https://i.ibb.co/bKLw8Zk/...2b41e40ab3220aa2dfe04.jpg

Başlamadan önce sözlüğün en sağlam hikayelerinden olan Be4Die'ın yazmış olduğu hikayeyi okumanızı tavsiye ediyorum

+++

Öncelikle burada anlatacaklarım 8 yaşından bu yana yani 19 senedir gün gün yazılmış olan(ve hala yazılmaya devam edilen) günlüğümden alıntı olacaktır, zamanında benim bunu yapmamı sağlayan babama teşekkür ediyorum. Seneler önce saçma sapan şekilde yazdığım yazıları düzeltip, gerektiği yerde günleri birleştirip buraya aktaracağım, tabii ki özel olarak kalmasını istediğim yerler hariç.

Bu hikayede yalnızca kız meselesi olmayacak ama hayatımı giben kızı da anlatacağım, yaşadığım şeyleri, gittiğim yerleri.

Sözlükte zaman zaman troll başlıklar açtık, troll entrylerimiz oldu fakat şimdi biraz ciddileşme zamanı.

Rez almak isteyen alabilir, saat 8 gibi part atmaya başlayacağım.

Hemen hemen aynı geçmiş günler ve bazılarında 1-2 cümle yazılmış, o yüzden biraz atlama yapıyorum.

+++++

Bugün doğum günüm, 7 Ağustos. ilk kez babam yanıma gelerek kutlayamayacaktı doğum günümü. Çok güzel pasta almışlar, dileğimi tuttum, mumları üfledim ve pastayı keserek hep beraber yedik. Bana ne dilediğimi sordular "Hep burada kalmak" dedim, herkes güldü ama ben ciddiydim. Bana alınan hediyeleri çok sevdim, hepsi çok güzel. Sena'nın doğum günü 20 Ağustosmuş, onun doğum gününüde hep birlikte kutladıktan sonra eve gideceğimizi öğrendim annemden, üzüldüm. Ben gitmek istemiyorum.

Annemler alışverişe gittiler sabah, biz evde kaldık Sena, Selin ve ben. Annemler gelene kadar çizgi film izledik, annemler hava henüz kararmaya başlamadan eve geldi, bizi aldılar ve dışarı çıktık. Salih abi oltasını aldı yanına, balık tutmak için sahilin az ilerisinde bulunan iskeleye gitti. Annem, Sevgi abla Sena, Selin ve ben bir kafede oturduk ve tatilin nasıl geçtiğini konuşmaya başladık. Sonra Sevgi abla bana soru sordu;

Sev: Anlat bakalım king, Sena ile nasıl bu kadar iyi anlaşıyorsunuz
K: Bilmem seviyorum Sena'yı ondan.
Sev: Hadi bakalım. Tatil bittikten sonra ayrılacaksınız üzülüyor musun?
K: Evet, ben hiç gitmek istemiyorum.
A: Ama gitmek zorundayız king, okulun var 3. sınıfa başlayacaksın
K: Banane
Sev: (Kahkaha attı) Demek banane ha

Herkes güldü o an, bir tek Selin anlamamıştı ne olup bittiğini. Çok fazla durmadık dışarıda, belki 2 saat sonrasında eve geri geldik. Salih abi korkunç bir film açtı ve film çok iğrençti, korkmuştuk. Gece Sena uyuyamamış, yanıma geldi. Benim de uykum yoktu, uyumaya korkuyordum sanki uyursam filmdeki yaratıklar beni yiyecekti. Bu uykusuzluk çok fazla sürmedi, uyuyup kalmış(ız).

Ben yattıktan hemen hemen 2 saat sonra Sena aradı beni ve akşam ben buraya gelene kadar tek yaptığım şey onunla konuşmaktı o yüzden yazmaya gerek olduğunu düşünmüyorum.

Artık güncel günlerdeyiz, 25 26 ve bugün hiç kayda değer bir şey yok, bilmiyorum bir şey olur mu olmaz mı ancak Salı günü çok güzel şeyler olacağı kesin.

Ben olayın şokunu atlattım ve gerçekten içimde mutluluk var günlerdir. Dün yazmıştım 1 ay önce falan tekrar Senayı görmeye başladım diye, tekrar intihara kalkışmayı düşünüyordum, artık o düşünce de tamamen uçtu gitti kafamdan.

Yazacak hiç bir şey yok artık ama dediğim gibi günlük niyetine kullanacağım artık burayı ve bir şey olduğunda akşdıbına yazacağım buraya, boş günlerle doldurmadan sadece olay olan günleri.

Olum niye okudunuz lan bugüne kadar? Gerçi ben olsam ben de okurdum "Vay ananı gibeyim hayata bak" diyerek.

Herkese çok teşekkür ediyorum, hiç birinizi gerçek hayatta tanımıyorum etmiyorum ama ailem gibi oldunuz burada, pişman değilim hayatımı sizin gibi insanlara anlattığıma.

Tek diyebileceğim şey "Bir şey olursa görüşürüz" olmayacak elbette, hal hatır sormak için de gelirim buraya çoğu zaman.

Görüşmek üzere.

Bu arada ekleme yapayım, annemle babam ben 3/4 yaşındayken boşanmışlar.

+++++

Okuldaki arkadaşlarıma bahsettim biraz hafta sonu ne yaptığımdan, Burak ve Ertuğrul benim en iyi ve en sevdiğim arkadaşlarım. Okuldan çıkarken Burak bana seslendi "King, gelsene abim bizi oyun oynamaya zütürecek", o esnada babam beni bekliyordu kapıda, bu hafta Cuma gününe kadar babamda kalacaktım çünkü babamın evi okuldan 2-3 sokak ilerideydi ve Cuma günü okuldan çıktıktan sonra annemin yanına gidecektim. Babamın yanına koştum direkt, Burağın söylediğini söyledim, çağırdı Burak ve abisini bir şeyler söyledi, babam Burağı ve abisini tanıdığı için izin verdi bana. Ben, Burak ve abisi direkt olarak atari salonuna gittik(demir atınca oyun açılan makine yazmışım amk), bizi oraya zütürdü. Girmemiz yasakmış fakat yanımızda Burağın abisi olduğu için girmeyi başarmıştık. Burak abisiyle her zaman geliyormuş buraya, direkt bir makinenin başına gitti ve abisinden aldığı jetonlarla(abisinden aldığı demirlerle :D) oynamaya başladı, Battal abi bana "ne oynamak istiyorsun göster bakalım" diye sordu, kalabalık olan bir makineyi seçmiştim(seçtiğim oyun King of Fighters '97 idi). Bugün akşama kadar oradaydık ve çok eğlendik, tekrar aynı oyunu oynamak istiyorum.

Ev telefonu çaldı, ben açtım arayan annemdi ;

A: Oğlum bu hafta sonu tekrar gidelim mi Kocaeli'ye ister misin?
K: Evet isterim, yaşasın!

Hafta sonunu sabırsızlıkla bekliyorum.

Biraz erken başlayalım.

Yalnızca ilk sayfadan "Sevgili günlük" diye yaptığım girişi yazacağım normalde her sayfaya yazmışım, ilk partta olacak sadece "Sevgili günlük" kelimeleri.
Ayrıca tamamı günlükten olmayıp kendi yorumlarımı da katacağım içine bazı yerlerde ve olduğu gibi aktarmayıp cümlelerde değişiklik yapacağım bazı saçma kelimeleri düzeltmek için, okurken tekrar hatırlıyor olacağım çünkü.

---

Sevgili günlük,
Bugün okulda çok sıkıldım, matematikten nefret ediyorum.
Yarın(Buradaki mevcut gün Perşembe) annem beni Kocaeli'ye zütüreceğini söyledi, orada Sevgi isminde bir arkadaşı varmış ve benim de Sevgi ablamın kızı Sena ile çok iyi anlaşacağımı söyledi, Sena benden 1 yaş küçükmüş, 7 yaşındaymış.
Daha önceden gidiyordu fakat ilk kez beni zütürecek, çok heyecanlıyım.

Bir kaç gün yazamadım, çok güzel bir hafta sonu geçirdim. Cumartesi günü annem, ben, Sena, kardeşi Selin, annesi ve babası pikniğe gittik. Annemle Sevgi abla çok güzel anlaşıyor, ben de Sena ile çok güzel anlaştım, güldük, eğlendik ve o gün beraber oyunlar oynadık. Cumartesi akşamı yatma vakti yaklaştığında Sena ile beni aynı odaya koydular, kardeşi Selin babası ile yatacaktı. Sena yatağından kalktı ve camın önüne gitti;

S: King, baksana çok güzel

Kalktım ben de gittim camın önüne.

K: Evet, çok güzel

Sena gökyüzüne bakıyordu, sadece "Yıldızlar" dedi. Gerçekten yıldızlar çok güzeldi, ışıl ışıl parlıyorlardı o gece. Biraz daha yıldızları izledikten sonra uyuduk, Pazar günü bir şey yapmadık hiç, evde oturduk birbirimizle konuştuk sadece. Ayrılık vakti geldiğinde Sevgi ablamın anneme "Daha sık gelin, bak çocuklar ne güzel anlaştı" dediğini duydum. Annemin bunu onaylaması beni mutlu etti.

Gözlerimi araladığımda Sevgi ablanın "Bırak uyusunlar, baksana ikisi çok samimi çok iyi arkadaş oldular" dediğini duydum, gözümü tam açtığımda annem ve Sevgi abla kapıdaydı, annem bana "Uyuyun uyuyun" dedi kapadı kapıyı, kafamı sola çevirdiğimde Sena'nın yanımda yattığını gördüm, yatağın diğer ucunda Sena vardı(Büyük ihtimal küçüğüz diye hiç ses etmediler, çocukluk ve samimi arkadaşlığa verdiler. 15-16 yaşlarında olsak anamızı ağlatırlardı herhalde). Daha önce Sena ile aynı odada kalmıştım ama aynı yatakta hiç uyumamıştım. Mutlu oldum, sonuçta o benim farklı şehirden de olsa en iyi arkadaşım. Bugün kahvaltıdan sonra son kez denize girmek için sahile gittik, biraz kararmıştım ve bu hoşuma gitti.

Saat 00:53, saat 7den beri nehir kenarındayız anasını satayım. ilk defa evde yazmadım, dışarıda yazdım uzun uzun. iyi de oldu, derin nefes almak iyi geliyor.

Yarın akşam yokum, Pazartesi akşamı 3 Şubat 2020den kalan yerleri de anlatmaya başlarım artık.

-

Senayı çok özledim, bu yıl 4. yılı olacak. O gün bana verdikleri kıyafetler bende, bıçak bende, defter bende. Kıyafetleri poşetli şekilde dolapta duruyor, kokusu gitmesin diye yıkamadım etmedim. O gün nasıl aldıysam o şekilde duruyorlar. Deli değilim, sadece sevdiğimin hatırasını saklıyorum hepsi bu. *

Herkese iyi geceler.

Senanın yanında olmayı seviyorum, annemler anlaşabildiğimiz için çok mutlular. Tabii ki ben de mahalleye döndükten sonra arkadaşlarımla paylaşmak için sabırsızlanıyorum fakat daha 2 ay vardı dönmeme, olsun. Yazlıkta Sena ve Selin'in odaları ayrı ve odalarda birer tane yatak var. Sevgi abla bana Selin'in yatağında yatabileceğimi, Selin'in Sena ile birlikte yatacağını söyledi. Keşke ben uyuyabilseydim Sena ile.

Bugün denize gitmedik, burada bulunan herkes kızarmıştı. hep birlikte çok güzel filmler izledik, buradan gitmek istemiyorum, çok mutluyum. 2 ay hiç bitmesin, ben çok mutluyum çünkü. Son filmi de izledikten sonra Sena, kardeşi ve ben balkonda oturmaya başladık.

S: Biliyor musun king, en iyi arkadaşım sensin. Keşke hep burada olsan.
K: Biliyorsun tatil bitene kadar buradayım.
S: Biliyorum.
Sel: Abla ben üşüdüm
S: Tamam ablacım gir sen içeri

Sena böyle dedi ama hemen ardından ben de üşüdüm dedi ve biz de içeri girdik. Odaya gittikten bir süre sonra Sena geldi, içeri girdi yanıma oturdu ve yanağımdan öpüp "iyi geceler" dedi ve gitti. Muhteşem bir gündü.

Henüz ders başlamamıştı, Cansu her ne kadar bilmiyorum demiş olsa da 3-5 şey söylemiştir diyerek kenara çektim.

K: Cansu ne bunların hali böyle ya? Burak tartıştıklarını söyledi kapıda bana.
C: Bilmiyorum ki king, sabah karşılaştığımızda Burakla yapamadığını, zorladığını ama olmadığını söyledi.
K: Haydaaaaaa niye ki
C: King
Derin bir nefes aldı.
C: Aylin hala senden hoşlanıyor, Burağa karşı hiç bir şey hissetmiyor.
C: Bu yüzden devam ettirmek istemiyor bu oyunu, çok denemiş ama olmamış.
K: Birincisi ne oyunu? Oyun mu oynuyoruz bir burada? ikincisi
K: Bundan banane peki? Hoşlanıyorsa yani?
K: Cansu bak, Cumartesi günü sen de gördün benim kız arkadaşım geldi buraya, hani şu başka şehirdeki, ilişkinizi nasıl yürütüyorsunuz diye sorduğunuz kız.
K: Ayrıca
K: Burağa önce o şekilde yaklaşıp sonra bu şekilde davranması normal mi sence?
K: Aylin'in kafası mı güzel? Neyin peşinde bu kız?
K: Burak ne halde biliyor mu acaba?
K: Cansu bak sana açık konuşayım, seni severim Burak kadar.
K: Eğer
K: Burak Aylin'in bu yaptığı yüzünden üzülürse
K: Derslerine olan dikkatini kaybederse ki Burağın hislerini müdür yardımcısı sağolsun tüm sınıf biliyor sen ben Aylin dahil.
K: Bunun bedeli çok ağır olur.
K: Çocuk oyuncağı değil bu iş, madem hiç bir şey hissetmiyor Burağa karşı en başından bulaşmayacaktı bu işe, en başından bunu söyleyecekti gelip Burağın evinde ağlamayacaktı!
K: Sen Cansu, bunca zaman bunu söylemedin mi? Ne bana ne Burağa? Ne güzel rol yaptın ya tebrik ediyorum seni.
C: King, önce nefeslen ve beni dinle. Ben rol falan yapmadım, Aylin bana da yalan söyledi. Bu sabah söyledi bana sana söylediğim şeyleri, bu sabaha kadar ben de bilmiyordum lütfen laflarına dikkat et.
C: Şunu da belirteyim sevgili king, bu söyleyeceğimi sakın ama sakın yanlış anlama lütfen, benim de sevdiğim biri var biliyorsun ve sana o gözle asla bakmayacağımı biliyorsun.
C: Eğer Burak Aylin yüzünden üzülürse ve ben Aylinle konuşuyorum diye önce Aylinle sonra konuştuğu kişi olan benimle ilişkini keseceksen
C: Hiç kesmene gerek yok, ben sizin yanınızdayım, Aylin biraz kırık çünkü.
C: Ben ona sizin hatrınız için katlanıyorum yoksa katlanmam.

9 part olmuş, bu akşamlık yetsin bu kadar. Yarın akşam 11 gibi başlarım yine.
Gözlerim doldu amk, yazarken tekrar gözümün önünde yaşadım hepsini.

iyi geceler hepinize, seviliyorsunuz.

Sınav sonrası okuldan çıkınca rahatlama gelmişti hepimize. Bir şeyler mi yapsak diye düşünüyorduk kapıda.

C: Yarın ve Cuma günü 1er tane sınavımız var sadece, ne yapsak acaba bir yerlere mi gitsek dün ne güzeldi mesela.
A: Olur.
K: Bana uyar, hem bu hafta sonu Cumartesi mi Pazar mı hangi gün buluşacağımızı şimdiden kararlaştıralım, Cuma gününe bırakmayalım sonra zorluk çıkmasın.
B: King haklı, ne yapacaksak hangi gün yapacaksak planlayalım bugünden.

Gözüm Burağın eline ilişti, Aylin'in elini tutuyordu.

K: Ooo Burak bey, Aylin hanım hiç söylemiyorsunuz bakıyorum
B: Neyi söylemiyorum lan ne sakladım ben senden bugüne kadar?
Aylin fark etti hemen çekti elini
A: Ya elim çarpmış çok özür dilerim(Kızarmaya başladı)
K: Müdür yardımcısı görmesin okul bura okul izdivaç programı mı yav
C: Tamam tamam inandık hadi
C: Dünkü kafeye gidelim mi hem king sevgilisinin dayısını görmüş olur(Sırıtmaya başladı)
B: Olur hadi gidelim
K: Ne sırıtıyorsun komik bir şey mi var burada ben bir şey mi kaçırdım?
C: Hiç, bir şey yok öyle sırıtasım geldi sadece.
A: Hadi gidelim.

Yolda sohbet ede ede ilerlerken Sena aradı. Sınavlarımın nasıl geçtiğini sordu, muhteşem geçti dedim ki yalan da söylememiştim çok güzel geçmişti gerçekten, yüksek alacağımdan emindim.

Otobüsteyken Burağı aradım, duyduklarına inanamadı en başta.

B: gibtir lan ordan, ciddi misin sen Ali mi oradaydı?
K: Aynen aga, kuzeni Tayfun'un hiç bir şeyden haberi yokmuş, aslında varmışta hani Sena pek bahsetmeyince ayrıldığımızı düşünmüş. Bu Ali denilen sığır da Sena hala beni seviyor diye ağlamış Tayfun'a, Tayfun da garibim ne yapsın inanmış aralarını yapmak için böyle bir fikir üretmiş.
B: Vay dıbına koyim ya, keşke gelseydim lan Ali'ye orada bir çakardım var yaaa
K: Sorma sorma ben vuracaktım da Tayfun'dan çekindim biraz, hayvan gibi birşeydi yani. Tam bi bodyguard gibiydi ama en cüsselisinden böyle. Bir de meleğim vardı yanımda hiç tatsızlık çıksın istemedim.
B: Bir dahaki sefer ben de geliyorum seninle, hatta Tayfun'la konuşalım ayarlayalım Ali'yi de, bir güzel dövelim onu sonra dönelim Bursa'ya, nasıl fikir?
K: Ya saçma sapan konuşma, öyle bir şey olmayacak.
B: Şaka da yapılmıyor sana ha, nerdesin sen şimdi?
K: Otobüsteyim yeni bindim sayılır, saat 8 gibi otogara inmiş olurum 8 buçuğa doğru da evde olurum diye düşünüyorum, trafik olmazsa.
B: Tamam aga, kapatayım ben şimdi salondayım görüşürüz.
K: Az ara ver oyunlara da Aylin'le ilgilen amk kızın gibinde bile değilsin, görüşürüz.

Kafamın içinde Burağın söylediği şey dolanıp duruyordu, sonra saçmalama king dedim kendi kendime, öyle bir şey olmayacaktı, olmamalıydı. Hadi sen öyle bir şeyi yaptın, Sena oradaydı. Sen belki dönüp rahatlayacaktın ama Sena'nın canını yakabilirdi.

"Yaşaması düşük ihtimal, kalkacak ki o" diye söylendim. Ne yaptığını, nasıl bulunduğunu sordum, boğazını kesmiş. "Ben de aynı Selin gibi" demesini hatırladım o an. Telefonum çalmaya başladı, kalktım camın önüne geçtim, baktım Cansu arıyor.

B: Efendim
C: Gözün aydın Barış, bulmuşsun Senayı ama hastanedeymiş
B: Evet, yanımda gibtiğim polisleriyle ben de hastanedeyim şu an. Gördüm Cansu, boğazını kesmiş. Yanaklarında yaralar, nefes aleti, sargılar, yara bantları, üstüne doktor da bana yaşaması düşük ihtimal dedi az önce
C: BOĞAZINI MI KESMiŞ
B: Evet, tıpkı kardeşi gibi. Ben de Selin gibi demişti bana
C: Eyvah
B: Sizden tek bir ricam olacak benim
C: Tek bir rican olamaz, ricaların olacaksa olur
B: Sena kalktığında ben muhtemelen onunla beraber dönerim ülkeye, bırakmam onu burada. Lütfen geçmişte yaşananları hatırlatmayın ve gerekirse siz de unutun, üstüne gitmeyin telefonda falan konuşursanız
C: Merak etme, o kolay iş
B: Seni ve hepinizi seviyorum
C: Biz de seni seviyoruz. Allah kahretsin ya, inşallah sağ salim kalkar ayağa
B: Tek temennim o
C: Bir gelişme olursa, ufacık bile olsa arıyorsun, nerede olduğum önemli olmayacak, açıyorum anında
B: Tamam
C: Hoşçakal şimdilik, duygu karmaşasına girdim kaç gündür, ne diyeceğimi de bilemiyorum
B: Dikkat et kendine, görüşürüz

Kapadım, yoğun bakıma bakmaya başladım "Kalkacaksın dimi, beni bırakamazsın sen" dedim

Herkese merhaba, normalde böyle bir adetim yoktur ancak Barıştan günlüğünü buraya yazdığını öğrendiğimden beri burayı okuyorum, henüz çeyreğini bitirebildim, meğer yıllar önce beni üzmemek için söylemediği ne kadar çok şey yaşamış kapalı kapı arkasında. Sizin son yazdığınız iyi dilekleri görünce dayanamadım ve buraya gelip bir kaç cümle yazmak istedim.

Hiç kimsenin hayatı dört dörtlük değil, herkesin inişleri çıkışları oluyor. Mutlaka herkesin canına kıymak istediği dönemler oluyor, yaşadığı çok büyük sıkıntılar oluyor ancak bu Dünyada hiç bir şeyden ümidi kesmemek gerekiyor. Herkes hata yapabilir, önemli olan o hataları telafi edebilmek. Ben de çok zor dönemlerden geçtim, hayatımın bittiğini düşündüm, ki Barış da geçti o dönemlerden, herkes geçmiştir buna eminim. Bazen yaptığımız hareketlerden pişman oluyoruz ancak bizi pişman eden o hareketler hayatımızı yokuşa sürükleyebiliyor.

Bir kaç saat önce Barış bana bir ekran görüntüsü gönderdi, buradan birisi benim de anlatmamı istemiş, benim o işten hiç anlamamamın yanı sıra benim gözümden göreceğiniz şeyler buraya yazılandan farklı olmayacak. Tek farklı olan Barışla ayrı geçirdiğimiz yıllar olabilir ama dediğim gibi ben yapamam o işi. *

Bir sürü insan iyi dilekte bulunmuş, hepinize çok teşekkür ederim. Gönül isterdi ki çok daha önceden kavuşabilelim ancak kader bizi 4 gün önce tekrar buluşturdu, yazılmış olan kaderi değiştiremeyiz elbette ama şekillendirmek bizim elimizde gibi. Çok dağıldık ancak artık toparlanma zamanı.

Ben kaldığım yerden okumaya devam etmek için gidiyorum, merak ettiğim bazı dönemler var. Kendinize iyi bakın güzel insanlar. *

Şunu eklemek istiyorum. Ben hastanede yattığım günleri hatırlıyorum ve yarı uyanıktım sürekli fakat ne sesim çıkıyordu ne hareket edebiliyordum. Bir kere gözümü açabildim ve sesim çıktı, Barış da yanımdaydı, seslendim ama duymadı beni. Her ne kadar çok net olmasa da hatırladığım şeyler var o günlere dair.

S: Nasıl geçti yolculuk?
K: Geçmedi ki? Geçti mi? 2 yılda anca geldik baksana.
Hepsi birden gülmeye başladı, ama benim için zaman kesinlikle geçmek bilmemişti.
S: Alemsin ya, çok özlemişim seni(Gözümün içine bakıyordu)
K: Ben de çok özlemişim, çok.

Diğerlerini kendi aralarında konuşuyor ama biz onları duymuyorduk bile, öyle bir odaklanmışız ki birbirimize.
Oturduğumuz taraf tepelik gibi bir yer, aşağısı safi uçurum gibi hiç ev falan yok bu tarafta, evler hep yolun karşısında.

Sena birden Selin'e "Selin, Kübra ablanı ve Burak abini alıp etrafı gezdirsene" dedi. Selin aldı ikisini birden yolun karşısına geçtiler evlerinin olduğu tarafa doğru, bir yere gidiyorlardı ama nereye gittiklerini bilmiyordum.
Bir süre sessizlikten sonra;

S: Eveet king, kaldık mı şimdi başbaşa?
K:(Etrafıma bakındım) Evet, sanırım başbaşa kalmışız şu anda.
S: Yanımda olduğun için çok mutluyum, seni seviyorum.
K: Ben de seni seviyorum, aynı şekilde mutluyum. iyi ki gelmişim buraya.

Öptü beni yanağımdan, ben de onu öptüm.

K: Vay be, böyle hissettiriyormuş demek ki.
S: Ne nasıl hissettiriyormuş?
K: Senin yanında olmak, özellikle sevgili olmamız, elini tutmam, seni öpmem, beni öpmen.(Utandım o anda)
S: Yaa demek öyle.
S: King
K: Efend...

Kafamı çevirir çevirmez ufak bir öpücük kondurdu dudağıma, cennette miyim diye düşündüm o an, o his neydi öyle?

Sena kıpkırmızı oldu, direkt kafasını çevirdi, domates gibi kızarmıştı. Gülmeye başladım "Yaa gülme ama çok utandım" dedi.

Hayat Bilgisi öğretmenimi sevmiyorum, çok gıcık birisi.
Haftaya Cuma günü karnemi alıyorum, bütün yaz okula gitmeyeceğim ama arkadaşlarımı özleyeceğim. Annem bana bu yaz tatilinde Senaların buradaki yazlıklarında 2 ay kalacağını söyledi, aralarında konuşmuşlar biz de orada kalacaktık, yani tatilde burada kalacaktım. Ben babamla kalmak istiyordum ama annem Sena da orada olacak dediğinde annemle kalma kararı aldım. Sena benim Burak ve Ertuğrul'dan sonraki en iyi arkadaşım olabilirdi. Günler sonra yeniden Burağın abisi ile birlikte atari salonuna gittik, çok eğlendim.

Seni yarın yanıma alacağım, herkes uyuduktan sonra yazacağım. Böylesi daha güzel olacak.

Kocaeli'ye vardığımızda Sena'nın babası bizi arabayla karşıladı, arabanın içinde Sena da vardı. Arabaya bindik, annem öne ben arkaya Sena'nın yanına.

S: Nasılsın king?
K: Teşekkür ederim Sena, iyiyim sen nasılsın?
S: Ben de iyiyim teşekkür ederim.

Sena gülümsedi, ben de gülümsemeden duramadım. Babası Salih abi sordu "Nasıl özlediniz mi birbirinizi" diye, ikimiz de aynı anda başımızı salladık. Özledim Sena'yı evet. Eve gittik, ilk defa bilgisayar başına geçtim bugün. Adam asmaca oynadık Sena ile birlikte, kardeşi de yanımızdaydı, çok eğlenmiştik. Sena ile aynı odada uyuduk, çok güzel anlaşıyoruz ve bu beni mutlu ediyor.

Kocaeli'den ayrılacağımız gün vedalaşırken Sena bana sarıldı, ben de ona sarıldım "Hoşçakal" dedi, el salladık birbirimize, Salih abi "Kumla'da görüşürüz" dedi, Sena karnesini aldıktan bir kaç gün sonra gelecekler, ne güzel tekrar görebileceğim Sena'yı.

Karnemi aldım bugün, hepsi pekiyi. Annem çok mutlu oldu karneyi görünce, bir kaç saat önce babama da gösterdim o da çok mutlu oldu. Annemle babamı seviyorum, keşke üçümüz beraber kalsak. Yaz tatiline girdik karneyi alıp okuldan çıktıktan sonra, tatilim başladı ve ben bu yaz tatilini annemle Senaların yazlığında geçireceğim. Ne yapacağımı bilmiyorum fakat çok eğleneceğimi biliyorum.

Bu sabah annem beni erken uyandırdı "Hadi kalk bakalım gidiyoruz" dedi. Giyindim, annem zaten hazırdı. Çıktık evden, otobüse binip yazlığın bulunduğu yere doğru yol aldık. Otobüsten indiğimiz yer yazlığa biraz uzaktı, Salih abi bunu bildiği için bizi almaya geldi. Yazlığa geldiğimizde önce kahvaltımızı yaptık, kahvaltıdan sonra biraz evde oturup dışarı çıktık, sahile gidecektik. Annem valize benim için eşyalar koymuştu ve bir şey almamız gerekmedi, biraz yürüyerek gezindikten sonra sahile gittik. Kumda oynadık, denize girdik, canım yanıyor kıpkırmızıyım.

Buradan sonrası çok karmaşık yazı, amk düzenlemem gerekiyor. :D

Bugünlük bu kadarı yetsin, bu gece şu sayfaları bilgisayarda düzenli şekilde yazarım yarın da artık buraya koyarım.

Kübra'dan o an çıkan "Oooooo" sesi çok garip oldu birden, kendimizi tutamayıp gülmeye başladık. Ama öyleydi, benim manzaram yanımdaydı.

Burak fotoğrafımızı çekmek istedi, verdim telefonumu(O zamanlar telefonum Blackberry Storm) çekti fotoğrafımızı. En azından Sena'nın yanında değilken fotoğrafa bakabilecektim. Sena için de aynısını yaptık ve böylelikle ikimizde de beraber fotoğrafımız olmuştu. Buraya gelirken geçmeyen, duran zaman birden jet hızıyla geçmeye başlamış ve sohbet ederken saatin 5'e geldiğini öğrenmiştik, otobüse 1 saat falan kalmıştı. Herkes vedalaştı birbiriyle, Senayla birbirimize sarıldık "Üzgünüm, sen başbaşayken demiştin ama şu an başbaşa kalamayız" dedim ve dudağından öptüm, bu seferki kısacık değildi. Zor ayrıldık birbirimizden, minibüse binene kadar yanımızda durdular. Minibüse bindik, hareket etmeye başlamıştı ki telefonuma mesaj geldi, atan Sena'ydı "Geldiğin için teşekkür ederim, seni seneler sonra yanımda görmek, sana sarılmak, seni öpmek, elini sımsıkı tutmak çok güzel. Seni çok ama çok seviyorum, iyi ki varsın ♥"

6ya kadar otogarda boş boş dolandıktan sonra otobüse bindik, bu sefer sohbet tek taraflıydı koltuklarda, Burak konuşuyor ben dinliyordum. Benim aklım sürekli beni öptüğü, bana sarıldığı ve elimi tuttuğu andaydı, onu düşünüyordum sadece. Aklımda tek o vardı.

Bir süre donup kaldım, şok olmuştum resmen.

K: Aylin, ne diyorsun sen? iyi misin? Ne dediğinin farkında mısın?

Ay: Evet king, ben senden hoşlandığımı söylüyorum. Burak sana ne anlattı da bana bunu söyledin?

K: Bak Aylin, birincisi benim sevgilim var, onu çok ama çok seviyorum hatta sevmiyorum ben ona aşığım. ikincisi, Burak'tan neden bahsettim biliyor musun, Burak daha bu sabah bana seni sevdiğini söyledi. Senin benimle konuşmak istediğini söylediğimde ona, bana Burak'tan hoşlandığını söyleyeceğini sandım biliyor musun ve bunu da ona söyledim. Gözleri nasıl parladı biliyor musun sen?

Ay: Kim senin sevgilin? Bizim okuldan mı hiç görmedim sizi el ele?

K: Kendisi şu an başka şehirde, Kocaeli'de. Bak Aylin, senin yerin benim gözümde diğer tüm sınıftaki kızlar nasılsa öyle. Onlardan hiç bir farkın yok benim için. Bizim sınıfta seni seven birisi var ve o kişi de Burak, beni unutman lazım diyemiyorum, beni her gün göreceksin çünkü. Ama gerçekten beni o gözle görmemen lazım, ben o kişi değilim. Bunu Burağa söyleyeceğim, neyin ne olduğunu bilmesi lazım.

Ay: Son sözün bu mu king?

K: Evet Aylin, bu. Görüşürüz.

Kalktım yanından, binanın girişinde Burak gülerek bana bakıyordu.