/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
  1. 1.
    +192 -11
    On dört aylık, uzun ve meşakkatli uğraşlarımız sonucu elde ettiğimiz aşağıdaki bilgileri; Türk ve Dünya kamuoyunun ilgisine sunuyoruz.
    Bugüne kadar pek çok spekülasyona sebep olan beyaz piramitler çok tartışıldı. Kimisi gerçek dedi, kimisi yok dedi. Bazı araştırmacılar ise, Çin'in bu piramitlerdeki çok önemli bilgilerin açığa çıkmaması için büyük bir çaba gösterdiğini ve bunun için bu piramitleri ve içindeki bilgileri gizlediğini söyledi.

    Ama bir gerçek var ki, Çin'in Xian'daki yasaklanmış bölgede, uydudan tespit edilmiş piramitler var. Şimdi, bu konuda bilinen birkaç kısa bilgiyi tekrar gözden geçirelim:

    Çin'in Xian bölgesinde, 300 metre olduğu söylenen dev bir piramit ve etrafında çeşitli boyutlarda pek çok piramitler olduğu ifade edilmektedir. Bu piramitler Orta Amerika'daki piramitler gibi düz bir tepeye sahiptir. Bu piramitlerin 5000-6000 yıllık oldukları tahmin edilmektedir.

    Beyaz piramitleri, 2. Dünya savaşı sırasında Amerikalı pilot James Gaussan, Hindistan'dan Chungking'e erzak taşırken gördüğünü rapor etti. Kireçtaşından yapıldıklarını tahmin ettiğini söyledi. Böylece bu bölgedeki dev piramitleri tartışmaya açmış oldu.

    Alman araştırmacı yazar, Hartwig Hausdorf bölgeyi bizzat ziyaret etti. Birçok materyal ve bilgi topladı hatta birkaç fotoğraf elde etti. Ancak bu fotoğraflar birkaç tane ve uzaktan çekilmiş idi. Daha sonra, Çin yönetimi, bu bölgede araştırma yapmayı, hem yabancı araştırmacılara hem de kendi araştırmacılarına ve arkeologlarına yasakladı.

    1954 yılında C-54 uçağından çekilen ilk fotoğraf Life Dergisi'nde yayınlandı. Hausdof bu piramitlerde, ön Türklere ait yazıtlar ve çok değişik mumyalar olduğunu söylese de delillendiremediği için bu bilgileri kuşkuyla karşılanmıştır.

    Bir tv progrdıbına katılan Eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, "1984 yılında Çin'i ziyaret ettiğini, orada eski Mısır medeniyetinden daha ileri tekniklerle yapılmış mumyalar gördüğünü" ifade etmiştir.

    Dünya tarihinde ilk defa, Çin'deki eski Türk topraklarında bulunan piramitlerden birinin yakınına sokulduk. Yakınına sokulmakla kalmadık, içine de girdik. Çin'de bir çok piramit bulunmakta ve bunların bir çoğu irili ufaklı çeşitli büyüklüktedirler.

    Gerçeği söylemek gerekirse, toplam kaç tane olduklarını ve büyüklüklerini tam olarak bilmemekteyiz. Fakat bildiğimiz bir şey var; uzun uğraşlar sonucunda bunlardan bir tanesi hakkında önemli bazı bilgi ve kanıtlara ulaştık.

    Takdir edersiniz ki, bu piramide ulaşmak burada anlattığımız kadar kolay olmamıştır. Şimdi bu piramide nasıl ulaştığımızı ve neleri elde ettiğimizi, başta Türk Milleti olmak üzere bütün dünyanın ilgisine ve bilgisine sunuyoruz:

    MACERANIN SEYiR DEFTERiNDEN KISA NOTLAR:

    Çin'in oldukça karmaşık (kozmopolit) bir yapısı var. Yönetimde, demokrasi kurallarının geçerli olduğunu söyleyemeyiz. Çin, nüfusu kalabalık olduğu için, çeşitli yöntemlerle, bu aşırı nüfusu baskı ile kontrol etmektedir.

    Yasaların yapılması ve uygulanması demokratik ülkelerdeki gibi değildir. Çin'de en ufak suçlara dahi idam cezası uygulandığı bilinmektedir. Çin, Uluslararası hukuk normlarına da uymayı reddetmektedir. Bizde büyük zorluklarla karşılaştık…. Oraya giden herkes bu zorluklarla karşılaşmaktadır. Oraya ayak basar basmaz bu zorluklar başlar ve dönene kadar devam eder.

    Bu nedenle, bu zorluklar karşısında elde ettiğimiz; bilgi ve resimlerin bizim için çok büyük önemi vardır. Belki de bu çalışma, yeni bir dönemin ilk kilometre taşı olacaktır.

    Tarihin yeniden yazılması konusunda araştırmacılara önemli ip uçları sunacaktır. Ve araştırmacılar bu elde ettiğimiz bilgi ve kanıtların devdıbını talep ederek, belki de Çin'in bu piramitlerle ilgili yasağını kaldırmasını sağlayacaklardır. Çünkü bizim burada elde ettiğimiz bilgiler, gördüklerimizin yanında çok daha başka kaynakların varlığından haberdar olmamıza neden olmuştur.

    Deyim yerindeyse, biz buzdağının görünen kısmını sizlere sunuyoruz. Ya görünmeyen kısımlarda neler var? Artık orasını da sizlerin taktirlerinize bırakıyoruz…

    Sincan Uygur Bölgesi'nde buluştuğumuz kişi, özbeöz bir Türk. Bölgede bizim rehberliğimizi yapacak. Gideceğimiz yasak bölgede, bizi o bölgenin yerlisi olan biri ile tanıştırarak, yapacağımız çalışmalarda bize yardımcı olacak.

    Uygurlu rehberimizle beraber uzun uğraşlar sonunda ve sıkı denetimlerden geçerek; 2 gün sonra Çin'in yasak bölgesindeyiz. Haritada dahi ismi olmayan, Çin köylülerinin yaşadığı ve kendi aralarında Kehengi veya Cahangı dedikleri bir köy burası. Tahminen yerleşik ve incin olarak, 1500 civarı insanın yaşadığı bir köy.

    Devamı gelecek.

    Kaynak: http://www.onaltiyildiz.c...artikel.php?artikel_id=34
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +43 -6
    irkcilik var zenci piramit de olsun
    ···
    1. 1.
      +2
      Beyaz izmarit diye okudum sigara da içmiyorum allah allah
      ···
      1. 1.
        0
        helal et

        "Bazı araştırmacılar ise, Çin'in bu piramitlerdeki çok önemli bilgilerin açığa çıkmaması için büyük bir çaba gösterdiğini ve bunun için bu piramitleri ve içindeki bilgileri gizlediğini söyledi."

        kim demis lan, hangi arastirmaci. bi isim ver gotume piramit sokucam.
        ···
    2. 2.
      +2
      Kızıl piramitte olsun lan
      ···
    3. 3.
      0
      beyler xı an şehri çin seddinin arkasındadır ve türkler tarih boyunca o taraflarda 50 yıl bıle yaşamamıştır ben o piramitlerın türklere ait oldugunu düşünmüyorum
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 3.
    +27
    Buraya geliş amacımız olan piramit, yasak bölgenin 12-13 km kadar güneyinde kalıyor. Nihayet meşakkatli yolculuklardan sonra bu köydeyiz. Köy safkan Çinli olmasına rağmen, misafir olduğumuz hanede, 83 yaşında olduğunu -bunu da tahminen söylüyor- söyleyen Çinli ihtiyar, " annesinin bir Uygur Türk'ü olduğunu, akrabalarından da bir-iki kişinin Uygur Türk erkekleri ile evli olduğunu" söylüyor.

    Uygurlu rehberimiz vasıtasıyla, bu yaşlı Çinli ile konuşmaya başlıyoruz. Ancak anlaşmakta zorlandığımızı belirtmeliyim.
    Sıkça soru soruyoruz, sorduğumuz sorulara da, kısa cümlelerle bazen alakasız cevaplar alıyoruz. Aslında bizim maksadımız belli; uzun çalışmalar sonucunda istihbaratını elde ettiğimiz piramide gidip, yakından görüp, bilgiler elde etmek. Zamanımız az olduğu için bu kısa sürede elde edebildiğimiz kadar bilgi edinmek istiyoruz.

    Bu köy, haritada olmamasına rağmen, Çin'in diğer bölgelerinde olduğu gibi bir çok turisti ağırlamış. Buraya daha çok; 'gezi ve keşif amaçlı' ziyaretlerin gerçekleştirildiğini öğreniyoruz. Bize göre en ilginç ziyaretçiler ise, ABD'li, ingiliz ve israilliler…
    ···
  4. 4.
    +27
    Zifiri karanlık her yer. Fenerlerimizin aydınlığında baktığımızda, karşımızda düz bir duvarın yukarı doğru uzandığını görüyoruz. Hafif bir su sızıntısı var. Ya biriken yağmur sularından ya da içeri ile dışarının ısı farkından kaynaklanıyor. içerisi küf kokuyor sanki.

    ilerlemeye başladık ama adım atarken tedirgin bir şekilde atıyoruz: Bir çukur olur da düşeriz diye.
     
    Çinli ihtiyar, bir anda saygıyla eliyle işaret ederek feneri gösterdiği yöne tutmamızı söylüyor.

    Feneri, gösterdiği yöne tuttuğumuzda, buranın bir mezar odası olduğunu anlıyoruz. 2 metreye yakın boyu olan bir mumya var yerde.

    Heyecanımız iyice arttı. Mumyanın yanı başında bir kayada çeşitli işaretler ve yazılar görüyoruz. Ay yıldız, kurt başları ve şok olduğumuz şeyi ışığı tuttuğumuzda görüyoruz.


    (*
    ···
    1. 1.
      0
      IYI yani kayı yazıyo mk ay yıldız var ne acayip yer pnp başka fotoğraflar varmı
      ···
      1. 1.
        +1
        panpa o adamdan başka içine giren olmadığından elimizdeki fotolar bunlar, keşke daha çok foto olsaydı :/
        ···
  5. 5.
    +26
    Bu durum sadece hayvanlar için değil, insanlar içinde geçerliymiş. Oradan topladıkları o madde bir çok hastalığa iyi geliyormuş. Köylüler o maddeden toplar ve bunu kutsal sayarlarmış.

    Bu ihtiyarın çocukluğu bu bölgede geçmiş. Kendisi küçükken köyün yakınındaki Kabba'ya yani piramide, girdiğini söylüyor. Sadece kendisinin değil, o dönemlerde bütün köylülerin piramidin içine girdiklerinden bahsediyor.

    Bu bizi daha da heyecanlandırıyor. "içeri nasıl girdiklerini ve piramidin içinde neler olduğunu" soruyoruz. Yaşlı Çinli anlatıyor; " piramidin içine, piramidin yakınındaki bir mağaradan doğal bir geçit yoluyla 600 metre kadar gittikten sonra ulaştıklarını" anlatıyor. Ancak verdiği rakamı tam olarak anlayamadık.

    Yaşlı Çinli'nin söylediği mesafe, doğru mu yanlış mı tereddütte düşürdü bizi. Bu bölge kayalık bir bölge ve etrafta daha birçok irili ufaklı mağaralar bulunuyor. "Piramidin bu doğal kayalıkların üzerine inşa edildiğini anlatıyor." Soruyoruz; " piramidin içinde neler var? "
    ···
  6. 6.
    +25
    Yaşı Çinli, ayrıca zaman zaman piramitlerin üzerinde büyük ışıklar gördüklerini anlattı. Biz bu anlatılan olaya, temkinli yaklaşıyoruz. Askeri bir faaliyet olabilir diyoruz.

    Yere uzamış manzarayı seyrederken, yaşlı Çinli, bize mezarlığı işaret ediyor. Bu arada birimiz gizlice fotoğraf makinesini çıkarıp yüksekten, piramidin resmini çekiyor. Çinli ihtiyar, mezarlığa gitmek istediğini söylüyor. Bizimde istediğimiz bu. Mezarlığa doğru yürüdük. Nihayet mezarlığa vardık.

    Burası kıraç ve çorak bir yer. Anıta benzer bir şey yok. Dedesini sorduk, buralarda bir yerde diyor. Ihtiyar Çinli, mezarlıkta 20 dakika kadar oyalanıyor. Bu arada, ihtiyar Çinli ile konuşan Uygurlu rehberimiz, bize müjdeyi veriyor: Piramide gideceğiz.

    Yaşlı Çinli'yi, nasıl ikna ettiğini? soruyoruz. Rehberimiz, bir hastamız olduğunu ve o şifalı bildikleri ottan (maddeden) almak istediğimizi söylemiş. Bu bir bahane tabii ki. Maksadımız piramide girmek.

    Yaşlı ihtiyarın hiç itiraz etmemesine şaşırdık. Hava da kararmak üzere. Yürümeye devam ettik ve nihayet Piramit tam önümüzde... Etraf kıraç ve kayalıklı bir yer. Yaşlı Çinli'nin daha önce bahsettiği, Piramidin yakınında, hayvanları otlattıkları otları da göremiyoruz.
    ···
  7. 7.
    +25
    Devam ediyoruz panpalar, arkadaşlarınız falan varsa onlara da söyleyin, her Türk insanının bilmesi lazım bunları.
    ···
  8. 8.
    +24
    Etrafta hiç kimsenin olmaması bizi rahatlatmıştı.. Rehber ile içimizden biri aşağı indi ve birçok fotoğraf çekti. Aklımız piramidin içinde görmediğimiz o yerlerde kalmıştı ama çok da riske girmek istemiyorduk.

    Vakit öğlene yakın olmuştu ama bizim Çinli hâlâ uyuyordu. Rehberimiz de bu durumdan endişelenmeye başladı ve onu uyandırmaya çalıştı. Ve nihayet Çinli yarım yamalak uyandı, köye doğru yürümeye başladık. Köye vardığımızda, ilk işimiz fotoğraf makinesindeki görüntüleri kontrol etmek oldu.

    Fotoğraf makinesinin hafıza kartını çıkararak dikkat çekmeyecek şekilde gizledik Eğer köyden bir ihbar olursa, çektiğimiz resimlerin başına bir şey gelsin istemiyorduk.

    O günü köyde geçirdik. Yorgunluktan hemen uyuduk. Ertesi gün erkenden uyandık. Öğlene kadar yaşlı Çinli'nin evinde misafirliğimiz devam etti. Bu arada Çinli'ye yine sorular sormaya başladık.

    Mezar odası ve piramitler hakkında şunları öğrendik:
    ···
  9. 9.
    +24
    ihtiyar gerçekten buraları çok iyi biliyor. Piramide yakın bir yerden doğal bir mağaranın içerisine girdik. Tek başımıza gelsek buraları asla bulamayız. Mağaranın içerisi karanlık olduğu için, sırt çantamızdan fener çıkardık, fenerin ışığında ilerlemeye başladık...

    Mağarada hafif su şırıltıları duyuyoruz. Mağaranın içerisindeki geçitten piramide doğru yürümeye başladık. ihtiyar Çinli 600 metre kadar bir mesafeden bahsediyordu ama o kadar gitmedik. En fazla 40-50 metre kadar yol gittik. Bu durumda, acaba yanlış yöne mi gidiyoruz diye endişelendik.
    ···
  10. 10.
    +22
    Dijital fotoğraf makinemizi yanımıza almadan gitmenin bir anlamı yok diye düşünüyoruz. ihtiyar Çinli, eline bastona benzer bir çubuk alarak, kendisini takip etmemizi istiyor. Bir elinde tüttürdüğü çubuk, bir elinde değnek, arkasında Uygurlu rehber ve arkasında biz yola koyulduk.

    Köyün dik yokuşundan aşağı doğru indik. ihtiyar, yaşına rağmen çok çevik hareket ediyor. Biraz yürüdükten sonra, köyün dışına çıktık. Heyecan ve endişe doluyuz. Acaba gören oldu mu? diye

    Yaşlı Çinli, zaman zaman durmamızı ve çömelmemiz konusunda bizi ikaz ediyor. Çaresiz dediğini yapıyoruz. Biraz daha gittikten sonra yaşlı Çinli, içtiği tütünün etkisinden olacak, durmadan gülüyor. Bu durum, bizi rahatsız etmeye başladı. Yaşlı Çinli'nin kafası yerinde değilse, oraya nasıl gidip döneceğiz?

    Uygurlu rehberimiz de, o bölgeye daha önce hiç gitmemiş. Yakalamamız halinde panik yapmamamızı, turist olarak geldiğimizi, Yaşlı Çinli"nin bizi gezdirirken, herhalde içtiği madden dolayı kafayı bulduğunu, onun peşine takılıp kaybolduğumuzu anlatmamız konusunda bizi bilgilendiriyor.
    ···
  11. 11.
    +22
    Yaşlı Çinli'nin verdiği cevap bizi tam manasıyla tatmin etmemesine rağmen, mantıklı geliyor. Bize bu işin yolunun şu şekilde olduğunu anlattı: Piramidin olduğu bölgeye gitmek isteyen köylülerin, köydeki reise ve bir nevi kolluk kuvveti görevi üstlenen az sayıdaki kişilere rüşvet verdiklerini, bunu da ancak köylüler için yaptıklarını, kesinlikle yabancılar için yapmadıklarını ifade etti.

    Yemek faslından sonra, yanımızda getirdiğimiz hediyeleri, yaşlı Çinli'ye takdim ediyoruz. Bizim deyimimizle, çam sakızı çoban armağanı türünden şeyler. Gözlerinin feri gitmiş olan ihtiyar, verdiğimiz hediyelere çok memnun oluyor. Bizde bunu fırsat bilip tekrar soruyoruz,piramide gidebilir miyiz? diye.

    Ancak Uygurlu rehberimiz bize; "daha fazla ısrar etmememizi, yoksa, yaşlı Çinli'nin ters tepki gösterebileceğini" söylüyor. Bizler, konuyu değiştirerek, farklı konulardan bahsediyoruz. Aradan yaklaşık bir saat kadar zaman geçti... Vaktimiz daralıyor. Uygurlu rehberimize," ne yapacağımızı?" soruyoruz

    Uygurlu rehberimiz, onun dilinden ben anlarım diyor. "Bu nasıl olacak? Şu yaşlı Çinli'nin dilini, çözse de, emelimize ulaşsak" diye söyleniyoruz. Uygurlu rehberimizin bir çok akrabasını, Çinliler, zulümle öldürmüşler. '''Uygurlu rehberimiz, bu işi başarmamızı çok istiyor. Çünkü biz başarılı olursak, O'da, Çin'den kendi çapında intikam almış olacak.'''
    ···
  12. 12.
    +21
    Bu yaşlı Çinli'nin dedesi, 120 yaşında ölmüş. Yaşlı Çinli, dedesinden şunları dinlemiş: "Bu yapıların (piramitlerin), Türklerin atalarına ait dünyada kurulan ilk kütüphane olduğunu" söylermiş. ihtiyarın dedesi, çok bilge bir adammış. Ayrıca Türklerin atalarına çok saygı duyan bir kişiymiş.

    Bu bilge adam, öldüğünde piramide 3 km yakınlıktaki bir mezarlığa defnedilmiş. Hangi inanca mensup olduğunu soruyoruz: Çünkü Budistse yakılması gerek.

    Çok ilginç bir şey anlatıyor: Dedesinin Gök Tanrı inancına sahip olduğunu ve buralarda yakılma hadisesinin olmadığını, Budistlikle uzaktan yakından ilgisi olmadığını söylüyor.

    Bizi asıl ilgilendiren ve heyecanlandıran konulardan birisi de piramide, 3 km metre mesafedeki dedesinin de olduğu mezarlık. "Mezarlığı ziyaret edip edemeyeceğimizi" soruyoruz. Yaşlı Çinli hafifçe gülümseyerek, "sizin derdiniz mezarlık değil, piramit," diyor.
    ···
  13. 13.
    +22 -2
    Uygurlu rehberimiz, çantasından kağıda sarılı bir şey çıkarıp, yaşlı Çinli'ye veriyor. Tütün mü, ot mu, o tür bir şey. Yaşlı Çinli'nin gözlerinin içi gülüyor. Kalkıp bir çubuk alıyor ve rehberimizden aldığı o maddeyi tüttürmeye başlıyor. (Naptılar amk bonzai falan mı verdiler :D)

    Yarım saat kadar; yaşlı Çinli ile Uygurlu rehberimiz hararetli bir şeklide bir şeyler tartışıyorlar. Biz doğal olarak konuşmalarından hiçbir şey anlamıyoruz. Yaşlı Çinli, bazen kızıyor, bazen gülüyor. Nihayet Uygurlu rehberimiz, bize beklediğimiz müjdeyi veriyor: Kalkın gidiyoruz! Hepimiz çok heyecanlıyız, kalbimiz duracak gibi. Hem sevinçliyiz, hem de endişeli.

    içimizde bir tedirginlik de yok değil. Çünkü bu yaşlı ihtiyara tam güvenemiyoruz. "Acaba bizi ihbar eder mi?" diye. O yakalatmasa bile, başka köylüler görüp de onlar ihbar eder mi?

    Rehberimize bu konuları soruyoruz Kendi aralarında konuştuktan sonra; yaşlı Çinli; fotoğraf makinesi ve kamera yanınıza almayın, eğer yakalanırsak, hafifletici sebep olur, diyor. Biz de,tamam diyoruz, ama fotoğraf makinesini yine de gizlice yanımıza alıyoruz.
    ···
  14. 14.
    +21 -1
    Uygurlu rehberimiz, ihtiyara güvenmemizi söyledi. Nihayet 3 kanallı bir girişe geldik. Dikey bir yerden, 7-8 metre kadar aşağı kaydık. Mağaralarda hiç yarasa göremedik. Sürüngen hayvan olup olmadığını sorduk. Yaşlı Çinli,bu mevsimde olmadığını söylüyor.

    Geniş bir alana geldiğimizde yaşlı Çinli, Piramidin içinde olduğumuzu söylüyor. içerisi aşırı soğuk, sanki klima çalışıyor gibi. Piramit doğal bir oluşumun üzerine yapılmış. Oldukça heyecanlıyız. Düz bir duvarın arkasından döndük ve işte o manzara...
    ···
  15. 15.
    +20
    Yine yaşlı Çinli'nin dedeleri, taşlarda yazılan bir efsaneden söz ederlermiş. O efsanede;

    Türklerin, Güneşin batmasına yakın bir zamanda, orduları ile buralara tekrar geleceklerini, Türklerin Doğu'ya, Asya'ya ve Dünya'ya hakim olacakları" anlatırlarmış..



    O gün köyden ayrıldık. Ancak oldukça heyecanlı ve endişeli günler geçirdik. Yaşadığımız korku, çektiğimiz görüntüleri yakalatma korkusuydu. Allah'a şükürler olsun ki, sağ salim görüntüleri bütün dünyanın istifadesine imkânına kavuştuk.
    ···
  16. 16.
    +20
    Biz artık ihtiyar Çinli'ye aldırış etmeden, gördüğümüz her şeyin fotoğrafını çekmeye başlıyoruz. içeride yaklaşık 7-8 dakika kadar kaldık ki, ihtiyar Çinli acele çıkmamız gerektiğini işaret ediyor. Biz biraz daha kalıp, etrafı iyice incelemek istiyoruz. Yaşlı Çinli sertleşiyor, teklifimizi kabul etmiyor.

    Aşağı doğru merdiven ile inilen bir yer görüyoruz ve oraya inmek istiyoruz. Yaşlı Çinli, oraya inişin çok zor olduğunu, indikten sonra çıkışın ise daha da zor olduğunu, buradan acele çıkmamız gerektiğini söylüyor.

    Çinli'nin bu kadar telaşlı olmasından ve sinirlenmesinden dolayı aşağı inemedik. Ancak fenerle şöyle etrafı bir taradığımızda; duvarlarda yazılar ve şekiller ile üst üste dizilmiş ve birbirlerine yapışmış tabletleri gördük daha fazlasını seçemedik...
    ···
  17. 17.
    +20
    Yaşlı Çinli sorumuza karşılık şunları anlattı:

    Orası aslında Türklerin atalarına ait mezarlık. içeride mumyalar var, piramidin içi çok soğuk, orada ayrıca, Türklerin atalarına ait resim ve yazıların olduğunu söylüyor.

    Bahsettiği yazıların ve mumyaların, sadece bir bölümde olduğunu, diğer bölümlerin kapalı olduğunu söylüyor.

    Ayrıca şu bilgileri veriyor; küçükken, köyde hastalanan çocukları bu piramidin içine zütürüp, mumyaların yanında bir müddet beklettikten sonra, hasta çocukların iyileştiklerini anlatıyor.

    Kendilerinin de küçükken abisini zütürdüklerini söylüyor.

    Piramidin içinde bir çok yazı ve erimiş tabletlerin birbirlerine yapıştıklarını belirtiyor. Ve ihtiyar çok ilginç bir şey daha anlatıyor:
    ···
  18. 18.
    +19
    Geldiğimiz yerden piramidin dışına çıktık.

    Hava iyice kararmıştı. Çinli'nin eli ayağı dolaşmaya başladı. Piramitten uzaklaşıp, piramidi üstten gören kayanın oraya geldiğimizde, yaşlı Çinli sızdı kaldı, uyumaya başladı. Uygurlu rehberimiz, burada durup, yaşlı ihtiyarın ayılmasını beklememiz gerektiğini söyledi.

    Bu durum bizim de işimize gelirdi, her ne kadar gece de olsa, çekim yapardık. Uygurlu rehberimiz bizi uyardı, sakın çekim yapmayın, flaş kullanırsanız etraftan, gören olabilir diye. 2-3 saat kadar beklememize rağmen yaşlı Çinli uyanmadı, havada iyice soğumuştu.

    Ama anlaşılan Çinli'nin uyanmasını bekleyecektik. Bu durumdan şikayetçi değildik. Burada sabahlayacak olursak, gündüz gözüyle rahatça çekim yapabilirdik. Çok yorgun olmamıza rağmen, hiç uyuyamadık. Sabahın ilk ışıkları doğduğunda, piramidi daha net görebiliyorduk. Az dolaşarak, piramidin arka kısmı hariç her tarafını görme imkânı bulduk.
    ···
  19. 19.
    +19
    Aklımıza Çinlilerin kurnazlıkları geliyor ama bizim Uygurlu rehberimiz, onlardan daha kurnaz çıktı.

    Yaşlı Çinli; önümüzde tepeyi aştıktan sonra piramidi göreceğimizi söylüyor. Önümüzdeki tepe bir kaç km ama oldukça yokuş. Arazi gittikçe çoraklaşıyor. Nihayet tepeye çıktık.

    Karşımızda heyecan verici o manzara...

    Buralara kadar gelme sebebimiz olan piramit, 3-4 km kadar ilerimizde. Etraf kayalık... Piramit de dev bir kayayı andırıyor. Rengi kıraç toprağın rengine benziyor. Yere uzanarak dürbünle piramide bakıyoruz.

    Yaşlı Çinli'nin anlatmasına göre; Çinliler, 20-30 yıl önce helikopterle piramitlerin üzerine toprak doldurmuşlar. Ve tohumlama yaparak bitki çıkmasını sağlamışlar. Fakat yıllar sonra, kasırga ve fırtınaların etkisiyle, bu piramidin üzerindeki bitki örtüsü ve toprak tamamen kalkmış.

    Neden bunlara beyaz piramit denmiş anlamış değiliz. Çünkü renkleri hiçte beyaz değil.
    ···
  20. 20.
    +19
    Uygurlu rehberimiz, aracılığı ile yaşlı Çinli'ye; "mezarlığı ve piramidi görmek istediğimizi" söylüyoruz. ihtiyar kesin bir tavırla ve suratını sertleştirerek; " kesinlikle olmaz!" diyor.
    Mezarlığı ziyarete sene de bir gün izin verildiğini, o günle dışında gitmenin yasak olduğunu söylüyor."

    "Orada askerler mi var?" diye soruyoruz. "Hayır hiçbir alanda askerler yok ama köyde muhbir çok. Para karşılığında, bazı köylülerin ihbar yaptıklarını" anlatıyor.

    "Daha önce, Çin yetkililerin köyün reisine tebligatta bulunduğunu, köye gelen yabancıların rapor edilmesi istendiğini, piramit bölgesine bir turisti zütürmenin bedelinin idam olabileceğini" belirtiyor. "Peki o bölgeye hiç giden olmuyor mu?" diye sorduk. Yaşlı Çinli'nin, verdiği cevap bizi bir kez daha umutlandırıyor.

    "Buradaki köylülerin, o bölgeye gittiklerini, oradaki bu bir nevi şifalı bildikleri otları (maddeyi) topladıklarını, hatta çok az da olsa gizlice bazı köylülerin, hastalanan çocuklarını piramidin içindeki mumyanın yanına zütürdüklerini" söylüyor.

    Merakla tekrar soruyoruz; bu nasıl oluyor, bu kadar sıkı yasağa ve cezaya karşı, köylüler bunu nasıl yapıyorlar?
    ···