1. 1.
    +5 -13
    yaşım 17 olmasına rağmen annemle günlere gidiyorum. çünkü annem beni evde yalnız bırakmak istemiyor, pgibolojik bir rahatsızlığım olduğu için yalnız kaldığım zaman kendime zarar verebiliyorum. velhasıl kelam şeval teyze'nin evine doğru yürümeye başladık annemle. karşıdan karşıya geçerken annem elimi falan tutuyordu, çok utanıyordum birileri görüp dalga geçecek diye. o yüzden sanki ben onun elini tutuyormuş gibi bir hava yaratmaya çalışıyordum...
    ···
  2. 2.
    -5
    yürüye yürüye vardık şeval teyzenin evine. şeval teyze 30'lu yaşlarının sonunda dul ve çocuksuz bir kadın. annemle aynı lisede okumuşlar. kapıyı çaldık, şeval teyze'nin pahalı parfüm kokusu karşıladı bizi öncelikle. diz hizasında bir etek ve simli bir kazak giymişti. ten çorabı göz alıyordu.

    - aa aykut sen de mi geldin canım. muck muck.
    ···
  3. 3.
    -2
    salona mı geçsem yoksa içeri bir odaya girip yalnız başıma vakit mi öldürsem diye tereddüt yaşadım. kısa sürdü bu kararsızlığım, şeval teyze'nin verdiği pofuduk terlikleri giyerek salona yollandım. içerde gülten teyze vardı, şeval teyze mutfağa gidip hazırlıklarına devam ediyordu, annem ise tuvalete gitmişti.

    - merhaba gülten teyzei nasılsınız?
    ···
  4. 4.
    +18 -1
    gülten teyze günün en yaşlısıydı. kulakları da ağır işitirdi hafiften. duymadı beni. bağırarak tekrarladım sorumu.

    - nasılsınız gülten teyze?
    - okul nasıl gidiyor evladım?

    ??

    - iyi gülten teyze nasıl olsun. senin sağlığın nasıl?
    - babangil nasıl?
    - iyiler. ananı gibeyim senin.
    - iyi allah sıhhat versin.

    duymuyordu maalesef (:
    ···
  5. 5.
    -1
    gün mensupları da tamamlanmıştı bu arada. hepsini anlatmayacağım teker teker, tahmin edebileceğiniz düzeyde kimselerdi hepsi, sıradan. salonda kahkahalar yükselmeye başlamıştı. oturacak yer kalmadığı için, bin gibi salon masasına terk edilmiştim kimsenin umrunda değildim.

    - aykut'a da çay koyalım mı?

    o kadar giblenmiyordum ki muhattap bile alınmıyordum.

    - aykut çay ister misin?
    - isterim anne olur.

    sinirlenmeye başlamıştsım.
    ···
  6. 6.
    +3 -1
    - aykut sandalyeyi öyle yapma kırılır yavrum.

    iki ayağı üstünde kerktiriyordum sandalyeyi ki şeval denecek kadın uyardı beni. canım iyiden iyiye sıkılmaya başlamıştı. sıkıntıdan televizyonu açıp çizgi film izlemeye başlamıştım, tom ve jerry vardı o sırada.

    - aykut sesi kısar mısın?
    - ses yok ki çizgi filmde zaten.
    - e iyi kıs o zaman.

    artık sinirden kahkaha atıyordum milletle birlikte...
    ···
  7. 7.
    -1
    yaşadığım duygulardan dolayı çekingenliğim kaybolmuştu. kendi evimmiş gibi dolanıyordum evin içinde. yatak odasına gidip yatağın üzerinde zıpladım, şark odası gibi bir yer yapmış minderlerden orada yastıklarla boğuştum... kesmiyordu bunlar beni ama yalnızlık canımı sıkıyordu. yorgunluktan şeval'in yatağına uzanıp bunları düşünüyordum ki kapı gıcırdadı.

    - aa burda mıydın?
    ···
  8. 8.
    +1 -2
    - evet şeval teyze, eviniz çok güzel.

    gram pişmanlık yaşamadım yakalandığıma.

    - içeri gel istersen bizle otur.

    hırsız sandı beni herhalde...

    - yok şeval teyze belim ağrıyor sandalyede.

    - iyi ben de oturayım senle biraz. canın sıkıldı heralde.
    ···
  9. 9.
    -1
    odaya bir köpek girse de sıkıntıdan onu inceleyecektim ki içeri giren bir kadındı. şeval teyze'ye karşı farklı bir şeyler hissedebileceğimi düşündüm o anda. odada soluklarımızdan başka hiçbir şey duyulmuyordu. simli açık kahverengi bol kazağı sağ omzundan aşağı kaymıştı hafifçe. arsızca düzelttim kazağı.

    - kazağınız kaymış şeval teyze.
    - ah sağ ol yavrum.
    - sen içeri geç istersen merak etmesinler.

    der demez ağlamaya başladı..
    ···
  10. 10.
    +1 -1
    yalnızlığından yakınmaya başladı bana. yaklaşık 9 senedir bu evde yaşıyordu ve yalnızdı...

    - ama arkadaşların var şeval teyze, içerde oturuyorlar işte.
    - arkadaş dediğin bugün var yarın yok oğlum.
    - evlilikten mi bahsediyorsun..
    - hem evlilik hem evliliğin getirileri tabi ki.

    neyden bahsediyordu bu kadın?
    ···
  11. 11.
    +2 -5
    - neyse yaşın ufak daha.

    kimse beni küçümseyemezdi. içerde yeterince aşağılanmıştım zaten.

    - anlatabilirsin bana şeval teyze, 17 yaşındayım. söz aramızda kalacak.
    - yok yavrum kafanı karıştırmayayım şimdi.

    derken ayağa kalktı. kolundan tuttuğu gibi yatağa oturttum yine, az önceki çekingenlik yerini haddinden fazla bir utanmazlığa terk ediyordu. bu canavarı onlar yaratmıştı.
    ···
  12. 12.
    +1 -1
    - annene anlatma ama bu söyleyeceklerimi.
    - tamam, söz.
    - insanların birtakım ihtiyaçları oluyor, özellikle yalnız insanların.
    - ne gibi?
    - cinsellik gibi...

    o utanmaz halime rağmen utanmıştım. aynı zamanda cinsellik bahsinin açılması bende değişik duygular uyandırmıştı.

    - arkadaşın yok mu şeval teyze? öyle arkadaş yani?
    ···
  13. 13.
    +2 -1
    acıyla gülümsedi.

    - üniversitedeyken birini sevmiştim. hatta düşündüm de sana benziyordu o da. ferhat'tı adı. ayrıntıya girmeyeyim daha son...
    - şeval gelmiyor musun?

    gülten teyze gelmişti.. tam sırasıydı yani.

    - birazdan geliyorum gülten.
    - çay mı istiyorsunuz?

    kalkıp ittim gülten'i odanın dışına, anlasın diye de el salladım.. tey allah'ım ya.

    - ee şeval teyze?
    ···
  14. 14.
    -2
    - ee'si kökenimize bağlı sebepler yaşadık. annesi ve babasıyla tanıştırmaya zütürdü beni, daha kapıdan girdiğimde bir sorun olduğu belliydi. asık suratla karşıladılar beni. 5 dakika kadar oturduktan sonra babası, ben oğlumu sana vermem diyerek kalktı gitti. böylece yalnız hayatım başlamış oldu. kimseyi sevemedim ondan sonra.

    - ferhat bıraktı mı seni?

    - bırakmak zorunda kaldı. onu suçlamıyorum.

    gözyaşları inci taneleri gibi dökülüyordu elime. sarıldım, hiçbir kötü niyet beslemeden.
    ···
  15. 15.
    -3
    kalktı yüzünü yıkadı yanıma geldi tekrar.

    - uzun zamandır kimseye açmıyordum bu konuyu, geldiğin iyi oldu aykut.
    - ne demek şeval teyze.
    - sık sık gel olur mu yanıma?
    - tabi tabi. içeri geçelim istersen?

    geçtik içeri, ama kafam darmaincintı benim. sanki, aşık olmuş gibiydim kadına, aşkın ne olduğunu bilmeden.
    ···
  16. 16.
    +4 -1
    günün geri kalanı çabuk bitti. evlere dağıldık, normal bir şekilde vedalaştım şeval teyze'yle. eve gittiğimizde annem sordu:

    - sıkılmadın değil mi?
    - yok anne, iyi geçti.
    - ne yaptın içerde?

    annem şeval teyzeyle beni ayrı yerlerde sanıyordu.

    - bilgisayara baktım biraz.
    - ah oğlum orda bile bilgisayar, kalk şunun başından.

    bi sus be anne.. bi sus...
    ···
  17. 17.
    -1
    derslerim de kötü gidiyordu bu aralar, sürpriz değildi bu elbete çalışamıyordum. annemin bu durum üstüne söylediği şey oldukça şaşırtmıştı beni:

    - şeval'e mi göndersek seni?
    - ne?
    - matematik öğretmeni, çalıştırsın seni biraz.

    hemen atlamak istemedim...

    - of anne ne gerek var ya.

    - dur bi arayayım şunu.
    ···
  18. 18.
    -1
    - alo nasılsın şeval?
    - ...
    - bak ne diyecem sana bizim oğlanı sana göndersek çalıştırabilir misin? vaktin var mı?

    sessizlik olmuştu, anlıyordum.

    - alo?
    - ...
    - peki canım, görüşürüz sonra..

    sonuç?
    ···
  19. 19.
    +1 -1
    - iyi kabul etti.

    midem bir garip olmuştu. ne oluyordu lan bana?

    - yarın hemen gelsin hatta dedi. okul çıkışı direkt gidersin, çalıştırır seni biraz.

    gitmem mi anne be...

    o sabah erkenden kalktım, duşumu aldım babamın en pahalı parfümünü süründüm. neler olduğunu anlayamıyordum ama olan her ne ise güzeldi..
    ···
  20. 20.
    -1
    okulda zaman su gibi geçiyordu. öğle arasında hüseyin maça çağırdı, hevesle kalkıyordum ki vaziyeti hatırladım. terlememeliydim.

    - yok abi, siz yapın ben gelemeyeceğim.
    - iyi abi sen bilirsin.

    çıkış zili çaldığında koşarak atladım hedefime giden dolmuşa. yoldan geçen tüm insanlar gülümsüyor gibiydi sanki...
    ···