sonmezdayu panpamızdan

Barış Manço - Ne Ola Yar Ola
https://youtu.be/yLXHED-tnyQ

---

Son yarım saat kala Bayram abi çizelgeleri okudu, kim hangi oyunda oynayacaksa onlara isimleri okudu, kimin kimle oynayacağını iyice netleştirdi. Orada bulunan kişiler arasında daha önce bir kaç kez gördüğümüz ama adını yeni öğrendiğimiz Tuncay diye birisi vardı, Alperen'in söylediğine göre oyunu ilk çıktığından beri yani 94 yılından bu yana oynayan birisiymiş, takıldığı mekan ana caddenin karşı tarafındaki atari salonuymuş, biz hiç oraya gitmemiştik biraz uzak kalıyor diye. Hepimizden ayrı duruyordu adam, sanki "Bitsin de gidelim" havası var gibiydi, adam biz yeni yeni doğmuşken başlamış oyuna, saygı duyduk mecburiyetten. Gerek oyun oynamak için gerek izlemek için baya bir gelen giden oldu, kimin gelip gittiğine hiç bakmamıştım, baya baya dolmuştu içerisi. Saat 4'e geldiğinde Bayram abi isimleri okumaya başladı "ilk oyun Tuncay ve Alperen". Tuncay tam bir profesyonel gibiydi, hiç hareket kaçırmadı Alperen'e karşı, ilk başta Alperen 3 karakterini seçtiğinde Tuncay 3 tane random adam almıştı, hepimiz şaşırmıştık, yanlışlıkla aldığını veya dalga geçtiğini düşündük ama dalga geçmiyormuş ve yanlışlıkla da almamış. Ona denk gelen karakterlerden birisi benim en iyi oynadığımı düşündüğüm karakterdi, Athena. Alperen'i 2-0 yenmeyi ve elemeyi başardı, Kaan'ın o an bana söylediği şey şuydu "Kanka sen bundan sonra Athena'yı iyi oynadığını falan sakın söyleme tamam mı? zütüyle güler insanlar sana." haklıydı, ben iyi oynuyorsam izlediğimiz Athena neydi? Alperen söz konusu, Alperen'e bunu yapan bize ne yapmaz ki diye düşündük.

ikinci oyun ben ve Mehmet arasındaydı, tam yerimden kalkacakken omuzlarıma 2 el geldi "Bol şans evlat" diye bir ses duydum, hadi canım oradan dedim, arkamı döndüğümde babamı orada otururken gördüm ve güldüm sadece. Mehmet ile uzun zamandır oynamamıştık, bu kadar iyi oynadığını bilmiyordum. 2-1 yendim ve eledim, yerime geçtiğimde babamla konuşmaya başladım ne işin var burada diye sordum, izlemeye gelmiş merak etmiş nasıl olacağını. O an yanıma Tuncay geldi.

T: Sen de mi Athena ile oynuyorsun? Görünüşe göre bayağı iyi oynuyorsun.
K: Evet abi ben de Athena ile oynuyorum ve en sevdiğim hatta en iyi oynadığım en iyi kontrol ettiğim karakter diyebilirim.
T: Yetersizsin.
K: Nasıl anlamadım?
T: Ne demek istediğimi bana karşı oynarken anlayacaksın. Çok uzun zamandan sonra Athena ile oynayan birini görmek beni mutlu etti ancak dediğim gibi yetersizsin onu kullanma konusunda. Athena çok zordur, hatta KOF serisinin en zor yönetilen karakteridir, hareketleri çok terstir.
K: Anlıyorum.

Üçüncü oyun Burak ve Kaan arasındaydı, Kaan Burağı 2-1 eledi, dördüncü oyun Ahmet ve Taha arasındaydı, Taha 2-0 Ahmet'i eledi.
Kalmıştık 4 kişi.

Ben Tuncay'a karşı oynayacaktım.
Taha ise Kaan'a karşı oynayacaktı.

Ve sonrasında kazananlar finali oynayıp kazanan ödülü alacaktı.

ilk önce Kaan ve Taha oynadılar, bu sefer 3 üzerinden değil 5 üzerinden oynandı. 2-0'dan muhteşem şekilde çevirmişti Kaan, Taha'yı 3-2 yenerek finale adını yazdıran ilk isim olmuştu.

Tuncay ile geçtik makinenin başına, attık jetonları. Ben yine random mı alacak acaba diye bakarken bekliyordu hiç bir karakteri almadan, bir sorun mu var diye sordum hayır dedi. iyi peki deyip ben seçtim 3 adamımı, benim arkamdan ben kimi seçtiysem onları seçti. Bu adam resmen dalga geçiyordu buradakilerle, o belli olmuştu. ilk turda random alması, şimdi benim aldıklarımı alması.
Sıralamayı aynı almasına imkan yoktu çünkü hangisini hangi sıraya aldığını göremiyordun el başlamadan. Ben her zamanki gibi Athena'yı ilk sıraya almıştım, sonrasında Kula, son olarak da Athena kadar güvendiğim karakterim Iori. Onda ise durum Kula, Athena ve Iori idi. Ben yine bildiğim komboları yaptım, 3-4 hareketi arka arkaya sıralayarak ve Kula'yı kolayca indirdim doğru düzgün dokunamadı bile bana "Bu muydu yani" dedim içimden. Hiç bir zaman erken sevinmemem gerektiğini o an öğrendim. Benim bildiğim Athena'da en fazla 4 farklı hareketi kombolayabiliyordun ve bu en fazla 4/1 can barını zütürüyordu, herkes en fazla o kadarını yapabiliyordu. ikinci adamı Athena geldiğinde sürekli üstüme koşup koşup geri çekildi, duvar dediğimiz köşeye kadar bu şekilde itti beni ben hala hamle yapmasını bekliyorum ki yuvarlanıp vurmaya başlayayım. Köşeye dayandığım anda bu dibime kadar geldi ben direkt alt taraftan blok yapmaya başladım çünkü bu şekilde gelen herkes alttan vururdu, peki Tuncay ne yaptı? Ben alt taraftan blokta beklerken benim 20 deneyişte bir kere belki yapabildiğim ufak zıplama dediğimiz yerden hafifçe kalkmayı yapıp vurdu ve bloğu bozdu, yere inmesiyle bir kez daha vurdu ve iyice bloğu hiç ettikten sonra Alperen'e sormuş olduğum 2. barı açarak vurmaya başladı, vurmaya başlamasında bir sorun yoktu çünkü bunu biz de alttan yakalayıp yapıyorduk, 4 hareketten sonra vurmayı bırakacaktı, ilk 4 hareketi benim yaptığım hareketlerdi ama ondan sonrasında yaptığı hamle ile karakterim yere inmedi saniyelerce ve top gibi sektirdi, ben ne oluyor diye baktığımda KO yazısını gördüm.

Bana dönüp "Neden yetersiz dediğimi anlamışsındır umarım şimdi, devam edebileceğin yerde kesiyorsun atağı" dedi.
3-0 yenildim, hiç bu kadar ağır yenilgi almamıştım o güne kadar, resmen dalga geçmişti hem benimle hem onunla oynayan herkesle, aynı şekilde Kaan'ı da 3-0 yendi, ona da bana yaptığını yaptı. Turnuvayı kazanan Tuncay olmuştu ve herkes hayran gibi bakıyordu ona, büyülemişti herkesi. Bayram abiye "O 50 jetonu çocuklara bölüştür oynasınlar daha öğrensinler oynamayı" dedi ve çıktı oradan.

Müdür yardımcısı kağıdı açarken Burak ayakta terlemeye başladı, çok net şekilde belli oluyordu. Ben ne olduğunu anlamıştım ama sesimi de çıkaramıyordum, karşımda müdür yardımcısı vardı çünkü.

MY: Okuyalım bakalım tam sınav saati arkadaşınızın cebinden çıkan kağıtta ne yazıyormuş.
Başladı okumaya.

Aylin merhaba. Senin en yakın arkadaşım kingden hoşlandığını biliyorum ama aynı zamanda ben de senden hoşlanıyorum. Geçtiğimiz hafta kingle konuşmak istediğini öğrendiğimde benimle ilgili olduğunu düşünmüştüm ama öyle olmadığını öğrenince çok üzülmüştüm. Burada yazan şeyleri yüzüne karşı söyleme cesaretim olacaktı ama sen kingle konuştuktan sonra o cesaretim gitti benim, o yüzden bu şekilde anlatmak istedim kendimi. Ben seni ilk gördüğümden beri senden hoşlanıyorum, bu sınıfa ilk girdiğim, seninle ilk karşılaştığımız andan beri yani. Bilmiyorum belki sana saçma gelecek ama bana bir şans vermek ister misin? Beraber bir şeyler yapabilir miyiz? Sen ve ben? ikimiz? Başkası olmayacak sadece sen ve ben.

MY: Bu ne evladım? izdivaç programı mı burası? Siz ders çalışmıyor musunuz?
B: Hocam ben size kopya olmadığını söylemiştim(Çok felaket kızardı)
MY: Adın ne senin
B: Burak hocam
MY: Hocam Burağa bu sınavdan sıfır veriyorsunuz, otur yerine sende dikilme ayakta. Burası okul okul, bu ne ya ders çalışmanız lazım sizin aşk peşinde koşmanız değil.

Oturdu Burak yerine, müdür yardımcı çıktı sınıftan herkes kafasını Aylin'e çevirdi ben dahil. Aylin sıranın üstüne kapanmıştı.

GH: Aylin, King, Burak dışarı.

Hiç bir şey demeden çıktık dışarı, çok geçmeden geometrici geldi, bayandı kendisi.

GH: Aylincim, normalde sadece seni çıkartırdım ama üçünüzü ilgilendiren bir konu olduğu için üçünüzü birden almak zorunda kaldım. Burak, şimdi ben seni sınava alırsam sıfır vermek zorunda kalacağım. Bu durumu senin gidip tekrar müdür yardımcısı ile konuşman lazım. King, seni alma sebebim arada kalmış olman. En yakın arkadaşın bir kızı seviyor, sevdiği kız seni seviyor. Sen ne düşünüyorsun bu konu hakkında?

K: Ben Aylinle o meseleyi çözdüm hocam, Aylin şu an biliyor neyin ne olduğunu.

GH: Öyle mi? Güzel o halde. Aylin, başkası olsa bu şekilde konuşmazdı bunu biliyorsun değil mi?

A: Biliyorum hocam.

GH:(Önce Burak sonra Aylin'e baktı ve tutamadı kendini gülmeye başladı) Allah sizi bildiği gibi yapsın gerçekten, ne diyeyim ben size. Hadi geçin içeri.

Burak müdür yardımcısının yanına gitti, biz geri döndük sınıfa.