/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 826.
    +1
    iyileştin mi biraz kanka nasıl oldu durumun
    ···
    1. 1.
      +1
      Toparladım gibi biraz, tüm gün uyudum yeni uyandım
      ···
  2. 827.
    +4
    Geçmiş olsun panpa gelemicen galiba bu gece babanla ilişkini çok kıskandım hikayeyi okurken umarım hep böyle devam etmiştir benim hiç öyle bi babam olmadı imrendiğim babaya sahipmişsin ;)
    ···
    1. 1.
      +4
      Aynen king reisin babası da king haha
      ···
    2. 2.
      +1
      Hala öyle babamla ilişkim, hiç bir şey değişmedi. Değişen tek şey yaşlandı artık
      ···
  3. 828.
    +5
    Saat 4 olcak amk iyi geceler mi diyim günaydın mı diyim bilemedim, tüm gün uyudum anasını satayım yeni uyandım. Toparladım gibi biraz, yarın(daha doğrusu bugün) 9'da geliyorum yazmaya.
    ···
    1. 1.
      +2
      Tamamdır hocam bekliyoruz
      ···
  4. 829.
    +3
    rezervasyon kahin reyiz yazmış bari okuyalim
    ···
    1. 1.
      +2
      kahin kim la
      ···
    2. 2.
      +1
      be4die'ın hikayesinde bir olayı king of fighters xiii önceden bildi ondan kahin :d
      ···
      1. 1.
        +1
        Neredeyse aynı olayı yaşadığım için tahmin ettim ve tuttu. :D
        ···
      2. 2.
        0
        Spoiler geldi
        ···
      3. 3.
        0
        entry linki sallasanıza olayı hatırlamıyorum
        ···
      4. diğerleri 1
  5. 830.
    +3
    Dün gece çadıra girip saate baktığımda 4 buçuğa geliyordu, yattığım yerde uzun bir süre döndüm durdum, belki bir belki de iki saat, en sonunda uyumuşum. Gözümü açtığımda babamın yatağının üzerinde bir not vardı "Babacım biz sahile gidiyoruz, seni uyandırmak istemedim uyandığın zaman gelirsin, ama önce bir şeyler ye" oha lan ne kadar uyumuşum ben diye düşündüm, telefona baktım bir kaç cevapsız arama vardı Beyza'dan, saat ise 3e geliyordu. Hiç çadırdan çıkmadan Beyza'yı aradım.

    K: Ya aramışsın kusura bakma uyuyordum, dün gece sabaha karşı yattım da.
    B: Ha sorun yok, şey dicektim ben sana Ebru ile konuştum ama seninle konuşması gerektiğini ve şimdilik bizim bile bilmememiz gerektiğini söyledi onu haber vereyim diyecektim.
    K: Off başım, tamam Beyza sağ ol
    B: Sen nabıyosun
    K: Nabayım işte yeni uyandım, akşam olmuş nerdeyse birazdan sahile inecem babamların yanına.
    B: O da güzel, geldiğinde görüşürüz artık
    K: Aynen öyle yaparız, özledim zaten sizi. Neyse ben kapatayım şimdi, görüşürüz sağ ol tekrar haber verdiğin için.
    B: Rica ederim ne demek, Sena'ya selam söyle görüşürüz.

    Bir şeyler atıştırırken bir yandan Sena ile konuştum, yemeğim bittikten sonra çantamı sırtıma aldığım gibi sahile indim, bir süre babamları aradıktan sonra buldum ve yanlarına gittim. Yeni yeni çıkıyorlardı denizden.

    K: Ohoo ben geldim siz çıkıyorsunuz olmaz ki ama böyle
    B: Sen kaçta yattın dün gece de yeni uyanıyorsun
    K: Çadıra girdiğimde saat 4 buçuk falandı baba, dün öğlen uyumuştum ya ondan uyuyamadım işte gece
    B: Bugün yine uyuyamıcaksın kolay kolay ama yapacak bir şey yok, neyse takıl işte biz çıktık ama yine gireriz akşama kadar buradayız zaten.
    B: Ha bu arada King, benim bu Pazar günü dönmem lazım Bursa'ya sen istersen kalırsın burada ben ibrahim abinle konuştum
    i: Kalsın çocuk, hem iyi gelmiştir ona şimdi burası dimi King
    K: Dönerim abi ben de, iyi gelmesine geldi ama arkadaşlarımı falan özledim.
    i: iyi peki dönerim diyorsan sen bilirsin, teklif var ısrar yok bizde
    K: Neyse ben denize gidiyorum, çok sıcak zaten azıcık serinlerim.

    Altımda zaten mayo vardı, tişörtü çıkarttığım gibi denizde buldum kendimi.
    ···
  6. 831.
    +3
    15-20 dakika geçtikten sonra babamdan bana aldığı gözlüğü atmasını istedim, bizim bulunduğumuz tarafta pek fazla giren yoktu o yüzden rahat rahat dolanabilirdim suyun içinde gözlükle, şnorkel de olduğu için kafamı çıkarmama gerek yoktu. Bir süre öyle takıldıktan sonra çıktım denizden, büyükler büfeye gitmiş oturuyorlardı, görüyordum. Cristina ise uzanmış beni izliyordu.

    C: Ne yaptın o kadar suyun altında hazine mi aradın
    K: Hee hazine aradım, git sende bak orda mıymış gördüğüm hazine
    C: Haha yok ya ben girmem daha bugün ya yetsin de, şey dicem gidecek olmana üzüldüm biliyor musun
    K: Yapacak bir şey yok, tatil de bir yere kadar. Ben de isterim kalmayı burada ama malum, arkadaşlarımı da özledim
    C: Tabi canım ona bir şey dediğim yok zaten, üzüldüm sadece tek başıma kalacam diye
    K: Belki siz dönmeden yine görüşürüz be üzülme o kadar
    C: Görüşüp görüşmemek sıkıntı değil ben babama söylerim istanbul'dan önce bir kaç saat Bursa'ya uğrarız o değil mesele, bir daha ne zaman bu şekilde görüşürüz onu bilmiyorum
    K: O var dimi
    C: Tabi o var, msn facebook falan var ama ne bileyim ya yan yana görüşmenin tadını vermiyorlar
    K: Maalesef.

    Telefonuma baktım hiç bir şey yoktu, ne cevapsız çağrı ne mesaj. Uzandım ben de Cristina'nın yanındaki şezlonga. Babamların yanına mı gitsek diye düşündük, baktık güle güle muhabbet ediyorlardı hiç bozmak istemeyip yerimizde kaldık. Saatlerce hiç konuşmadan uzandık öyle.
    ···
  7. 832.
    +5
    Bu parttan sonra son güne geçiyorum.
    Part biraz geç geldi, telefondaydım kusura bakmayın.

    ---

    Babamlar yanımıza gelmişlerdi, yukarı çıkacaklarını söylediler ve bizim ister burada kalmamızı istersek onlarla çıkmamızı söylediler, ne yapsak diye konuştuk ve en sonunda hava kararana kadar kalmaya karar verdik. Babamlar toplanıp gittiler, biz kaldık orada. Üstümüzü giymiştik ama biraz esmeye başladığı için.

    C: Bu zamana kadar geçirdiğim en iyi tatil diyebilirim
    K: Nasıl yani?
    C: Yani her sene tatile gidiyorduk bir yerlere, Türkiye'ye iki veya üçüncü gelişimiz ama bugüne kadar yaptığım en iyi tatil bu oldu, belkide yalnız başıma olmadığım içindir bilemiyorum.
    K: Ne güzel, sevindim senin adına
    C: Önümüzdeki sene de Türkiye'ye gelmemiz için ikna etmeye çalışacam babamı
    K: Bakalım belki ben gelirim yine bir ara ispanya'ya, gözüme kestireceğim bir turnuva falan olursa orada.
    C: Bakalım belki olur, kim bilir.
    K: Senin moralin bozulmuş
    C: Aslında bozuk değil, aksine çok mutluyum ama yine de biraz garipsedim bu seneyi
    K: Neden ki?
    C: Dedim ya ilk defa yalnız başıma geçirmediğim bir tatil oldu, öncekilerde hep tek başımaydım yanımda sadece annemle babam oluyordu ve hiç arkadaşım yoktu rahat rahat konuşup gülebileceğim, dertleşebileceğim. Bu yüzden, aslında genel olarak baktığında bu şekilde gülüp eğlendiğim, rahat rahat dertleşebildiğim ilk arkadaşım sensin diyebilirim.
    K: Yani dertleşmek için illa yan yana olmamız gerekmiyor ki, konuşmak istediğinde beni nerelerde bulabileceğini biliyorsun
    C:(Güldü) Biliyorum, teşekkür ederim King.

    Güldüm sadece, bir şey diyemedim. 5 dakika kadar sonra Cristina yukarı çıkmak istediğini söyledi, çantalarımızı toplayıp çıktık yukarı. Hava henüz kararmaya bile başlamamıştı ama çıkmıştık yukarı. Babamların yanında otururken telefonum çalmaya başladı, Tuncay arıyordu. Hemen geleceğimi söyleyip az ileriye gittim.

    K: Efendim abi
    T: King nasılsın ne yapıyorsun
    K: iyiyim abi, babamlarla oturuyordum öyle, sen?
    T: iyiyim ben de, döndüğünde benim yanıma gelsene ne zaman dönersen artık önemli değil, konuşmamız gereken bir şey var da
    K: Hayırdır?
    T: Oyunla ilgili ya
    K: iyi peki, gelince haber veririm abi sana bir gün söylersin bana gelirim
    T: Tamam olur, hadi görüşürüz iyi tatiller
    K: Sağ olasın abi, görüşürüz.

    Babamların yanına geçtim, babam kimin aradığını sordu, Tuncay dedim detayı sormadı tamam dedi geçti. Gelecekte yapmak istediklerimizden konuştuk biraz, ibrahim abi bize yıllarca almak isteyip yeni yeni almaya başladığı şeyleri anlattı, ben de anlattım babam da anlattı. Oradaki herkes ne yapmak istediğini, ne almak istediğini bir bir anlatmıştı. Saat 10a doğru uykum gelmeye başlamıştı garip şekilde, uykumun geldiğini ve uyumaya çalışacağımı söyleyip çadıra girdim.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 833.
    +2
    Babam sabah 10da dönüş otobüsüne bineceğimizi söylediği için 7de uyanmıştık, eşyalarımızı yarım saatte topladık sadece saatin gelmesini bekliyorduk. Ara ara "Dönmesem mi acaba ya" diye düşünüyordum ama döneceğimi söylemiştim bir kere, dönmek zorundaydım artık. Cristina'nın da morali bozuktu ben gideceğim için. Babamın kulağına eğilip "Baba konuştuğumuz konuyu söylesene gitmeden bir uğrasınlar Bursa'ya bir kaç saat, son kez görüşmüş oluruz hem" dedim, tamam dedi.

    B: ibo baksana bi ne dicem ben sana
    i: Söyle aga
    B: Siz dönmeden önce Bursa'da bir kaç saat uğrasanıza, hem son kez vedalaşırız.
    i: iyi olur ha iyi düşünmüşsün

    Saat 9 gibi babam "Artık kalkalım biz" dedi, mini otogara kadar gelmek istediler babam hiç rahatsız olmamalarını söyledi, ibrahim abiye sarıldım, eşine sarıldım, en son Cristina'ya sarıldım.

    K: Bursa'ya uğradığınızda görüşürüz artık, kendine iyi bak
    C: Sen de kendine iyi bak, özleyecem seni
    K: Ben de, konuştuğumuz gibi ne zaman istersen ister ara ister yaz hiç önemli değil
    C: Sen de aynı şekilde, Sena ile tartışırsın, arkadaşlarınla tartışırsın moralin bozulur falan yaz bana
    K: Olur yazarım

    Tekrar sarıldık birbirimize, bir kaç dakika sonra ayrıldık yanlarından, yola çıktık, minibüs bekliyorduk.

    B: Cristina ile sevgili gibisiniz ha, Sena ile birlikte olmasan hani onu bilmesem siz sevgili misiniz diye sorardım
    K: Öyle mi? Hiç farkında değilim
    B: Çok samimisiniz, ibrahim abin de mutlu bu konudan, yani kızı pek sosyal biri değilmiş anlatıyordu bana, ilk kez bu kadar mutlu görmüş onu tatil döneminde.
    K: Çok iyi bir kız o, aynı zamanda en yakın arkadaşlarımdan biri oldu
    B: Diğeri de Burak dimi
    K: Aynen baba Burak. Benim için Burak neyse Cristina da o artık.

    Neden öyle dediğimi bilmiyordu, halbuki bana öyle şeyler anlatmıştı ki, kendi kendime ne olursa olsun yanında olacağıma dair söz vermiştim. Minibüse binip otogara geldik, otobüsün hareket saati gelmeden Burağı arayıp yola çıkacağımı söyleyip akşam işi olup olmadığını sordum, işim yok buluşuruz dedi.
    ···
  9. 834.
    +3
    Gayet güzel geçen bir kaç haftalık tatilin sonuna gelmiştim, bu sefer otobüsten indiğimde ayak bastığım yer Bursa idi. Babam onun evine gelip gelmeyeceğimi sordu, yorgun olduğumu söyleyip annemin evine gideceğimi söyledim, anlayışla karşıladı. Farklı belediye otobüsüne binmemiz gerekiyordu ayrı yerlere gideceğimiz için, benim otobüsüm daha önce geldiği için babamla vedalaşıp bindim otobüse. Otobüs tam annemin sokağının önünden geçiyordu, sokağın başında indiğimde Mehmet marangozun önünde telefonla konuşuyordu, beni görünce kapatıp yanıma geldi.

    M: Bu tip ne amk zenciye dönmüşsün
    K: O kadar kararmış mıyım lan bir kaç haftada saçmalama amk
    M: Hiç aynaya bakmadın herhalde aga sen haha harbi yakışmış ama kararmak
    K: Neyse naber la görüşmeyeli özledim sizi amk
    Sarıldım ona çantayı yere bırakıp.

    M: Biz de seni özledik, ne kadar kaldın sen orada bir ayı geçti mi
    K: Yok be aga ne bir ayı, 3 hafta olmadı galiba tam olarak, 15-16 gün falan herhalde hiç hesaplamadım, belki daha da azdır.
    M: iyiymiş, yanındaki kız kim la Sena değildi o
    K: Sen bunu nerden biliyorsun?
    M: Aga Facebook'ta Cristina diye biri seninle fotoğraf atmış, sen de beğenmişsin ana sayfaya düştü King beğendi diye oradan gördüm
    K: Şaka yapıyorsun değil mi?
    (içses: Sena gördüyse ağzıma sıçacak yarra yedin olum King, hadi görmüşse nasıl açıklayacaksın onu düşün)
    M: Yok aga ne şaka yapayım, hatta Beyza falan da görmüştür.
    K: Aga o kız benim arkadaşım, ispanya'da yaşıyor ama nasıl gördün ya hala anlamadım ben
    M: Diyorum ya, Facebookta sen beğendiğin için arkadaşlarının ana sayfasına da çıkıyor o gönderi, fotoğraf, yazı veya video her neyse artık. Mesela ben şimdi herkese açık bir şeyi beğensem senin de ana sayfanda gözükecek Mehmet şunu beğendi diye.
    K: Az dur şu çantaları bırakayım eve geliyorum ayrılma bir yere.

    Koşa koşa eve gittim, zile bastım annem çıkmadı. Anahtarımı da almamıştım, karşı komşumuz beni gördü ve annemin anneanneme gittiğini söyledi.
    ···
  10. 835.
    +4
    Elimdeki çantayı kapının önüne bırakıp annemi aradım, geldiğimi söyledim. Bir kaç saate geleceğini söyledi, bir şey olursa karşı komşuya gidebileceğimi söyledi. iyi dedim tamam, Mehmet'in yanına koştum geri.

    K: Aga Sena'nın haberi yok yanımdakinden, o da gördüyse?
    M: Yemin etsene
    K: Vallahi haberi yok lan sadece babamın arkadaşının çocuğu demiştim, kız dememiştim
    M: Hasgibtir, ee ne olacak gördüyse?
    K: Ben de onu düşünüyorum ne olabilir ki görünce, daha bugün sabah konuştuk gayet de normaldi yani konuşması
    M: Ben sana bir şey söyleyeyim mi, ara şimdi tekrar onu, konuyu direkt anlat. Biliyorsa da zaten söyleyeceğini söyler henüz öğrenmemişse söylemiş ve saklamamış olursun.
    K: Arayayım mı diyorsun?
    M: Ara bence aga, ben buralardayım konuşunca seslen içeri gelirim
    K: Yok yok dursan da bir şey fark etmez gizlim saklım yok senden de, bugün çalışmıyordun değil mi
    M: Yok aga bugün kapalı marangoz, ben öylesine tek başıma takılıyordum burada.
    K: Tamam madem, arayayım bakayım bir.

    Aradım Sena'yı, biraz uzunca çaldıktan sonra açtı.

    S: Geldin mi Bursa'ya
    K: Geldim bebeğim mahalledeyim benim sana bir şey söylemem lazım
    S: Ne söyleyeceksin
    K: Hani ben sana diyordum ya babamın arkadaşının çocuğu var diye
    S: Evet
    K: O aslında Cristina'ydı, hani şu ispanya'daki.
    S: Ne zaman söyleyeceksin diye bekliyordum, King merak ettiğim bir şey var. Sen benden bir şey saklamayacağına dair söz vermemiş miydin? Ben onunla beraber olduğunu o fotoğrafın atıldığı günden beri biliyorum King..
    K: Sena, adam babamın arkadaşı, babamı da çağırdılar oraya babam beni de zütürmek istedi gidince mecbur onunla beraber takılmak zorundaydım
    S: Çok samimi bir fotoğraf ama o, bilmiyorum King
    K: Yemin ediyorum ki aramızda hiç bir şey yok
    S: Olamaz da zaten, sen öyle bir şey yapacak insan değilsin ama o kadar samimi olmanız ne bileyim
    K: Fotoğraf çekerken somurtmalı mıydım peki? Tabi ki ona yakın durum gülümseyecem, sen bir arkadaşınla fotoğraf çekerken arana mesafe koyuyor musun veya gülmüyor musun? Samimi gibi olmuyor mu yani fotoğrafların
    S: Doğru ama ne bileyim işte, ha şunu bil ben sana hala güveniyorum, ben kendi cinsime güvenmiyorum tamam mı, beni sen korkutmuyorsun onlar korkutuyor.
    K: Sana tek tek anlatırım onunla ne konuştuğumuzu, tamam?
    S: Tamam bakalım, ekgibsiz anlatacağını biliyorum. Eve girdin mi?
    K: Yok girmedim henüz, annem anneanneme gitmiş bir kaç saate geleceğini söyledi bana. Dışarıda Mehmetle birlikteyim
    S: iyi bakalım, ben dediğim gibi doğum gününde geliyorum sonra dönmeyecem buraya, yine yan yana olacaz yeni sene de bitene kadar, bir dönersem yarı yıl tatilinde dönerim bir kaç günlüğüne
    K: Biliyorum, bana hala güveniyor olman, öyle bir şey yapmayacağımı biliyor olman çok güzel
    S: Çünkü seni her şeyden ve herkesten çok seviyorum, bu yüzden sana güveniyorum canım benim
    K: Ben de öyle..
    S: Ben kapatayım şimdi, akşam yatmadan konuşuruz yine, seni çok ama çok seviyorum, geç de olsa söylediğin için sağ ol.
    K: Ben de seni çok ama çok seviyorum, akşam görüşürüz aşkım
    S: Görüşürüz hayatım
    Tümünü Göster
    ···
  11. 836.
    +2
    Sevinmiştim fazla tepki göstermemesine, ama gördüğünü söyleseydi belki daha iyi olabilirdi. Mehmetle bizim kapının önünde oturmuş konuşurken Beyza görmüş bizi, yanımıza geldi.

    B: King hoşgeldin
    K: Hoşbuldum Beyza, naber
    B: iyidir, sesinizi duydum da baktım dışarıdasınız çıktım ben de. Sana ne olmuş ya baya bi kararmışsın
    K: O kadar var mı cidden ya
    M: Var tabi aga aynaya bakınca görürsün
    B: Cidden baya kararmışsın, Mehmet Ebru'yu gördün mü sen? O nerde? Gelsin o da
    M: Yok görmedim, bas istersen ziline
    B: Tamam durun burda geliyorum şimdi

    Gitti evlerinin ziline bastı, cama çıkan kişi Ebruydu. Konuştular biraz ama çok az ses geliyordu neredeyse hiç duymuyorduk, Beyza en son tamam diyip yanımıza geldi ve "Geliyormuş" dedi. Çok geçmeden geldi, ben kafamı çantama koymuş şekilde yarı uzanır vaziyette oturuyordum mermerin üstünde, diğerleri de yanda oturuyordu. Ebru'ya benimle konuşmak istediğini hatırlattım, herkesin yanında konuşulacak bir şey olmadığını söyledi.

    M: Vay vay ulan beraber büyüdük kızın yaptığında bak gizli saklı konuşmalar
    B: Aynen ha, bana bile söylemiyor ne acaba bu kadar gizli kalması gereken şey
    M: Hani King Sena ile birlikte olmasa şu an sevgililer bunlar ama saklıyorlar derdim
    E: Yuuuh ben ve King mi? Cidden bunu düşündünüz mü siz ya? inanamıyorum size!
    K: Akla o geliyor direkt hani ben bile acaba mı dedim Ebru, öyle bir söylüyorsun ki
    E: Saçmalama be öff
    K: Neyse o zaman bir ara söylersin ne yapalım
    ···
  12. 837.
    +4
    Nihayet annem gelmişti ve eve girebilecektim. Sokaktakilerle vedalaştıktan sonra eve girdim, önce buz gibi bir suyla duş aldım sonra yemek yedim. Yemek yerken anneme geçirdiğim tatili anlattım, Cristina'dan bahsettim biraz. Tam yemeğimi bitirmiş masadan kalkıyordum ki Burak aradı "Kaçta buluşuyoruz" diye, 7 dedim kapattım, 2 saat vardı daha buluşmamıza. Ne yapsam ne yapsam diye düşündüm, psı açıp KOF'a girmeye karar verdim, saat 6 buçuğa kadar rank maçı attım, kapatmadan önce sıralamayı kontrol ettim, elmas vezir olabilmem için önümde daha çok yol vardı, puanı katlamıştım ama sıralamam yetmiyordu. Anneme Burakla buluşacağımı söyleyip saat 6:45'de çıktım evden, nerede buluşacağımızı konuşmamıştık. Sokağın başındayken Burağı aradım bana "Ziraate gel" dedi, tamam dedim. Ziraate gittiğimde Furkan ve Burak oturuyorlardı, Furkan görmüştü beni ama Burak görmemişti, hızlıca yanlarına gidip banka oturdum.

    K: Nabıyonuz lan dingiller
    B: Hoşgeldin aga asıl haberler sende ne yaptın
    K: Ne yapayım aga gittik geldik işte biraz da kararmışım amk aynada baktım kendime korktum ilk başta.
    F: Onu dicektim şimdi, sağlam kararmışsın. Yanındaki kız da kızmış haaa
    K: Ya Furkan gözünü seveyim sen bari yapma, Cristina işte o, hepiniz mi gördünüz lan
    B: Ohoo sen ne diyorsun kabak gibi çıktı o gün ana sayfaya ahahaha, ama şaka maka güzel kızmış
    K: Güzel kız ya tatlı da aynı zamanda ama sadece samimiyiz yani ötesi olamaz, bunu kendisi de söyledi bana
    F: Onu biliyoruz aga Sena varken ona mı bakacaksın şimdi
    K: Ahahaha dimi ama
    B: Neyse gelin la az cs falan atak bir şeyler yapak amk üç kişiyiz başka yok bizden birisi
    K: Bana fark etmez de ben yanıma para almadım amk
    F: Bende var, hadi gelin gidelim.

    Feti dayının kafesine gittik, biraz yürümüştük ama olsun. Saat 9a kadar falan orada takıldık, aslında daha fazla da takılabilirdik nasıl olsa tatildeydik ama takunu da çıkartmak istememiştik. Eve geri geldiğimde saat 9 buçuğu geçmişti, Sena'yı aradım.

    K: Ne yaptı benim sevgilim
    S: Yoruldu senin sevgilin bugün, temizlik yaptık annemle haha
    K: Dinleniyor musun şu an?
    S: Dinleniyorum aşkım, yataktaydım her an uyuyabilirim ama çok yorgunum çünkü
    K: istiyorsan kapatalım yarın konuşuruz uyu dinlen sen
    S: Yok yok biraz konuşalım öyle uyurum
    K: iyi peki, nasıl gidiyor Kocaeli
    S: iyi gidiyor da genelde evdeyim ya, dışarıda takılacağım kimse yok arada Tayfunla buluşuyoruz o kadar, bir de ablasıyla
    K: Tayfun nasıl iyi mi
    S: iyi iyi en son konuşursan selam söylersin demişti, selamı var yani sana.
    K: Sen de söylersin, bayadır konuşamadık onunla da
    S: Biliyor musun Ali'yi çok güzel benzetmişler
    K: Hadi ya
    S: Tayfun sana anlatır ben şimdi hiç anlatamıcam çok yorgunum çünkü
    K: Bebeğim kapatalım, sonra konuşalım senin sesin de biraz uykulu geliyor, uyu sen direkt hiç bekleme bile
    S: Peki hayatım, yarın sabah konuşalım yine olur mu, seni seviyorum iyi geceler
    K: Konuşuruz tabi, erken uyanan arasın diğerini. Ben de seviyorum seni, iyi geceler.

    Benim de üstümde yorgunluk vardı biraz, anneme uyuyacağımı söyleyip odamın kapısını kapattım, telefonumu şarja taktım ve yatağa geçtim.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 838.
    +2
    Bu geceyi burada bitireyim, yarın akşam 11'de geliyorum. Anlatmaya başlayacağım tarih 30 Temmuz olacak, 30 Temmuz ve sonraki günler kolay kolay atlama yapmayacak kadar dolu günler.

    iyi geceler herkese.
    ···
    1. 1.
      +1
      iyi geceler
      ···
    2. 2.
      +1
      benim de işim yeni bitti, hadi bakalım başlayalım partları okumaya
      ···
  14. 839.
    +3
    10 dakika içinde başlıyorum.
    ···
  15. 840.
    +6
    Bir yerden telefon sesi geliyordu, ama nereden geldiğini anlayamamıştım ilk başta. Gözümü biraz araladığımda benim telefondan geldiğini anlayıp fırladım yataktan önemli bir şey var sandım, Ahmetcan arıyordu.

    K: Ne var olum sabah sabah ya saat daha 8 bile değil lan
    A: Biz geliyoruz sen uyuyorsun yakışıyor mu sana bu
    K: Ne gelmesi ya nereye geldiniz
    A: Bursa'ya amk nereye olacak
    K: Sabahın köründe?
    A: Dün akşam geldik ama yorgunum diye kimseye söyleyemedim geldiğimi, Burağı falan uyandırdım acil konuşmamız lazım
    K: Ne oldu söylesene amk uyuyacam ben yine
    A: Gözdeyle ayrıldık
    K: Ee ne yapayım?
    A: Ne demek ne yapayım amk ben yarım saat 45 dakika sonra evden çıkacam, beni ilgilendirmez geliyorsun sen de
    K: Tamam da nereye?
    A: Ebenin dıbına King
    K: Tamam Soğukkuyu'ya geliyorum anlaşıldı, off niye uyandırmak zorundasın ki ne güzel uyuyordum ben
    A: Çok boş yapıyorsun, hadi en geç 1 saate görüşürüz.

    Kapattı telefonu, sinirleri tepesindeydi belli oluyordu ses tonundan. Ben acaba saati yanlış mı gördüm diye tekrar baktım yanlış görmemiştim, 7:41 idi saat. Sabahın körü. Mal mal etrafa bakıyordum, o kadar hızlı kendime gelmem için buz gibi bir duş almam lazımdı, duşa girdim hiç sıcağa dokunmadan soğuk tarafı sonuna kadar açtım, o suyun bana değmesi ile "Ananı" diyip kapatarak çıkmam bir oldu, ilginç şekilde açılmıştı uykum. Kahvaltımı yaparken Burağa mesaj attım uyanık olup olmadığını sordum, bir kaç dakika sonra "Uyanığım, bizim ruh hastası uyandırdı Gözdeyle ayrılmışlar mı ne olmuş Soğukkuyu'da buluşcakmışız en geç 9da" diye cevap geldi. "Bu kadar ciddi ne olmuş olabilir" diye düşünmeye başladım. Saat 8 buçuğa doğru giyinmeye başladım, biraz fazla ses çıkartmış olmalıyım ki annem uyandı.

    A: Hayırdır King sabah sabah?
    K: Hiç sorma anne Ahmetcan uyandırdı, önemli bir şey konuşacak diye çağırdı.
    A: Sabah sabah?
    K: Maalesef anne sabah sabah
    A: iyi bakalım git, ben yatıyorum tekrar geç mi gelirsin
    K: Bir kaç saate gelirim
    A: iyi tamam hadi görüşürüz

    Dedi ve odasına geri girdi. Ahmetcan'a söve söve evden çıktım, bigibletime atlayıp Soğukkuyu'ya doğru yol aldım.
    ···
  16. 841.
    +4
    Soğukkuyu'ya geldiğimde etrafta hiç kimse yoktu, tek ben enayi gibi orada bigibletle duruyordum. Saate baktığımda 8:48di, "Burağa saat 9 dediyse kendisinin şimdi gelmesi lazım da bu Burak nerde amk" diye söylendim, etrafa bakınırken Ahmetcan'ın Furkanla birlikte geldiğini gördüm. Yanlarına gittim bigibletle, hemen yanımızda bulunan banka oturduk.

    K: Seni de mi uyandırdı
    F: Evet, sendeyiz pgibopat herif derdin ne bizi sabah sabah uyandıracak kadar
    A: Burak gelsin öyle anlatacam, nerde kaldı lan bu fare
    K: Gelir birazdan, illa onu bekleme söyle yoksa kavga çıkar herkesi uykusundan etmişsin çünkü
    A: Gözde gidiyor
    F: Ayrılmışsınız zaten de gidiyor falan demek ne kadar doğru amk aynı okuldasınız sonuçta
    A: Lan gibik gidiyor diyorum gidiyor aloo, komple gidiyor kız burdan gidiyor
    K: Bir dakika nasıl ya? Komple gidiyor derken?
    A: Ya sabah sabah sizin daha beyniniz power tuşuna basmamış, elinizle basın açılsın beyniniz hiç bir gib anlamıyorsunuz
    O arada Burağın geldiğini gördük, seslendik ve yanımıza geldi.
    B: Günaydın herkese, sana da günaydın ruh hastası
    A: Burak banan olur beyninin power tuşuna bastığını söyle
    B: Ne diyo la bu sabah sabah
    F: Anlamadık aga Gözde gidiyor dedi sadece
    B: Nereye gidiyormuş?
    A: Ankara'ya gidiyor Gözde Ağustosta
    K: O nerden çıkmış peki?
    A: Aga anneannesi öldü ya kızın geçenlerde
    B: Oha bilmiyorduk biz bunu
    A: Ben söylemiştir diyordum da neyse, anneannesi ölmüş kızın bir kaç hafta oluyor, onun Ankara'da evi vardı tamam mı, kadın öldüğü için ev doğal olarak Gözde'nin annesine kaldı annesinin başka ne büyük ne küçük kardeşi olmadığı için, onlarda mantıklı olarak burada kirada oturmaktansa oraya gidip kendi evlerinde oturacaklar.
    B: Peki bundaki sıkıntı ne
    A: Hah bak gelelim esas konuya, Gözde benden ayrılmak istediğini söyledi amk. Beni sevdiğini ama uzak mesafeden ilişki yürütemeyeceğini söyledi
    K: Bu bir bahane değil ki, beni hiç mi görmedi o kız?
    A: Ben de dedim onu, Kingle Sena'ya bak nasıl uzaktan ilişki yürütülmez dedim, bana ne dedi biliyor musun Ahmetcan zaten son iki senemiz, ayrılalım üniversite sınavından sonra tekrar bir araya geliriz. Onlar ilişkiye başladığında sınav dertleri yoktu, şimdi hiç tanışmamış gibi sıfırdan ilişkiye başlasalar Sena hiç buraya gelmemiş olsa yürütemezler sınav stresinden dolayı. Sınavı mı düşünecekler birbirlerini mi?
    A: Bu yani dediği şey
    F: Kız bir bakıma haklı gibi aga
    A: Ya yapmayın nolur neresi haklı, sınav stresini ayrı tutarak da uzaktan ilişki yürütülebilir
    Tümünü Göster
    ···
  17. 842.
    +5
    K: Yani Ahmetcan, aga hiç kusura bakma ama senin ben derdini gibeyim tamam mı. Sabah sabah bizi uyandırıyorsun ya bu sebep için sence bu kadar aceleyle konuşmaya gerek var mıydı bu konuyu
    A: Var tabi anasını satayım sen Sena'dan ayrılsan bütün Bursa'yı ayağa kaldırırsın gelmişsin bana laf ediyorsun
    B: King, Ahmetcan haklı aga şimdi
    A: Haklıyım tabi.
    B: Gözde de haklı, sizin ilişkiniz daha yeni sayılır bir de, uzun süreli beraberliğiniz yok hani lise bittikten sonra tekrar bir araya gelirsiniz.
    K: Aynen öyle, bir sene erken belki ama olsun.
    K: Neyse beyler, konu kapandıysa ben eve geçiyorum uyuyacam amk
    A: Tamam git, kusura bakma uyandırdığım için dün ayrıldık ya o yüzden sinirlerim tepemde biraz.
    K: Sıkıntı yok, görüşürüz dikkatli olun daha kalacaksanız köpekler falan gelmesin biliyorsunuz kovalıyor dıbına koduklarım

    Bigibletime bindim, parktan çıkarken arkamda bir kaç farklı köpekten havlama sesi gelmeye başladı "Aha sıçtık" dedim hızlandım iyice, biraz ilerlediğimde "Okulun oraya döneyim bari gelmezler oraya kadar" dedim, benim okuduğum ilkokul vardı orada, Soğukkuyu Parkı'nın yanında hemen, parktayken okulu çok net görüyordum. Okulun sokağına döndüğümde arkamdaki sesler gitmişti, okula yaklaştığımda okul girişinin karşısındaki minik büfede oturan yaşlı bir bunak gördüm, okulun müdür yardımcısı Recep hoca. O da beni gördü, el salladı sonra gel gel dedi, yanına gidip bigibletten indim, karşısına oturmamı söyledi.

    R: 807 King, günaydın
    K: Günaydın hocam, nasılsınız
    R: Ben iyiyim de sen nereye sabah sabah
    K: Soğukkuyu'ya geldik hocam arkadaşlarla, hatırlar mısınız bilmem Burak vardı benim sınıfımdan, o da oradaydı bir arkadaş buluşmak istemişti
    R: 418 Burak, ikinizi bütün okul tanıyor çocuğum mezun olmadan bir önceki sene olanlardan dolayı
    K: Hala hatırlıyor musunuz o olayı siz? Öğretmenler falan?
    R: Kimse unutamadı ki çocuğu okul kapısındaki camla beraber yere düşürdüğünü, okullar açıldığında gelsen sen okula tüm öğretmenler hatırlar seni. Sen dua et de çocuğa bir şey olmadı orada
    K: Onu neden yaptığımı biliyorum, yine olsa yine yaparım hocam asla pişman değilim(Gülümsedim), yani o kadarıyla elimden kurtulduğuna şükretmeli bence
    R: Hala öfke kontrolün yok değil mi
    K: Hayır, yok. Durum o zamankinden daha kötü, o yüzden beladan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum ya. Siz ne yapıyorsunuz hocam burada?
    R: Çay içmeye geldim, biliyorsun ya benim evim hemen şu sokakta. Hem okulumun önündeyim hem çayımı içiyorum ne güzel
    K: Anladım hocam, müsadenizle ben gideyim, evde halletmem gereken işler var da
    (içses: Horul horul uyuyacaksın amk)
    R: Müsade senin, iyi bak kendine, öfkene de hakim ol öyle bir olayda
    K: Denerim, siz de kendinize iyi bakın.

    Hala hatırlıyor olmasına şaşırmıştım. Yanından ayrılıp eve doğru gitmeye başladım, yolu biraz uzatıp bir pastaneye girerek biraz börek aldım ve eve gittim. Yarısını yiyip diğer yarısını anneme bıraktıktan sonra yastığa kafamı koyduğum gibi uyumuşum.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 843.
    +4
    Gözümü açtığımda saat 2 olmak üzereydi, arayıp veya mesaj atıp kimse rahatsız etmesin diye telefonumu da sessize almıştım. Telefonuma baktığımda bir cevapsız çağrı ve iki mesaj vardı, hepsi Sena'dan. ilk mesajı "Günaydın", cevap gelmeyince aramış daha sonra da "Uyandığında ararsın ♥" yazmıştı. Yüzümü yıkayıp buz gibi su şişesini kafaya diktikten sonra odama geçip Sena'yı aradım.

    S: Yeni mi uyandın uykucu
    K: Evet bebeğim ama mantıken yeni uyanmadım, şöyle ki sabah 7 buçukta falan Ahmetcan uyandırdı beni bir kaç olay olmuş da biraz onun için buluşmamızı istemişti sabahın köründe, 9 gibi buluştuk o, ben, Furkan ve Burak. Saat 10'a doğru eve geldim, kafayı koyar koymaz uyumuşum. Sana da günaydın yazamadım Ahmetcan'a olan sinirimden özür dilerim
    S: Sorun değil canım benim, ben olsam öyle bir durum da ben de yazmazdım çok büyük ihtimalle anlayabiliyorum yani seni.
    K: Sen haftaya geliyorsun dimi kesin
    S: Evet hayatım, 7sinin sabahında babam getirecek, beni dayıma bıraktıktan sonra senin doğum gününü kutlayıp geri gidecek.
    K: Çok özledim seni
    S: Ben de, sana sarılmayı özledim, dizine yatmayı özledim
    K: Doğum günüm de ne yapacaz biz, hiç bir planımız yok
    S: Plana ne gerek var, biz yan yana gelelim tekrar mutlaka bir şeylere karar veririz.
    K: Doğru haklısın, anlık kafamıza ne eserse onu yaparız o zaman
    S: Evet öyle yaparız, daha iyi olur bence.

    Ahmetcan'a ne olduğunu sordu, anlattım tek tek. Gözde'nin gideceğini söyledim, üzüldü gidiyor diye ama yapacak bir şey yoktu. 1 saat civarı konuştuktan sonra kapattık, bilgisayarın başına geçmek istiyordum ne zamandır bilgisayara oturmuyordum. Bilgisayarı açtığımda masaüstünde 2 oyun bana bakıyordu, Metin2 ve Gunz. Gunz'ın sitesine üye girişimi yaptım, arkadaş listemi kontrol edecektim tanıdık biri varsa oyunda olan yanlarına gidecektim kimse yoksa Metin2'ye girecektim, Mert oyundaydı sadece. Bekir, Resul, Oğuz ve diğerleri açık değillerdi. Oynadığı odayı öğrenip oyuna girdim ve yanına gittim, odanın oyununa girdiğimde listede yoktu, muhtemelen odanın içinde bekliyordu. ESC + R basarak odaya geri döndüm 5 saniyelik bekleme süresinden sonra, chate yazdım.

    K: Mert burda mısın la
    M: Aynennnn burdayım daha girmedim ne zaman geldin sen
    K: Şimdi senin açık olduğunu görüp girdim, yalnız bir şey söyleyeyim mi bizim bu para verip nick değiştirmemiz muhteşem olmadı mı sence de, sıfırdan klan da kurduk dayıda ne kadar oynayan varsa bizde, oradan başkasını almıyoruz falan
    M: Aynen ha, KingFD, MertFD, BekirFD falan baya iyi. Göksel ve Volkan henüz değiştirmemiş ama isimlerini olsun, Bekirle konuşuyordum ben de gelirse 2v2 cw atalım diye, sen geldin istiyorsan Bekir'i bekleyelim gelsin 3v3 atalım. Klan puanını yükseltmemiz lazım, kapattığımız klan 243w 101L ile gidiyordu 8v8lerde ne güzel
    K: Bana uyar, kasalım tabi amk şuraya bak FetiDayi diye klan açtık 2 maçımız var 1w 1L, aslında herkesi toplayıp 8v8 veya 10v10 atsak dicem de 10v10 gelen yok, 8v8 de zor.
    M: Bakıcaz, az takıl sen geliyorum ben şimdi odaya, Bekir geldiğinde de clan lobby geçeriz
    K: Tamamdır
    Tümünü Göster
    ···
  19. 844.
    +4
    Feti internet kafecimiydi ben mi uyduruyorum kafamdan
    ···
    1. 1.
      +3
      Hikayede pek fazla değinmediğim bir internet kafenin sahibi, oraya gitmeye başlamam da atari salonuna gitmeye başladığım günlere dayanıyor. Oralarla alakalı şeyler yaşanacağı için ufaktan girişini yapmak istedim. Sahibinin ismi Feti, biz ona Feti dayı diyorduk, çok kral adamdı ki hala öyledir kendisi
      ···
  20. 845.
    +5
    Teamspeak üzerinden konuştuğumuz için büyük kulaklığı takmıştım dışarıdan gelen ses rahatsız etmesin diye, o kadar uzun süre başında durmuşum ki oyunun, o kadar güzel sarmış ki 5 saate yakın başında zaman geçirmişim. Odamdan çıkıp mutfağa geldiğimde annem "O nasıl kulaklıkmış öyle yav seslendim seslendim duymadın, odanın kapısını bile açıp baktım sana ama hiç duymadığın gibi görmedin bile" diyerek güldü

    K: Bir şey mi oldu anne? Oyundaydık arkadaşlarla
    A: Yemek hazır diyecektim bir şey yok
    K: Yerim birazdan, sen yedin mi
    A: Yedim yedim, telefonuna da bak bir ara çaldı çaldı durdu
    K: Anaa harbi mi

    Geri koşarak odaya girdim, telefonu tamamen unutmuştum çünkü. Cristina aramış, Sena da mesaj atmıştı. Sena'nın mesajına cevap verdikten sonra annemin telefonunu alıp Cristina'yı aradım, çünkü annemin telefonu Bulgaristan'a git gel yaptığı için açıktı her yere.

    K: Biliyorsun kendi telefonumdan arayamıyorum başka ülkelerin numaralarını, annemden arayayım dedim
    C: Biliyorum biliyorum haha, nasılsın canım
    K: iyiyim, arkadaşlarla oyundaydım öyle. Müthiş eğlendik ama hee
    C: O da iyi sevindim senin adına
    K: Sen nasılsın
    C: iyiyim, sana bir iyi bir kötü haberim var
    K: Önce kötüyü söyle
    C: Biz 8 Ağustos'un sabahında uçağa biniyoruz ve gidiyoruz
    K: Hmm, peki iyi haber nedir?
    C: Bir önceki gün yani 7 Ağustos'ta Bursa'ya geliyoruz, doğum gününde yanında olacam.
    K: NE DiYORSUN SEN
    ···