/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +10
    Hala rüyada olduğumu düşünüyordum, nasıl oldu bu? Anneme durumu söyledikten sonra çok şaşırdı, hiç beklemediği bir şeydi belki, hayırlısı olsun dedi sadece. Okulda Burak'a söyledim, inanmadı ilk başta, ciddi olduğumu anladıktan sonra vay be diyebildi.

    Bu: Ee ne zaman buluşuyorsunuz?
    K: Ne buluşması daha dün gelişti olaylar, en yakın zamanda olmasını istiyorum, onu çok özledim.
    Bu: Bunu ona söyledin mi peki?
    K: Hayır daha söylemedim.
    Bu: Malsın, dün konuşurken söylemeliydin.
    K: Bugün söyleyecem işte uzatma sende.

    Okuldayken yakın zamanda Kocaeli'ye gitmeyi kafaya taktım ama nasıl gidecektim? Anneme veya babama söylesem ne derlerdi? izin verirler miydi? Tek başıma gitmeme izin vermezlerse tabii ki yanımda Burak gelecekti. Sena'ya onu kameradan değil, yanındayken görmek istediğimi söyledim.

    S: Tamam çok güzel fikir ama nasıl olacak o? Ben mi gelcem Bursa'ya?
    K: Hayır tabi, ben Kocaeli'ye gelecem.
    S: Nasıl?
    K: Sana bahsettiğim bir arkadaşım var biliyorsun Burak, eğer annem tek gelmeme izin vermezse yanımda Burakla gelecem.
    S: Ne zaman?
    K: Cumartesi, hem de bu Cumartesi.
    ···
    1. 1.
      +4
      burak sena'yla birlikte mi olacak yoksa? bu arada yeni part gelene kadar barça maçını izlemeye gidiyorum ben.
      ···
      1. 1.
        +3
        Bu belki spoiler olacak ama düşüncesi bile ürküttü beni, hayır.
        ···
      2. 2.
        +6
        biz bıçak yemeye alışmışız panpa her şeyin en kötüsünü düşünüyoruz o yüzden.
        ···
    2. 2.
      +3
      Vaay reis aynen
      ···
  2. 52.
    +10
    Bu yaptığım doğru bir şey mi? Emin değilim ama bana güzel hissettirdiğine eminim.
    Burak sanki ne diyor lan bu der gibi bakıyordu bana ama olur dedi en sonunda.
    Eve döndüğümde saat çok geç değildi ve Sena henüz uyumamıştı.

    K: Selam, Senacım. Cumartesi günü geliyorum, adresini söyler misin?
    S: Ne? Nasıl ya? Annen izin verdi mi?
    K: Hayır. :D
    K: Arkadaşla birlikte geleceğim, neyse sen adresini yaz bana :*
    S: Bak şimdi canım, tek bir tane otogar var zaten. Otobüsten indikten sonra otogardan çıkınca sola dön, orada bir otobüs durağı göreceksin. 4 numara yazana bin, şurada inmek istediğini söyle, şoför seni indirecek. Telefon numaram var zaten sende, mesaj atarsın(O zamanlar sms vardı) gelirim yanına koşa koşa. ♥
    K: Harika, o zaman Cumartesi günü görüşürüz Senacım :*
    S: Görüşürüz sevgilim ♥

    Hemen uyudum çünkü ertesi gün Cuma'ydı ve bir sonraki gün Kocaeli'ye bu sefer annem yanımda olmadan gidecektim, dostum Burak ile birlikte. Zamanın hızlı geçmesi gerekiyordu.

    Okulda zaman bir türlü geçmek bilmedi fakat nihayet son dersin zili çaldı, koştura koştura çıktık sınıftan Burak'la. Kapıda arabada abisi bizi bekliyordu "Gelin bakalım, önce işimi halledeyim daha sonra kingin evine gidip yarın için konuşalım". Arabaya bindik, Battal abi bizi otogara zütürdü. Saat kaçta buluşacaksınız diye sordu, hiç fark etmez ama öğlen saatlerinde olması rahat olur zaten akşam da döncez dedim. Bize ertesi gün için sabah 8 gidiş, akşam 6 dönüş bilet aldı. Hiç beklemiyordum bunu ne ben ne Burak, çok büyük sürpriz oldu bunu yapması.

    Bat: Bunu kimseye yapmam, Burak ile olan samimiyetini biliyorum, çok sağlam dost olduğunuzu biliyorum. Bugüne kadar sana doğum günü hediyesi almadım, bunu geçmiş doğum günlerine sayarsın. Çalışıyor olmasam sizi büyük memnuniyetle ben zütürürdüm oraya ama idare edin artık.
    K: Abi.. Ne gerek vardı, gerçekten çok teşekkür ederim ya (Sımsıkı sarıldım ona orada)
    Bu: O zaman yarın gidiyoruz heeeee
    K: Aynen aga, gidiyoruz.
    ···
  3. 53.
    +10
    "Sevgililer birbirini böyle öper başbaşayken" dedi.

    Gözüm birden yolun karşısında az sol tarafta kaldırımda oturmuş bizi izleyen Buraklara ilişti, elimle ne var lan der gibi işaret ettim, Sena gördü bunu arkasını döndü ve o da gördü orada olduklarını "uffffff" diyerek döndü bana.

    S: Ya bunlar ne yapıyor burada offf
    K: Hiç bilmiyorum canım, istersen başka yere gidelim?
    S: Yok yok, burada kalalım gelsinler ama ne olur elimi bırakma ve bana hep sarıl.
    K: Kabul, işime gelir.
    K: Lan Burak, gelin gelin. diye bağırdım.

    Sırıta sırıta geldiler yanımıza, karşıya oturdular.

    Bu: Vay be kumrulara bak sen neler yapıyorlar, çocuk ne zaman?
    K: Sus ulan sus gerizekalı sus, ne çocuğu?
    Bu: Şaka da yapılmıyor ha Selin ve Kübra gezdirdi beni biraz, tam geliyorduk ki baktık öpüşüyorsunuz hiç rahatsız etmeyelim diye oraya oturduk.
    S: Bizden buna inanmamızı beklemiyorsunuz değil mi Burak? Selin, Kübra?
    Kü: Yok Sena yeminle 1-2 tur attık arka tarafta. Saate baksana kaç olmuş diye, geç bile geldik.

    Saate baktım, saat 12'yi geçmiş? NE ALAKA LAN DAHA YENi GELDiK?

    K: OHA BE DAHA YENi GELDiK NE ARA SAAT 12Yi GEÇTi???
    S: Sakin ol canım
    K: Tamam sakinim.
    Sel: Gölete falan zütürdük Burak abiyi, çok sevdi buraları.
    Bu: Evet evet çok güzel yerlermiş buralar manzaraları falan muhteşem, ilk kez geliyorum ben ama kingin daha önceden görmüşlüğü var buraları, çakal seni.
    K: Görmüşsem ne olmuş yani, hem ayrıca buranın doğa manzarası falan hikaye olum muhteşem falan da değil, benim için en muhteşem manzaranın elini tutuyorum ve yanımda oturuyor şu an.

    Sena'nın bunu duyduktan sonra bana dönüp gülümsemesini ölene kadar unutmayacağım sanırım.
    ···
  4. 54.
    +10
    Battal abi adamdır. Hala daha görüşürüm hem Burak ile hem kendisiyle.

    +++

    içimde anneme yalan söylediğimiz için kötü bir his vardı ama olsun, eğer ortaya çıkarsa bir bir anlatacaktım her şeyi. Bir yandan Burakla konuşuyor, bir yandan Sena'ya mesaj atıyordum "Şuradayız, şu an şuradayız, buraya geldik" diye. Bir yandan indikten sonra ne yapacağımıza dair not aldığım kağıdı okuyor, ezberliyordum.

    Bu: Keşke yanımıza mayolarımızı alsaydık şurada otobüsü durdurup 2 dakika denize girerdik.
    K: Saçmalama ne denizi Eylül ayındayız havalar serin zaten ama şansımıza bugün günlük güneşlik baksana ve o kadar da serin değil.
    Bu: Aynen sizin şansınıza.

    Bol muhabbetli ve bitmek bilmeyen yolculuk sonunda Kocaeli otogarında indik, Sena'nın söylediği şekilde ilerledikten sonra söylediği 4 numaralı minibüsü bekledik. Benim için bir kaç saat, Burak için 5-10 dakika geçmişti ki minibüs geldi ve bindik. Biner binmez Sena yazdı "indin mi otogara" diye, indiğimizi ve 4 numaralı minibüse yeni bindiğimizi söyledim, tamam dedi.

    Sena'nın söylediği yeri şoföre söyledik, oraya vardıktan sonra indirdi bizi "Geldik biz" diye mesaj attım "Geliyoruz şimdi" diye cevap geldi. Annemle beraber geldiğimiz evi gördüm, yolun karşısında az ilerideydi. Etrafıma baktım, annem yanımda yoktu sadece Burak vardı. Bu sefer arkadaş ziyareti değil, sevgili buluşması için buradaydım, kalbim resmen yerinden çıkacaktı.
    ···
  5. 55.
    +10
    Cumartesi sabah 6da ayağa kalkmıştım, uyku tutmamıştı bir türlü. Sena gelecek diye heyecanlıydım. Bir kaç saat bilgisayar başında zaman geçirdim, saat 10'u geçiyordu Salih abi aradı "Biz geldik king, kafedeyiz gel hadi" dedi kapadı, anneme söyleyip çıktım evden. Bigibletle gittim kafeye, girer girmez kapının yanındaki masada oturuyorlardı. Sena beni görünce kalktı sarıldı bana.

    K: Hoşgeldin canım
    S: Sen de hoşgeldin
    Sa: Naber aslan parçası, gel otur bakalım.
    Sa: Mustafa, gelsene abi biraz

    Oturdum, Mustafa abi de geldi oturdu benim yanıma.

    Sa: Evet, bugün buraya gelme nedenim önümüzdeki 4 yılı açıklığa kavuşturmak için.
    Sa: Şimdi king, biliyorsun ki Sena önümüzdeki sene burada okumak istiyor, özellikle senin okuduğun lisede king.
    Sa: Şimdi konuya ben sizin sevgili olmanızdan gireyim. King, senin küçüklüğünü biliyorum yani seni neredeyse bebeklikten beri tanıyorum. Sena bana bir başkasını söyleseydi kesinlikle izin vermez ve karşı çıkardım. Ama seni tanıdığım, nasıl biri olduğunu bildiğim için ses etmedim. Yüzümü kara çıkarmayacağını da biliyorum.
    Sa: Mustafa ile anlaştık, Sena lise sonuna kadar onunla kalacak ancak
    Sa: Sen de göz kulak olacaksın ona sonuçta aynı okulda olacaksınız, anlaştık?
    K: O nasıl laf abi anlaştık mı ne demek, rüzgar essin üstüne kapanırım ya etkilenmesin diye.
    Sa: Önümüzdeki ay sınavı var, sınavına da maşallah çok iyi çalışıyor sırf puanı senin okuluna yetirmesi için.
    K: Benim okul o kadar yüksek puan istemiyor ki, ben bile 200le falan girdim yani.
    Sa: Her neyse, demeye çalıştığım şey şu. Sena Eylül'ün başında buraya gelecek 4 seneliğine, yaz tatilinde de biz geliriz Mudanya'da ki yazlığa. Kızım önce Mustafa'ya, sonra sana emanet king. En ufak bir şeyde bana haber vereceksin, anlaştık mı?
    K: Tamam abi dert etme, gözüm gibi bakıcam kızına.
    Sa: Senin yurtdışı olayı varmış, Sena anlattı biraz ama tam anlamadım ne o?
    K: Aynen var öyle bir şey, 17 Temmuz'da Fransa'ya gidiyorum KOF turnuvası için.
    Sa: KOF şu oynadığın oyundu değil mi? Vay be, başarılar şimdiden.
    K: Sağol abi teşekkür ederim.
    S: Ben kingin başarılı olacağına inanıyorum, ona güveniyorum o konuda.
    K: Elimden geleni yapacağımdan şüphen olmasın.

    "Nasıl yapacaksam, oyun turnuva gününden 6 gün önce çıkacaktı ve ben belki 1 gün oynayabilecektim sadece." diye geçirdim içimden.

    Şimdi içimde iki türlü heyecan vardı. Birincisi ilk kez yurtdışına gitmek ve ilk kez oynadığım oyunda büyük bir turnuvaya katılmak, ikincisi Sena'nın 4 sene boyunca benimle beraber olacak olması.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      Panpacım bu arada cidden kusura bakma dediğim gibi kafamı meşgul eden bazı sebeplerden dolayı biraz yorgun düştüm hikaye okuyacak durumda hiç değildim tekrar kusura bakma artık buralardayım müsadenizle (:
      ···
      1. 1.
        +1
        Hoşgeldin panpa, sıkıntı yok ne zaman uygun olursan yazıyoz biz
        ···
  6. 56.
    +10
    Nilay bana o kadar çok soru sormaya başladı ki o andan itibaren, hem ben hem Arda neye uğradığımızı şaşırdık, sanki hamile kalan benmişim gibi soruyordu.

    B: Güzelim bak kesin demiyorum, ihtimal diyorum çok benzer hareketler çünkü
    N: Ayyyy düşüncesi bile muhteşem hissettiriyor
    A: Yarın doktora gidiyoruz, hatta dur ben arayıp randevu alayım
    N: Tamam bebeğim ara hallet, kesin gidelim yarın. Barış, sen şimdi kesin istanbuldasın dimi artık dönmeyeceksin Bursaya
    B: Dönmeyecem, hiç dönme gibi bir planım yok açıkçası

    Cebimde duran telefonum titredi, çıkardım baktım Ömer mesaj atmış "Aga burada işler biraz karıştı, galiba seni beni ve bir kaç kişiyi sigorta meselesinden dolayı çıkaracaklar, detayları burada yazamam, ararsın müsait olunca" diye. Tabi suratım düştü benim o mesajı okuyunca.
    ···
  7. 57.
    +10
    Gerçek isimleri son yazdığımda açığa çıkarttığım için sanırım artık onları yazmam daha doğru olacak. Tabi adı geçmeyen iki kişi oldu, birisi Arda yani Ahmetcan ve eşi Neslihan yani Nilay.

    ikinci kez Bursaya gelişim ve Almanya muhabbetinin patladığı gün.

    ---

    istanbul'a taşındığımdan bu yana Bursaya ikinci kez geldim bugün, sağ olsun Arda aldı beni Mudanyadan, artık onların olan ama aynı zamanda benim olan eve getirdi beni, Nilay mutfakta döktürmüş ben geliyorum diye, önce oturduk bir güzel yemeğimizi yedik üçümüz, dikkatimi çeken bir hareket oldu, Nilay elini ara ara karnına zütürüyordu ve gözlerini kapatıyordu bunu yaptıktan sonra ve yorgun gibi duruyordu

    B: iyi misin Nilay sen, hasta mısın
    N: Ha ne oldu
    B: iyi misin diyorum, biraz hasta gibi duruyorsun
    N: Ha bir şey yok ya iyiyim, sadece yorgun ve halsizim, biraz da ağrım var
    B: Karnında mı
    N: Eh evet

    Gülümsemeye başladım, bu bana Aleynanın o halini hatırlattı.

    B: Arda, siz doktora gittiniz mi hiç yakın zamanda
    A: Yok hacı
    B: Bence en yakın zamanda gidin
    A: Nilay için diyorsan bugün yarın gidecez zaten de, ne oldu ki
    B: Bak Nilayın bu hareketlerinin aynısı bir dönem Aleynada da vardı, kesin diyemem ama şimdiden her iki cinsiyet için de isim düşünmeye başlayın derim

    Baya bi suskunluk oldu o an, ikisi de bana bakmaya başladı, Nilay'ın "Sen ciddi misin ya" demesiyle o sessizlik bozuldu.
    ···
  8. 58.
    +10
    Sena'nın söylediği kafama oturmuştu sanki, onunla aynı okulda okumak, hayali bile güzeldi ama şu anki durumda gerçek olabilirdi bu hayal. Ben kimse bilmesin diye düşünürken Ahmetcan öğlen arasında söylemişti herkesin içinde.

    Ah: Senanın da buraya gelme ihtimali var ya öyle demişti dün bize.
    K: Aferin dıbına koyim iyi tak yedin, ben kimse bilmesin diye düşünürken sen bu şekilde söylüyorsun valla bravo ya.
    Ah: Bilsinler olum ne olacak sanki yiyecekler mi kızı? Seninle aynı okulda olacağını bilmelerinin ne zararı var?
    K: Ah be Ahmetcan ah.. Niye böylesin olum sen?
    Ah: Ya kanka çok boş yapıyorsun, hem dün Burak ne dedi
    Ah: Sen bizim okula gelirsen tüm okul yanında olacak demedi mi
    K: Dedi
    Ah: Tamam daha ne, bilsinler ki ona göre hazırlansınlar dimi.
    A: Aa bir dakika bir dakika Sena bu okula mı gelecek seneye?
    K: Öyle söylemiş ailesine, dayısı var ya burada. Onda kalırım demiş, yaptığı şey ne kadar doğru bilmiyorum, ben hala şoktayım o meseleye karşı.
    K: Tamam ben de yanımda olmasını istiyorum ama şöyle bir şey var kızın bütün arkadaşları orada, her ne kadar içlerinde şerefsizler olsa da. Kız orada büyüdü, orada tanıdı çevreyi. Buraya geldikten sonra alışma aşaması ne kadar kolay olur? Yeni insanlarla tanışacak hep buraya gelirse.
    C: King doğru diyorsun ama sen olacaksın burada, onu da düşünmeni isterim yani.
    C: Burağı yakından tanıyor bir de.
    K: Doğru ama ne bileyim ya, kafam durdu benim artık bu son bir kaç gün olanlardan sonra.
    C: Üzülme artık ama bak ayrılmadınız hala berabersiniz
    K: Yok ondan değil, Ali'ye vurduğum için pişmanım biraz.
    F: Neyine pişmansın lan?
    K: Olum küçücük çocuk lan, 8e gidiyor daha liseye bile geçmemiş 13-14 yaşında bebe. Dudağını patlattık çocuğun.
    K: Aslında bizim gitmememiz gerekiyordu.
    B: King, aşk senin beynini yemiş kemirmiş, salaklaşmışsın iyice, bu kadar salak değildin sen.
    B: Gitmemiş olsaydık biz dün şu an Sena ile ayrıydınız bunu biliyorsun dimi?
    K: Hayır. Sena bana dün Aylin'in ona söylediklerinden sonra düşündüğünü söyledi, Aylin'e hak verdi. Bizim hiç konuşmadığımızı hatırladı.
    K: Saf bir kız, inanıyor hemen her şeye.
    K: Aylin bu arada sana teşekkür ederim Cuma günü Sena ile konuştuğun için.
    A: Ne demek canım her ne kadar onunla sevgili olman içimi sıkıyor olsa da üzülmeni istemiyorum.
    B: O ne demek şimdi ya içimi sıkıyor olsa da?
    A: Kolay değil Burak, tamam seninle tekrar denemeye çalışıyorum ama beni de anla lütfen.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 59.
    +10
    Burak bana bir süredir Aylin'den hoşlandığını söyledi ama anlattıklarına göre Aylin'e aşık olmuştu. Ben Aylin'in Burak gibi düşündüğünü, onun da Burağa karşı boş olmadığını düşünüyordum. Öğlen molası geldiğinde Burak bana ne konuşacağımızı merak ettiğini, konuşma biter bitmez ona haber vermemi söyledi. Anlaştıktan sonra hızlıca yemeğimi yiyip sınıfa geçtim, çok geçmeden Aylin geldi.

    Ay: Ne kadar hızlı yemişsin, hadi gel dışarı çıkalım.
    K: Meraklandım ne konuşacaz diye ondan öyle oldu.
    Ay: Yaa, merak etme duyacakların seni çok mutlu edecek.

    Niye? Niye beni mutlu edecek ki? Benimle ne alakası var konunun? Çıktık bahçeye, çamların arasındaki bir bankta oturduk, başladık konuşmaya.

    Ay: King, bir şey sormak istiyorum Burağı ne zamandır tanıyorsun? Ne zamandır tanışıyorsunuz yani?
    K: Burak benim ilk okul arkadaşım, birinci sınıftan beri beraber okuduk biz. Hatta evi de babamın evine çok yakın. Çocukluktan beri tanışıyoruz yani anlayacağın.
    Ay: Anladım, çok sevimli çocuk Burak. Biraz deli ama olacak o kadar(Gülümsedi).
    K: Senin konuşmak istediğin konuyu az çok tahmin edebiliyorum şu an ama söyle bakalım.
    Ay: Ne tahmin ediyorsun söyle bakalım?
    K: Burakla aranı yapmamı isteyeceksin değil mi? Burak bana her şeyi anlattı.
    Ay: Ne Burağı?
    K: Bizim Burak işte sorduğun Burak.
    Ay: Ben Burağa karşı bir şey hissetmiyorum ki king, benim burada seni görmek isteme amacım senden hoşlandığımı söylemekti.
    ···
  10. 60.
    +10
    Bana yakın tarihlerde olacak olan ve geçmiş tarihlerde yapılmış olan turnuvaları tek tek gösterdi, pek çoğunu bulmuştu. 500 euro, 800 euro, 1500 euro, 900 pound gibi ödüller yazıyordu. Tabi benim ingilizcem okul ingilizcesi olduğu için tam anlamıyordum ama babamın ingilizcesi çok iyiydi, ne yazıyorsa Türkçe olarak söylüyordu bana. Almancayı da çat pat çeviriyordu. O güne kadar euronun, poundun ne olduğunu bile bilmiyordum, öğrenmiş oldum, döviz olarak geçiyorlarmış toplu olarak, bir de dolar varmış tabi. Kabul ettim, annemede söylememi istedi bunu olur dedim. Ertesi gün annemin yanına gittiğimde ona da söyleyecektim, ikisinin de bilgileri gerekiyormuş çünkü bunun için. Cumartesi günü çok fazla bir şey yapmadık, babamın beli ağırdığı için koltukların falan yerini değiştirmesinde yardımcı oldum sadece.

    Öğlenden sonra eve gittiğimde anneme anlattım babam ne söylediyse, keşke benim de aklıma gelseydi dedi, tamam dedi önümüzdeki hafta bir gün okul çıkışı ben annem ve babam üçümüz konsolosluğa gidecektik bu iş için. En son Kocaeli'ye gitmek istediğimi ve neden gideceğimi söyledim.

    A: Hayır desem de yine gideceksin değil mi?
    K: Gidicem, bu sefer yalan söylemek istemiyorum gidicem anne yarın sabah.
    A: Burakla mı gideceksin yine?
    K: Yok hayır, bu sefer o gelmiyor, ben yalnız gidicem.
    A: Gidebilecek misin tek başına otobüsle?

    Tam o anda aklıma Mustafa abi geldi.

    K: Giderim giderim anne merak etme sen.
    A: Hiç tek başına gitmeni istemiyorum oğlum ama ne yapayım çok istiyorsun gitmeyi.

    Odama geçip Mustafa abiyi aradım.

    M: Efendim king
    K: Alo Mustafa abi nasılsın iyi misin?
    M: iyiyim king hayırdır?
    K: Abi sen bana geçen demiştin ya Kocaeli'ye gideceğin zaman bana haber ver müsait olursam ben seni zütürürüm diye.
    M: Evet king hatırlıyorum ve hala söylediğimin de arkasındayım, Kocaeli'ye mi gidiyorsun?
    K: Evet abi, yarın sabah gitmeyi düşünüyorum sabah saat 9 gibi falan yola çıksam öğlenden önce orada olurum diye düşündüm.
    M: Yarın demek, keşke biraz daha erken haber verseydin.
    K: Müsait değilsen sıkıntı yok abi otogardan otobüsle giderim ben.
    M: Müsaitim müsait olmasına da akşam işlerim var biraz, ben seni sabah zütürürüm ama akşam almak için gelemem veya orada duramam.
    K: Sorun değil abi sen beni bıraksan da akşdıbına dönerim ben otogardan geri
    M: Tamam madem öyle yapalım, kusura bakma olur mu?
    K: Yok abi ne kusuru çok teşekkür ederim
    M: Yarın sabah görüşürüz.
    K: Görüşürüz abi iyi akşamlar.

    Telefonu kapattıktan sonra Sena ile konuştum biraz, geleceğimi söylememiştim hiç, laf arasında ertesi gün için hiç bir işi olmadığını tüm gün evde olacağını da öğrendim ve farkına bile varmamıştı.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 61.
    +10
    Bir süre orada takıldıktan sonra hesabı ödeyip çıktık, evlerimize dağıldık.
    Msni açar açmaz Sena yazdı.

    S: Çok özledim seni
    K: Sana da selam, ben de çok özledim. Önümüzdeki hafta duruma göre gelebilirim. Hava şartlarına bağlı olarak.
    S: Çok mutlu olurum ♥
    S: Ya kameram bozuldu :(
    K: Tüh be desene buluşana kadar göremeyecem seni.
    S: Maalesef :(
    K: Sağlık olsun ne yapalım, buluşunca artık.
    S: Dayımla konuştum bugün, önümüzdeki hafta içi bir gün gelecek ama senin okulun var gelemezsin.
    K: Evet maalesef hadi hafta sonu olsa neyse de okuldan kaçıp gelirsem annem öldürür herhalde bu sefer beni. :D
    S: :D:D O zaman senin hafta sonu gelmeni bekleyecem.
    K: Öyle olacak evet, elbet gelecem ama onu unutma. Seni seviyorum ♥
    S: Ben seni daha çok seviyorum ♥
    K: Tamam tamam inandım buna sen daha çok seviyorsun. :D

    Hiç Metin2'ye girmeden Sena ile konuşmam biter bitmez yatağa attım kendimi, sınavlar her ne kadar güzel ve sorunsuz geçmiş olsa da yorgunluğu vardı üstümde.

    Ertesi gün sabah 10 civarında Mustafa abi bana mesaj atmış "King, bu Cumartesi günü bana bir kaç saat yardıma gelebilir misin? Saat 11 gibi falan gelirsen çok iyi olur" diye, ben bunu öğlen arasında görmüştüm ve "Olur abi gelirim ne demek, Cumartesi 11'de görüşürüz" dedim. Hemen bizimkilere söyledim durumu.

    K: Mustafa abi beni Cumartesi günü yardıma çağırdı bir iki saatliğine, 11 gibi oraya gitmem gerekiyor. Pazar günü mü buluşalım biz?
    B: Yok aga bizde gelelim belki yardımımız dokunur.
    C: Aynen aynen iyi fikir bizde gelelim, bizlik bir durum olursa biz de yardım ederiz çabuk biter oradan da sinemaya falan geçeriz.
    K: Harbi mi?
    A: Arkadaşlar bugünler içindir kingcim.
    K: Ne diyim ki sağolun ya.
    ···
  12. 62.
    +10
    O günleri hatırlıyorum okudukça, belki de hayatımda mutlu olduğum nadir günlerdendi. :')
    Son kez hatırlatma yapayım, 1-2 cümlelik yazmaya değmeyecek günleri atlıyorum.

    +++++

    Yine ayrılık vakti geldi, benim için çok güzel bir yaz tatiliydi. Annem otobüse binmeden önce diğer büyüklerle vedalaşırken ben de Sena'ya sarıldım. Annemin Sevgi ablaya "Bana bak kız bunlar sakın birbirine aşık olmuş olmasın" dediğini duydum, Sevgi abla "Yok be canım daha küçük onlar ne aşkı arkadaşlar işte" dedi gülerek. Aşık olmak ne demek ki? Mahalleye döndüğümde Mehmet, Ebru ve Beyza'ya anlatacağım çok şeyim var.

    Kendi sokağımdaki arkadaşlarımı özlemişim. Eve geldiğimizde annem eşyaları eve çıkardı ben direkt komşunun evinin önüne koştum, çünkü herkes oradaydı. Sokakta yaşayan hemen hemen herkes bir evin önüne toplanmış oturuyor, muhabbet ediyor diğer tarafta çocuklar oturmuş oyun oynuyorlar. Onlar da tatilden yeni gelmişler, onlar anlattı neler yaptığını, ben anlattım yaptıklarımı. Aşık olmanın ne demek olduğunu sordum, Beyza'nın çok bilmiş ablası Büşra cevapladı "Basitçe eğer bir erkek bir kızı çok severse ona aşıktır, bir kız bir erkeği çok severse ona aşıktır\" dedi

    K: Gerçekten mi? O zaman ben şimdi Ebru'ya, Beyza'ya ve Sena'ya aşık mıyım?
    Büş: Tam olarak öyle değil
    K: Anlamadım abla?(Büşra abla diyorum çünkü 6 yaş büyük)
    Büş: Zamanla anlarsın, söylediklerinden anladığım kadarıyla sen Sena'ya aşık olmuşsun ama ne anlama geldiğini bilmediğin için anlayamıyorsun. Zamanla öğrenirsin ne demek istediğimi.

    Aşık olmak? Çok sevmek? Sevmenin çoku mu olur?
    ···
  13. 63.
    +10
    Ali'nin neye benzediğini görmüştüm sonunda, at hırsızı gibi bir şeydi bence. Ali'nin kim olduğunu biliyordum önceden ama hiç görmemiştim.
    Sena sarılırken "Bir saniye bebeğim" diyip elimi uzattım Ali'ye doğru.

    K: Memnun oldum Ali, ben Sena'nın sevgilisi King.
    Elimi sıkmadı, hatta bana bakmadı bile.

    A: Tayfun abi, ne bu şimdi şaka mı?
    A: Sen bana ne diyorsun ben geldiğimde ne görüyorum dalga mı geçiyorsunuz ya benimle siz?
    K: O da yeni öğrendi.
    A: Sen bi konuşma ben sana mı konuşuyorum burada Tayfun abiye konuşuyorum
    A: Az çekil kenara sen.
    K: ..?
    Sena kolumu sımsıkı tutuyordu.
    Y: Bakın gençler, eğer bunun için buraya getirdiyseniz beni ben gidiyorum.
    T: Abla az bekle.
    T: Aslında yeni öğrenmedim biliyordum, hatta Bursa'da oturduğunu da biliyordum ama buraya gelebilecek kadar cesaretli olduğunu bilmiyordum.
    Tayfun benden 1 yaş büyüktü, Ali o yüzden abi diyordu ona ama Sena demiyordu Ali ile aynı yaşta olmasına rağmen.

    S: ilk kez gelmiyor ki ikinci oldu bu.
    A:(Bana baktı) sen var ya...
    S: EE ALi KiNG VAR YA?
    A: Kaça gidiyorsun sen?
    K: Lise 1, Tayfun'dan 1 yaş küçüğüm yani senin bana burada abi demen gerekiyor değil mi?
    A: Senin neyine abi diyeyim ben? Altı üstü 1 yaş büyüksün benden, laflarına da dikkat et.
    T: TARTIŞMAYI KESiN LAN Bi
    T: Sena, King gerçekten özür dilerim böyle bir şeyle karşı karşıya kaldığınız için. Gerçekten bu şekilde olacağını hiç düşünmemiştim.
    T: Ali, sana gelelim.
    T: Sen bana telefonda Sena beni hala seviyor demiştin hatırlıyorsun değil mi?
    T: Hatta ağlıyordun Sena beni seviyor ben de onu seviyorum ama sevgili değiliz diye.
    T: Ben sana güvenip aranızı yapmak için böyle bir plan yaptım
    T: Hatta King ile sevgili olduklarını biliyordum ama Sena uzun zamandır bahsetmeyince ayrıldıklarını düşündüm.
    T: Hani lan Sena seni seviyordu şerefsiz
    T: Şuraya bak seni seviyor olsa senin yanında başkasına sarılır mı, elini tutar mı?

    Tayfun'un konuşmasından ben bile korkmuştum, iri yarı yapısı bu hissi yaratmaya yetmişti.
    ···
  14. 64.
    +10
    Ali bana bakıp başını salladı ve "Seninle görüşecez, madem Bursa'da oturuyorsun ve buraya geliyorsun cesaret ederek, görüşecez" diyerek gitti oradan, nereye gitti bilmiyorum evine mi gitti başka yere mi gitti. Ayrıca nasıl görüşecektik? Ben Kocaeli'ye gelmediğim sürece beni görme ihtimali yoktu ama sıkıntı şurada, Sena ile aynı sınıftaydı.

    Y: Çok kafa ütülediniz ya ben dönüyorum eve, başıma ağrı girdi iyice.
    T: Abla sen de kusura bakma ne için çıktık neler oldu. Dön sen eve bende bir kaç saate gelirim.
    Y: Tamam hadi iyi eğlenceler size.

    Ablasını otobüse bindirdik ve o gitti, kaldık 3 kişi orada.

    T: Tanışmamız bugüne kısmetmiş king, baştan alalım hiç düzgün olmadı çünkü tanışmamız.
    T: Ben Tayfun, 16 yaşındayım ve lise 2ye gidiyorum.
    Elini uzattı, sıktım elini.
    K: Ben de king, 15 yaşındayım, memnun oldum.
    S: Bu ne aptal bir gün böyle ya, Tayfun sana da inanamıyorum yani, sırf bahsetmedim diye ayrıldığımızı nasıl düşünürsün ya?
    T: Ne bileyim ben kızım dilinden düşmüyordu söylemeye söylemeye ben de ayrıldınız bitti sandım.
    T: Hadi gelin Dolphin'e gidelim, yemek yeriz sinemaya falan gideriz.

    Saate baktığımda tam 3tü.

    K: Benim fazla zamanım yok ama, en geç 5-6 gibi otogardan otobüse binmem gerekiyor. Sonra çok geç olur 2 saat falan sürüyor çünkü yol. O yüzden sinema işini başka zaman hallederiz, tekrar geldiğimde.
    S: Olur hayatım sen nasıl dersen.
    T: Hadi ya tüh, kötü oldu bu. O zaman gidelim, yemek yeriz oturur konuşuruz bir yerde.

    Onayladıktan sonra alışveriş merkezine doğru yürümeye başladık.
    ···
  15. 65.
    +10
    Telefonu zütürdüm kulağıma, konuşacak halim yoktu pek "Efendim Sena" diyebildim güçlükle.

    S: King
    S: ikinizden biri yalan söylüyor.
    S: Ya Kübra bana yalan söylüyor aramızı bozmaya çalışıyor
    S: Ya da sen bana yalan söylüyorsun, buraya geliyorsun önce benim yanıma sonra da otogara diye gidip Kübra ile buluşuyorsun.
    S: Ama neden Kübra aramızı bozmak için yalan söylesin ki.
    S: Ama sen neden bana yalan söyleyesin ki.
    S: Bilmiyorum king, gerçekten bilmiyorum.
    K: SENA SEN NE DEDiĞiNiN FARKINDA MISIN? BENiM NASIL YALAN SÖYLEDiĞiMi DÜŞÜNEBiLiRSiN YA?
    K: O KADAR ŞEY KONUŞTUK O KADAR GELDiM YANINA SENiN BUNU BANA NASIL SÖYLEYEBiLiYORSUN?
    S: Bilmiyorum king
    S: Ben sana güvenmek istiyorum ama Kübra'nın gösterdiği şeyden sonra bilmiyorum
    K: NE GÖSTERDi SANA KÜBRA?
    S: Ali ile mesajlaşmışlar işte Ali'ye yazmış king bana beni sevdiğini söyledi aslında Sena'yı benimle buluşmak için kullanıyor. Ali de yazmış biliyordum böyle olduğunu falan.
    K: ALi NE ALAKA LAN ALi NE ALAKA?
    K: MESAJIN GEÇMiŞiNDE NE VARDI BAKTIN MI HiÇ? NE KONUŞMUŞLAR DAHA ÖNCESiNDE?
    S: Hayır bakmadım
    K: AFERiM iYi Ki BAKMAMIŞSIN
    K: ALiNiN NE SÖYLEDiĞiNi HATIRLIYOR MUSUN EN SON YANINA GELDiĞiMDE YANIMIZDAN GiTMEDEN ÖNCE
    S: Hayır hatırlamıyorum kafam durdu benim
    K: BANA SENiNLE GÖRÜŞECEZ DiYiP GiTMiŞTi HATIRLATAYIM
    K: YA SEN BÖYLE BiR ŞEYE NASIL iNANABiLiYORSUN SENA. SÖZDE BEN KÜBRAYA ONU SEVDiĞiMi SÖYLEMiŞiM VE SENi KULLANIYORMUŞUM ÖYLE Mi?
    K: ULAN iŞiN iÇiNDE ALiNiN OLMASI ZATEN BAŞLI BAŞINA SAÇMALIK
    K: EĞER BU iŞTE ALiNiN BiR PARMAĞI YOKSA ARAMIZI BOZMAYA ÇALIŞMIYORSA BEN DE EN ADi huur ÇOCUĞUYUM
    S: KÜFÜR ETMEE
    K: EDERiM SENA BÖYLE BiR DURUMDA EDERiM KUSURA BAKMA ARTIK
    S: King tamam özü...

    Kapattım telefonu verdim Aylin'e geri.

    K: Anasını gibeyim o Ali'nin de Kübra'nın da.
    Ah: Ne oldu lan bağıra bağıra sövdün?
    K: Ya Ali var tamam mı Sena'nın benden önceki erkek arkadaşı, sevgilisi.
    K: Bu Sena'nın arkadaşı Kübra sözde Ali ile mesajlaşmış işte ben onu çok seviyormuşum, bunu ona söylemişim hatta ben Sena'yı kullanıyormuşum Kübra ile buluşmak için.
    B: Yok ananın amı?

    Sena Aylin'i aradı geri, açtırmadım, beni aradı defalarca ama açmadım.
    ···
  16. 66.
    +10
    Sena'nın evine kadar zütürme teklifini sundum bizimkilere, kabul ettiler. Sena'yı evine kadar zütürdük, Sena eve davet etti beni ama hiç girmeyeyim dönelim biz dedim. Sarıldık birbirimize apartmanın girişinde, vedalaştık ve evine girdi, biz de otogara gidip saat 6ya biletimizi aldık. Hala bir şey yememiştik, otogara girip bilet aldıktan sonra ilk işimiz yemek yemek oldu, aç gibi saldırmıştık oradaki büfeye.

    Belirlediğimiz saatten çok daha geç varmış olacaktık evlerimize, hepimiz ailelerimize mesaj attık saat 8 gibi bitecek işimiz diye. Hepimizin keyfi yerindeydi otobüste, özellikle de benim. 2 saat civarı bir yolculuktan sonra şehrimize gelmiştik, otobüslere dağılıp evlerimize gittik. Ben erkenden uyumuştum.

    Ertesi gün okula geldiğimizde Aylin'in neredeyse tüm okula durumu yaydığını öğrendik.

    K: Aylin ciddi bir sorum var sana
    K: Sen salak mısın amk?
    K: Niye anlatıyorsun insanlara? Bilmeleri mi gerekiyordu?
    A: Hehe ne olacak king öğrendiler işte senin kimi ne kadar çok sevdiğini.
    K: Bu ne böyle ya imalı imalı konuşmalar şimdi?
    A: Ne iması be sana öyle gelmiş, neyse iyisiniz dimi bir şeyiniz yok?
    Ah: Aylin hepimizin eli acıyor.
    C: Aa niye ne oldu?
    C: FURKAN NE OLDU?
    F: Bir şey yok aşk çocuk tokatladık sadece.
    K: Aynen ya ciddi bir şey yok, lavuklar 20-25 kişiydi ama başa çıkabildik.
    B: Ya gibtir git
    B: Yalan söylüyor inanmayın 20-25miş, en az 50 kişiydiler.
    Ah: Ben niye tek kişi gördüm lan sadece Ali yok muydu orada?
    K: Bu çocuk vallahi salak dıbına koyim ya öffff
    Ah: Ne lan ne Aliydi sadece orda ne zütünüzden element uyduruyorsunuz 20-25miş yok 50 yok anasının amı yok 1500 kişiydiler.
    A: Ne olduğunu biri söyleyebilir mi?
    K: Bir şey yok ya, Ali'ye ben yumruk attım arkadaşlar tokatladı tek kişiydi o kadar.
    A: He tamam o zaman ama tek kişiyi dövmek yakışmamış. Dayak yiyecektiniz sözde.
    K: Ne bileyim arkadaşları gelir toplanırlar diye düşündük ama sadece Kübra ve Ali oradaydı.
    A: Heee
    C: Hadi sınıfa geçelim bir daha da böyle bir işe kalkışmayın, çok merak ettik sizi dün.

    Sınıfa girdiğimizde herkes bize garip bakıyordu, sanki adam öldürmeye gitmiştik.
    -Sena yenge nasıl?
    -Çocuğa neler yaptınız?
    Gibisinden sorular aldık hep, üstü kapalı şekilde anlattık olanları, hiç bir zaman detayları bilmeyeceklerdi.
    ···
  17. 67.
    +10
    Bu parttan sonra Aralık ayının ortasına geçiyorum çünkü anlattığım zaman ve geçeceğim zaman arasında hava o kadar kötüydü ki hiç bir şey yapamamıştık tek yaptığımız okul-ev ve ev-okuldu.

    ---

    Yağmur o kadar şiddetli yağıyordu ki, tenefüslerde dışarı çıkamıyorduk. Bir tek öğlen arasında yemekhanede takılmıştık.

    S: Bu hava niye böyle ya
    K: Ne bileyim baksana durmaya pek niyeti yok gibi yağmurun, dışarı da çıkamıyoruz.
    Ah: Çıkıp ne yapacaz aga burası iyi işte sıcak sıcak
    K: Haklısın, neyse ki burada durmamıza izin veriyorlar öğlen arası bitene kadar, şanslıyız.
    B: Kanka sen Tuncaya söyledin mi bunu
    K: Yok hayır daha söylemedim, okuldan çıktıktan sonra eve geçince arar söylerim
    A: Neyi be?
    B: Sabah konuştuğumuz konuyu
    A: Tuncay kim ki?
    B: Sen tanımazsın, boşver bir abimiz.
    S: Ben biliyorum sanki Tuncay'ın kim olduğunu, king Fransa'dan döndüğünde havaalanında yanında olan kişi. Sanırım oynadıkları oyundan.
    K: Çok zeki olduğunu biliyorsun değil mi? Evet o ve aynı oyunu oynuyoruz, onun sayesinde gitmiştim ben oraya ve yarı finaldeki rakibimdi kendisi.
    A: Hııı tamam
    C: Peki king bu anlattığın kişi kim?
    K: Benim bildiğim kadarıyla oynadığımız oyunun kralı, oyunun tanrısı diyorlardı ona
    F: O zaman sen tanrıyı yendiğine göre yeni tanrı mı sen oluyorsun?
    K: Hayır tabi, öyle olmuyor o iş. Sadece şanssızdı ve yerlerinde yakalamayı başarmıştım yoksa evire çevire alırdı beni. Bu oyunda kimse yenilmez değildir.
    ···
  18. 68.
    +10
    T: En son diyecektim soyun çıkar her şeyini ateşe ver, seni de burada bırakıyorum nasıl dönersen dön, sonra da bırakıp gelecektim ama yine de acıdım şerefsize
    K: Bıraksaydın keşke
    T: Bıraksam daha iyi mi olurdu
    K: Yani
    T: Vay amk, Ali hazırlan gidiyoruz tekrar orada bırakacam seni o şekilde
    K: Lan dur hemen yükselme şaka yapıyoruz
    T: Sena, bir daha bu çocukla konuştuğunu duyarsan kemiklerini kırarım, duydun mu beni
    S: Duydum
    T: Gül gibi çocuk vardı burada yaptıklarınla kendinden uzaklaştırdın, kendine çeki düzen ver biraz belki King sana gelir geri
    K: O iş yaş
    S: Yüzüme vurmasanız olmuyor dimi
    T: Şu an buradaysak 3ümüz, bunun tek sorumlusu sensin Sena, King veya Ahmetcan değil
    S: Biliyorum
    T: Kendini topla, eski haline dön yoksa bir gib olmaz senden üstüne sürekli kaybetmeye devam edersin. Bu halinden hiç memnun değilim açık açık söyleyeyim
    K: Ben de değilim
    T: Al bak aşık olduğun çocuk bile beğenmiyor seni
    S: Bu son yaptığım şey çizgiyi aştı bunun farkındayım, artık olacağı varsa da olmaz Kingle
    T: Orasını hiç kimse bilemez, ne sen ne ben ne King ne de bir başkası. Belki bir şey olacak Kingi kurtaracaksın içinde bulunduğu durumdan, King de tekrar sana dönecek
    Ah: Kimsenin bilmeyeceği konusunda Tayfun haklı şu an
    T: Neyse, biz gidelim artık Aliyi de gördüğünüze göre. King ben sizi bırakayım abi evinize kadar
    K: iyi olur valla
    T: Sena dediklerimi düşün, iyice düşün topla kendini
    S: Tamam, söz veriyorum eski halime döneceğime
    T: Hadi inşallah

    Sena bizimle beraber geldi kapıya kadar, bindik arabaya.
    ···
    1. 1.
      +8
      Ali bi daha çıkarsa ortaya ne yapıp edip anasını araştırıp evine jigolo yollayacam huur çocuğunun
      ···
  19. 69.
    +10
    1 saate yakın süren yolculuğun ardından geldik Gemliğe, balık tutulan bir iskele gördük gittik oturduk oraya, ayakları da sallandırdık aşağıya.

    K: Düğün ne zaman
    A: Kimin bizim mi
    K: Yok Cristinayla benim kendi düğünümün tarihini bilmiyorum, herhalde sizin, sizden başka çift var mı şu an burada
    G: Şu seneyi de bir atlatalım da, önümüzdeki yaz düşünüyoruz
    K: Nerde olacak peki
    G: Burada olur muhtemelen
    A: Ben aslında düğün taraftarı değilim biliyor musun, düğüne harcanacak parayla mis gibi tatil yapılır, ha burada ha yurtdışında
    C: Bak böyle düşünmen güzel bir şey, ben de sevmem öyle düğün falan harcanan paralara yazık. Sade bir nikahla da evlilik oluyor illa gösterişli düğün olması şart değil ki
    A: Ama işte gel de bunu yanımdakine anlat
    G: Nee, zaten bir kez evlenecez elbette düğün olacak
    A: Bak gördün mü
    G: Ama fikrimi değiştirmek senin elinde bunu da unutma
    C: Bence boşverin siz düğünü, o parayla gidin 1 hafta 2 hafta tatil yapın
    K: Bence de, çok mantıklı çünkü bu
    ···
    1. 1.
      +10
      Ahmetcan her şeyiyle tam benim kafada dıbına koyim
      ···
  20. 70.
    +10
    Çıktık kafeden, Ahmetcandan aradım babamı dedim böyle böyle Ahmetcanın evinde az işimiz var, onun kız arkadaşı Cristinayı eve bırakacak diye, tamam dedi adam. Otobüse binerken telefonu dayadım kulağıma.

    K: Sena burda mısın
    S: Burdayım
    K: Tayfun geliyor haberin olsun
    S: Biliyorum, ben aradım onu ev telefonundan da benden önce davranmışsın
    K: Kafan çalışmıyor ki önce onu arayasın, Ali orda mı
    S: Sokağın başında oturmuş etrafa bakıyor
    K: Tamam, kal evde kafanı çıkarma, biz de geliyoruz, burda kalmaya devam et kapama telefonu sakın
    S: Tamam kapamam

    Yollar boş olduğu için 30 dakikada falan Hürriyete geldik, durakta Gözdeye teşekkür ettim eve kadar zütüreceği için "Başınıza bela almayın, bakın dönün" dedi ikisi de, tamam dedik bizim gideceğimiz yolun tersinden gittiler.

    A: Tayfun geliyor mu cidden
    K: Geliyordur, gelmek zorunda
    A: Arasana bi
    K: Kapatamam, ver senin telefondan arayayım
    A: Al al ben unuttum Senanın çağrıda olduğunu

    Verdi telefonunu aradım, Yalovadan Bursaya girdiğini söyledi, hız limitinin anasını gibmiş ceza yiyecem falan dedi, sonra da neyse giberim şimdi cezasını dedi, bizim nerde olduğumuzu sordu, Mustafa abinin evine gidiyoruz dedim, tamam yarım saate ordayım dedi kapattı. Yarım saat dediğine göre muhtemelen yolların boş olmasını fırsat bilip 170+ hızla geliyor bu diye söyledim Ahmetcana.
    ···
    1. 1.
      +8
      Aliyi bir güzel elden geçirecekler herhalde
      ···
    2. 2.
      +9
      Kan görüyorum hocam vahşet görüyorum hocam
      ···
      1. 1.
        +8 -1
        Aliyi en son çöp torbası diye çöpe atacaklar gibi
        ···
    3. 3.
      +7
      Alaca yannan girecek ali muallaksine
      ···
    4. diğerleri 1