir umuduyla uyuyana kadar
uyanır uyanmaz ilk telefona bakarız hatta

sabah kalktım yine mesaj yok.
işe gittim yine mesaj yok
öğlen oldu yine yok.
sonra
-olabilir diye mesaj geldi
mesajı okuduğum dakika umutlarımın 90+ larıydı beyler
nihat vurdu gol oldu
ne tak yiyecem lan şimdi ben.
ne giycem olm.
nerde buluşcaz.
ciddileştik mi lan şimdi diye beni heyecan sardı.
elim ayağıma dolandı.
dükkana gelen müşteriye
yüzde 80 indirim yaptım.
çay söyledim su içtim.
yemek yedim.
karnımda kelebek var
ama bu yannan giben kelebek'ten değil basbaya sancı yapıyor içimde.
düğüne gidecek bekar kız telaşı sardı amk

-nerde ne zaman istersin dedim.
• nerde ne zaman istersen dedi.
yer verdim. zaman verdim uyar mı dedim. onay mesajı geldi.
vay amk. bişeyler olcaktı ama ne?
mekana 1 saat önce gitmeme rağmen içeri girmedim
verdiğim saatten yarım saat önce mekana gittim.
bi kafeteryaydı.
o kafeterya hep hayalimdi
birgün bende oraya bir kız arkadaşımla gelip
çevreden geçenlere ve kafeye diğer gelen kişilere
kendimi göstersem mi gizli aşıklar gibi mi davransam
hiç bilemediğim ama hep hayalimde olan bişeydi
oturup beklemeye başladım.
derken kız da geldi.
önce biraz salak salak bakındı
sonra beni gördü benim olduğum masaya doğru yöneldi.
o an hissettim bir insan kalbi ne kadar hızlı atabilir diye.
yaklaştı karşıma dikildi
ayağa kalkarken
merhaba dercesine kafa selamı verdim.
bana baktı dişleri gözükmeden gülümsemeden yaptı
elimi uzattım
amk hani ruslar demişya çirkin karı yoktur az votka vardır diye
tam tersi ben kafamın güzelliğinden kızın o kadar güzel olduğunu farketmemişim.
yine aynı mod kıpkırmızı oldum.
ne içersin demeye çalıştım ama Allahtan o anladı
• kahve olabilir dedi.
garsonda damladı zaten masaya iki kahve söyledim.
bu durumlarda insanın aklına bi sürü şey geliyor
benim ilk aklıma gelen olm bu kız seni çok aşar amk afet bu.
çok tatlı seni dıbına bile takmaz diye geçiyordu
hani bi karı görürsünüz bu karı bana bi kere versin
ömür boyu am a tövbe ederim dersiniz yaa o cinsten

ne ayaksın sen amk ifşa olmuş kız diyola sen devam edicem diyon

derken normal bi geyik başladı.
otobüste yanınıza biri oturur gayri ihtiyari konuşursunuz ya
o sorar sen cevaplarsın
sonra aynısı sen sorarsın falan.
o nun gibi devam etti muhabbet.
bu vesileyle biraz tanımış oldum kızı.
ismi ebru
bakışı tuhaf anlamlar dolu
gülüşü inci
gözleri mutluluk resmi
saçı kaşı kirpiği
gözü burnu dudağı çenesi başlı başına şiir
sözleri kendine didaktik
elleri sözlerine kafiyeli
yerli
sınav hazırlığında

kızın samimi bir konuşması vardı.
bilindik kızlar gibi kendini olduğundan fazla gösterme çabası yoktu.
40 dakika içinde normal arkadaşıyla konuşurmuş gibi samimileşti muhabbet
onda sıkılganlık yoktu.bu sayede bende rahatladım biraz
benim utanarak söylediğim lafları
o kadar dikkatli dinliyordu ki
hata yaptığımda sırıtmıyor
noktayı mutlaka koymamı bekliyordu
gerginlik gitti. üstüne ilgi geldi.
bi kere gibsem düşüncesinden öte en azından arkadaş olmalıyım düşüncesi geldi
bence zaten bu kız hayatta benimle çıkmaz çıksada
beni biraz tanıdıktan sonra vazgeçerdi


kendi kendime ben en iyisi bu kıza hiç yavşamayayım dedim.
bu mod beni de rahatlattı tabi.
kızı tavlama gibi derdim olmadığı için bende artık düzgün cümleler kurup
yüzüm her bişey soruşumda kıpkırmızı olmaktan kurtulmuştu
espri bile yapmaya başlamıştım lan

• hayırdır durgunlaştın sürekli etrafa bakıyorsun
başka birini mi bekliyordun dedi gülümseyerek
-şimdi dangalak arkadaşın birisi çıkar gelir
oooo kelebek manita yapmışsın derse
ilk sana o dangalağı mı
yoksa seni o dangalağa mı tanıtırım onu düşünüyordum

kıza bas baya gülüyordu
bu da benim çok hoşuma gidiyordu
2 saat kadar oturduk.
hesabı istedik ödemek için hamle yaptı
-sen öğrenci sayılırsın çalışmıyorsun da ben öderim dedim.
• 4 kahveden nolcak bunu ben ödeyeyim bir daha ki yemeği sen ödersin dedi.

emeğe çıkma teklif ettiğini duyunca yine kıpkırmızı oldum.
kendi kendime olm yoksa hoşlandı mı kız lan benden diye havalara girdim.
-tamam onu da ben öderim ama bu kahveyi benim ödemem lazım
bakarsın senin hatırın lazım olur yıllar boyunca dedim
bunu da ben ödeyeyim derken attım parayı zaten hesabın üstüne.
dışarı çıktık
• ben burdan gideyim dedi.
bende malmışım beraber yürüyelim demedim amk.
tokalaştık tam sarılır gibi olduk
• alkollü değilsin yine öpmezsin dimi dedi
dıbına sokayım öyle espri mi yapılır
yerin dibine geçtim.

Reserved

tekrar dışarı çıktım
elimi yüzümü yıkayıp
aynada kendime baktım
çok alkol vardı
ve oldukça yakışıklıydım kendimce
neden artık bir türk kızı olmasındı ki?
çalışıyordum para kazanıyordum
onu bir yere zütürebilirdim artık

bara döndüm
iki tane şişe bira ver ordan dedim
açılmadan alıp kızın masasına zütürdüm
yanına çakmağımı bırakıp

-al sana açılmamış bira deyip
yine kendi masama yöneldim

utanılacak o kadar şey yaptım ki
bana nasılsın oğlum demesinden sürekli korkuyorum
açım diyebilirsin anneye
ya da şu lazım da diyebilirsin
ama hiç iyi değilim anne diyerek
çözemeyeceğini düşündüğün sorunlardan uzun uzun bahsetmek
bir maçla yıldızlaşmış genç bir oyuncuyu
gereğinden oldukç fazla şişirip
baskıyla forma giydirdikten sonra
o yaşta geleceğine sıçışını izlemek kadar riskli

ilkokulda arka arkaya aldığım takdirler
tamamı 5 olan karnelerin meyvesi olarak
ilkokuldan sonra anadolu lisesini kazandım
o dönemlerin sisteminde
ilkokuldan sonra
ilk yılı sadece ingilizce dili ağırlıklı
daha sonra 3 sene ortaokul 3 sene lise olmak üzere
7 senelik okuluma başladım

o okula başlamam ile birlikte
ilkokulda kaçak olarak gittiğim
denizde gördüğüm turistlere
hello dan çok daha fazlasını öğretmeye başladılar
hem de 12 yaşındaki bir çocuğa
hem de alanya gibi bir ilçede

bakarsın değerlenir.

bu adamın hikayeleri gerçekten on numara
edit:değerlenir buralar

anlat reyiz dinliyoz

bi bakalim tutmazsa giberim

reserved

devam reyiz devam.

hikaye nerden sonra değişecek kelebek onu söyle bari

ilkokuldan kalma arkadaşlarımla geçirilen
ilk yılın sonunda
öğretilmiş olan ingilizcenin
daha da dile yatkın hale gelmesi için
zaten turizmde çalışan akrabaların birinin marketinde işe başladım
turistlerin içeri girip salt(tuz) demesine aval aval bakan
marketçi akrabamın gözü önünde
koşarak tuzu getirip
fiyatını da hesap makinesinde göstermek yerine
ağzı ile söyleyebilen 13 yaşlarında bir velet
hem turist için hemde akrabam için beni bir kral yapıyordu
iyi bişeydi ingilizce bilmek
sokakta yürürken
turizmle henüz tanışmış amcalara
ver iz dı harbır diye soran bir turiste koşup
left tu handırıt metır
rayt van handırıt deyince
hem turist hemde amca
bu fakir giyimli bin nerden biliyor bunları diye şaşırıyorlardı
gururlanarak yürürken
parası tak gibi olan yaşlı ve acımış turistler
ceplerime hep para dolduruyordu
bu iyi bişey değildi
sahip olmamam gereken kadar para beni
arap yağı fazla bulunca zütüne başına sürer deyiminin içine attı

bi ara okurum panpa