devam. amk sözlük hatası

R E Z

R E Z ++

Bu akşam yine gelemiyorum. Hay amk bi düzgün ilerletemedim şunu 2 haftadır.

R E Z

Wololooo panpa senin Bartu reis olduğuna dair şüphelerim var:D

TR saatine 9:30 gibi buradayım

REZ

Buradayız

29 Ekim 2020, 3. yıl.

---

Mezarın başında kendi kendime konuşurken birisi omzuma dokundu, arkamı dönmem, Senayı görmem, yerimden kalkıp ona sarılmam ve uyanmam bir oldu. Hala mezarın yanındayım, dün gece 1 otobüsü ile gelmiştim buraya, taşın üstüne elimi, elimin üstüne de başımı koyup uyuya kalmışım, hava yeni yeni aydınlanıyordu, tahminime göre 2 saat falan uyumuşum, ne az ne çok derecede yağmur da yağıyor üstüme, sırılsıklamım ve o ıslaklıkla ağırlaşmışım. Kalktım yerimden, elimden geldiğince toprağa bulanmış olan üstümü başımı sildim ellerimle, rüyanın etkisinde olmalıyım ki mezara bakarken ağlamaya başladım. Ayak sesi duydum "Rüya içinde rüya mı yoksa" diye söylenip arkamı döndüğümde Sevgi abla ile Salih abiyi gördüm. Beni yanıma gelene kadar fark etmediler, yanıma geldiklerinde Sevgi abla "Aa Barış" dedi.

Sa: Demek sen de geldin
B: Ne demek demek sen de geldin, herhalde gelecem
Se: Çok erken değil mi oğlum bu saatte
B: Siz geç bile kaldınız, ben sabaha karşı geldim buraya
Se: E korkmadın mı gece gece

Mezara döndüm, elimi isminin yazdığı taşta yavaşça gezdirmeye başladım.

B: Korksam ne, korkmasam ne. En fazla beynim oyun oynar, korkudan kalp krizi geçirirdim.
Sa: Barış, bak sen artık gelmesen daha iyi olur
B: Gelmesen daha iyi olur derken
Sa: Hani diyorum benim kızım senin yüzünden şu anda burada yatıyor, mezarında bari rahat bırak kızımı

Elimi sinirden kapatmaya başladım o an.

- Mezarında bari rahat bırak kızımı

B: Ne yani, onu rahatsız ettiğimi mi düşünüyorsunuz siz
Se: Ben
Sa: Evet
B: Ben sana bir şey diyeyim mi, Sena benden çok senden rahatsız oluyordur, buna emin ol
Sa: Ne diyorsun sen be
B: Ne ne diyorsun, bak abi ben her şeyi biliyorum tamam mı, Sena şu an hayatta olsa seni ve annesini değil, beni ve annesini seçerdi
Se: Barışcım
B: Abla dur, artık benim sabrım kalmadı bu iğnelemelere, karşılık vermiyorum diye küçük görüyor ama artık yeter, burama kadar geldi

Dik dik gözünün içine bakmaya başladım Salih abinin.

Sa: Bak bak lafa bak, neymiş babasını değil eski erkek arkadaşını seçermiş, gibtir ordan
B: Babasını değil abi, düzelteyim, ÜVEY BABASINI

Salih abinin nefesi ve sesi kesildi, sanki üstüne yıldırım düşmüş gibi dona kaldı karşımda bana bakarken, beklemiyordu böyle söylememi.

- Sevgi ablam bana her şeyi anlattı. Senanın babasının, öz babasının Sena doğduktan bir kaç gün sonra trafik kazasında öldüğünü, Senanın kendi babasını hiç bir zaman tanıyamadığını, seni babası olarak gördüğünü, Selin'in Sena'nın aslında üvey kardeşi olduğunu, kısacası her şeyi biliyorum abi. Senanın bana bu kadar yakın davranmasının sebebinin bunlar olduğunu öğrendim, evet belki yeni öğrendim 3-5 ay oluyor ama öğrendim sonuçta. Sen Selin'in babasısın, Sena'nın değil, bu yüzden bana Sena'yı rahat bırak şeklinde emir veremezsin, anladın mı beni.

Kafasını çevirdi, tek kelime bile edemedi.

- Senin Sena ile Selin'i nasıl ayırdığını, nasıl farklı davrandığını falan da biliyorum. Sağ olsun melek gibi olan eşin anlattı bana her şeyi biiir bir. Sakın ona kızma, ben anlattırdım olanı biteni. Bana babasıyla sorunları var demişti yıllar önce. Benim yanıma geldiğinizde veya ben sizin yanınıza geldiğimde nasıl da güzel rol yaptın öyle ya babasıymış gibi. Demek bu yüzden Sena sana değil de annesine, bana ve benim biricik dostlarıma dökülüyordu içindekileri, yazık, gerçekten çok yazık. Senin yerin burası değil, Selin'in mezarı

Selin'in mezarını gösterdim.

B: Merak etme, ne kadar inanmasam da onun için de içimden geçirdim bir şeyler mezarının başındayken, senin için birisi öz birisi üvey olabilir ama benim için ikisi de aynı derecede insanlar.
Se: Barış
B: Efendim abla
Se: Sen baya dolmuşsun sanırım bu duruma
B: Baya mı, çok fazla doluyum abla. Seneler öncesinden bilseydim bunu, inan bana şu an her şey o kadar farklı olurdu ki

Salih abi hiç bir şey demedi, ağzını bile açmadı. Bir Senanın, bir Selinin mezarına gidip gelip durdu.

B: Bir şey demeyecek misin, bak ben o kadar konuştum
Sa: Ne söylememi bekliyorsun ki onların üzerine
B: Bilmem, belki de özür dilemelisin, her ne kadar çok geç olsa da
Se: Barış, üstün başın sırılsıklam senin şimdi daha net fark ediyorum, sen arabaya geç çıkart montunu otur orada
B: Yok, ben gidecem zaten şimdi.
Se: Bu halde göndermem ben seni, önce bizim eve geleceksin, üstün başın kuruyacak, ondan sonra gideceksin Bursaya, anlaştık mı
B: Hayır anlaşmadık
Sa: Geliyorsun bizim eve, o kadar
B: Hayır, gelmiyorum

Sevgi abla çattı kaşlarını bana bakmaya başladı, o bakışın arkasından "Tamam ya bakma öyle, gelirim ama maks 1 saat" dedim, tamam dedi.

Sevgi abla yanaştı yanıma, şemsiyeyi bana da tutmaya başladı. Yeni geldi herhalde aklına.

Se: Salih, sen arabaya gidip ısıtsana biraz, hasta olacak bu çocuk
Sa: Tamam
Se: Barışcım az tutar mısın şemsiyeyi
B: Tabi ki

Verdi bana şemsiyeyi, gitti mezarların başına tek tek dua etti, biraz konuştu ve geldi yanıma, ağlamış.

Se: Gidelim hadi
B: Ama dediğim gibi maks 1 saat dururum evde
Se: Üstündekilerin kurumasına bağlı
B: Hızlı kururlar umarım
Se: Ben sana şunu söylemedim bak ilk kez söylüyorum, Senanın öz babasının adı da Barıştı. Sena bu yüzden çok seviyordu seni, her ne kadar babasını görememiş olsa da, anlattığımdan biliyordu
B: Bana bugüne kadar hiç bahsetmemiş olması üzdü biraz biliyor musun
Se: Eh, ben anlatır diyordum ama anlatmamayı seçmiş, belki de seni üzmemek için anlatmadı, bilemeyiz

Mezardan uzaklaşırken döndüm arkama "Seni seviyorum, herkesten çok seviyorum seni. iyi uykular prensesim, kendine çok iyi bak, yine gelicem tamam mı üzülme sakın" dedim sesli şekilde. Önüme döndüğümde Sevgi abla bana bakıp gülümsüyordu.

Arabada kimse ağzını açmadı, geldik eve saat 8e geliyordu. Daha önce de gelmiştim bu eve Sena öldükten sonra ama hiç o odanın kapısını açmaya cesaret edememiştim, Sevgi abla kapıya dik dik baktığımı gördü.

Se: Ben sana Salih abinden kıyafet vereyim, çıkart üstünü başını, kurutayım onları
B: Tamam olur
Se: istersen girebilirsin odaya, hep söylüyorum ama girmiyorsun
B: Bu sefer girecem
Se: Ama önce üstündeki...
B: Tamam

Salih abiden bir alt bir üst eşofman getirdi bana, banyoda giydim onları, verdim ıslakları Sevgi ablaya, banyodan çıkınca Salih abiye baktım, salondaki camın oraya oturmuş dışarıyı izliyordu. Geldim Sena ve Selinin kapısının önüne, elimi kola atıyorum ama bir türlü açamıyorum, o cesareti bulamıyorum kendimde "Hadi olum, girebilirsin" dedim, kapadım gözlerimi, açtım kapıyı.

Girdim içeri, kapadım kapıyı. O açıdan içeriye bakınca seneler öncesini, ilk tanıştığımız zamanı gördüm, hava kararmış, Sena camın önünde duruyor, ben yatakta yatıyorum.

S: Gelsene yanıma
B: Neden geleyim
S: Yıldızlar, çok güzeller. Beraber izleyelim

Kalkıyorum yataktan, gidiyorum yanına, sokuluyorum iyice. 8 yaşındayım, o da 7, sarılıyor bana, kafasını omzuma koyuyor.

S: Ne güzeller değil mi
B: Evet öyleler
S: inşallah annem gelmez odaya, yatmadığımı görürse çok kızar bana da sana da
B: Gelirse ben söylerim ben uyutmadım diye, merak etme istediğin gibi bakabilirsin

Sena dönüyor bana, yanağımdan öpüyor beni.

S: Bence biz çok iyi arkadaş olacağız
B: Bence de hehe

Kapadım gözlerimi, gözümden yaş indiğini hissediyordum.

Gözlerimi açtığımda daha farklı bir şey gördüm, Sena ve ben aynı yatakta yatıyoruz, yine o zamanlardan.

S: Ama bak sabah ben yatağıma geçmiş olurum tamam mı
B: istersen şimdi de gidebilirsin
S: Hayır istemiyorum, arkadaşıma sarılıp uyumak istiyorum bu gece

O kadar net hatırlıyorum ki o günleri, hayalini gördüğüm minik ben ve şu anki ben aynı anda sesli şekilde "Seviyorum seni be" dedik.

S: Hiç bir zaman birbirimizi kaybetmeyelim söz mü
B: Tamam söz
S: Yaşasın, seni hiç bir zaman kaybetmeyecem. Söz verdin çünkü

Sevgi ablanın "Barış, iyi misin" dediğini duymamla gördüğüm hayal toz oldu gitti, oda yine o bomboş halini aldı, arkamı döndüm.

B: iyiyim, sanırım, galiba, muhtemelen
Se: Karnın aç mı bir şeyler hazırlayayım mı
B: Yok abla sağ ol
Se: iyi peki, konuşmak istersen gelebilirsin
B: Gelirim, ben Senanın yatağına oturabilir miyim
Se: Oturabilirsin

Sarıldı bana ağladığımı gördüğü için, ben de sarıldım. Yaş gözlerle yatağa baktığımda Sena'nın, minik Senanın uyuduğunu gördüm.

Sevgi abla çıktı odadan, geçtim oturdum Sena'nın yatağına. Karşı yatağa, Selin'in yatağına baktığımda uyuyan beni, beni dürten Senayı gördüm.

S: Barışşşşşş kalksana yaa
S: Off offf
B: Ne var ya
S: Barış, annemler gitti kalksana
B: Gitsinler banane
S: Evde tekiz Barış, senin annen de gitti benim annemle babam da gitti, Selin de gitti
B: Nereye
S: Bakkala gittiler ama kalk ya lütfen
B: Tamam kalktım

Doğruldum yatakta mal gibi sağa sola bakıyorum

B: Uykum var
S: Hani dün söz vermiştin
B: Ne sözü vermiştim
S: Dışarı çıkacaktık bugün
B: Çıkarız ama ben uyuduktan sonra

Gülümsemeye başladım, onu dedikten sonra kafayı yastığa vurdum çünkü, Sena oflamaya başladı yine, ne kadar tatlı.

Bu ne amk 😀

Salih abinin odaya girmesiyle yine gördüğüm veya yaşadığım hayalin anası gibildi, adam hiç bir şey demeden oturdu yanıma.

Sa: Barış bak
B: Bakıyorum
Sa: Senden özür dilemek istiyorum
B: Ne için
Sa: Sabahki konuşmam için
B: Güzel, ama ben dilemiyorum sabahki konuşmam için
Sa: Dilemeni beklemiyorum zaten de konu o değil. Gerçeği aslında sana söylememiz lazımdı
B: Eh, yani zahmet olacaktı ama bilseydim daha iyi olurdu, ona göre tavır takınırdım
Sa: Sanırım haklısın. Sena pek beni görmek istemiyordu zaten

Kalktım yataktan, çıktım odadan o daha oturuyordu ben çıkarken. Sevgi ablaya kıyafetleri sordum, henüz kurumadılar, sabırlı ol biraz dedi.

B: Kurumadıysa da ben gidiyorum, nerde kıyafetler
Se: Kurumadan nereye
B: Bırak ıslak olsun, bir şey olmaz. Daha beter bir şey olamaz bana
Se: Olmaz
B: O zaman eşyalar kalsın burada, ben böyle çıkıyorum

Kapıya yönelmiştim ki kolumdan tuttu Sevgi abla.