/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
  1. 1.
    +192 -11
    On dört aylık, uzun ve meşakkatli uğraşlarımız sonucu elde ettiğimiz aşağıdaki bilgileri; Türk ve Dünya kamuoyunun ilgisine sunuyoruz.
    Bugüne kadar pek çok spekülasyona sebep olan beyaz piramitler çok tartışıldı. Kimisi gerçek dedi, kimisi yok dedi. Bazı araştırmacılar ise, Çin'in bu piramitlerdeki çok önemli bilgilerin açığa çıkmaması için büyük bir çaba gösterdiğini ve bunun için bu piramitleri ve içindeki bilgileri gizlediğini söyledi.

    Ama bir gerçek var ki, Çin'in Xian'daki yasaklanmış bölgede, uydudan tespit edilmiş piramitler var. Şimdi, bu konuda bilinen birkaç kısa bilgiyi tekrar gözden geçirelim:

    Çin'in Xian bölgesinde, 300 metre olduğu söylenen dev bir piramit ve etrafında çeşitli boyutlarda pek çok piramitler olduğu ifade edilmektedir. Bu piramitler Orta Amerika'daki piramitler gibi düz bir tepeye sahiptir. Bu piramitlerin 5000-6000 yıllık oldukları tahmin edilmektedir.

    Beyaz piramitleri, 2. Dünya savaşı sırasında Amerikalı pilot James Gaussan, Hindistan'dan Chungking'e erzak taşırken gördüğünü rapor etti. Kireçtaşından yapıldıklarını tahmin ettiğini söyledi. Böylece bu bölgedeki dev piramitleri tartışmaya açmış oldu.

    Alman araştırmacı yazar, Hartwig Hausdorf bölgeyi bizzat ziyaret etti. Birçok materyal ve bilgi topladı hatta birkaç fotoğraf elde etti. Ancak bu fotoğraflar birkaç tane ve uzaktan çekilmiş idi. Daha sonra, Çin yönetimi, bu bölgede araştırma yapmayı, hem yabancı araştırmacılara hem de kendi araştırmacılarına ve arkeologlarına yasakladı.

    1954 yılında C-54 uçağından çekilen ilk fotoğraf Life Dergisi'nde yayınlandı. Hausdof bu piramitlerde, ön Türklere ait yazıtlar ve çok değişik mumyalar olduğunu söylese de delillendiremediği için bu bilgileri kuşkuyla karşılanmıştır.

    Bir tv progrdıbına katılan Eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, "1984 yılında Çin'i ziyaret ettiğini, orada eski Mısır medeniyetinden daha ileri tekniklerle yapılmış mumyalar gördüğünü" ifade etmiştir.

    Dünya tarihinde ilk defa, Çin'deki eski Türk topraklarında bulunan piramitlerden birinin yakınına sokulduk. Yakınına sokulmakla kalmadık, içine de girdik. Çin'de bir çok piramit bulunmakta ve bunların bir çoğu irili ufaklı çeşitli büyüklüktedirler.

    Gerçeği söylemek gerekirse, toplam kaç tane olduklarını ve büyüklüklerini tam olarak bilmemekteyiz. Fakat bildiğimiz bir şey var; uzun uğraşlar sonucunda bunlardan bir tanesi hakkında önemli bazı bilgi ve kanıtlara ulaştık.

    Takdir edersiniz ki, bu piramide ulaşmak burada anlattığımız kadar kolay olmamıştır. Şimdi bu piramide nasıl ulaştığımızı ve neleri elde ettiğimizi, başta Türk Milleti olmak üzere bütün dünyanın ilgisine ve bilgisine sunuyoruz:

    MACERANIN SEYiR DEFTERiNDEN KISA NOTLAR:

    Çin'in oldukça karmaşık (kozmopolit) bir yapısı var. Yönetimde, demokrasi kurallarının geçerli olduğunu söyleyemeyiz. Çin, nüfusu kalabalık olduğu için, çeşitli yöntemlerle, bu aşırı nüfusu baskı ile kontrol etmektedir.

    Yasaların yapılması ve uygulanması demokratik ülkelerdeki gibi değildir. Çin'de en ufak suçlara dahi idam cezası uygulandığı bilinmektedir. Çin, Uluslararası hukuk normlarına da uymayı reddetmektedir. Bizde büyük zorluklarla karşılaştık…. Oraya giden herkes bu zorluklarla karşılaşmaktadır. Oraya ayak basar basmaz bu zorluklar başlar ve dönene kadar devam eder.

    Bu nedenle, bu zorluklar karşısında elde ettiğimiz; bilgi ve resimlerin bizim için çok büyük önemi vardır. Belki de bu çalışma, yeni bir dönemin ilk kilometre taşı olacaktır.

    Tarihin yeniden yazılması konusunda araştırmacılara önemli ip uçları sunacaktır. Ve araştırmacılar bu elde ettiğimiz bilgi ve kanıtların devdıbını talep ederek, belki de Çin'in bu piramitlerle ilgili yasağını kaldırmasını sağlayacaklardır. Çünkü bizim burada elde ettiğimiz bilgiler, gördüklerimizin yanında çok daha başka kaynakların varlığından haberdar olmamıza neden olmuştur.

    Deyim yerindeyse, biz buzdağının görünen kısmını sizlere sunuyoruz. Ya görünmeyen kısımlarda neler var? Artık orasını da sizlerin taktirlerinize bırakıyoruz…

    Sincan Uygur Bölgesi'nde buluştuğumuz kişi, özbeöz bir Türk. Bölgede bizim rehberliğimizi yapacak. Gideceğimiz yasak bölgede, bizi o bölgenin yerlisi olan biri ile tanıştırarak, yapacağımız çalışmalarda bize yardımcı olacak.

    Uygurlu rehberimizle beraber uzun uğraşlar sonunda ve sıkı denetimlerden geçerek; 2 gün sonra Çin'in yasak bölgesindeyiz. Haritada dahi ismi olmayan, Çin köylülerinin yaşadığı ve kendi aralarında Kehengi veya Cahangı dedikleri bir köy burası. Tahminen yerleşik ve incin olarak, 1500 civarı insanın yaşadığı bir köy.

    Devamı gelecek.

    Kaynak: http://www.onaltiyildiz.c...artikel.php?artikel_id=34
    ···
  1. 2.
    +43 -6
    irkcilik var zenci piramit de olsun
    ···
    1. 1.
      +2
      Beyaz izmarit diye okudum sigara da içmiyorum allah allah
      ···
      1. 1.
        0
        helal et

        "Bazı araştırmacılar ise, Çin'in bu piramitlerdeki çok önemli bilgilerin açığa çıkmaması için büyük bir çaba gösterdiğini ve bunun için bu piramitleri ve içindeki bilgileri gizlediğini söyledi."

        kim demis lan, hangi arastirmaci. bi isim ver gotume piramit sokucam.
        ···
    2. 2.
      +2
      Kızıl piramitte olsun lan
      ···
    3. 3.
      0
      beyler xı an şehri çin seddinin arkasındadır ve türkler tarih boyunca o taraflarda 50 yıl bıle yaşamamıştır ben o piramitlerın türklere ait oldugunu düşünmüyorum
      ···
    4. diğerleri 1
  2. 3.
    +27
    Buraya geliş amacımız olan piramit, yasak bölgenin 12-13 km kadar güneyinde kalıyor. Nihayet meşakkatli yolculuklardan sonra bu köydeyiz. Köy safkan Çinli olmasına rağmen, misafir olduğumuz hanede, 83 yaşında olduğunu -bunu da tahminen söylüyor- söyleyen Çinli ihtiyar, " annesinin bir Uygur Türk'ü olduğunu, akrabalarından da bir-iki kişinin Uygur Türk erkekleri ile evli olduğunu" söylüyor.

    Uygurlu rehberimiz vasıtasıyla, bu yaşlı Çinli ile konuşmaya başlıyoruz. Ancak anlaşmakta zorlandığımızı belirtmeliyim.
    Sıkça soru soruyoruz, sorduğumuz sorulara da, kısa cümlelerle bazen alakasız cevaplar alıyoruz. Aslında bizim maksadımız belli; uzun çalışmalar sonucunda istihbaratını elde ettiğimiz piramide gidip, yakından görüp, bilgiler elde etmek. Zamanımız az olduğu için bu kısa sürede elde edebildiğimiz kadar bilgi edinmek istiyoruz.

    Bu köy, haritada olmamasına rağmen, Çin'in diğer bölgelerinde olduğu gibi bir çok turisti ağırlamış. Buraya daha çok; 'gezi ve keşif amaçlı' ziyaretlerin gerçekleştirildiğini öğreniyoruz. Bize göre en ilginç ziyaretçiler ise, ABD'li, ingiliz ve israilliler…
    ···
  3. 4.
    +6 -17
    BeNiM piRaMiteDe baKsiNlaR HaS turK pIraMidixD
    ···
    1. 1.
      +1
      güldürdün huur çocu
      ···
  4. 5.
    -1
    Aksam bidaha ac tutmayabilir simdi
    ···
    1. 1.
      +1
      helal et
      kör odlum aq
      ···
  5. 6.
    0
    Ama ben okuyorum rez
    ···
    1. 1.
      0
      yeni entry girildi
      ···
  6. 7.
    +19 -2
    Yaşlı Çinli'ye rehberimiz aracılığı ile soruyoruz: "Neden bu köye ilgi var?" "Nedeni çok basit, piramitler," diyor yaşlı Çinli. Bu bölgenin tam tersi istikametinde ve piramitlere yakın bölgenin civarındaki başka köylere de, yukarıda anılan ülkelerden turistlerin geldiklerini öğreniyoruz. Bu kişiler, köyde çok para harcayıp, birkaç gün kaldıktan sonra, lafı döndürüp dolaştırıp, "piramitlere gitmek istediklerine" getiriyorlarmış…

    Senaryo hep aynı, filmin sonundaysa; köydeki Çin devletine çalışan muhbir köylüler, turistlerin bu zaaflarından yararlanarak, onların paralarını alıyor, sonra da bu turistleri Çin emniyet güçlerine ihbar ederek, o bölgeden uzaklaştırılmalarını sağlıyorlarmış.

    Yaşlı Çinli bu olayları gülerek bizlere anlatıyor. Bizler, bunları dinledikten sonra olacaklara daha da hazırlıklıyız. Gerçeği ifade etmek gerekirse; ne birkaç gün kalacak zamanımız var ne de onlara verecek bol paramız. Lafı döndürüp dolaştırmıyoruz.

    Daha önce Uygurlu rehberimiz, ihtiyar Çinli'ye konuyu biraz açmıştı. Sadece bilgi amaçlı piramitlerle ilgili sohbet edileceğini söylemişti. Uygurlu rehberimiz, ihtiyar Çinli'yi, uzaktan akrabalıkları kullanarak ikna etmişti. Yoksa başka türlü konuşması imkânsızdı.
    ···
  7. 8.
    +1 -6
    okuyamadım biri özet geçsin amk
    ···
    1. 1.
      +1
      Çin'de Türklere has piramitler varmış ve bu piramitlerin Mısır'daki pramitlerden daha önce yapıldığını ve daha da gelişmiş olduğunu anlatıyor. Türk soyu hakkında önemli bilgiler var.
      ···
  8. 9.
    +18
    Uygurlu rehberimiz aracığı ile yaşlı Çinli'ye; " köyün 12-13 km güneyinde bulunan piramit hakkında neler bildiğini," anlatmasını istiyoruz. Biz piramit diyoruz, enteresandır, yaşlı ihtiyar Kabba diyor. Türkçedeki kubbe gibi. Ya da biz öyle anlıyoruz…

    ihtiyar Çinli'den ayrıca şunları dinledik:

    Kendisi bu köyde doğmuş büyümüş. Bütün ömrü burada geçmiş. Köyün geçim kaynağı tarımmış. Köyün gençleri, iş imkânlarının az olmasından dolayı köyü terk etmişler. Küçükken yani yaklaşık 75 yıl önce, bugün yasak olan piramitler bölgesi, o günlerde yasak değilmiş. Hatta yaşlı Çinli'nin, bu piramitlerin yakınlarında tarlaları bile bulunmaktaymış ayrıca hayvanlarının otlak alanları da o bölgedeymiş.

    Bu arada çok enteresan bir bilgi daha verdi bize. Biz ihtiyar Çinli'nin verdiği bu bilgiyi, kuşkuyla karşılasak da, yine de sizlerle paylaşalım: Özellikle güneydeki piramitlerin yanında bulunan otlaklarda yiyen hayvanlar daha besili oluyorlarmış ve eğer hayvanlar hasta ise o bölgede otladıktan sonra iyileşiyorlarmış. Yine o bölgede otlayan hayvanların daha çok süt verdiklerini ısrarla söylüyor.

    Telaffuzunu tam anlayamadığımız bir ot veya bitkiden veya ona benzer bir şeyden bahsediyor. Bu da sadece o bölgeye hasmış.
    ···
    1. 1.
      0
      Pnp kubbe Türkçe değil Arapça. Türkçe deki gibi olamaz yani *
      ···
      1. 1.
        0
        kelime kökeni arapça ama Türkçede kullanılan şekliyle bahsetmiş orda. Hatta tam anlamamışlar da yani orda bi kesinlik yok.
        ···
  9. 10.
    +26
    Bu durum sadece hayvanlar için değil, insanlar içinde geçerliymiş. Oradan topladıkları o madde bir çok hastalığa iyi geliyormuş. Köylüler o maddeden toplar ve bunu kutsal sayarlarmış.

    Bu ihtiyarın çocukluğu bu bölgede geçmiş. Kendisi küçükken köyün yakınındaki Kabba'ya yani piramide, girdiğini söylüyor. Sadece kendisinin değil, o dönemlerde bütün köylülerin piramidin içine girdiklerinden bahsediyor.

    Bu bizi daha da heyecanlandırıyor. "içeri nasıl girdiklerini ve piramidin içinde neler olduğunu" soruyoruz. Yaşlı Çinli anlatıyor; " piramidin içine, piramidin yakınındaki bir mağaradan doğal bir geçit yoluyla 600 metre kadar gittikten sonra ulaştıklarını" anlatıyor. Ancak verdiği rakamı tam olarak anlayamadık.

    Yaşlı Çinli'nin söylediği mesafe, doğru mu yanlış mı tereddütte düşürdü bizi. Bu bölge kayalık bir bölge ve etrafta daha birçok irili ufaklı mağaralar bulunuyor. "Piramidin bu doğal kayalıkların üzerine inşa edildiğini anlatıyor." Soruyoruz; " piramidin içinde neler var? "
    ···
  10. 11.
    -1
    Okuyorum
    ···
    1. 1.
      0
      yeni entry girildi
      ···
  11. 12.
    0
    Rez ulen
    ···
    1. 1.
      +1
      yeni entry girildi
      ···
  12. 13.
    +20
    Yaşlı Çinli sorumuza karşılık şunları anlattı:

    Orası aslında Türklerin atalarına ait mezarlık. içeride mumyalar var, piramidin içi çok soğuk, orada ayrıca, Türklerin atalarına ait resim ve yazıların olduğunu söylüyor.

    Bahsettiği yazıların ve mumyaların, sadece bir bölümde olduğunu, diğer bölümlerin kapalı olduğunu söylüyor.

    Ayrıca şu bilgileri veriyor; küçükken, köyde hastalanan çocukları bu piramidin içine zütürüp, mumyaların yanında bir müddet beklettikten sonra, hasta çocukların iyileştiklerini anlatıyor.

    Kendilerinin de küçükken abisini zütürdüklerini söylüyor.

    Piramidin içinde bir çok yazı ve erimiş tabletlerin birbirlerine yapıştıklarını belirtiyor. Ve ihtiyar çok ilginç bir şey daha anlatıyor:
    ···
  13. 14.
    +21
    Bu yaşlı Çinli'nin dedesi, 120 yaşında ölmüş. Yaşlı Çinli, dedesinden şunları dinlemiş: "Bu yapıların (piramitlerin), Türklerin atalarına ait dünyada kurulan ilk kütüphane olduğunu" söylermiş. ihtiyarın dedesi, çok bilge bir adammış. Ayrıca Türklerin atalarına çok saygı duyan bir kişiymiş.

    Bu bilge adam, öldüğünde piramide 3 km yakınlıktaki bir mezarlığa defnedilmiş. Hangi inanca mensup olduğunu soruyoruz: Çünkü Budistse yakılması gerek.

    Çok ilginç bir şey anlatıyor: Dedesinin Gök Tanrı inancına sahip olduğunu ve buralarda yakılma hadisesinin olmadığını, Budistlikle uzaktan yakından ilgisi olmadığını söylüyor.

    Bizi asıl ilgilendiren ve heyecanlandıran konulardan birisi de piramide, 3 km metre mesafedeki dedesinin de olduğu mezarlık. "Mezarlığı ziyaret edip edemeyeceğimizi" soruyoruz. Yaşlı Çinli hafifçe gülümseyerek, "sizin derdiniz mezarlık değil, piramit," diyor.
    ···
  14. 15.
    +19
    Uygurlu rehberimiz, aracılığı ile yaşlı Çinli'ye; "mezarlığı ve piramidi görmek istediğimizi" söylüyoruz. ihtiyar kesin bir tavırla ve suratını sertleştirerek; " kesinlikle olmaz!" diyor.
    Mezarlığı ziyarete sene de bir gün izin verildiğini, o günle dışında gitmenin yasak olduğunu söylüyor."

    "Orada askerler mi var?" diye soruyoruz. "Hayır hiçbir alanda askerler yok ama köyde muhbir çok. Para karşılığında, bazı köylülerin ihbar yaptıklarını" anlatıyor.

    "Daha önce, Çin yetkililerin köyün reisine tebligatta bulunduğunu, köye gelen yabancıların rapor edilmesi istendiğini, piramit bölgesine bir turisti zütürmenin bedelinin idam olabileceğini" belirtiyor. "Peki o bölgeye hiç giden olmuyor mu?" diye sorduk. Yaşlı Çinli'nin, verdiği cevap bizi bir kez daha umutlandırıyor.

    "Buradaki köylülerin, o bölgeye gittiklerini, oradaki bu bir nevi şifalı bildikleri otları (maddeyi) topladıklarını, hatta çok az da olsa gizlice bazı köylülerin, hastalanan çocuklarını piramidin içindeki mumyanın yanına zütürdüklerini" söylüyor.

    Merakla tekrar soruyoruz; bu nasıl oluyor, bu kadar sıkı yasağa ve cezaya karşı, köylüler bunu nasıl yapıyorlar?
    ···
  15. 16.
    +22
    Yaşlı Çinli'nin verdiği cevap bizi tam manasıyla tatmin etmemesine rağmen, mantıklı geliyor. Bize bu işin yolunun şu şekilde olduğunu anlattı: Piramidin olduğu bölgeye gitmek isteyen köylülerin, köydeki reise ve bir nevi kolluk kuvveti görevi üstlenen az sayıdaki kişilere rüşvet verdiklerini, bunu da ancak köylüler için yaptıklarını, kesinlikle yabancılar için yapmadıklarını ifade etti.

    Yemek faslından sonra, yanımızda getirdiğimiz hediyeleri, yaşlı Çinli'ye takdim ediyoruz. Bizim deyimimizle, çam sakızı çoban armağanı türünden şeyler. Gözlerinin feri gitmiş olan ihtiyar, verdiğimiz hediyelere çok memnun oluyor. Bizde bunu fırsat bilip tekrar soruyoruz,piramide gidebilir miyiz? diye.

    Ancak Uygurlu rehberimiz bize; "daha fazla ısrar etmememizi, yoksa, yaşlı Çinli'nin ters tepki gösterebileceğini" söylüyor. Bizler, konuyu değiştirerek, farklı konulardan bahsediyoruz. Aradan yaklaşık bir saat kadar zaman geçti... Vaktimiz daralıyor. Uygurlu rehberimize," ne yapacağımızı?" soruyoruz

    Uygurlu rehberimiz, onun dilinden ben anlarım diyor. "Bu nasıl olacak? Şu yaşlı Çinli'nin dilini, çözse de, emelimize ulaşsak" diye söyleniyoruz. Uygurlu rehberimizin bir çok akrabasını, Çinliler, zulümle öldürmüşler. '''Uygurlu rehberimiz, bu işi başarmamızı çok istiyor. Çünkü biz başarılı olursak, O'da, Çin'den kendi çapında intikam almış olacak.'''
    ···
  16. 17.
    +22 -2
    Uygurlu rehberimiz, çantasından kağıda sarılı bir şey çıkarıp, yaşlı Çinli'ye veriyor. Tütün mü, ot mu, o tür bir şey. Yaşlı Çinli'nin gözlerinin içi gülüyor. Kalkıp bir çubuk alıyor ve rehberimizden aldığı o maddeyi tüttürmeye başlıyor. (Naptılar amk bonzai falan mı verdiler :D)

    Yarım saat kadar; yaşlı Çinli ile Uygurlu rehberimiz hararetli bir şeklide bir şeyler tartışıyorlar. Biz doğal olarak konuşmalarından hiçbir şey anlamıyoruz. Yaşlı Çinli, bazen kızıyor, bazen gülüyor. Nihayet Uygurlu rehberimiz, bize beklediğimiz müjdeyi veriyor: Kalkın gidiyoruz! Hepimiz çok heyecanlıyız, kalbimiz duracak gibi. Hem sevinçliyiz, hem de endişeli.

    içimizde bir tedirginlik de yok değil. Çünkü bu yaşlı ihtiyara tam güvenemiyoruz. "Acaba bizi ihbar eder mi?" diye. O yakalatmasa bile, başka köylüler görüp de onlar ihbar eder mi?

    Rehberimize bu konuları soruyoruz Kendi aralarında konuştuktan sonra; yaşlı Çinli; fotoğraf makinesi ve kamera yanınıza almayın, eğer yakalanırsak, hafifletici sebep olur, diyor. Biz de,tamam diyoruz, ama fotoğraf makinesini yine de gizlice yanımıza alıyoruz.
    ···
  17. 18.
    +1
    Okurum bunu rez
    ···
  18. 19.
    +1
    yaz okuyorum
    ···
  19. 20.
    0
    Reserved
    ···