/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 776.
    +5
    Kızlar bağırıyorlardı ama umrumuzda değildi açıkçası, ok yaydan çıkmıştı artık. En son birinin polis dediğini duymuştum, aramışlardı herhalde polisi. Bir kaç dakika sonrasında hepsi yerdeydi, Ali hariç diğerleri tam korkak çıkmıştı. Ali'yi yerden kaldırdığım gibi okulun duvarındaki tellerine yapıştırdım, dizimle karnına bastırıyordum bir yandan da göğüsünden elimle ittiriyordum ve her söylediğim kelimeden sonra karnına dizimle vuruyordum.

    K: Senin.. burada.. canını.. alırım.. üstüne.. gömerim.. kimse.. cesedini.. bulamaz.. duydun mu beni
    A: Hadi yap görelim
    K: Bak gerizekalı, benim seni şu an bu halde tutuyor olmam kendi kendini inandırdığın yalan değil sadece anneme ve arkadaşlarıma küfür etmiş olman.
    A: Bak sen, demek öyle
    K: Sen dayak yemekten hoşlanıyorsun herhalde

    O ana kadar hiç belli etmediği bir şey yaptı ve bıçak çıkardı, göğüsünü bastırdığım sağ elimin üstünde biraz kegib açtı(izi hala duruyor, gördükçe hatırlıyorum bu günleri, iyi kötü hatıra amk), o kadar öfkeyle doluydum ki acısını hiç hissetmedim bile onun, göğüsünü bırakıp suratına yumruk attığımda elim acımaya başladı ve tutarak duvara dayandım, acısı biraz geçsin diye elimi salladıkça yere kan damlıyordu, Burak bunu görüp yanıma koştu direkt "LAN ELiNE NE OLDU" diye bağırmaya başladı, Ali'nin kestiğini söyledim, yerde yatan Ali'nin suratına tekme attı bunu duyduğunda ve sövmeye başladı. Bu sefer onu ben tutuyordum yapmasın diye, öldürecekti resmen çocuğu.
    ···
  2. 777.
    +4
    Elimin acısı artmaya başladı ve onun etkisiyle bağırmaya başladım, yanıyordu aynı zamanda. Sena ağlayarak yanıma geldi, konuşamıyordum elimin yanmasından dolayı. Elimi okulda giydiğim lakosla kapattım, bembeyaz lakosun elimi sardığım kısmı kıpkırmızı oldu. Kegib o kadar büyük değildi belki 2-3 santimdi ama çok fazla kanıyordu, nasıl başarmışsa elimin üst kısmında işaret parmağının kemiğinden baş parmağın kemiğine kadar indirmişti bıçağı neredeyse. Belki ucuyla kesmişti belki hiç derin kesmemişti ama çok felaket yanıyordu. Ahmetcan ve Furkan diğerlerini tutuyordu, Burak Ali'yi kaldırmıştı yerden ama arkasından tutuyordu, Ali kendi arkadaşlarına dönüp "Sizin de ananızı gibeyim gelmeyin lan benimle bir daha bir yere" diye bağırdı.

    S: ALi SENi iYiKi DE BIRAKMIŞIM, DEFOL GiT ARTIK HAYATIMIZDAN YA SENi GÖRMEK iSTEMiYORUM ANLAMIYOR MUSUN BUNU? VEYA SENiN ANLAYACAĞIN DiLDEN SÖYLEYEYiM gibTiiR GiT HAYATIMIZDAN gibTiR GiT ALi
    S: AYRICA HiÇ BiR YERE GiTMiYORSUN, BURAK TUTUN BUNU ARKADAŞLARI GiDECEKSE GiTSiN BU POLiSE iFADE VERECEK
    A: Ne polisi ya polisi mi aradınız siz
    Ay: Aradık tabi ne sandın? Dağ başı mı burası öyle arkadaşlarınla okul basmak üstüne bıçakla yaralamak, sen taku yedin olum hadi tartışma kavga neyse de o bıçağı çıkarmayacaktın
    A: Siz gerçekten korkamışsını...

    "BAK HALA KONUŞUYOR AMINA KODUMUNUN EVLADI" diyip kegib elimle bir kez daha vurdum orada, zaten burnu Buraktan tekme yediği için kanıyordu şimdi iyice gitmişti, belki de kırılmıştı.

    S: KiNG NABIYOSUN SEN YA KENDiNE GEL
    K: Ben kendimdeydim, iyiyim ve sakinim ama bu arkadaş pek iyi değil galiba, baksana hala korkak falan demeye çalışıyor.
    F: O bence ne dediğini bilmiyor baksana yediği dayaktan beyni sulanmış.
    K: Burak, bıraksana bi bakayım ayakta durabiliyor mu merak ettim
    B: Peki kanka sen nasıl istersen

    Dedi ve bıraktı, sol ayağını tutmaya başladı ve inliyordu orada.

    K: Ali, bu sana ders olsun bıçak öyle kullanılmaz böyle kullanılır, sen belki o anın heyecanıyla fark etmedin ama sen elimi kestikten sonra o bıçak senin bacağına girdi be olum
    S: NE DEDiN SEN
    K: Ne dedim?
    S: BUNU GERÇEKTEN YAPTIN MI SEN
    K: Evet, yaptım. Yapmasaydım daha kötüsü olabilirdi bana
    Sena tokat attı bana, normal bir tokat değildi attığı.
    ···
  3. 778.
    +5
    Sena bana suçsuzken suçlu konumuna düşeceğimi söyledi, ağlamaya başladı. O esnada bir ekip arabası geldi önümüzde durdu, 2 tane polis indi arabadan. Ali yerde yatıyordu bacağını tutarken, benim lakosum kan içindeydi sanki silahlı çatışma çıkmıştı.

    Polis1: Kimde silah var
    K: Kimsede yok
    Polis2: Buranın hali ne ayrıca diğerleri ne yapıyor(Ahmetcan ve Furkan'ı gösterdi)
    K: Diğerlerini tutuyorlar
    P2: Peki bu niye yerde yatıyor(Ali'yi gösterdi) kaldırın şunu yerden
    Burak kaldırdı yerden, duvara oturttu.
    K: izin verirseniz olayı anlatayım size, bana inanıp inanmayacağınızı bilmem ama
    P1: Anlat bakalım ama önce üstünün neden kan içinde olduğunu anlat, sonra olanı biteni anlat.
    K:(Elimi gösterdim) Elim kesildi, az önce yerden kaldırttığınız çocuk yaptı bunu. Gelelim olaya, bakın şu an yanı başımda gözlerini silen kız benim sevgilim, 2. senemiz bu sene. Benden önce bu arkadaşla sevgiliydi, ondan ayrıldı benimle oldu ve bu andaval da kendi kafasında kurmuş bir şeyleri, söylediği yalana kendisini inandırmış, üstüne abisini inandırmış abisi falan da gelmişti buraya. Kocaeli'den hem de!
    P1: Murat acil ambulans gelsin buraya, buranın hali hiç iç açıcı değil
    P1: O zaman bu mesele seninle bu çocuğun arasında, peki diğerleri?
    K: Benim ve onun arkadaşları, okulu basmaya gelmişler akılları sıra.
    P1: Sen aklı başında birine benziyorsun, sen mi bıçakladın bu çocuğu?(Ali'nin ayağını gösterdi)
    Tam cevap verecektim ki Furkan'ın tuttuğu çocuk "Ben bıçakladım" dedi.
    (içimdeki ses: Ne diyo ya bu)
    P1: Gel bakalım yanımıza o zaman
    Çocuk geldi.

    P1: ismin ne senin?
    M: Mahmut ama arkadaşlar Maho diyorlar
    P1: Peki Maho, sen bunun mu arkadaşısın bunun mu?
    M: Bıçaklananın arkadaşıyım komiserim
    P1: Peki çocuğum sen aptal mısın kendi arkadaşını bıçaklıyorsun?
    M: Yok değilim, buna takacaktım bıçağı, bir den elim kaydı onun bacağına gitti
    A: YALAN SÖYLÜYOR, BU YAPTI BU
    M: Sen sanırım yanlış görmüşsün, ben yaptım sana onu.
    A: O ZAMAN SENiN DE ANANI gibEYiM
    P1: YAVAŞ OL LAN BiRAZ
    P1: Murat, al bunu arabaya çok asabi bu.

    Ali'yi polis aracına bindirdiler.

    P1: Şimdi buradaki herkesin karakola gelmesi gerekiyor ifade için, az bekleyin birazdan ambulansla birlikte bir ekip aracı daha gelecek zütürecez sizi.
    ···
    1. 1.
      +4
      Maho adamdır diyicemde aklıma banker bilo geliyor güvenemiyorum amk
      ···
  4. 779.
    +4
    Ambulans geldi, polisler telefonlarımızı alıp rehberlere baktılar, arayacaklardı ki Sena bir şekilde aramalarına engel oldu. Elime pansuman yaptılar, Ali ile de ilgilendiler, orada işimiz bitince ekip aracına alıp karakola zütürdüler, tek tek ifademizi aldılar. ilginç şekilde bizim tarafın ifadeleri birbiri ile tamamen uyumluydu ama Alilerin ifadeleri uyumlu değildi. Bir kaç saat karakolda kaldıktan sonra bizi bıraktılar, bize söylediklerine göre de Alilerin ifadesinin tekrar alınması için Kocaeli'den bir karakol ile iletişime geçip otogara zütürmek üzere arabaya bindirmişler, orada büyük ihtimalle bir veya iki gece nezarette kalacaklarını söylediler.

    Karakolun önünde kendimize gelmeye çalışıyorduk, hava kararmak üzereydi.

    F: Ben senin yaptığını gördüm ama çocuğun kafasına vura vura onun yaptığını söylettim
    K: Bir şey olmazdı ki ben yaptım deseydim
    F: yannan olmazdı, şu an nezaretteydin belki adam yaralamaktan bir süre cezaevine bile girebilirdin yargılandıktan sonra, bırak onlar düşünsün artık
    K: Sağ ol
    S: King, hani olay çıkmayacak diye söz vermiştin
    K: Sözümde duramadım özür dilerim, gerçekten özür dilerim.

    Yoldan geçenler bana üzgün gözlerle bakıyordu, üstüme baktığımda sanki bıçaklanmışım da karnımdan çıkan kan üstüme bulaşmış gibi duruyordu.

    S: Elin nasıl oldu senin
    K: Daha iyi

    Murat dediği polis gelmişti yanımıza

    M: Siz niye bekliyorsunuz?
    Ah: Kendimize gelmeye çalışıyoruz abi
    M: Bence evlerinize gidin artık bakın arkadaşınızın üstü başı kan içinde katil gibi dolanıyor ortalıkta, sizlik bir durum kalmadı Kocaeli'de o diğer çocukların ifadesi tekrar alınacak ve duruma göre yaptırım olacak.
    K: Evet ya biz neden duruyoruz ki, ben sevgilimi alıp gidiyorum Pazartesi okulda görüşürüz umarım
    B: Umarım derken?
    K: Büyük ihtimalle gelmeyecem ama gelebilirim de hiç belli olmaz benim sağım solum. Hadi görüşürüz.

    Tuttum senanın elinden, yolun karşısına geçtik.

    K: Otobüse mi binelim taksiye mi binelim bende para var yanımda
    S: Yürümeyelim, taksiye binelim ama senin üstün bu haldeyken nasıl olacak
    K: Ben hallederim şimdi dur sen, taksiyle gidelim

    4. gelen taksiye bindik, adama önemli bir şey olmadığını, elimin tellere takılıp kesildiğini ve üzerimdekinin onun kanı olduğunu söyledim. Cebimden toplam 57 lira çıkmış önce Sena'nın daha sonra benim evime kadar geçen yolda, eve girdiğimde anneme göstermemek için elimden geleni yaptım, üstümdeki kanlı lakosu çamaşıra atamazdım, nasıl olsa yedeği var diyip çöpe attım. Elimi gördüğünde de okul çıkışında tele takıldı ve kesildi diyecektim.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 780.
    +5
    Bu gecelik bu kadar, yarın devam edeceğim tarih Haziran başı olacak, 21 Mart'ı anlattım bugün, 22 Mart ve 2 Haziran arasında olanlar 2 part bile doldurmayacağı için yazmama gerek yok, günlükte de zaten en uzunu 3 cümle ile yazılmış günler.

    iyi geceler hepinize
    ···
    1. 1.
      +2
      iyi geceler kral
      ···
    2. 2.
      +1
      Reis bi gece uykusu çekim dedim gelemedim neysa bugün gelirim artık
      ···
  6. 781.
    +5
    Aga nerdesin agaaa. Sen yaz sabaha okurum yarın sabah doktora gitcem hadi iyi geceler
    ···
    1. 1.
      +1
      Usta bir sıkıntı yok umarım iyi geceler bu arada
      ···
      1. 1.
        +2
        Eyvallah aga yok bir sıkıntı rutin diş kontrolü ya
        ···
    2. 2.
      +1
      Yeni geldim bilgisayarın başına, iyi ol da ne zaman okuyacağının önemi yok
      ···
      1. 1.
        +1
        Teşekkürler hocam, olmaya çalışırım düşündüğün için sağol
        ···
  7. 782.
    +5
    Yeni gelebildim bilgisayarın başına, 5 dakikaya başlıyorum.
    ···
  8. 783.
    +6
    Bir okul yılını daha bitirmek üzereydik, tam 15 gün sonra karnelerimizi alıp yaz tatiline girecektik. Şimdiden hocalar üniversite planlarımızı sormaya başlamıştı. Ben ve bir kaç kişi hariç herkesin nereye gitmek istediği belliydi. Yarın okula gelmeyecektik, öğlen arasında onu konuşmuştuk bunu, nasıl olsa sınavlarımız falan bitmişti son 2 hafta kaldığı için pek takmıyorlardı devamsızlığı. Zaten günümüz vardı daha devamsızlık için. Öğlen arası bitmek üzereydi.

    S: Yarın ben öğlen çıkarım okuldan, onun için de izin alırım zaten.
    K: Tamam bebeğim öyle yaparsın, biz sabahtan gelmiyoruz ama istersen alıp okula getireyim seni?
    S: Yok yok sen direkt Burakların yanına git ben gelirim okula havalar da iyi zaten gerek yok
    K: Peki öyle yap o zaman.
    B: Yalnız aga ben sana bir şey diyeyim mi o elinde iz olarak kalacak muhtemelen, derin kesmiş huur çocuğu
    K: Hıı evet farkındayım, kalsın abi ne yapayım hatıra olur işte
    S: Acımıyor değil mi
    K: Yok bebeğim acı yok o çoktan geçti

    Zil çaldı içeri girdik. Çok güzel gidiyordu gün, Furkan ve Cansu arkadaş olarak kalmaya karar vermişlerdi, aynı ortamda takılacaklardı ve bu gerekli olan bir şeydi onlar için. Okul çıkışında Sena'yı evine bıraktım, eve gittiğimde yemeğimi yiyip bilgisayarın başına geçtim. Msni açtığımda Cristina yazdı.

    C: Nerelerdesin sen kayıp çocuk
    K: Buralardayım ya pek fazla bilgisayara takılmıyorum sadece o kadar
    C: Haa tamam, merak ettim ve özledim konuşamadık hiç.
    K: Öyle oldu ya
    C: Geçen rüyamda seni gördüm haha
    K: Birini çok fazla düşünürsen rüyanda görürsün, tıpkı benim Sena'yı gördüğüm gibi.
    C: Yok be niye düşüneyim seni o kadar, bir film izlemiştim de oradan bi sahne aklımda kalmış öyle gördüm seni
    K: Hadi ya ne sahnesiymiş o
    C: Şey, evlilik sahnesi. Evlendiğimizi gördüm çok komik değil mi haha sen ve ben
    K: :D :D
    K: Demek evleniyorduk he
    C: Aynenn keşke daha çok olma ihtimali olan bir rüya görseydim ya
    K: iyi en azından öyle bir şey olmayacağının bilincinde olman güzel.
    C: Niye olsun ki zaten dimi

    Haklıydı, bayadır konuşamamıştık ve ona söz verdiğim gibi oyuna henüz tam anlamıyla girememiştim, gece geç vakite kadar oyunda vakit geçirdik, nasıl olsa okula gitmeyeceğim diye erken yatmamıştım.
    ···
  9. 784.
    +2
    ilerde ali senayla sen cristinayla olmayın da yeter
    ···
  10. 785.
    +2
    Anneme okula gitmeyeceğimi söylemiştim, notlarımı ve devamsızlık durumumu bildiği için tek dediği şey "Keyfine bak" oldu. Saat 10 gibi uyandım, diğerleri çoktan buluşmuşlardı. Hiç kahvaltı yapmadan çıktım evden, sokaktan çıkarken Burağı aradım, nerede olduklarını sordum, Korupark dediler. Otobüse bindim ve gittim Korupark'a. Üst katta balkonda oturduklarını öğrendim ve yanlarına gittim.

    K: Nabıyonuz gençler
    C: iyidir genç, Sena öğlenden sonra mı gelecek şimdi
    K: Aynen, çıkınca arar zaten o, söyleriz gelir buraya.
    K: Benim sizinle konuşmak istediğim bir konu var, yardımınız lazım
    Ah: Neymiş o?
    K: Kanka benim ispanya'da tanıştığım bir kız vardı ya hani
    K: O kız benim başıma sıkıntı çıkaracak gibi.
    K: Olur olmadık yerlerde arıyor, inadına yapıyor sanki.
    C: Engelle her yerden, sana ulaşamamasını sağla?
    K: Yapamıyorum işte, kızın kalbini kırmak da istemiyorum. Ben bu kızı kendimden nasıl uzaklaştırabilirim? Kalbini kırmadan ve incitmeden.
    B: Hiç bir şey demeden engellemen daha iyi olur, hem bir daha nerede göreceksin o kızı.
    K: Bu kadar mı yani?
    A: Yani King, engelle geç. Ulaşamaz sana hiç bir şekilde bir daha
    K: Deneyeyim o zaman.
    ···
  11. 786.
    +2
    Bir anda bunu yapmaktan vazgeçmiştim, direkt hiç bir şey söylemeden engellemek kalbini kırmaz mıydı? Kırardı. Akşam eve gittiğimde ne düşünüp ne düşünmediğini detaylıca konuşup, benimle ilgili bir şey düşünüyorsa bunu düşünmemesi gerektiğini anlatacaktım. Evet, böylesi daha iyi olacaktı. Saat 12de Sena izin alıp okuldan çıkmıştı, nerede olduğumuzu söyledikten yarım saat 40 dakika sonrasında yanımıza geldi. Burak ben ve Ahmetcan kim ne içecek diye öğrendikten sonra içecekleri alıp balkona geri geldik ve yerlerimize oturduk.

    K: Kim ne yapıyor bu yaz tatilinde? Ben muhtemelen tek kalıyorum burada, Sena da gidiyor Kocaeli'ye bütün yaz orada olacak.
    S: Üzülme ama Kocaeli uzak değil ki önceden de gelmiştin, yine gelirsin.
    K: Ya onu biliyorum da ne bileyim, hemen hemen 1 sene benimle beraberdin, 2-3 ay uzak kalmak koyacak bana.
    A: Ben Almanya'ya gidiyorum karneyi aldıktan 2 gün sonra, Ağustos sonu gibi dönmüş olacam.
    C: Ben izmir'deyim babamla birlikte, gelmem Ağustosu bulur herhalde
    K: Ya siz?
    Ah: Muğlada bir tanıdığın otelinde olacam aga ben
    B: Ben burdayım ya bir yere gitmiyorum, salonda çürürüz artık sıcaklarda
    F: Ben de buradayım, bir planım yok gitmek için.
    K: Gözde?
    G: Ben Kumla'ya falan giderim sanırım, aileme bağlı.
    K: Yani koskocaman Bursa'da Furkan ve Burak kalıyor benimle, ne güzel ya. Valla ne güzel.
    C: Ne oldu King?
    K: Yok bir şey ya, üzüldüm sadece bir yere gidemiyorum diye.
    B: Aga biz gideriz la denize falan, elbet sıcaklardan bunalacağımız haftalar gelecek. Gideriz 3ümüz amk mis gibi rahat rahat
    K: Bakarız aga duruma göre.
    ···
  12. 787.
    +4
    içtiğimiz şeyler bittikten sonra çıktık Korupark'tan, havanın müthiş sıcak olmasından dolayı kimse otobüse veya taksiye binmek istemiyordu, o harika teklif Furkan'dan geldi "Hadi Hürriyet'e kadar yürüyelim", güneş beynini yakmıştı sanırım, çünkü aradaki mesafe otobüsle bile yarım saati geçiyordu çoğu zaman. ilginç şekilde herkes kabul etmişti, belki de o an kimse mesafeyi düşünmemişti.

    K: Beyler bayanlar kabul ettiniz iyi güzel ama aradaki mesafeyi biliyorsunuz değil mi?
    C: Ben onu düşündüm ama yapacak bir şey yok King, bu sıcakta otobüse falan binilir mi delirdin mi sen, yürümek en iyisi
    S: Cansu haklı ya, yürüyelim hem arada eser falan iyi olur. Çok sıcak hava aşkım ya
    K: Sıcak havada yürümek daha tehlikeli yalnız haberiniz olsun
    Ah: Hazırlıklıyız güzel kardeşim, rahat olsana sen ya
    Elindeki poşette ne olduğunu o an öğrenmiştik, kişi başı 1 tane buz gibi su almıştı çıkmadan önce.

    K: Valla uyarması benden, gidelim o zaman ne yapalım
    B: Kanka en fazla beynimiz erir ölürüz bir şey olmaz hadi gidek
    K: Hadi gidek diyorsun da niye kimse yerinden kıpırdamıyor?
    C: Kesin kararımız mı şimdi yürümek
    F: Evet Cansu hanım kesin kararımız, yürüyün hadi ya

    Daha önce buradan hiç yürümemiştik, söz konusu mesafe Emek - Hürriyet idi. ilk kez yürüyecektik ama yolu biliyorduk sürekli gidip geldiğimiz için. Sena müzik açmıştı telefondan, dinleye dinleye gidiyorduk. Esentepe'ye geldiğimizde nefeslenmek için çamların altına oturduk.

    K: Az kaldı sabredin, ilerisi ihsaniye, onun arkası Hürriyet. Hadi aslan parçaları başarabilirsiniz
    C: Sen ne diyon ya
    B: Beyni yanmış bunun beyni
    K: Ya anasını satayım 2 gülelim diyoruz bu ne ciddiyet
    B: Gülme günü değil bugün hava çok sıcak çok, kanka benim suyu uzatsana be, Ahmetcan

    Suyu kafasından aşağı döktü, serinlediği her halinden belli oluyordu, sırt üstü uzandı gölgeye. Ben de tişörtümü çıkartıp belime bağlamıştım, üstümde atlet vardı sadece. Burağa bakarken dizimin üstünde ağırlık hissettim oturduğum yerde, baktığımda Sena uzanmış bana bakıyordu.

    K: Çok mu yoruldun? Bak yorulduysan taksiye binelim gidelim
    S: Yok bebeğim uzanmak istedim sadece(Gülümsedi)
    K: iyi bakalım uzan. Dinlenelim madem biraz, gerçi az kaldı ama
    C: Dinlensek iyi olacak, kimin fikriydi bu yürüme?
    Ah: Seninkinin fikriydi
    Furkan ve Cansu aynı anda "Ne seninkisi ya" dedi ve gülüştüler.
    F: Benim fikrimdi, biraz spor yapmış oldunuz fena mı oldu(Gülmeye başladı)
    C: Çok komik, öldük be halimize bak
    A: Bir daha ne zaman yaparız bunu bence çok iyi oldu
    Hepimiz birden Aylin'e döndük "Ne diyo bu ya" der gibi
    A: Ne bakıyonuz öyle soru sordum sadece
    Ah: Bir daha asla
    G: Asla asla deme Ahmetcancım, iyi değil biliyorsun başına geleni
    Tümünü Göster
    ···
  13. 788.
    +5
    Bu parttan sonra karne gününe geçiyorum.

    ---

    Biraz dinlendikten sonra nihayet tekrar yola çıkıp Hürriyet'e geldik. Yorgunluktan ölmek üzereydik, o arada dinlenmemiş olsak muhtemelen yorgunluktan düşer kalırdık bir yerde.

    K: Ben bu hafta sonu iptalim haberiniz olsun çağırmasın kimse bir yere, sen hariç hayatım
    S: Seni yerim
    B: Benim için de aynı şey geçerli, bütün hafta sonunu uyuyarak geçirmek istiyorum bugünün üzerine.
    K: Herkes aynısını yapacak muhtemelen.
    K: Neyse, şimdilik ayrılalım Pazartesi görüşürüz. Ben de Sena'yı evine bırakıp eve geçerim.

    Ayrıldık onlardan, Sena'yı eve zütürdüm, hızlı şekilde eve geçtim, Cristina meselesini çözmem gerekiyordu. Onu çözmeden rahatlayamazdım, tam olarak bir sorun değildi en azından benim için ama Sena'yı da düşünmek zorundaydım. Eve gelir gelmez bilgisayarın başına geçtim, Cristina çevrimdışıydı. Gelmesini bekledim, illa gelecekti. Video izlemeye başladım onu beklerken, bir süre sonra çevrimiçi olduğunu gördüm, müsaitse sesli şekilde arayacağımı söyledim, müsait olduğunu söyledi ve aradım.

    K: Naber
    C: iyidir senden
    K: iyi, seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum Cristina, şimdi şöyle ki senin bana karşı olan davranışların benim kafamı karıştırıyor, benimle ilgili ne düşündüğünü bilmek istiyorum.
    K: Kafamı karıştırıyordan kastım aklımın çelinmesi falan değil, sadece bana hangi gözle baktığını anlamaya çalışıyorum.
    C: Sen iyi misin king? Umarım seni sevgilim olarak düşündüğümü, öyle olmasını istediğimi ve senden hoşlandığımı falan düşünmüyorsun?
    K: Merak ettiğim şey buydu işte.
    C: Delirdin mi sen? Bir insan samimi olarak gördüğü arkadaşıyla bu şekilde konuşamaz mı?
    K: Konuşur konuşmasına da ne bileyim senin davranış şeklin biraz tuhaf geldi o kadar.
    C: King, öyle düşünmene sebep olacak ne söyledim bilmiyorum. Ya her şeyi bir kenara bırak sevgilin var senin, bunu bile bile böyle davranıyorsam sana seni o şekilde gördüğüm için veya hissettiğim için değil, seni kendime samimi olarak gördüğüm için. Eğer bu seni rahatsız ettiyse konuşmayalım
    K: Yanlış anladın bak söz konusu mesele rahatsızlık falan değil, ben alacağım cevabı aldım, içimi rahatlattığın için teşekkür ederim Cristinacım, ne demek konuşmayalım falan, unut o dediğini.
    C: Peki unuttum gitti.

    Bir süre konuştuktan sonra başka bir oyuna gireceğimi söyleyip kapattım bilgisayarı ve ps3ün başına geçtim.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 789.
    +4
    Sivil kıyafetlerle gittik yine okula bu sabah, önümüzdeki yıl üniforma zorunluluğunun kalkacağını söylediler bizim okulumuz için, kıyafet abartıya kaçılmadığı sürece serbest olacaktı fakat bazı kuralları olacağını söylediler, kızlar için makyaj yapmak yasak, erkekler için havalar sıcak olduğunda şortla gelmek yasak, kapri serbest. Karnelerimizi aldık, ben ve Cansu dışında takdir alan yoktu sınıftan, yerlerimizdeyken Cansuyla birbirimize bakıp gülüyorduk. Hoca iyi tatiller diyip çıktı sınıftan, herkes koşarak arkasından gitti. Ben, Cansu, Aylin ve Burak kalmıştık sınıfta. Burak "Ee hadi ne duruyoruz biz de çıkalım" dedi, hak verdik ona boşuna duruyorduk sınıfta, merdivenlere geldiğimizde Sena'nın yanımıza geldiğini gördük.

    S: Çıkmamıştınız merak ettim bir şey mi oldu diye, karneleriniz nasıl
    K: Ben ve Cansu takdir aldık, gerisi teşekkür, bir kaç kişi de boş dümdüz karne
    S: Ne güzel ben de teşekkür aldım
    C: Seneye çok çalışıp takdir alırsın güzelim
    S: Çok önemli ya zaten o belge dimi
    C: Önemli tabi haha

    Telefonum çalmaya başladı, babam arıyordu.

    B: Ne aldın evlat de bakayım bana ona göre sana bir şey diyecem
    K: Takdir baba, ortalama 1 puan daha az gelse teşekkür alacaktım.
    B: Güzel, hazırlan haftaya Erdeğe gidiyoruz.
    K: Hayırdır... Baba, Erdek?
    B: ibolar gelecek oraya, onların yanına gidiyoruz yani.
    K: Pekiii, ne kadar kalıyoruz orada?
    B: Keyfimize göre, 2 ayrı çadırda kalacaz canımız ne zaman isterse döneriz.
    K: Peki baba ben daha okuldayım çıkmadım, eve gidince konuşuruz olur mu?
    B: Tamam tamam hadi görüşürüz

    S: Ne diyor bebeğim Erdek falan?
    K: Haftaya Erdeğe gidiyormuşuz şimdi haberim oldu
    S: Aa ne güzel hem vakit geçirirsin fena mı oldu bak üzülüyordun bir de burada kaldın diye
    K: Dimi, çok güzel oldu gerçekten
    (içses: Hadi yiyorsa söyle Cristinanın da geleceğini, hadi yiyor mu?)
    S: Pek sevinmemiş gibisin?
    K: Burak ve Furkanla o kadar plan yapmıştık onların boşa gidecek olmasına üzüldüm ya
    B: Kanka hiç sorun değil inan bana, hem bakarsın abimle ben de giderim belki bir yerlere, belli olmaz.
    K: Furkan sanırım tek kalacak, tüh.
    B: Ben bir yere gidersem onu da alırım rahat ol sen, bırakmam arkadaşımı burada
    K: Tamam madem hadi çıkalım şuradan yeter çok gördük
    ···
  15. 790.
    +4
    Diğerleri kapının önünde bizi bekliyorlardı, liseyi bitirmiş, bir daha girmeyecek olanlar diplomaları ellerinde sevinçliydi. Onları gördükçe üzülüyorduk aslında, ne kalmıştı ki bizim için, son 2 senemizdi burada. Muhtemelen üniversite sebebiyle yan yana olamayacaktık lise bittikten sonra. Sena dayısının geleceğini söyledi, onu bekledik. Buradan direkt Kocaeli'ye gideceğini söyledi, doğum günümde geri gelecekmiş. O zaman aralığında ben yanına gidebilir miydim bilmiyordum, Erdek'te ne kadar kalacağımız henüz belli değildi. Mustafa abi gelmeden vedalaştık Sena ile, gözlerim dolmuştu ve gerçekten çok zor geliyordu şimdi ondan ayrılmak. Arabayla geldi, son bir kez sarıldı bana ve gitti.

    C: King'i tutun isterseniz düşmesin şimdi
    K: Ya ne düşmesi saçma saçma konuşmayın, siz şimdi ne zaman gidiyorsunuz onu söyleyin bana
    K: Gerçi hoş hepinizinkini biliyorum, okul açıldığında görüşürüz artık mahşerin atlıları. Elinizin altında telefon olacak bilgisayar olmasa bile, aramayı ve mesaj atmayı unutmayın sakın
    Ah: E herhalde yarram asıl sen ne yapacaksın onu söyle
    K: Cristinayla tatil yapacam birader, oldu mu?
    C: NE DiYOSUN YA
    K: Babam Erdeğe gideceğimizi söyledi ya, ibrahim abiler de geliyormuş oraya onların yanına gidiyormuşuz anladın mı şimdi?
    B: Ya bakmayın siz King'in böyle konuştuğuna, Cristinayla aralarındaki bağ nasıl ben size söyleyeyim mi
    B: Cansu, Aylin veya Gözde ile nasılsa onla da öyle.
    B: Dimi King? DiMi KiNG??
    K: Aynen öyle daha ötesini beklemek zaten aptalca olur
    K: Ben de isterim prensesimle tatile gitmeyi ama kız ailesinin yanına gitti, gitme mi deseydim? Burada kalsaydı ben onunla yapardım tatilimi zaten
    K: Neyse, lafı fazla uzatmayalım ben kaçıyorum önümüzdeki hafta gidecem ben eğer ben gitmeden kalanlar olursa buluşuruz yine en kötü 1 saat oturur muhabbet ederiz, hadi hoşçakalın.

    Yanlarından ayrıldım, müzik dinleyerek eve giderken Sena'dan mesaj geldi "Seni şimdiden çok özledim" diye, yüzümde aptal bir gülümseme ile eve doğru yürümeye devam ettim. Eve girdiğimde anneme karnemi gösterdim, önümüzdeki hafta babamla Erdeğe gideceğimi söyledim, odama çekilip babamı aradım.

    K: Babacım şunu detaylı anlatır mısın şimdi
    B: Neyin detayı
    K: Erdek
    B: Detayı söyledim ya sana, ibrahim abinler geliyormuş Erdeğe, benimle de konuştu gelmek isterseniz hem King'e güzel karne hediyesi olur falan dedi, bende tamam dedim. Benim çadırı biliyorsun zaten 2 tane aile sığar içine, biz seninle onda kalırız artık çadırı nereye kuracaksak.
    K: iyi peki, o zaman ben gitmeden 1 gün önce falan gelirim sana valizle, sen bana yarın ne almam gerektiğini falan söylersin baba ben çıkar alırım.
    B: Tamam evlat, ben kapatıyorum şimdi yarın konuşuruz yine.
    K: Tamam baba görüşürüz.

    Kapattı telefonu, içim bir garipti. Tatile gidiyordum ama Sena'nın yanımdaki kişiden haberi yoktu ve belki hiç olmayacaktı.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 791.
    +3
    Yarından itibaren Erdeğe gittiğimiz günden devam.

    iyi geceler.
    ···
    1. 1.
      +3
      iyi geceler
      ···
  17. 792.
    +4
    Erdek’te güzel şeyler geçeceğe benziyor. Cristina da iyi kız. King reddetse de olabilir mi düşünüyorum.
    ···
  18. 793.
    +3
    15 dakikaya başlıyorum
    ···
  19. 794.
    +4
    Erdek.. En son hatırladığım kadarıyla seneler önce gelmiştim buraya babamla, ama çok durmamıştık 3 gün müydü neydi kaldığımız süre. Minibüsten indiğimizde babam ibrahim abiyi aradı, nerede olduklarını öğrendik ve sırtımızdaki çantalarla yanlarına gidiyorduk.

    B: Özledin mi arkadaşını
    K: Özledim tabi, niye özlemeyeyim?
    B: Hadi bakalım, nerede kalacağımızı söyleyeyim mi sana?
    K: Çadırda kalacağımızı biliyorum da, nerede olacak çadırlar?
    Eliyle bir yer gösterdi bana, hafif böyle dağlık bir yerdi ama kenarından sahile falan iniliyordu ama biraz taşlık bir yerdi o yol.

    B: Bak oraya kuracaz çadırları, gündüz sahil gece çadır yanında ateş başı muhabbet ederiz.
    K: iyiymiş he, güzel manzaralı gibi duruyor.
    B: Güzel tabi, biz buraya gelmiştik ama geldiğimizde çadırda kalmamıştık o yüzden pek hatırlamazsın orayı, küçüktün biraz 6-7 yaşında mıydın neydin.
    K: Ya geldiğimizi hatırlıyorum da nereye geldiğimizi hatırlamıyordum işte, bu civaraymış tamam.
    B: Saat 2 olmuş bile, onlar kurulmuşlardır şimdi oraya.

    Yolun kenarından yukarı çıkmaya başladık, biraz zorlanmış da olsam çıkmıştık en sonunda. Babamın dediği gibi ibrahim abiler çoktan çadırlarını kurmuş, etrafı toparlıyorlardı.

    B: Nasıl tahmin ettim ama sizin çoktan gelip kurulduğunuzu
    i: Geldiniz mi, siz de şuraya kurun çadırı bak ayarladım ben sizin için yeri taş maş kalmadı
    B: Harika, King yardım ette çadırı çıkarıp kuralım şuraya 5 dakikada
    K: Tamam baba

    Babamın çantasından devasa çadırı çıkarttık, 5 dakikadan daha uzun sürmüştü kurmamız ama en sonunda başarmıştık kurmayı, içini düzenledik çıkaracaklarımızı çıkardık, babam çadırla işimizin bittiğini söylediğinde çıktım çadırdan, ibrahim abiler sandalyelerine oturmuş etrafa bakıyorlardı. Aldım sandalyemi geçtim yanlarına oturdum.

    i: Bir seneyi daha yediniz ha King, kaldı son iki seneniz.
    K: Aynen öyle oldu abi, iyi kötü bu seneyi de bitirdik.
    i: Ne aldın karnede
    K: Takdir ama 1 puanla, 1 puan daha az olsa ortalama teşekkür alacaktım.
    i: O da iyi be, teşekkür alsan da iyi yani kötü değil.
    K: Sen ne aldın Cristina?
    C: Bizde yok öyle şeyler, dümdüz karne veriyorlar, not sistemi Türkiye'den biraz farklı bizde, şimdi anlatamam onu çok uzun sürer.
    K: iyi mi karnen
    C: iyi iyi kusursuza yakın benim karnem
    K: Sevindim.

    Babam da gelmişti yanımıza, ne yapacağımızı konuştuk, ilk günden sahile gitmeyecektik, bugün dinlenecek, yarından itibaren sahile inecektik.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 795.
    +4
    Babam, ibrahim abi ve eşi çadırların yanında oturmuş konuşuyorlardı, ben ve Cristina sandalyelerimizi kayaların hemen hemen ucuna zütürmüş, oraya oturmuş etrafı izliyorduk.

    K: Cris, hazır yanımdayken geçenlerde konuştuğumuz konuyla ilgili kafama takılan bir şey var, eğer bana kızgınsan
    Gülümsedi.

    C: Kızgın değilim, kendimi senin yerine koyduğumda ne yapardım diye düşündüm, çok büyük ihtimalle aynı durumda aynı soruyu ben de sorardım karşımdakine. Ama için rahat olsun, o gözle bakacağım son kişi olabilirsin.
    K: Onu anladım zaten de sadece kızgın olup olmadığını merak etmiştim, olmadığını öğrenmek sevindirici.
    C: Açık konuşmak gerekirse ben ikimizin çok samimi dost olacağını düşünüyorum. Yeri geldi mi sevgili gibi samimi, yeri geldi mi normal arkadaş gibi samimi. Bilmiyorum sen ne düşünüyorsun ama ben bu şekilde düşünüyorum.
    K: Bunu zaman gösterir ama nedense ben de öyle hissediyorum.
    C: Sevindim.

    Yanık kokusu geliyordu sanki, nereden geliyor bu diye arkaya baktığımda babamın mangalı hazırladığını gördüm.

    K: Ohoo arkaya bak mangal hazırlanıyor ziyafet var bugün haha
    C: Ciddi mi(Arkasına döndü) ohaa en sevdiğim şeylerden biri yaşasın
    K: Ben de severim, ilk gün bu oluyorsa sonra neler olur bilmiyorum artık
    C: Akşam yemekten sonra turlar mıyız biraz etrafta?
    K: Turlarız tabi neden turlamayalım

    Telefonum çalmaya başladı, Sena arıyordu. Cristina'ya Sena'nın aradığını birazcık sessiz olmasını rica ettim, anlayışla karşıladı.

    K: Efendim bebeğim
    S: Gittiniz mi aşkım Erdeğe
    K: Geldik geldik buradayız şu anda, yanımızda babamın yakın bir arkadaşı var eşi ve çocuğuyla, çadırların yanında oturuyoruz öyle. Sen ne yaptın?
    S: Ne yapayım ya ailemi çok özlemişim onu anladım geldiğimde, yeni geldik eve annemle markete gitmiştik uzandım yatağa sesini duyayım diye aradım hem merak ettim nasılsın diye
    K: Uzan uzan dinlen, sesini duyunca çok daha iyi oldum
    Cristina bunu söylediğimde gülümsedi.

    S: işiniz vardır şimdi sizin çadırda falan, ben meşgul etmeyeyim akşam yatmadan önce konuşuruz tamam mı
    K: Tamam sen nasıl dersen
    S: Görüşürüz, seni seviyorum
    K: Ben de seni, görüşürüz aşkım.

    Kapattım telefonu, yanındaki kim diye sormadığı için mutlu oldum. Sorsa ve söylesem muhtemelen sıkıntı çıkacaktı, nereye kadar saklayabilirdim bilmiyordum.
    Tümünü Göster
    ···